Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Moody’s, Fed’in faiz artırımı yönünde bir karar çıkması halinde bugün ABD ekonomisinde toparlanmanın gücünü göstereceğini, kanıtlayacağını ancak Fed’in atacağı adımın gelişmekte olan piyasalara sermaye akışında oynaklık yaratacağını vurguladı.

Moody’s yaptığı değerlendirmede, Fed’in atacağı adımın diğer gelişmiş ekonomilerde faizler veya para birimleri üzerinde ciddi bir etki yaratmasını beklemediğini, ABD’de devlet borçlanma maliyetlerinin kademeli şekilde artacağını ancak faizlerin tarihi ortalamaların altında kalmasını beklediğini ifade etti.

Moody’s Fed’in atacağı adımın bazı gelişmekte olan piyasalarda, özellikle de yabancı yatırımcıya aşırı bağımlı ekonomilerde, aşağı yönlü risklere katkı yapacağını, Fed’in faiz artırması halinde en fazla risk altındaki ülkeler olarak Brezilya, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye’nin bulunduğunu, bu ülkelerdeki yurtiçi zorlukların kura ve finansal piyasa istikrarsızlığına katkı yaptığını ve bu ülkelerin dış şoklara karşı tamponları, büyümeyi korumaya yönelik politika alanlarının daha az güçlü olduğunu ifade etti.

Görüldüğü gibi ABD faiz artırımında Türkiye en fazla riskli ülkeler arasında gösteriliyor. Yurt içi zorlukların dış şoklara karşı tamponlarının daha düşük olmasına yol açtığına dikkat çekmiş.

Açıklamada ilgimizi çeken asıl konu gelişmiş ülke paralarının bundan fazla etkilenmeyeceği düşüncesidir. Gelişmiş ülke kur ve faizleri üzerinde ciddi bir etki beklenmiyormuş.

Biz bu düşünceye kesinlikle katılmıyoruz. Çünkü ABD ile aynı ratinge sahip aynı fonların cirit attığı piyasalarda, faizlerde değişiklik olduğunda para aynı risk grubunda düşük faizli ekonomiden yüksek faizli ekonomiye doğru akmaya başlar yani Euro Bölgesi’nden ABD ekonomisine faiz arbitrajı için para gider. Bu nasıl görülemiyor aklımız almış değil. Diğer risk grubundaki ülkelerde ise zaten farklı bir getiri ve risk söz konusu olduğundan doğrudan etkilenme söz konusu olamaz. Ancak asıl konu piyasaların derinliği ve kontrol mekanizmalarının iyi işleyip işlemeyeceğidir.

Yurt dışındaki oynaklığı bahane eden bazı spekülatörler bunu fırsat bilip yurt dışına göre son derece düşük işlem hacmine sahip döviz/TL piyasalarında manipülasyona varacak hareketler yapabilirler. Bu hareketlerin doğrudan Fed kaynaklı olamayacağı ancak Fed’in bahane edileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Fed faizleri artırdığında Türkiye’deki yabancı sermaye ben gidiyorum demez. Çünkü getiri ve riski farklıdır. Ama kurumlar duyarsız kalırsa forex piyasalarında birilerinin canını yakarak para kazanmayı deneyebilirler. Bunun sonucunda da reel sektör de bundan nasibini alır. Bu fırsatın uluslararası spekülatörlere ne kadar tanınıp tanınmayacağını hep birlikte gözlemleyeceğiz.

Unutmamamız gereken şey döviz alımı için TL gerekeceği bunun arzının kontrolünün de TCMB yetkisinde olduğudur.

SON SÖZ: Fed faiz artırımı spekülatörün istediği hareketi yapmasına bahane yaratabileceğinden kısa vadede döviz yükümlülüklerimizi uzun vade yükümlülük haline çevirerek bilançolarımızı daha güvenilir hale getirmeliyiz.

21 Eylül 2015 Pazartesi