tatil-sepeti

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

Sonbaharın renkleri, İstanbul’u yavaş yavaş kaplamaya başladı. Kadim kentin sokakları güz yağmurlarıyla ıslanmaya başlarken, beklenmedik bir hava olayı ile karşılaşmak istemeyenlerin en çok sorduğu soru, “Yarın hava nasıl olacak?” oluyor. Son yıllarda ani fırtına, kuvvetli yağmur ve dolu olaylarına daha çok maruz kalan İstanbul’da, bundan bir buçuk asır önce, “Bu gece ay sarı, öyleyse yarın hava yağmurlu olacak” cümlesi yeterli iken, artık saatlik hava tahminlerine ihtiyaç duyuluyor. Konunun uzmanlarına göre tüketim ve israfın artması ise kadim kentin kadim iklimine etki eden en büyük unsur.

YÜKSEK YAPILAŞMA

Donan boğaz, soğuklar nedeniyle aç kalıp şehre inen kurtlar, temiz su kaynaklarının donmasıyla kesilen sular… İstanbul’un iklim tarihinde yerini alan kışlardan tarihe bu notlar düşmüştü. Bir zamanların bu ‘yazı yaz, kışı kış gibi geçen’ İstanbul’undan geriye mevsim geçişleri arasında çok büyük farklar olmayan İstanbul kaldı. Şu an tüm Türkiye’de mevsimsel bir geçiş olduğunu, bundan büyük şehirlerin daha çok etkilendiğini belirten konunun uzmanları, İstanbul için en büyük tehlike alarmlarından birinin ise yüksek yapılaşma olduğunu ifade ediyor.

ATMOSFERE BATTANİYE

Haddinden fazla tüketimin haddinden fazla enerji kaybı olduğunu söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hüseyin Toros, “Bir nevi atmosferin üzerine battaniye örtülmüş gibi oluyor” dedi. Yüksek miktarda salınım gösteren enerji, iklim olaylarında da değişimleri beraberinde getiriyor. Ayrıca betonlaşmanın da İstanbul iklimini değiştirdiğini belirten Toros, “Yağmur suyunun toprakla buluşacağı boşluklar lazım” dedi.

RÜZGARIN YÖNÜ

Asırlık kent, bundan yüz yıl önce alçak katlı binalarla süslüydü. Gönlünce esen rüzgar; karı, yağmuru ona göre getiriyor ve şehrin doğal iklimi de korunuyordu. Yapılan araştırmalara göre, son yıllarda şehirlerde yükselen çok katlı yapılar ısı ada etkisi oluşturuyor ve bu da iklim şartlarında değişimleri beraberinde getiriyor. Özellikle camla kaplanan yüksek yapıların bir tür mercek etkisi oluşturarak ısı yayılımını etkilediği de yapılan araştırmalar arasında.

DUT ÇOKSA KIŞ KARLI

Hava tahminleri, günümüzde yüzlerce teknolojik aletin kullanımı ile yapılıyorken, eskiden halk metodolojisiyle yürütülüyordu. Dut çoksa kış karlı geçecek, sarmaşık çiçekleri koparsa ya da kümes hayvanları uyuşuk olursa yağmur yağacak, ay sarı renkli ise ertesi gün yağmurlu, kırmızı ise hava rüzgarlı, donuk renkli ise bozuk olacak gibi tahminler bunlardan bazılarıydı.

80’LER: İLK SUNUM

Bugün cep telefonlarına anbean düşen hava tahminleri, bundan yaklaşık yarım asır önce televizyonların başında bekleniyordu. Hava tahmini raporlarının TV ve radyo kanalı ile vatandaşla buluşması, ilk olarak 80’li yıllarda başladı. Söz konusu yıllarda tahminler sadece TRT’nin radyo ve televizyon yayını ile halkla buluşuyordu. Hava tahminleri radyoda üç kez veriliyor, TV’de ise akşam saatlerinde bir sonraki günün tahmini şeklinde yayınlanıyordu.

TELGRAFLA GELEN TAHMİN

Osmanlı İstanbul’u, sistematik olarak hava tahminlerine ilk kez 1867 yılında kurulan Kandilli Rasathanesi ile kavuştu. İlk olarak Pera Caddesi’ne deniz seviyesinden 74 metre yukarı kurulan rasathanede yapılan tahminler Posta, Telefon ve Telgraf ile Demiryolları İdarelerine bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunuldu.

MERKEZLERİN ÇOĞALMASI

Kandilli Rasathanesi’nin kurulmasından altı yıl sonra Viyana’da ilk Uluslararası Meteoroloji Kongresi yapıldı. Kongrede Osmanlı İmparatorluğu da temsil edildi. Kongreden sonra hava tahmini yapan bölgelerin sayısının altıya çıkarılmasına karar verildi. Bugün Türkiye’de hava tahmini için 2 bin 500 adet gözlem sistemi bulunuyor.

TÜRKİYE İLK 10’DA

Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan değerlendirmeye göre, Türkiye hava tahminleri sıralamasında geçtiğimiz yıl ilk 10’a girdi. Türk meteorolojisi gün gün, saat saat yapılan tahminlerde yüzde 92’lik başarıya erişmiş durumda.

19 Eylül 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem