Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Son zamanlarda inşaat sektörü hem üretimi fonlama hem de mevcut yüksek maliyetli stokları eritmekle uğraşıyor. Bina üretimi çok kısa süreli bir iş olmadığından fonlaması da kısa süreli olamıyor. Kaldı ki stok fazlası ve piyasalardaki durgunluk, hesaplanan satış süresinde satışın gerçekleşmesine de engel olduğundan fonlama için verilen taahhütlerin yerine getirilmesinde de sorunlar yaşanıyor.

İnşaat sektöründe girdilerin bir kısmı dövize endeksli olduğundan kura paralel hareket eden bir fiyat seyri izleniyor. Kurlar yükselince bina yapımında kullanılan bazı malzemelerde de bir anda değer değişebiliyor. Bu durumda hiçbir hesap tutamıyor. Sektörün yapısı gereği önce giderler yapılıyor, sonra gelirler tahsil ediliyor. Maketten satışlar bu sürecin alternatifi olarak denendi.

Mevcut bina üretimi durgunluk nedeniyle daha düşük bir kâr marjıyla satılabilir. Kaldı ki satış süresi pek de kısa olmayabilir. Bunun yanında mevcut bina üretiminin maliyetlerindeki değişim de satışı etkileyecek diğer bir faktördür. Şimdi maliyetlerdeki değişime bir bakalım:

Elimizdeki en son veri mayıs 2019’a ait. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan verilere göre Bina İnşaat Maliyet Endeksi yıllık bazda yüzde 25.4 arttı. Malzeme endeksi yüzde 25.02 işçilik endeksi ise yüzde 26.39 oranında artmış görünüyor. Bu artış ister istemez fiyatlar üzerinde baskı yaratıyor.

Bina inşaat maliyet endeksi yıllık değişim oranı, mayıs 2019 (2015=100)

İnşaat sektörü bir yandan kur nedeniyle hem faiz hem kur sürprizleriyle karşılaşırken, sektöre aktarılan fonların daralması da beklenen cirolara önemli oranda negatif etki yaptı. Maliyetlerin hâlâ artmaya devam etmesi ve oranların oldukça yüksek olması sektörün sıkıntılarını bir o kadar daha artırıyor.

Son söz: Hedefler ve beklentiler tüketici güveninden daha iyi olmamalı. Yoksa Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz.

26 Temmuz 2019 Cuma