Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları


 

2023 haziran ayından itibaren uygulamaya konulan sıkılaşma önlemleri ile enflasyonun kontrol altına alınması, cari açığın azaltılması, TL’ye yeniden güven ve istikrar kazandırılması hedefleniyor. Bu hedeflere dönük uygulanan sıkılaşma politikaları 2023 sonuna kadar kısmen başarılı olmuşken, yeni yılda özellikle enflasyondaki artış nedeniyle ilave sıkılaşma önlemleri ihtiyacı tartışılmaya başlandı. İlave sıkılaşmaya ihtiyaç var mı, varsa hangi yeni önlemler alınabilir ve olası yeni sıkılaşma önlemleri işlerimizi nasıl etkiler değerlendirelim. 

 

1. İLAVE SIKILAŞMA ÖNLEMLERİNE İHTİYAÇ ORTAYA ÇIKTI 

 

Sıkılaşma politikalarının temel önceliği olan enflasyonda artış, yeni yılın ilk 2 ayında beklentilerin de üzerine çıktı ve enflasyon beklentileri yeniden bozuldu. Yılbaşındaki yüksek ücret artışları, yönlendirilen kamu fiyatlarındaki yüksek artışlar, akaryakıt fiyatlarında artışlar ve döviz kuru artışları, maliyetleri ve üretici enflasyonunu artırıyor. İç talep halen canlı ve öne çekilen bir talep oluşmuş bulunuyor. Tüketici kredilerindeki büyüme de hızlandı. Diğer yandan, dövizde seçimler sonrası yeni bir sıçrama olacağı beklentisi ile TL’den kaçış ve TL’de hızlanan değer kaybı yaşanıyor. Yüksek enflasyon karşısında TL mevduat faizleri de cazibesini kaybediyor. Tüm bu nedenlerle ilave sıkılaşmaya ihtiyaç bulunuyor.

 

2. EKONOMİDE FARKLI BEKLENTİLER ÇOK GERÇEKÇİ DEĞİL

 

Ekonomide uygulanan programa ilave önlemlerle destek sağlanması gerekiyor. Ancak ekonomide seçim atmosferi içinde farklı beklentiler de dillendiriliyor. Yerel seçimler sonrası ekonomide bir kriz veya IMF ile bir anlaşma beklentileri çok gerçekçi değil. Yine ekonomi yönetimi ve politikalarının değişeceği beklentileri var. Bu olasılıkta Türkiye ekonomisi ciddi bir döviz krizi ile karşılaşabilecek. Bu senaryo da düşük olasılıktır. Yine ekonomide yerel seçimler sonrası acı reçete uygulanacağı beklentisi de oluştu. Mevcut programa ilave önlemler eklenecek, ancak bu acı bir reçete sonucu doğurmayacak. 

 

3. DÖVİZ KURLARINDA YENİ BİR SIÇRAMA BEKLENTİSİ DE GERÇEKÇİ DEĞİL

 

Yerel seçimler sonrasında döviz kurlarında yeni bir sıçrama olacağı beklentisi de önemli ölçüde güçlendi. 2023 Mayıs seçimleri sonrası TL’de bir düzeltme yaşanmıştı. TL’nin yine seçimler öncesi tutulduğu ve seçimler sonrası TL’de yeni bir düzeltme daha olacağı inancı yaygınlaştı. Özellikle ihracatçı kesimde TL’de önemli bir artış ihtiyacı olduğu da ayrıca söyleniyor. Yerel seçim sonuçları ne olursa olsun ekonomi yönetimi ve programının aynen sürmesi ve yeni sıkılaştırıcı önlemler alınması halinde TL’de yeni bir düzeltme veya döviz kurlarında sıçrama olasılığı çok düşük. Döviz kurlarında bir sıçrama, mevcut ekonomi yönetimi ve politikalarının değişmesi ve eskiye geri dönüş halinde olabilecek.

 

4. MERKEZ BANKASI’NDAN YENİ FAİZ ARTIŞLARI GELEBİLİR      

 

Yeni ilave sıkılaşma adımları öncelikle para politikası tarafında atılacak. Merkez Bankası politika faizi yüzde 45’tir. Ancak politika faizinin bu seviyesi TL’ye olan geçişte etkisini kaybediyor. Son 1.5 aydır dövize yüksek bir talep oluştu. Kur korumalı mevduatlar TL yerine yeniden dövize dönüyor. İç talep de halen hareketli. Bu nedenle MB, muhtemelen politika faizini yüzde 50’ye yükseltebilecek. Nisan ayı faiz artışı için büyük olasılık. Bu faiz artışı gerçekleşirse mevduat ve kredi faizlerinde de benzer artışlar beklenmeli. Para politikası tarafında en çok konuşulan önlemlerden bir diğeri kredi kartlarında yapılacak limit, taksit sayısı, asgari ödeme tutarı vb. düzenlemeler olacak. Diğer yandan, vergi alanında da düzenlemeler bekleniyor. KDV’de asgari oranlarda ve ÖTV’de artışlar planlanıyor. Enerji fiyatlarında da nisan ve temmuz aylarında artışlar olacağı tahmin ediliyor.

 

5. YENİ İLAVE ÖNLEMLER İŞLERDE YAVAŞLAMAYA YOL AÇACAK

 

2023’ün ikinci yarısında ve yeni yılın ilk çeyreğinde tüketim harcamalarında yüksek büyümeler gerçekleşti. Tüketim malı ithalatı ilk 2 ayda yüzde 11 arttı. Bu nedenle yeni önlemler öncelikle iç talepte daha yaygın bir yavaşlamayı hedefleyecek ve sağlayacak. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde işler üzerinde yavaşlama etkisi hissedilecek. İhracat pazarları alternatif olacak. Enflasyonda hedeflenen düşüş sağlanır ve faiz indirimleri gündeme gelirse iç talepte görece toparlanma yılın son çeyreğinde olabilecek. Ancak yaz aylarında çok iyi geçmesi beklenen turizm sezonu nedeniyle belirgin bir canlılık da görülebilecek.

 

Son Söz

 

Enflasyon ne kadar çabuk düşerse işlerde kalıcı iyileşme o kadar erken başlar. bu nedenle ilave sıkılaşma önlemleri alınmalı ve beklentiler iyileştirilmeli. 

25 Mart 2024 Pazartesi