Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Diğer Yazıları

Adnan Ertemel

Bir dünya hayal edin... Size ait her türlü verinin ne zaman, kim tarafından, ne amaçla kullanıldığını sorgulayıp bildiğiniz gerçek anlamda şeffaf bir dünya… Devlet dahil hiçbir merkezi yapının sizden habersiz, sizin hakkınızda bilgi toplayamadığı ve atılan her adımın kanun karşısında hesabının sorulabildiği bir dünya...

GÜVEN PROTOKOLÜ

Bu dünya blockchain teknolojisiyle mümkün... Blockchain teknolojisi, dijital dünyanın eksik kalan en önemli halkasını yani güven boyutunu tesis etmeyi vadediyor. Mevcut internetin üzerine eklemlenen yeni bir güven protokolü’ olarak tanımlanabilecek blockchain teknolojisi, normal zamanlarda az da olsa birbirlerine güven problemi olan tarafların aralarındaki her türlü (evet her türlü) işlemi, güven protokolü sayesinde gerçekleştirebilmesini mümkün kılıyor. Dijitalleşme ve internet altyapısına yeni bir boyutu – zaman boyutunu ekleyen ve Türkçe ‘kayıt-zinciri’ olarak adlandırılabilecek blockchain teknolojisi, kırılması mümkün olmayan kayıt zincirlerinin içerisinde belirli bir bilgi parçasını kronolojik olarak tarihçesiyle beraber tutarak taraflar arasındaki şeffaflığı üçüncü bir partiye ihtiyaç bırakmayacak şekilde sağlıyor. Aynı zamanda merkeziyetsiz bir açık defter mantığında çalışabilen bitcoin dahil binlerce kripto proje, blockchain teknolojisi üzerine bina edilmiş. Bitcoin özelinde kayıt zinciri, kimin kime kaç bitcoin gönderdiği bilgisini yani dijital parayı tutarken bambaşka amaçlar için de aynı mantıkla kullanılabiliyor. Örneğin, blockhain tabanlı bir proje olan Everledger, bir değerli mücevher mağazasında elinize aldığınız bir elmasın orijinal olup olmadığını, mağazaya gelene kadarki süreçte kimlerin elinden geçtiğini, hatta üretim sürecinde çocuk işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığını gizlenemez ve geri döndürülemez zaman kayıtlarıyla beraber sunuyor.

VERİLER GERÇEK SAHİBİNDE

Aynı şeffaf süreç, size ait olan; yüz tanıma kameraları, sağlık kayıtları, gerçek zamanlı konum bilginizi, giyilebilir (ya da vücut içine yerleştirilebilir) sensörlü cihazlarla elde edilen size ait kişisel verileri pandemi gibi olağandışı zamanlar dahil herhangi bir zamanda tam olarak kim tarafından hangi amaçla kullanıldığını belirlemek için de kullanılabilir. Verinin olması gerektiği gibi gerçek sahibinde yani bireylerde olduğu böyle bir dünyada bireylerin kişisel verilerin saklanması konusunda zihinlerindeki soru işaretleri de doğal olarak ortadan kalkacak.

Oysa günümüzde, devletler bir yana Facebook gibi şirketlerin bile kişisel verimizle ne yaptığını bilmiyor ve sorgulayamıyoruz. Bir süre önce yaşanan ve Facebook’u zor durumda bırakan Cambridge Analytica skandalı çok sayıda kullanıcının kişisel verisini amacı dışında kullanarak kullanıcılara farkında olamayacakları ölçüde kişiselleştirilmiş ve reddedemeyecekleri tarzda teklifler sunulabildiğini gözler önüne sermişti.

Geçtiğimiz yazıda değindiğimiz gibi pandemi gibi olağanüstü zamanlarda da sağlığımız için kişisel verilerden feragat etmememiz mümkün… Yeter ki, karar vericiler dürüst olsun…

24 Nisan 2020 Cuma