Fatih Oktay

Şubat başlarındaki yazıda, Çin’deki salgının birkaç ay içinde kontrol altına alınabileceğini söylemiştik. Bu öngörü şimdilik doğru çıkıyor görünüyor. Hayat tam normale dönünce salgın yine kıpırdanmaya başlayabilir ama bu yazı yazılırken Çin’deki yeni vakalar sıfır dolaylarına inmiş bulunuyor.

Aynı yazıda, salgın bu şekilde kontrol altına alınırsa, hizmet sektöründe olmasa da diğer sektörlerde kayıp satışlar telafi edilir ve ekonomi yıl bazında fazla etkilenmeyebilir demiştik. Bu öngörünün Çin tarafı doğru çıkıyor görünüyor; ekonomik aktivite hızla normale dönüyor. Ancak bu değerlendirmeyi yaparken Çin’in dışındaki gelişmeleri hesaba katmamıştık; Çin’in dışında gelişmeler bir buçuk ay önce öngörmediğimiz şekilde kötü gidiyor.

Salgın Çin’de ve diğer Doğu Asya ülkelerinde kontrol altına alınırken, ABD ve Avrupa’da hız kazanıyor. İtalya’da ölümler Çin’dekini geçmiş bulunuyor. İspanya aynı rotada gidiyor. ABD’de ölümler büyük bir hızla artıyor. Tüm ülkelerde adım adım Çin’dekilere benzeyen sosyal yalıtım tedbirlerine gidiliyor. Bu durum da ekonomiye yansıyor. IMF uzun süreli olmasa da dünya ekonomisinin 2008 küresel krizinde olduğundan keskin bir daralmaya girmesini öngörüyor. Tüm dünya ülkeleri tarihte görülmemiş ekonomiyi ayakta tutma tedbirleri alıyorlar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yabancı kaynak akışında, 2008 küresel krizinde olduğundan çok daha keskin bir düşüş gerçekleşiyor. Salgının Çin ekonomisi üzerindeki baskısı da dünya ekonomisi üzerindeki bu gelişmelere bağlı olarak öngörülenden fazla olacaktır ama 2008 krizi sonrası dönemde ihracat bağımlılığı çok azaldığından makroekonomik tedbirlerle bu baskı karşılanabilecektir.

HAREKETLİLİĞİ KISITLAMAK YETMEZ

Konu ile ilgili yorumlarda yetkililerin insanların hareketliliğine getirdiği kısıtlamalar öne çıksa da Çin’in bu salgınla mücadelesinde ana başarı etkeni bu değildi. İnsanların hareketliliklerini kısıtlamak salgının yayılma hızını düşürmesi açısından önemli ama tek başına yeterli değil. Salgının durdurulması için virüs taşıyıcılarının da tespit edilip devre dışı bırakılmaları, bunun için de muayene ve test işlemlerinin yaygınlık kazanması gerekiyor. Çin’de ateş ölçme işlemlerinin yaşamın her yer ve anına girmesi, herhangi bir solunum sistemi enfeksiyonu belirtisi gösterenler yanında virüs bulaştığı belirlenen kişilerle temas etmiş olanların bulunarak muayene ve testten geçirilmesi, şüphelilerin evlerinde değil, karantina kliniklerinde yalıtılması, muayene ve testlerin sağlık çalışanlarının bulaşmaya karşı korunma tedbirleri aldığı özel kliniklerde gerçekleştirilmesi ile bu, büyük ölçüde sağlanmış görünüyor. Öte yandan bütün bunları yapabilmek ve virüs bulaşanların hayatta kalmasını sağlamak için sağlık sisteminin kapasitesinin aşılmaması gerekiyor. İnsanların hareketliliğinin kısıtlanması salgını yavaşlatarak yardımcı olsa da Çin’de bu, ülke yönetiminin salgının odaklarına büyük çapta kaynak akıtmasını gerektirdi. Salgın bölgelerine diğer bölgelerden büyük sayılarda sağlık personeli aktı; çok kısa sürelerde hastaneler kuruldu; maske, test kiti, solunum destek cihazları gibi gereçler hızla ve gerekli hacimlerde sağlanabildi.

ÇİN BU TESTTEN GEÇTİ

Salgının başlangıcında ki bazı hataları nedeniyle Çin Komünist Partisi’nin bu salgından zarar göreceği düşünülüyordu. Salgının birçok yorumcuyu ters köşeye yatırdığı bir konu da bu olacak gibi görünüyor. Çin’de yönetim sonuç olarak bu testten geçerken başta ABD olmak üzere batı ülkelerinin birçoğunda yönetimler sınıfta kalmaya doğru gidiyor. Bakalım bu gelişmelerin dünya politik düzeni üzerinde ne gibi etkileri olacak…

27 Mart 2020 Cuma