Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Kendisi de ticari bir kuruluştan öte kamu yararına çalışan bir kurum olan ve yüzyıllık markalar ailesinden sayılan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, Yüzyıllık Markalar Derneği ile ortak bir etkinlik süreci başlattı. Turing İstanbul merkezinde yapılan ‘Yüzyıllık Marka Sohbetleri’ konferans dizisinde Âsude Alkaylı moderatörlüğünde reklamdan uzak şekilde, birçok markanın orijinal hikayelerini bizatihi kahramanlarından dinlemenin ayrı bir öğretici hazzı var. Aynı zamanda derneğin yönetim kurulu başkanlığını da yapan Eyüp Sabri Tuncer’in üçüncü kuşak temsilcisi Hasan Engin Tuncer’in ifadesi ile kurucu dedelerinin ‘Şirket kârının bir kısmını çalışanlara ödeyin’ talimatını yüzyıldır uyguladıklarını gururla ifade etmişti.

YÜZYILLIK HİKAYELER

Yüzyıllık markalar aslında birçok şeye tekabül ediyor. Kayda değer olan; insan ömrünü zorlayan bir zamanın geçmiş olması değil sadece. Bir ailenin uzun ve meşakkatli hikayesi var arkasında. Aslında yüzyıllık hikayeler var. Ama en önemlisi; markayı inşa eden ve yaşatan sırları var. Kurucu kişinin tavsiyeleri ve tabii ki tavsiyeyi dinleyen evlatları var. Tüm hikaye aslında bu döngü içerisinde yer alıyor, şirketi yaşatarak kuşkusuz.

İrili ufaklı ama bir asırdır yaşayan bu markaların esrarına baktığımızda, kurucu kişinin zorlukları, zorlukları nasıl aştıkları ve büyüdüklerinin hikayesini buluruz. Sonraki kuşak temsilcilerinin ise kurucu kişinin tavsiyelerine ne ölçüde sadık kaldıklarını görürüz.

Aile ve şirket, değerleri birlikte yaşadığı müddetçe marka yaşar, aksi durumda yaşasa da başka bir şeye dönüşür, bunu biliriz.

Yüzyıllık markaların işletme kültürleri ve değerleri ışığında her biri efsaneye dönüşmüş ‘yüzyıllık hikayeler’ var işin esasında.

Bunların tümüne baktığımızda birçok ortak yöne rastlarız. İşte bu markalar zamanın içinden süzülüp gelen ve yaşatılan bu değerlerle ayakta kalır. Bunlardan bir demet çıkarmak işin anlaşılması için yerinde olur.

DEĞERLER MANZUMESİ

* Aile, işin özünü ve felsefesini oluşturan ve devamlılığını sağlayan en stratejik faktördür.

* Gelenekle bağını sürdürmek önem taşır ve markanın mirası aile ve değerleri ile yürür.

* Güven ve itibar en önemli sermayedir, mutlaka korunması gerekir.

* Gelecek vizyonu, geçmişin deneyimi ve değerleri ile birlikte oluşturulmalı.

* İtibar yönetimi işin en önemli noktasıdır. İtibarı yönetmek de adanmışlık ister.

* Hem gelenekçi hem de yenilikçi olmak mümkün ve bu markaların ortak özelliğidir.

* Marka, kurucu ailenin çocuğu gibi muamele görmeli.

* Kendileri asırlık olduğu gibi tedarikçileri veya müşterileri ile de köklü ilişkiler geliştirirler ve sürdürürler.

* Markayı tehlikeye atabilecek hiçbir ilişkiye olumlu bakılmaz.

* Bu markalar arasında sektörüne göre ülkenin ‘kültür elçisi’ misyonunu yerine getirenler de bulunur.

* Alametifarika yüzyıllık olmuşsa toplum nezdinde de bir karşılığı var demektir.

* ‘Herşey kayıtlı olacak, vergiler eksiksiz ödenecek’ türünden devlete ve çalışanlara karşı dürüst bir tavır geliştirme esastandır.

Ülke sınırlarını aşarak ulusal ve uluslararası düzeyde varlık gösteren yüzyıllık bu kurumlar, rahmetli Haluk Dursun Hoca’nın ifadesi ile aslında onları var eden medeniyetin birer taşıyıcısı ve sembolü konumundadırlar. Hikayelere toplu olarak bakıldığında ise tecrübe edilmiş bir ‘değerler manzumesi’ görürüz. Aslında en önemli kazanım da budur ve bunların yaşatılarak muhafazasıdır. Bu kuruluşlarda değerlerin ortaya çıkmasının ana sebebi ise aile büyüklerinin ve onların oluşturduğu değerlerdir. Bunlar da yeni aile şirketleri için birer ilham kaynağıdırlar.

22 Nisan 2022 Cuma