Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

‘Cityscape’ uluslararası gayrimenkul fuarı nedeniyle, Körfez ülkelerinin yatırımcılarıyla birlikte olma ve kendileriyle konuşma imkanı oldu. Türkiye açısından, 250 milyon dolarlık net satış ve bağlantı yapılan söz konusu fuar için Dubai’ye gelen İTO Başkanı İbrahim Çağlar, fuarın Körfez sermayesi ile buluşma açısından çok önemli hale geldiğini söyledi.
Çağlar, fuara katılacak Türk firma sayısının 2016’da 100’ü aşmasını beklediklerini ve İTO olarak ‘Cityscape’ fuarı için öncesinden başlayan bir üretim stratejisi ve fuara güçlü bir katılım yapılması gerektiğini vurguladı. Martta Cannes’daki gayrimenkul fuarı MIPIM’e İTO olarak yaptıkları katılımı hatırlatan Çağlar, İstanbul’un birebir ve canlı dijital maketini MIPIM’e taşımaları suretiyle, Türk firmaları için çok verimli bir fuar başarısı yakaladıklarını hatırlattı. Cityscape’in de sektör için çok önemli olduğunu belirten Çağlar, 2016’da Dubai’de İstanbul ve Türkiye rüzgârı estirmek istediklerini ve bu amaçla büyük dijital maketi de taşımayı düşündüklerini ifade etti ve bu sayede yatırımcıların fuarda sergilenen projelerin İstanbul’un neresinde olduklarını görmelerinin mümkün olacağına işaret etti.

Dubai’de fuar alanındaki Türk şirketlerinin stantlarına gelen yatırımcıların, son dönemde artan terör olaylarıyla ilgili de soru sorduklarını önceden öğrenmiştim. Buradaki konuşmalarımda, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve kabinesinin kıl payı ölümden döndüğü saldırıyı ve 11 Eylül saldırısını katılımcılara hatırlattım. Terör olaylarına rağmen, hiç bir küresel yatırımcının Londra ve New York’a yatırım yapmaktan vazgeçmediğini, toplantıya katılanlara da teyit ettirdim. Bu noktadan hareket ile İstanbul gibi dünya incisi, kavşak noktası bir şehre ve Türkiye’nin birbirinden değerli bir çok yatırım bölgesine yatırım kararını değerlendirirken, uluslararası yatırımcılar olarak, ‘terör’ kavramı üzerinden yatırım kararı almanın yanlışlığını hatırlattım.

TÜRKİYE TEŞVİKLERİ GELİŞTİRMELİ

Geçen hafta kaleme aldığım yazı, çok sayıda olumlu telefon ve mesaj almama sebep oldu. Bu noktadan hareketle Türkiye’nin cazibesini yeniden ‘formatlamak’tan bahsettiğimiz şu günlerde, Dubai’deki bazı örnekleri sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle, Türkiye’nin ve İstanbul’un finans ve hizmet merkezi olması adına yürüttüğümüz İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesine yönelik, hayli ilgi çekici değerlendirmeler dinledik. Dubai Finans Merkezi, 4 Çin bankasının işlem hacmi 4 trilyon dolar ve diğer faaliyet gösteren finans kurumları da 4 trilyon dolar olmak üzere, bölge ülkeleri için öncelikli ve sonrasında tüm küresel finans sistemi için 8 trilyon dolarlık bir işlem hacmi döndürüyor. Böyle bir işlem hacmine ulaşılmasının sacayaklarına baktığınızda, 50 yıl sıfır kurumlar vergisi teşviği, Dubai Finans Merkezi’ndeki bin 400’e yakın firmada çalışan yerli ve yabancı insan kaynağının brüt ücretini net olarak almaları ve bu sayede, ortalama olarak maaşların başka ülkelerden 3-4 kat yüksek olması, mutlaka Dubaili çalıştırma zorunluluğu olmaması, özel ihtisas finans mahkemeleri gibi detaylar gözleniyor. Bu teşvikler sayesinde, kasım ile mart arası hariç, evdeki fırının içinde dolaşıyormuşsunuz gibi iklimi olan bir ülke ve şehirde, bölgesel finans merkezi olma şansını yakalamışlar.

İFM’DEN 50 BİN YENİ İSTİHDAM

Türkiye’nin iklimi, İstanbul’un dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olması, THY’nin taşımacılıktaki üstünlüğü dikkate alındığında, İstanbul Finans Merkezi projesinin, salt bir gayrimunkul projesi, bir donanım projesi olarak kalmaması adına, Türk ekonomi yönetimi bürokrasisinin, bu tür teşvik uygulamalarını gözden geçirmesi gerekmekte. Türkiye’yi ve İstanbul’u bir küresel marka haline dönüştürmek, kaliteli beton ile projeleri bitirmekten değil, onların içini, ofisleri yatırımcılarla, finansal hizmetlerle, hizmetlerin çeşitliliği ile doldurmanızdan geçiyor. Örneğin Katar, Dubai’nin verdiği teşviklerinin üzerine, ABD’li ve Japon şirketler gelsin diye ülke bazlı teşvikler vermekte. O halde 2 milyon metrekareye ulaşacak ve yine binin üzerinde firmanın, finans kurumunun çalışabileceği, 50 bin yeni istihdam sağlayacak İstanbul Finans Merkezi için profesyonel bir koordinatör içerik ekibi kurmakta gecikmeyelim.

21 Eylül 2015 Pazartesi