Av. Muhammet AKSAN

Av. Muhammet AKSAN

Diğer Yazıları

AV. MUHAMMET AKSAN

Vergi Usul Kanunu (VUK) m. 102/1’de tebliğ evrakının posta yoluyla tebliğ olunacağı hükme bağlanmış, 5. fıkrasının 1. ve 2. cümlesinde kişinin adreste bulunamaması durumunda tebliğ alındısı üzerine durum şerh ve imza edilerek iade edilip ilgili merci tarafından uygun süre sonra yeniden tebliğ çıkarılmaktadır.

3. cümlede, ikinci defa evrak aynı sebeple tebliğ edilemezse ilgili idareden alınabileceği, şerhli pusulanın kapıya yapıştırılacağı;

4. cümlede tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek evrakın gönderildiği idareye iade edileceği;

5. cümlede pusulanın yapıştırılmasından itibaren 15 gün içinde alınırsa alındığı gün, alınmazsa 15. günde tebliğ edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.

İtiraz gerekçesinde, pusulanın kapıya yapıştırılmasıyla muhatabın teslim edilemeyen tebliğ evrakından haberdar olduğunun varsayıldığı, pusulanın kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığı uygulamada ispat sorunlarına neden olduğu, tebliğ işleminin muhataplarına hukuksal güvence sağlamadığı, hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle bağdaşmadığı, mülkiyet hakkının ölçüsüz bir şekilde sınırlandırıldığı belirtilerek, kuralların AY m. 2, 13 ve 35’e aykırı olduğu ileri sürülerek iptali talep edilmiştir.

ANAYASA’YA AYKIRI DEĞİL

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 1 Aralık 2021 tarih, 31676 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan E:2021/37, K: 2021/63 sayılı ve 22 Eylül 2021 tarihli kararında; “213 sayılı Kanun’da vergilendirmeye ilişkin tebligat hakkında genel kural, vergilendirme ile ilgili yazı ve belgelerin adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta yoluyla tebliğ edilmesi yönünde olup, vergilendirme sürecinde posta ile yapılacak tebligat işlemlerinin; mükelleflerin, mükelleflerin kanuni temsilcilerinin ya da umumi vekillerinin ve adlarına vergi cezası kesilenlerin bilinen adreslerine yapılması gerektiği,

Kendilerinin bildirmiş olduğu yerleşim yeri adresine yukarıda belirtilen şartlarda tebligat yapılmasını öngören kuralların muhatapların vergi dairelerince düzenlenen işlemlerden haberdar olmalarına imkân sağlayacak güvenceleri taşımadığının söylenemeyeceği,

Belirtilen kurallarla mahkemeye erişim hakkına bir sınırlama getirilmiş ise de bunun kişilere makul olmayan bir külfet yüklememesi için kanunda gerekli güvencelerin öngörüldüğü, bu çerçevede kurallarla ulaşılmak istenen amaca ilişkin kamu yararı ile mahkemeye erişim hakkına ilişkin kişisel yarar arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiği, bu itibarla kuralların orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı, dolayısıyla mahkemeye erişim hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirmediği” sonucuna ulaşılmış, Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve itirazın reddine karar vermiştir.

KAPIYA PUSULA YAPIŞTIRILMASI

Mükelleflerin adreste bulunmaması halinde kapıya pusula yapıştırılması yoluyla tebliğ usulünün vergi yükümlüleri için sağlıklı bir uygulama olmadığı düşünülmekte olup, vergi yükümlülerinin hukuki haklarını kullanmalarına dair düzenlemeler yapılmasının hukuki güvenlik açısından daha uygun olacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

18 Mart 2022 Cuma