Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Eğitim, formel anlamda sanayi devrimi ile birlikte fabrikasyon hale gelmeden önce çoğunlukla ya dini ya da devlete yönetici yetiştiren bir yapısı ve işleyişi vardı. Bugünkü anlamda meslek edindirme boyutu yoktu. Genellikle devletin işleyişinde -askeri olan da dahil- gerekli olan kişileri yetiştirmek hedefi ile yapılan bir çalışma idi. Bunun kısmi olarak elit boyutu da vardı. Dolayısıyla tarihteki elit eğitimin kısmen dayanağı bu tür okullardı. Zeka potansiyelini dikkate alan eğitim, asla bir ayrımcılık olarak anlaşılamaz, bu varsa uygulamadaki hatalardan kaynaklanır. Aslında eğitimin nezdinde herkes eşittir ve bireyin potansiyeli ne ise o ölçüde eğitilmeli. Bahşedilmiş zekalar ise millet için insanlık için stratejiktir olandır. İşte gerçekte elit olan potansiyel de bu kesimdir.

Küresel eğitim kuruluşumuz Türkiye Maarif Vakfı’nın ‘Maarif Söyleşileri’ kapsamında İlber Ortaylı Hoca, bir bütün olarak tarihten günümüze elit eğitim konusunu anlattı. Hoca’yı İstanbul’da, vakfın merkez teşkilatı, dünya üzerinde ise tüm teşkilat dijital olarak izledi. Hoca’nın konuşmasında bizler için çok önemli tespitleri oldu. Bunları kısaca belirtmemizde yarar var.

  • Başka ülkelerde eğitim yapacaksanız önce bulunduğunuz ülkelerin insanına saygı göstereceksiniz. İçinde bulunduğunuz cemiyeti küçük görmek kabul edilemez.
  • Fetö okulları bu konuda hassas değildi, Türkçe öğrettikleri de yoktu. Gittikleri ülkelerin elitlerinin çocuklarını ele geçiriyorlardı. Böylelikle bu ülkelerin yönetiminde söz sahibi olabileceklerini düşünüyorlardı. Kafalarının gerisinde dünya hakimiyeti gibi metafizik rüyalar var tabii. Öyle rüyalar görürsen sonuç da böyle olur.
  • Türklerin eğitim alanında dünyada söz sahibi olması gerekir. Beklenen ölçülerde insan yetiştirmeyi temin eden bir sistemi tertip etmemiz lazım. Çünkü dünya Türkleri bekliyor.
  • Elit dediğimiz zaman kan bağıyla gelen bir elit soyu anlamıyoruz. Aristokrat çocukların gittiği okulları da anlamıyoruz.
  • Lise eğitiminin insanlara Türklük medeniyet şuurunu ve kimliğini vermesi lazım. Türk kültürüyle bu toplumda bu coğrafyada yaşaması gereken insanlar bu kültürü hiç tanıyamıyor. Ondan sonra da bu ülkeye dair değerlere de sahip çıkmıyorlar. Yarın bir gün Türklüğe düşman oldukları takdirde saygılı bir karşıtlık yerine tahripkar bir kültüre geçiyorlar. Tavırları küstahlık boyutuna ulaşıyor. Tarihi küçümsüyor, İstanbul’un fethiyle, saray hayatıyla ilgili aşağılayıcı ifadeler kullanan kitaplar yazabiliyor.
  • Bizim bu tarihi çarpıtmalardan kurtulmamız için insanları iyi yetiştirmemiz lazım. Her alanda yetişmiş insana ihtiyacımız var. Bugün ilahiyat veya dini eğitim istemediğini söyleyenler var. Din adamı yetiştirmeyen bir cemiyet bulamazsınız. Bundan vazgeçemezsiniz. Ama bu eğitimin de en iyisini yapmak zorundasınız.
  • İlim ve çalışma hayatımızda lazım olan sadece din bilgini değil, hukukçu, tarihçi, edebiyatçı, edebiyat tarihçisi, hatta beşeri coğrafyacı gibi dallardaki insanların belirli bir liseden geçmesi lazım. Bunun adı bugün Sosyal Bilimler Lisesi. Maalesef her işte olduğu gibi eksik kuruldu. Beklenen projeyi uygulayamadılar.
  • İyi bir lise eğitiminde İngilizce’nin yanında bir canlı, bir de ölü dil (Latince) öğretmek gerekir. Dili bozuk kişiden elit olmaz, iyi bir Türkçe de gerekir. Sosyal bilimler alanında liseden başlayan seçkin bir eğitim yapmalıyız.
  • Elit adam o sınıfa kafasıyla girer, yeterince iyi ise girer, değilse giremez. Elit olan da elit olan meslekleri yürütür, olmayan da aşağıda kalır. Onun seviyesine yetişemez.
  • Türk milleti son derece yanlış şeylerin peşinden koşuyor. Çocuğunun okumaya kabiliyeti yok ama illa da okutmaya çalışıyor. Herkesin bir kabiliyeti var. Önemli olan bunun farkına varmaktır.
  • Üniversite her yerde olmaz. Çocuk ilkokuldan üniversiteye kadar Malatya’da okumuş, bana master’a geliyor. Tarihimizdeki büyük adamlara bakın. Adam Buhara’da doğmuş, Bağdat’ta, Kahire’de vefat etmiş. İbn’i Arabi Endülüslü’dür ama dünyayı dolaşmış. Yani dünyayı tanımak gerekir.
  • Maalesef Türkiye’de çok zeki çocuklar tıp, mühendislik, matematik, fizik, kimya gibi alanlara yönelmiştir. Sosyal bilimlere yönelim zayıf kalmıştır.
  • Enderunda İslami bilgiler, Kuran, hadis, matematik, coğrafya derslerinin yanında daha bir sürü bilgi öğretiliyor. Spor çok önemliydi bu okullarda. Enderun’un asıl önemli özelliği şehzadelerle devşirmelerin aynı yerde okumasıdır. Fatih Sultan Mehmet İtalyanca, Yunanca, Arapça, Farsça lisanlarını Enderun’da öğrenmişti.

24 Haziran 2022 Cuma