Dr. İlhami FINDIKÇI

Dr. İlhami FINDIKÇI

Diğer Yazıları


ifindikci@degerdanismanlik.com.tr

 

Liderlik, aile şirketlerinin en önemli sorunu dersek abartmış olmayız. Nitekim en küçük sosyal sistemden en büyüğüne kadar esasen belirleyici olan liderlik sürecidir. Sorunların ortaya çıkması da çözümlenmesi de liderlik sürecinin bir sonucudur. Dolayısıyla aile şirketlerinde aile, kurum ve her ikisinin birlikteliğini, iç içe geçmiş başarı öyküleri haline getiren de aile şirketini hızla yok olmaya götüren de genellikle doğrudan ya da dolaylı olarak liderlik süreci ile yakından ilişkilidir.

 

Düşünün ki, kurulmuş olan aile şirketlerinin yüzde 80 gibi ezici bir çoğunluğu, ikinci kuşağı görmeden yok oluyor. Yüzde 80 düzeyindeki bu başarısızlığın nedenlerine bakıldığında; liderlik, insan kaynağı, sektör, mali konular, kurumsallaşamama, değişime direnç gibi başlıklar öne çıkıyor. Esasen tüm alt başlıklar öyle ve böyle kurumun yönetimi ve dolayısıyla liderliği ile ilgilidir. Yani aile şirketindeki mali işler, insan kaynağı, sektörden kaynaklanan sorunlar da sonuçta kurumun üst yönetimi ile ilgilidir.

 

Ancak bir de doğrudan doğruya aile şirketindeki liderlikle ilgili olan, aile üyelerinin birbirlerine ve/veya kuruma, aileye liderlik etme tarzları ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Esasen bu tür sorunlar, çoğu zaman gölgede kalır yahut bilinmesi arzu edilmez ama doğrudan liderlik sorunu ile ilgili ciddi sorun yaşayan, çıkmaza giren aile şirketi sayısı az değildir.

 

AİLE ŞİRKETİ LİDERİ NASIL YETİŞİYOR?

 

Aslında oldukça uzun ve felsefi yönü de olan çok yönlü bir konu bu. Ama konuyu dağıtmadan öze bakarsak, aile şirketlerinin ilk kuruluş hikâyelerinde genellikle bir başarı öyküsü görüyoruz. Bu başarılarda sonuçta bir ya da birden çok kurucu olduğuna göre, sonuçta esas olan liderin başarı öyküsüdür. Yani bir aile şirketinden söz ediyorsak aslında bir liderlik öyküsünden de söz ediyoruz demektir. Daha da doğrusu bir aile şirketinin yaşam serüveni, genellikle bir liderin yaşam serüvenidir. İşte burada bütün mesele, insanın sınırlı olan hayatına karşılık insanın kurduğu birlikteliğin, işin, işletmenin mümkün olduğunca uzun ömürlü olmasını sağlamaktır.

 

Genellikle yokluktan, yoksulluktan, zorluktan, çetrefilli hayat koşullarından gelen ve başarı güdüsü yüksek olan, tipik liderlik özelliği gösteren, çalışma alışkanlığı çok olan lider kişilik, özel çabası ile bir işte başarılı oluyor. Sonra kendisi yetmemeye başladığından yanına en yakınlarını alıyor. Kardeşleri, akrabaları, çocukları işin içine girdiğinde bir aile şirketinin temelleri atılmış oluyor.  

 

İşini çok iyi bilen çizgi dışı lider; çok çalıştığı, işe odaklandığı, iş hayatının ilk yılları olması nedeniyle biraz da gözü kara hareket edebildiğinden işi hızla büyür ve gelişir. İlk zamanlarda hem iş hem işin etrafındaki aile üyeleri; liderin etrafında yekvücut olurlar. Adeta onun uydusu olurlar. Lider tek otorite merkezidir. Bir orkestra şefi niteliği ile lider, tüm sistemi kontrol eder, denetler.

 

AT ÜSTÜNDE FETIH DÖNEMİ BİTER

 

Bir benzetme yapmak gerekirse aile şirketinin ilk yaşam döneminde lider tek otorite merkezidir, hâkimdir, hızlıdır, başarılıdır ve her şey çok hızlı gelişir. Lider adeta eski dönem devlet yapılanmalarındaki padişahlar yahut krallar gibi hayatını at üstünde ve yeni coğrafyaları fethetmekle geçirir. Sürekli savaşır, yanında ordusu vardır, hareket halindedir, emirler tek merkezlidir. Bu durumda ülkenin toprakları genişler ve büyür, zenginlik artar.

 

Liderin biraz da gözü kara biçimde hızla büyüttüğü bu ülkede arzu edilen idare sistemi kurulamaz ise işte bu noktada kargaşalar, karışıklıklar, geçimsizlikler baş gösterir. Dünya liderlik tarihinde bunun birçok örneği var.

 

Şu halde aile şirketini ciro, kârlılık, üretim, pazar gibi rakamsal görünür ve ölçülebilir yönleri ile büyütmek gerekli ancak yeterli değildir. Kalıcı olmak için söz konusu büyümenin çok iyi bir idare sistemi, ortak bir kültür oluşumu ile taçlandırılması gerekir.

12 Haziran 2023 Pazartesi