Türkiye, havalimanı inşaatı ve işletmeciliğinde uluslararası başarı hikayelerine imza atıyor. Türk firmaları, dünyanın dört bir yanında üstlendikleri büyük havalimanı projeleri ve kamu-özel işbirliği (Public-Private Partnership-PPP) modeliyle edindikleri uzmanlığı ihraç ederek, bugüne kadar yurt dışında 40’a yakın havalimanı inşaatını tamamladı; 17 havalimanının da işletmesini üstlendi. Türk firmaları, sadece müteahhitlik alanında değil, aynı zamanda hizmet ve son hizmet noktasında da öne çıkıyor.
İKİNCİ SIRADA
Bu başarıyla Türk müteahhitlik firmaları, engineering News record (eNr) listelerinde de en üstlerde yer alıyor. Her sene düzenli olarak yapılan listede Çin liderliğini korurken, Türkiye ikinci sırada geliyor. inşaat sektörü temsilcileri, Çin’de bu alanda birçok firmanın devlet destekli veya devlet firması olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Çinli firmaların geçilmesinin imkansız olduğunu vurguluyor.
UÇUŞ SAYISI ARTTI
Büyük ölçekli projelerden kuveyt Uluslararası Havalimanı yeni terminal inşaatı, Türk firmalarının yurt dışındaki gücünün çarpıcı örneklerinin başında geliyor. kuveyt’te inşa edilen yeni terminal, bölgesel bir havacılık merkezi yapma hedefiyle tasarlanırken, yüksek yolcu konforu ve çevreci özellikleriyle de dikkat çekiyor. Öte yandan, Türkiye’nin inşaatını üstlendiği bölgelere uçuş sayısında da ciddi bir artış var. Böylelikle istanbul ve diğer havalimanları entegre bir biçimde çalışıyor. Havalimanları, aynı zamanda hava kargolar için de özel olarak ayarlanıyor.
PPP PROGRAMI İHRACATI
Türkiye’nin havalimanı atağının temelinde kamu-özel işbirliği modeliyle edinilen tecrübe birikimi yer alıyor. PPP, kamu ile özel sektörün yatırım ve işletme konusunda işbirliğiyle hayata geçirildi. 1980’lerden bu yana 200’ün üzerinde PPP projesini hayata geçiren Türkiye, toplam değer bakımından dünyada üst sıralarda yer alıyor. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye, 1990-2015 döneminde toplam 165 milyar dolarlık PPP sözleşme bedeliyle dünyada üçüncü oldu. Son yıllarda da Türkiye, dev altyapı projeleri sayesinde Avrupa’nın en büyük PPP pazarı konumuna yükseldi (2014-2018 arasında 22.7 milyar euro’luk yatırım değeriyle). Başta istanbul Havalimanı olmak üzere köprüler, otoyollar ve şehir hastaneleri gibi mega projelerin tamamlanması, Türkiye’nin PPP alanındaki başarısını küresel ölçekte örnek haline getirdi.
PPP modeli, özel sektörün finansman gücü ve işletme becerisini kamu yararına seferber ederek yatırımları hızlandırıyor. Türkiye’de PPP ile gerçekleştirilen projeler, yatırım süresini kısaltıp hizmet kalitesini yükseltirken kamu bütçesine binen yükü azaltıyor. Bu sayede istanbul Havalimanı gibi dev bir proje, tamamen özel sektör finansmanıyla rekor sürede tamamlanabildi. 2018’de açılan istanbul Havalimanı, 76.5 milyon metrekare alanı ve tam kapasiteyle yılda 200 milyon yolcu hedefiyle dünyanın en büyük havalimanı projelerinden biri oldu. Türkiye’de kazanılan bu deneyim, yurt dışındaki projelere de aktarılıyor. Suudi Arabistan’ın Medine Havalimanı PPP projesini üstlenen Türk ortaklığı, havalimanını planlanan zamanda tamamlayıp başarılı bir şekilde işletmeye geçirerek bölge ülkelerine örnek teşkil etti. Medine Havalimanı, Ortadoğu’da PPP modeliyle gerçekleştirilen ilk havalimanı olması nedeniyle de ayrı bir önem taşıyor. Türk şirketleri, katar’dan Afrika’ya kadar pek çok yeni havalimanı ihalesinde PPP modeliyle teklif veriyor ve Türkiye’deki birikimini uluslararası pazara taşıyor. Türkiye’nin önde gelen bir inşaat firması, kuveyt terminal projesinin ardından Avrupa’da (irlanda’da Dublin Havalimanı genişleme işi gibi) ihalelere girerek, PPP uzmanlığını yaygınlaştırmayı hedeflediğini belirtiyor.
ÖDÜLLÜ İŞLETMELER
Türk havalimanı işletmecileri, sadece inşaat aşamasında değil, işletme kalitesinde de dünya standartlarını yakalamış durumda. Türk firmaları tarafından işletilen bazı meydanlar, Havalimanı Hizmet kalitesi (ASQ) programında kendi kategorilerinde Avrupa’nın en iyileri seçildi. izmir Adnan Menderes ve üsküp Uluslararası Havalimanı, yolcu memnuniyeti açısından Avrupa’da kendi büyüklük sınıflarında ‘en iyi havalimanı’ ödüllerine lâyık görüldü. Ankara esenboğa, Medine ve Tiflis havalimanları da pandemi döneminde hijyen kategorisinde bölgesel birincilikler elde etti. Bu ödüller, Türk firmalarının işlettiği havalimanlarında sunulan hizmet kalitesinin uluslararası yolcular tarafından da takdir edildiğini gösteriyor.
BÖLGESEL ÜSTÜNLÜK
Türk firmaları, kendi kendine yetebilmenin yanı sıra müttefik ülkelerde de havalimanlarını modern çağın ötesinde bir anlayışla inşa ederek yıllar sonra bile kullanıma uygun hale getiriyor. Öte yandan, havalimanı modernizasyonları sayesinde havalimanlarının duruma göre kapasitesi de artırılabiliyor. Bu açıdan bakıldığında Türk müteahhitlerle çalışmak oldukça verimli bir işbirliği olarak görülüyor.
Türk firmaların bazı yurt dışı projeleri:
SUUDİ ARABİSTAN
- Medine Prens Muhammed bin Abdülaziz Uluslararası Havalimanı: İşletme (İlk PPP havalimanı, 25 yıllık imtiyaz)
TUNUS
- Enfidha & Monastir Uluslararası Havalimanları: Yap-İşlet-Devret (BOT) işletme
GÜRCİSTAN
- Tiflis & Batum Uluslararası Havalimanları: Yap-İşlet-Devret (imtiyaz)
KUZEY MAKEDONYA
- Üsküp & Ohri Uluslararası Havalimanları: Yap-İşlet-Devret (imtiyaz)
KAZAKİSTAN
- Almatı Uluslararası Havalimanı: İşletme (hissedar olarak)
KOSOVA
- Adem Yaşari Uluslararası Havalimanı: (Priştine) Kosova Yap-İşlet-Devret (inşaat + işletme)
SENEGAL
- Blaise Diagne Uluslararası Havalimanı: (Dakar) Yapım + İşletme (PPP)
KUVEYT
- Kuveyt Uluslararası Havalimanı: Terminal-2 Projesi Yapım (devam ediyor)
MISIR
- Kahire Uluslararası Havalimanı: 2. Terminali Yenileme + kapasite artışı
UKRAYNA
- Boryspil Uluslararası Havalimanı: Terminali (Kiev) İnşaat (tamamlandı)
SURİYE
- Suriye Şam Havalimanı: Şam İşletme ve Yenileme