istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Türkiye birinci sırada: Gürcistan ile stratejik ortaklık güçleniyor

Türkiye ile Gürcistan, enerji hatları ve ulaştırma koridorlarında yürüttükleri ortak projelerle hem ikili ilişkileri güçlendiriyor hem de bölgesel istikrar ve ekonomik entegrasyona katkı sağlıyor. Türkiye, Gürcistan’ın toplam dış ticaretinde birinci sırada yer alarak bu ortaklığın ekonomik boyutunu daha da derinleştirdi.

Giriş: 22.11.2025 - 12:38
Güncelleme: 22.11.2025 - 12:38
Türkiye birinci sırada: Gürcistan ile stratejik ortaklık güçleniyor

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler ulaştırma, enerji ve yatırım alanlarında istikrarlı biçimde büyüyor. Türk şirketleri Gürcistan’da inşaat, enerji, turizm, bankacılık ve perakende gibi sektörlerde faaliyet gösterirken, Gürcistan Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki en önemli ticaret ortaklarından biri konumuna geldi.


TÜRKİYE, GÜRCİSTAN’IN EN BÜYÜK TİCARET ORTAĞI

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Balcı, Türkiye-Gürcistan ilişkilerinin stratejik ortaklık temelinde olumlu bir seyir izlediğini belirterek “Türkiye, Gürcistan’ın toplam dış ticaretinde birinci sırada yer alarak bu rolünü pekiştiriyor. Bu da ekonomik ilişkilerin ne kadar derinleştiğini gösteriyor.” dedi.


Balcı, iki ülkenin Karadeniz ve Güney Kafkasya’daki güvenlik, enerji geçişi ve ekonomik kalkınma konularında ortak bir vizyon geliştirdiğini, Türkiye’nin Gürcistan’ın NATO ve Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecine verdiği desteğin ilişkilerin stratejik yönünü güçlendirdiğini vurguladı.


ENERJİ VE ULAŞTIRMA KORİDORLARI ORTAK VİZYONU GÜÇLENDİRİYOR

Gürcistan’ın jeostratejik konumunun Avrupa ile Asya arasında bir enerji ve lojistik köprüsü oluşturduğunu belirten Balcı, “Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatları Hazar enerji kaynaklarını Batı pazarlarına taşıyarak hem Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı sağlıyor hem de Gürcistan’ın jeoekonomik önemini artırıyor.” ifadelerini kullandı.


Balcı, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu ve Orta Koridor girişiminin Gürcistan’ı Çin’den Avrupa’ya uzanan tedarik zincirinin merkez halkalarından biri haline getirdiğini söyledi. “Poti ve Batum limanları, kara hatlarını tamamlayan deniz kapıları olarak Gürcistan’ın lojistik rolünü güçlendiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.


ÜÇLÜ İŞBİRLİĞİ BÖLGESEL ENTEGRASYONU ARTIRIYOR

Türkiye–Gürcistan–Azerbaycan üçlü iş birliği modelinin sadece diplomatik bir platform değil, aynı zamanda somut projeler üzerinden kurulan özgün bir bölgesel entegrasyon örneği olduğunu vurgulayan Balcı, “Bakü-Tiflis-Ceyhan, TANAP ve Bakü-Tiflis-Kars projeleri, üç ülke arasındaki ticaret hacmini artırırken Orta Koridor’un rekabet gücünü de yükseltiyor.” dedi.


Bu mekanizmanın enerji, ulaştırma, savunma ve sınır güvenliği alanlarında da derinleştiğini belirten Balcı, “Üçlü yapı Güney Kafkasya’da çok katmanlı, kapsayıcı ve karşılıklı bağımlılığı artıran bir istikrar mimarisi üretiyor.” ifadelerini kullandı.


GÜRCİSTAN’IN JEOSTRATEJİK ROLÜ VE REFORMLAR

Balcı, Gürcistan’ın jeopolitik öneminin üç temel başlıkta öne çıktığını belirtti: “Birincisi, Rusya, Türkiye, İran ve Hazar havzası arasında geçiş noktası olması; ikincisi, AB ve NATO ile yakın iş birliği sayesinde demokratikleşme ve kurumsal reformlarda ‘model ülke’ iddiası taşıması; üçüncüsü ise Abhazya ve Güney Osetya gibi çözülmemiş ihtilaflar nedeniyle bölgesel güvenlik dengelerinin merkezinde yer alması.”


YENİ ENTEGRASYON ZEMİNİ VE BÖLGESEL BAĞIMLILIĞIN DERİNLEŞMESİ

Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Indira Phutkaradze, Gürcistan’ın enerji ve transit geçiş koridoru olarak yükselişinin Türkiye ile ekonomik ilişkilerin niteliğini dönüştürdüğünü söyledi. “Altyapı, lojistik hatlar ve enerji arterleri bakımından karşılıklı bağımlılığı derinleştiren yeni bir entegrasyon zemini oluşturuldu.” dedi.


Phutkaradze, “Türkiye–Gürcistan ilişkileri bölgesel istikrarın güçlendirilmesi, ekonomik karşılıklı bağımlılığın artırılması ve Güney Kafkasya’da tamamlayıcı jeopolitik rollerin geliştirilmesi temeline dayanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.


Türkiye–Gürcistan–Azerbaycan üçlü mekanizmasının Orta Koridor’un güçlendirilmesine, Hazar kaynaklarının Avrupa’ya güvenli taşınmasına ve bölgenin uluslararası öneminin artmasına kurumsal bir katkı sunduğunu belirten Phutkaradze, bu yapının bölgesel entegrasyonun sürdürülebilir temellerinden biri haline geldiğini ifade etti.