Türkiye'den Orta Koridor hamlesi! Çin'le 'kazan-kazan' formülü

Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde Türkiye, Orta Koridor’un stratejik önemini vurguladı. Çin’le “kazan-kazan” modeli çerçevesinde işbirliği hedefleyen Türkiye, Avrasya’da enerji, lojistik ve ticaret üssü olma yolunda ilerliyor. Kuşak-Yol ile Orta Koridor’un uyumuna dikkat çekilirken, Çin’in yeni enerji, 5G ve biyo-ilaç gibi alanlarda ortaklık talebi öne çıktı. Bu adımlar, Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte merkez ülke rolünü işaret ediyor.

Giriş: 05.09.2025 - 10:00
Güncelleme: 05.09.2025 - 10:34
Türkiye'den Orta Koridor hamlesi! Çin'le 'kazan-kazan' formülü

Çin’in Tiencin kentinde gerçekleştirilen Şanghay işbirliği Örgütü (ŞiÖ) 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi, Türkiye’nin Avrasya’daki stratejik konumunu güçlendiren bir platform oldu. Zirve kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşme, Türkiye’nin Orta Koridor vizyonunu ve Çin’le ekonomik işbirliği potansiyelini öne çıkardı. Türkiye, enerji ve lojistikte bölgesel bir merkez olma hedefini, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile uyumlaştırarak küresel ticaretteki rolünü pekiştirmeyi amaçlıyor.


TİCARETİN ANAHTARI

ŞiÖ Zirvesi, Türkiye’nin Avrasya’daki stratejik vizyonunu dünya sahnesine taşıdığı bir etkinlik olarak dikkat çekti. Zirve kapsamında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile gerçekleştirdiği görüşme, iki ülke arasındaki ekonomik ve lojistik işbirliğinin geleceğine dair önemli ipuçları verdi. Görüşmede, Türkiye’nin öncülük ettiği Orta Koridor’un, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile uyumlaştırıl- ması gerektiği vurgulandı. Bu stratejik güzergah, Pekin’den Londra’ya uzanan bir lojistik koridor olarak küresel ticarette kritik bir rol oynuyor. Türkiye, Orta Koridor’un sadece bir ulaşım hattı olmadığını, aynı zamanda Avrasya’da güvenli ve kesintisiz ticaretin anahtarı olduğunu ortaya koydu.


MERKEZ ÜLKE HEDEFİ

Görüşmelerde, iki ülke arasındaki ticaretin dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde artırılması için yatırımların önemine dikkat çekildi. Dijital teknolojiler, enerji, sağlık ve turizm gibi alanlarda büyük bir potansiyel bulunduğu belirtilirken, Çinli firmaların Türkiye’deki yatırımlarını artırması için eş güdüm çağrısı yapıldı. Türkiye’nin enerji ve lojistik üssü olma hedefi, bu görüşmelerle daha net bir çerçeveye oturtuldu.


TEKNOLOJİDE ORTAKLIK

Türkiye ve Çin, özellikle Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor Girişimi arasında sinerji yaratma konusunda mutabakata vardı. Öte yandan, Çin’in Türkiye ile ticarette kültür ve turizm gibi geleneksel alanlarda işbirliğinin yanı sıra, yeni enerji kaynakları, 5G ve biyo-ilaç gibi sektörlerde ortaklık istemesi de basına yansıdı.


DİPLOMATİK AÇIDAN DA GÜÇLENDİ

Zirve, Türkiye’nin küresel lojistik ve ticaret alanındaki rolünün güçlendiğine sinyal olurken, Türkiye’nin Orta Koridor’u küresel ticarette bir marka haline getirme çabası desteklendi. Bu adımlar, Türkiye’nin Avrasya’daki konumunu sadece ekonomik değil, siyasi ve diplomatik açıdan da güçlendirdiğine işaret etti.

Türkiye'den Orta Koridor hamlesi! Çin'le 'kazan-kazan' formülü

HIZLI ENTEGRASYON

istanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi ile Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi arasında oluşturulacak sinerjinin önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bu gelişmeler, uzun vadeli bir sürecin adımları olarak görülebilir. Türkiye, hem Batı ile kurduğu geleneksel bağları koruyarak hem de Avrasya’daki çok taraflı yapılara yakınlaşarak küresel diplomaside esnek ve çok yönlü bir rol üstleniyor.”


Asal, sürece yalnızca avantajlar üzerinden değil, ekonomik, sosyal ve siyasi etkilerle birlikte ekonomi politik bir etki analizi üzerinden bakılması gerektiğini vurgulayarak, “Bu girişimler arasında korelasyon kurulmalı, kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlar yapılmalı. Çünkü bu denklemin Türkiye açısından dezavantajlı sonuçlar doğurabileceği, Çin’in üstünlüğünün söz konusu olduğu bölgeler de olabilir” dedi. “Kazan-kazan stratejisinin bir parçası olarak Türkiye ve Çin arasında karşılıklı saygı ve uzun vadeli ortak çıkar modeli inşa edilebilirse faydası olur” diyen Asal, modelin Çin lehine derinleşmesi durumunda Türkiye için riskler barındırdığını da hatırlattı.


BÜYÜK FIRSATLAR YARATIYOR

ŞiÖ Zirvesi’nde vurgulanan ‘kazan-kazan’ yaklaşımı hakkında bilgiler veren Asal, şunları söyledi: “Kazan-kazan anlayışı, Türkiye-Çin ilişkilerinde büyük fırsatlar yaratıyor. Türkiye, bu sayede yeni yatırım ve teknoloji ortaklıklarına kapı aralayabilir.”

Türkiye'den Orta Koridor hamlesi! Çin'le 'kazan-kazan' formülü

GÜVENLİ TİCARET ROTASI

istanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ise Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi ile Çin’in Kuşak ve Yol projesi arasındaki sinerjinin bölgesel dengeler açısından kritik olduğunu belirtti. Ilıcalı, “Türkiye’nin coğrafi konumu, Çin’den başlayıp Orta Asya, Hazar Denizi, Kafkaslar üzerinden Türkiye’ye ve buradan Avrupa’ya uzanan ticaret hattını kuzey ve güney koridorlarına kıyasla çok daha avantajlı hale getiriyor. Rusya üzerinden geçen kuzey hattı Ukrayna savaşı nedeniyle riskli hale geldi. Orta Koridor ise Çin-Avrupa ticaretinde güvenli ve kısa bir alternatif rota sunuyor” dedi.


DENGELEYİCİ ROL

Ilıcalı, bu entegrasyonun Avrasya’daki ekonomik ve lojistik dengeleri birkaç açıdan etkileyeceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Birincisi, çoklu güzergâh alternatifi sunuyor. ikincisi, bölgesel entegrasyonu güçlendiriyor, Türkiye’nin transit gelirlerini artırıyor. Üçüncüsü, jeopolitik açıdan Çin’in Avrupa’ya erişimde Rusya’ya bağımlılığını azaltırken Türkiye, Avrupa ve Çin arasında dengeleyici aktör oluyor.”


VAZGEÇİLMEZ KONUM

Türkiye’nin enerji ve lojistik üssü olma hedefine de değinen Ilıcalı, “Bu hedef, üç sacayağı üzerine kurulu: Enerji koridoru, lojistik koridoru ve dijital-yeşil lojistik. Türkiye yalnızca bir geçiş ülkesi değil, aynı zamanda lojistik hizmet sağlayıcısı ve enerji merkezi. Bu nedenle AB, Orta Asya ve Çin için vazgeçilmez bir konumda” diye konuştu.


Kars-Bakü-Tiflis hattı, Marmaray ve Zengezur Koridoru gibi projelerin Türkiye’nin altyapı gücünü pekiştirdiğini kaydeden Ilıcalı, şöyle konuştu: “Bölgesel istikrarsızlık ve yüksek altyapı maliyetleri zorluk olarak karşımıza çıksa da doğru finansman modelleri, kamu-özel işbirliği ve siyasal istikrarla Türkiye’nin enerji ve lojistik üs olma stratejisi ulaşılabilir. Orta Koridor’un Kuşak-Yol ile entegrasyonu yalnızca Türkiye’ye değil, küresel ticarete de büyük fayda sağlayacak.”


Kazan-kazan anlayışının Türkiye ile Çin arasında özellikle ticaret, enerji, lojistik ve finans alanlarında yeni işbirliği fırsatları doğuracağını ifade eden Ilıcalı, “Orta Koridor ile Kuşak-Yol’un entegrasyonu, Türkiye’nin hem transit gelirlerini artırır hem de lojistik ve enerji üssü olma hedefine ivme kazandırır” dedi.


Şİ CİNPİNG, YENİLİKÇİ ALANLARA DİKKA ÇEKTİ

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Türkiye ile Çin’in ‘Küresel Güney’in önemli aktörleri olduğunu ifade ederek, iki ülkenin bağımsızlık ruhuna sahip yükselen güçler olarak işbirliğini derinleştirmesi gerektiğini vurguladı. Şi, Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor arasında sinerji yaratılmasının, ekonomi, ticaret, kültür ve turizm gibi geleneksel alanların yanı sıra yeni enerji kaynakları, 5G ve biyo-ilaç gibi yenilikçi alanlarda da yeni fırsatlar doğuracağını belirtti.


BRICS ORTAKLIKLARI GÜÇLENDİRECEK BİR EKONOMİ

Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, Türkiye’nin BRICS’e katılma durumu hakkında ise şöyle konuştu: “Bu gelişmeler, uzun vadeli bir sürecin adımları olarak görülebilir. Türkiye, hem Batı ile kurduğu geleneksel bağları koruyarak hem de Avrasya’daki çok taraflı yapılara yakınlaşarak küresel diplomaside esnek ve çok yönlü bir rol üstleniyor. BRICS, Türkiye için ortaklıkları güçlendirecek bir ekonomi. Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi ile Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi arasında oluşturulacak sinerji Avrasya’daki dengeleri uzun vadede Türkiye lehine etkileyebilecek.”


ALTYAPIYI HAZIRLIYOR OLABİLİR

ŞİÖ Zirvesi’nde öne çıkan çok kutupluluk vurgusunu ve Çin’le artan stratejik işbirliğini, Türkiye’nin BRICS’e olası üyeliği için ön adım niteliğinde değerlendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Türkiye, hem Orta Koridor Girişimi hem de enerji/finans projeleriyle BRICS’in öncelikleriyle uyumlu politikalar geliştiriyor. BRICS üyeliği süreci, Batı ittifakıyla ilişkilerde dikkatli bir denge içinde gideceği için bir şey demek için erken. Dolayısıyla ŞİÖ’deki yakınlaşma, BRICS’e giden yolun stratejik altyapısını hazırlayan bir işaret.”