hikmetbaydar@3-goz.com
Türkiye İstatistik Kurumu haziran ayı dış ticaret istatistiklerini yayınladı. Söz konusu bültene göre; Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 8.3 azalarak 19 milyar 49 milyon dolar, ithalat ise yüzde 4.4 azalarak 24 milyar 920 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Haziran döneminde ise ihracat yüzde 2.6 artarak 126 milyar 278 milyon dolar, ithalat yüzde 8.4 azalarak 168 milyar 869 milyon dolar oldu. Dönemsel olarak baktığımızda 2023 yılı ilk altı ayında dolar kuru 18 TL civarındayken yapılan ihracatın yüzde 2.6 üzerini dolar 30 TL’nin üzerindeyken yapabilmişiz. Kurlar sanıldığı gibi önemli bir rekabet avantajı verememiş. Çünkü kur artışı akabinde hem belirsizliği hem de ciddi maliyet artışını getirmektedir. Şu an yaşanmış enflasyon verisinin de kökeninde bu kur oynaklığı yatmaktadır.
Bütün bunların yanında dış ticaret dengesindeki gelişmelere baktığımızda şunları görüyoruz;
2023 yılı Haziran ayında 5.298 milyon dolar açık verilmişken kurdaki ciddi yükselişe rağmen 2024 yılı Haziran ayında dış ticaret dengesi 5.871 milyon dolar açık vererek, açık yüzde 10.8 yükseldi. Ocak-Haziran döneminde ise dış ticaret dengesindeki açığın yüzde 30.5 azaldığı görülüyor. İthalatın büyük çoğunluğunun ara ve sermaye malı olduğunu düşünürsek, eğer ithal ikame üretim yapılmadıysa, gelecekte üretimin yavaşlama ihtimali de artıyor.
Enerji ve altın hariç baktığımızda; Haziran 2024 ayında ihracatta yüzde 9.4 daralma olduğunu, ithalat bacağında da sadece yüzde 2.7 daralma olduğunu görüyoruz.
Bütün bunlara rağmen, dış ticaret açığının daralması, ihracatın ithalatı karşılama oranının 2023 Ocak-Haziran döneminde yüzde 66.8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 74.8 e yükselmesi kurlar üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Söz konusu dönemde yapılan ithalatın içerisinde tüketimin payı sadece yüzde 15.3’tür. O yüzden ithalat daralmasının gelecekte üretim yavaşlaması sinyali olup olmadığı iyi analiz edilmelidir.
SANAYİCİNİN TERLEME RİSKİ
Dış ticaretteki bu yavaşlama, içeride uygulanan sıkı para politikasıyla örtüşünce sanayicinin terleme riskinin bayağı arttığını söyleyebiliriz. Çünkü hem iç pazar hem de dış pazar daha da zorlu olacak görünüyor. Özellikle Almanya’da resesyon işareti veren daralmalar bu pazarda işleri daha da zorlaştıracaktır. İhracat pazarlarımız içerisinde ilk sırayı Almanya’nın aldığını, burada yaşanacak durgunluğun bize de yansıyacağı unutmamalıyız.
Dış ticarette özellikle alanın genişletilmesi, ülke farklılıklarının artırılması, jeopolitik risklerden etkilenmeyen alanlara kayılması ve hem pazarlama hem de dijital pazarlama araçlarının daha etkin kullanılması daha da önemli hale gelmiştir. Unutmayalım global pastadan almadığınız pay sizin hedef kitlenizdir. Daralma ve kriz dönemlerinde bile büyümek mümkündür. Stratejiler doğru belirlenmeli adımlar zamanında atılmalıdır.