Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Yeni Orta Vadeli Program (OVP), daha önce 2016 için yüzde 4.5 olarak öngörülmüş olan büyüme hedefinin yıl sonu gerçekleşmesi adına, yüzde 3.2’ye çekildiğini gösterdi. Bununla birlikte, 2017 için revize edilen büyüme hedefi yüzde 4.4’e işaret ederken, 2018 ve 2019 için yüzde 5 büyüme hedefleri öngörüldü. Başbakan Yıldırım, Türkiye ekonomisi için yüzde 3-4 düzeyinde büyüme oranlarının asla yeterli olmadığından hareketle, yüzde 5 ve üzeri büyüme oranlarının Türkiye için temel hedef olduğunu vurguladı. OVP’nin beş temel amacı söz konusu. Bunlardan ilki, istikrar, siyasi istikrar, ekonomik istikrar. İstikrar devamlılığı büyümeyi de kendiliğinden getirecek. İstikrar, Türkiye’nin bütünü için kapsayıcı büyümeyin de gerçekleşmesini sağlayacak. Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin mutlaka katma değeri yüksek teknolojik ürünlerde söz sahibi olması gerektiğini de vurguladı.

OVP’nin ikinci temel amacı ise enflasyonunun düşürülmesi. Hükümet ve ekonomi yönetimi, büyük bir farklılık olmazsa, 2016 enflasyonunu yüzde 7.5 seviyesinde kapatmasını bekliyor. 2017 için yıl sonu enflasyon hedefi daha düşük, yüzde 6.5 olarak öngörülmüş. 2018 ve 2019’da ise enflasyonun yıl sonunda yüzde 5 seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Başbakan Yıldırım, enflasyonu sürdürülebilir düşük bir orana çekmenin, Türkiye’nin yüzde 5 ve üzerinde büyüme hedefini yakalaması açısından önemli olduğunu da hatırlattı. Türkiye’nin enflasyonla mücadelede, çeşitli mal ve hizmetlerin mevsimsel ve konjonktürel fiyat oynamalarını da bertaraf etmesi gerekecek. Merkez Bankası’nın koordinasyonundaki yeni gıda araştırma komitesinin çok daha net sonuçlar alması umut ediliyor.

İHRACAT BÜYÜMEYE KATKI SAĞLAMALI

Türkiye ekonomisi için bir diğer kritik konu, özel sektör yatırımları kadar, net ihracatın büyümeye katkı sağlaması. Türkiye’nin ihracat ve turizm gelir hedefleri, aynı zamanda cari açığın azaltılması açısından da önemli. Cari açık, aynı zamanda özel sektör ve kamu kesimindeki tasarruf açığının bir yansıması. Bu nedenle, Türkiye’nin tasarruflarını artırmasının da cari açığı azaltıcı etkisi söz konusu. OVP’nin önemli hedeflerinden, amaçlarından birisi de cari açığın azaltılması. Başbakan Yıldırım, cari açığı azaltma yönünde kararlı bir program uygulanacağından söz ediyor. Hükümet, Eximbank’ın ihracatı destek bütçesini 3 kat artırarak 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

OVP, aynı zamanda dördüncü bir başlık olarak, ekonominin rekabet gücü ve verimliliğini artırmaya da odaklanacak. Hükümet, OVP içinde büyümenin artarak devam etmesini, kişi başı gelirin artmasını, yeni iş-aş alanları oluşturulmasını hedeflemekte. Bunu yaparken enflasyonun düşmesi için mücadele edilecek ve cari açık azaltılacak. Kamu alanında mali disiplinden asla vazgeçilmeyecek. Hükümet, 2017 merkezi yönetim bütçesini 17 Ekim’de Meclis’e sunacak. 2017’de de bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2’nin altında kalması hedefleniyor. Tüm gelişmelere rağmen, yılın ilk sekiz ayında, ekonomi yönetimi, bütçe açığını yüzde 1.6 düzeyinde tutmayı başardı. 2017’de bütçe açığının milli gelire oranında yüzde 1.9’u hedefleniyor. Bu oran, AB bütçe açığı kriterinin 1.1 puan altında. 2018’de açık azalmaya devam edecek. Başbakan Yıldırım, gerekli tedbirler var ise bütçe açığının bir tehdit olarak görülmeyeceğini ifade ediyor.

YATIRIMLAR HIZLA DEVAM EDECEK

Hükümet, OVP kapsamında da yatırımlara hız kesmeden devam edecek. Yatırımların devam ettirilmesi adına bir kaynak sorunu gözükmüyor. Altyapı yatırımlarına, istihdam oluşturacak, büyümeye katkı sağlayacak yatırımlara çok daha fazla kaynak ayrılacak. İlk yatırımların 2016’ya göre 2017’de artması hedefleniyor. Yatırımların büyümeye katkısı devam edecek. Bununla birlikte, 2017 büyüme hedefi yüzde 5’ten yüzde 4.4’e çekildi. OVP’de işsizlik oranı, 2016 için yüzde 10.2’den yüzde 10.5’e, 2017’de yüzde 9.9’dan yüzde 10.2’ye, 2018’de yüzde 9.6’dan yüzde 10.1’e yükseltildi. İşsizliğin 2019’da yüzde 9.8 olması öngörülüyor. Türkiye’nin artan çalışabilir nüfusuna göre, işsizliği belirli bir düzeyde tutma gayreti büyüme hedefiyle de doğrudan bağlantılı.

Cari işlemler açığının milli gelire oranı için ise 2016’da yüzde -4.3, 2017’de yüzde -4.2 öngörülüyor. Cari işlemler açığının 2018’de yüzde -3.9, 2019’da yüzde -3.5 çekilmesi öngörülmekte. AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı, Türkiye’nin en başarılı olduğu alanlardan birisi. Bu oran, 2016 için yüzde 32.8, 2017 için yüzde 31.9 olarak öngörülmüş. Keza, bütçe açığı performansı da AB kriterlerinin altında. Bu da bir başarı. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranı için 2016’da yüzde 1.6, 2017’de yüzde 1.9 öngörülmekte. Merkezi yönetim bütçe açığı oranının 2018’de yüzde 1.6, 2019’da yüzde 1.3 öngörüldüğünü unutmayalım. 2017’de ihracatın 153 milyar dolar, ithalatın ise 214 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenmekte. Umarız, ihracat hedefi yakalanabilir.

10 Ekim 2016 Pazartesi