fatih@fatihoktay.com

 

Çin’de ülke yönetimi mavi ekonomi konusuna oldukça erken bir tarihte, 2003 yılında Ulusal Deniz Ekonomisi Gelişme Planı yayınlayarak el attı. Plan, mavi ekonominin 2010 yılına kadar ülke GSYH’sinin yüzde 5’ini oluşturmasını öngörüyordu. Resmi verilere göre, 2022 yılında Çin’in mavi ekonomisi, Türkiye dahil çoğu ülkenin toplam ekonomi büyüklüğünü aşan 1.3 trilyon dolar civarında katma değerle ülke GSYH’sinin yaklaşık yüzde 8’ini oluşturuyordu. Ülke resmi tanımlarına göre mavi ekonominin ana bölümünü, doğrudan denizle ilgili 12 sektör oluşturuyor. Bunlar balıkçılık, deniz turizmi, deniz ulaşımı gibi geleneksel sektörler yanında gemi yapımı, liman işletmeciliği, deniz iletişimi, deniz kimyasalları, deniz biyoteknolojisi, su altı madenciliği, deniz suyu arıtma, yeşil enerji üretimi, deniz mühendisliği gibi sektörleri kapsıyor. Bu sektörler eğitim, bilimsel ve teknolojik araştırma sağlayan sektörlerden bilgi girdisi alıyor. Öte yandan, bu sektörlere üretim girdisi sağlayan ve ürünlerini kullanan sektörler var. Mavi ekonominin ekonomiye katkısı, ana sektörlerin kendi katma değerlerine ek olarak bu ilişkili sektörlerin katma değerlerine etkisiyle oluşuyor.

 

TEKNOLOJİ ÜSLERİ

 

Mavi ekonomi, 2003 yılında gündeme alındıktan sonra ülke yönetimi için öncelikli konular arasına girdi. 2011 yılında mavi ekonomi alanında gelişme, 11. Beş Yıllık Plan ve ardından gelen Beş Yıllık Planlarda öncelikli hedefler arasına alındı. Bu, merkezi devlet birimleri ve yerel yönetimlerin ayrıntılı planlar oluşturup konuya odaklanmaları, finans sisteminin bu faaliyetlere yoğun kaynak sağlamaya başlaması anlamına geliyor. Ancak yönetimin hedefi yalnızca bu alandaki ekonomik faaliyetlerin artması değil, teknolojik değişimle kabuk değiştirmesi, bilimsel, teknolojik gelişim ve inovasyon yoluyla deniz kaynaklarını yeni ve daha etkin, etkili biçimde ekonomik değere çevirecek gelişmelerin sağlanması. Konuya ilk eğilindiğinde ana hedef büyüme ve gelişme iken ülke yönetimi giderek sürdürülebilirlik boyutuna daha çok önem veriyor. Deniz kaynaklarının doğru kullanılmadığında bir süre sonra tükeneceğinin farkına varmış olarak ülke yönetimi çevreyi koruma, kaynakları yıkıma yol açmadan değerlendirme konusuna giderek daha çok önem veriyor. Bu doğrultuda konu ile ilgili ilk Beş Yıllık Plan çerçevesinde, Shandong Yarımadası Mavi Ekonomi Bölgesi oluşturuldu. Birkaç şehir içeren, deniz bilimleri ile ilgili üniversiteler ve araştırma kurumları olan bölgeye verilen misyon, inovasyona dayalı ve sürdürülebilir bir mavi ekonomi için yöntemler, yenilikler, bir sanayi sistemi geliştirmekti. Bu hedef çerçevesinde bölgede birçok örnek teknoloji üssü ve üretim öbekleri oluşturuldu. Bu ilk bölgeyi ülkede başka benzerleri takip etti.

 

MAVİ ORTAKLIKLAR

 

Ülke yönetimi için mavi ekonomi konusunun bir de uluslararası ilişkileri geliştirme boyutu var. 2017 yılında açıklanan bir yaklaşımla Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde AB, Afrika ülkeleri, Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği ile oluşturulan mavi ortaklıklar bunun bir örneği. 2011 yılından bu yana iki yılda bir Çin’de düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Ülkeleri Mavi Ekonomi Forumu da bir diğer örnek. Mavi ekonomi yaklaşımının bir de stratejik boyutundan söz edilebilir. Ülke yönetiminin dile getirdiği büyük bir deniz gücü olma hedefi, denizle ilgili bilgi, beceri, teknoloji, üretim kapasitesinin gelişmesini gerektiriyor. Hiç kuşkusuz mavi ekonomi alanındaki bu girişimler, bu yönde de önemli katkılar sağlıyor. Çin’in bu süreç içinde dünya ticari gemi üretiminin yarısından fazlasını yapar durumuna gelmesi de bu çerçevede ele alınabilir.

26 Şubat 2024 Pazartesi