Yakup KOCAMAN

Yakup KOCAMAN

Diğer Yazıları

Satış ortaklığı pazarlaması, Türkiye’de ‘fazla umut vermeyen’ bir pazarlama aracı olarak değerini bulamamış olsa da dünyada yıllık ortalama yüzde 10 civarında bir büyüme ile 2020’de 12 milyar dolarlık bir hacme doğru koşuyor. Peki, ‘bana müşteri getir, sen de kazan’ formülü işliyor mu?

Yakup Kocaman

Internet Advertising Bureau ve PricewaterhouseCoopers ortaklığıyla yapılan araştırmaya göre, 2017 sonu itibariyle tüm dünyada reklam verenler kanalıyla satış ortaklığı programlarına (affiliate marketing) dahil olan pazarlamacılara 12 milyar doların üzerinde para dağıtıldığı tahmin ediliyor.

Online reklamlara gelen ek vergiler, reklam verenleri alternatif kanallar araştırmaya yöneltirken, kurulumu ve yönetimi ucuz ama getirisi çok yüksek bir pazarlama yöntemi olması dolayısıyla satış ortaklığı programının yıldızı yeniden parlayabilir.

Reklam veren konumundaki bir firma için satış ortaklığı programını başlatmak, maliyeti oldukça düşük bir pazarlama yöntemi. Çünkü bu pazarlama modelinde firma, pazarlama harcamasını satıştan önce değil, satışı kesinleştirdikten sonra gerçekleştirir. ‘Bana müşteri getir, sen de kazan’ prensibi çalışır.

PERFORMANSA GÖRE

Pazarlama faaliyetlerinin büyük bölümü, örneğin televizyon ve basılı gazete reklamları, yeni bir müşteri kazandırıp kazandırmayacağına bakılmaksızın, önden harcama gerektiren kalemlerdir. Bu durumda, geri dönüşü olup olmayacağı belli olmayan pazarlama harcamalarına göre satış ortaklığı programına girişmek mantıksız değildir. Modelin başarısı, ortaklık programına dahil olan üyelerin performansına, yani firmaya ne kadar müşteri getirdiklerine göre belirlenir. Üretici firmaların doğru tüketicilere, doğru zamanda ve doğru yerde ulaşamaması nedeniyle her yıl büyük bir ekonomik kayıp meydana gelir. Satış ortaklığı pazarlaması işte bu noktada devreye girer. Pazardaki bilgi açığının kapanmasına ve asimetrik bilgi boşluklarının doldurulmasına yardımcı olarak ekonominin çarklarının daha sağlıklı dönmesine yardımcı olur.

3 SAC AYAĞI

Model, üç sac ayağından oluşuyor. Reklam veren firma, reklamı yayınlayan satış ortakları ve ilk iki grup arasındaki ilişkinin sağlıklı şekilde kurulmasını, ölçülmesini ve yönetilmesini sağlayan aracı firmalar (Share a sale-Awin, Commission Factory, Impact Radius, Commission Junction vb). Bu arada reklam verenler isterse, programı aracı firmalara gerek duymadan kendi bünyelerinde de yürütebilir.

NASIL İŞLİYOR

Sıfıra yakın maliyetiyle ve vergisiz olması nedeniyle yeni dönemde işverenlerin karşısına altın bir fırsat olarak çıkması beklenen satış ortaklığı pazarlaması şöyle işliyor:

  1. Bir tüketici, reklam yayıncısının web sitesini ziyaret eder. (Örneğin, bir rüya tabirleri sitesi veya youtube’da bir makinanın nasıl çalıştırıldığını anlatan bir video kanalı)
  2. Müşteri site içeriğini incelerken bir ürünle karşılaşır. Ürünü incelemek veya satın almak için onu reklam verenin sitesine götürecek bağlantıya tıklar. Bu tıklama, bilgisayarındaki bir ağ çerezini aktif ederek müşteriyi izlemeye başlar.
  3. Müşteri, yöneltildiği sitedeki ürünü online olarak satın alır. İzleme yazılımı, satış miktarı, IP, tarih ve saat gibi anahtar verileri kaydeder ve bunu ortaklık programını yürüten aracı şirkete rapor eder.
  4. Satışın kesinleşmesi üzerine reklam veren parayı tahsil eder ve reklamın yayıncısına komisyon öder.

KULLANILACAK 10 ARAÇ

Satış ortaklığı pazarlamasında kullanabileceğiniz 10 araç şunlar:

  • Fiyat karşılaştırma motorları
  • İçerik üretimi
  • Görüntülü banner reklamları
  • e-mail pazarlaması
  • Sadakat ve nakit para iadesi
  • Alt ağlar
  • Kupon kodu
  • Teknoloji çözüm ortaklıkları
  • Arama motoru odaklı
  • Sosyal medya kullanıcıları

15 Kasım 2019 Cuma