Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Ülkemizde netice olarak mülteci konusu büyük bir problem haline gelmişse veya ona dönüşmüşse hiç şüphesiz siyaset bu konuda hızlı bir çözüm üretecektir, üretmek zorundadır. Fakat bu süreçte muhalefet partileri temelde insani olan bu meseleyi çözmekten çok, konuyu; kaşıyarak, tahrik ederek, sadece iktidarı yıpratmaya ve oluşturdukları kaostan oy devşirmeye yönelik iç politika hesaplaşması malzemesi haline getirmişse, siyasetin bu konuya makul ve kendi doğal şartları içinde çözüm üretmesini zorlaştırmış olurlar. Bu da doğal olarak ülkeye zarar verici bir konumu işaret eder. Zaten karmaşık olan meseleyi iyice girift hale getirir. Ve bugün gelinen nokta da maalesef budur.

İyi bilinir ki; temeli sosyolojik olan bir problem mutlaka çok boyutludur. Salt ekonomik gibi görünse de farklı nedenleri olan ve farklı sonuçlar doğuracak olan güçlü bir potansiyeli barındırır. Radikal tedbirler almak gerekebilir ama uzun bir süreç gözetilmez ise daha tehlikeli olabilecek başka problemler ortaya çıkarabilir. Bir meselenin sosyolojik karşılığı varsa siyaset bu komplike hali dikkate alan çözümler geliştirmeli. Fakat meseleyi ve çözümü zorlaştıran; konunun iç politikaya ve siyasi hesaplaşmaya dönüştürülmesidir. Tehlike potansiyeli olan da budur. Çünkü artık ülke stratejisi değil, siyasi iç hesap görmenin kuralları işlemeye başlamıştır.

★★★

Bildiğimiz husus; kimsenin gönüllü olarak mülteci durumuna düşmek istemeyeceğidir. Kendi vatanında yaşadığı fiili itici sebepler oluşmuş ki, insanlar terk-i vatan durumunda kalmışlardır. Türkiye, insani ve dini duyarlılığı ve oluşan mecburi haller yüzünden çok sayıda mülteciye hem kapılarını açarak hem de kendi ülkesinde imkanlarını seferber ederek paylaşmayı tercih etmiştir. Kendi tarihine ve duruşuna da yakışan budur.

Ancak kısa sürmesi beklenen bu olayın tahminlerden çok uzun devam etmesi, doğal olarak kendi zorluklarını beraberinde getirmiştir. Ve maalesef muhalefetin iktidarı yıpratma aracına dönüşmüştür. Hem de hassas konular üzerinden, sinir uçlarıyla oynama durumuna kadar. Yine bilinmelidir ki, mültecilik karşıtlığı ve ırkçılık ötekileştirmeden beslenir ve ülkemizi yalnızlığa mahkum etmek isteyen yaklaşımın ürünüdür. Çözümü güçleştiren tarafı tam da burasıdır.

Aslında meselenin konuşulmadık, bilinmedik boyutu kalmamıştır. Her şey aleni olarak ortada. Bütün dünyanın iktisadi zorluklar yaşadığı ve ülkemizin de bunun bir parçası olduğu bir dönemde mültecilerin elbette ağır bir mali yükü olacak. Bu durum hem mültecilik hem de ülke açısından zor zaman demektir. Mültecilerden ülkede misafir olduklarını unutarak taşkınlık yapanlar elbette cezalarını görecekler, ancak tümünü cezalandırmanın bir mantığı yok, bu tür bir hataya da düşmemek gerekir. Zira bu durum şimdiye dek yapılan kazanımları ve fedakarlıkları çöpe atmak anlamına gelebilir.

★★★

Türkiye’nin coğrafi konumu gereği ve güvenli bir liman olması nedeniyle düzensiz bir göç dalgası ile karşı karşıya bulunması doğaldır. Ülkemiz bu durumu uzun bir dönem iyi yönetebilmiştir. Fakat seçim döneminin yaklaşması ve muhalefetin toplumun sinir uçlarını tahrik yolu ile harekete geçirmek istemesi işin zorlaştığını gösteriyor. Fakat inadına, bildiğimiz ve inandığımız doğrular üzerinden oluşturulan siyaset kararlılığında ısrarcı olmamız gerekir. Bölgedeki güçlü olma halimizden rahatsız olan ülkeler ve mihraklar olabilir. Bilinmelidir ki, ülkemiz zor dönemleri başarı ile atlatma tecrübesine sahiptir.

Ülkemizin siyasetinde insanlık ve gönül alma, her zaman için öncelikli bir yere sahip. İnsanlık ortak paydası üzerinden özellikle zor zamanda yapılanlar unutulmaz. Bunun maneviyatı yüksek bereketinin de olacağına inanmamız gerekir. Netice olarak ülkemiz; yapılan askeri harekatları, bir yandan terör örgütleri ve hamileriyle mücadele etmek, diğer taraftan sınırlarımızın hemen ötesinde barış koridorları oluşturmak için hayata geçirmiştir. Mevcut bu stratejinin iç politika malzemesine kurban gitmemesi için güvenli hale getirilen bölgelere Suriyelilerin gönüllü ve onurlu geri dönüşlerini sağlama ve probleme kalıcı çözüm üretme çabasını hızlandırmak gerekmektedir. Göç kaosu yaratmanın vebali bu aziz milleti anlamamaktır.

13 Mayıs 2022 Cuma