Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

TÜİK tarafından açıklanan yeni veriler son derece önemli mesajlar veriyor. Örneğin Haziran 2019 TÜFE verisi yüzde 15.72 olarak açıklandı. Mayıs 2019’da bu veri yüzde 18.71 idi. Dolayısıyla üç puan civarında bir düşüş gerçekleşmiş oldu. Ocak 2019’dan beri açıklanan yıllık bazlı TÜFE verileri hep bir önceki yılın aynı ayına göre yüksek seyrediyordu. Haziran ayında yüzde 15.72 seviyesine gerileyen TÜFE, 2018 Temmuz’da yüzde 15.85, Ağustos 2018’de ise yüzde 17.90 idi. Bu durumda önümüzdeki aylarda yıllık bazda enflasyon verisi 2018 yılının altında açıklanabilir.

Bu durum bizleri nasıl etkileyecek?

Düşen enflasyon mevcut nominal faiz seviyelerinde değişme olmasa bile reel faizlerin yükselmesine neden olduğundan, piyasada konuştuğumuz faizlerin gevşemesi yönünde etki yapar. Devlet tahvillerine talep gelirken, dövize satış, borsalara da alış gelir. Bu durum mevduat faizlerinde ve en son kredi faizlerinde düşüş ihtimalini artırır. Kısacası reel ekonominin daha rahat nefes almasını sağlayabilir. Yeter ki, kurlardan dolayı bir sürprizle karşılaşmayalım.

Yüksek enflasyonlu sektörler

Ev eşyalarında yıllık bazda enflasyon verisinin yüzde 22.51, gıda alkollü ve alkolsüz içecekler sınıfında yıllık bazda enflasyon verisinin yüzde 19.20 civarında olduğunu gözlemliyoruz. Sağlıkta da yüzde 19 civarında. Bu veriler yurtiçi talebi olumsuz etkileyebilecek seviyeler. Giyim ve ayakkabıda yıllık bazda yüzde 4.33 artış ise enflasyonun düşük çıkmasındaki en önemli sebepler arasında. Yüksek enflasyonlu sektörlerde enflasyonu artıran sebeplerin detaylı analiz edilmesi şart. Maliyet enflasyonu mu, ölçek sorunu mu, iyi tespit edilmesi gerekiyor.

Düşük kapasiteli üretim

Yurtiçi üretici fiyatlarındaki gelişime baktığımızda ise enflasyonun kademeli olarak düşmesine rağmen Haziran 2019’da yıllık bazda hâlâ yüzde 25.04 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Bu yüksekliğin en önemli sebebi yüksek kredi faizleri olabilir. Bunun yanında hammadde fiyat değişimlerine iyi bakılmalı. Patates, soğanda olduğu gibi kartelleşen bir piyasa fiyatları belirlemeye müsait hale gelen piyasada her türlü sürprizlerle karşılaşmak mümkün. Rekabet Kurumu’nun çok uyanık olması şart. Yurtiçi ÜFE’nin yüksek olmasının bir diğer nedeni de düşük kapasiteli üretimdir. Kapasite düştükçe sabit maliyetin payı arttığından fiyatlama yapmak imkansızlaşır. Bu durumda hedef ciroya göre maliyetlendirme hesaplamak, ciro hedeflerinin gerçekleşme şansını artırabilir. Maalesef firmalar fiyatlama yaparken mevcut maliyetlerle hareket ediyorlar. O zaman da işi kaçırma ihtimali artıyor.

Burada devlete de önemli görevler düşüyor. Yıllık bazda elektrik gaz maliyeti yüzde 54.20 artmışsa enflasyonu nasıl düşüreceğiz?

Son söz; fırsatlar karşınıza gelse bile onu değerlendirmek için hareket alanınız olmalı.

05 Temmuz 2019 Cuma