Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

Öncekinden 27 yıl sonra yapılacak olan 3. Milli Kültür Şurası, 3 Mart’ta Cumhurbaşkanımızın huzurunda toplanıyor. Bu şura Nabi Hoca’nın Bakanlık görevindeki kalıcı en önemli icraatlara temel teşkil edecek. Üretilecek bilgilerinden hareketle Bakanlık için yenilik çıkartılabilirse şüphesiz. Raflarda kalacak bilgilerden bu millet usandı artık. Bu nedenle şura, Bakanlığın geleceği için büyük önem taşıyor.

Bilindiği üzere gerek bakanlar ve milletvekilleri gerekse bürokratlar arasında birçok akademisyen var. Ama en çok Prof. Dr. Nabi Avcı’ya ‘hoca’ denir, çok da yakıştırılır, tam da üzerine oturur bu unvan Nabi Hocamızın. İşte tam da bu yüzden her türlü eleştirilere uzun bir dönemdir muhatap olan Kültür Bakanlığı’ndan bu şura vesilesi ile beklenti düzeyi oldukça yüksek.

3. Milli Kültür Şurası, üç gün boyunca komisyonlar halinde İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde toplanacak ve Bakanlığın kültür kanadı ile ilgili çalışmalar yapacak. İlki 1982, ikincisi 1989’da yapılan Milli Kültür Şurası’nın 3’üncüsünü gerçekleştirmek için Nabi Hoca başta olmak üzere tüm Bakanlık iyi çalıştı. Kültür ve sanat dünyasının önemli isimleriyle gruplar halinde istişarelerde bulundu. Bu kapsamda İstanbul’da aralarında Beşir Ayvazoğlu, Hasan Bülent Kahraman, İskender Pala, Mehmet Çebi, Fatih Andı, Hasan Kaçan, Ali Saydam, Doğan Hızlan, Selim İleri, Ümit Meriç, Erhan Afyoncu, Haluk Dursun, Hayati Develi, Mustafa Ruhi Şirin, Kenan Gürsoy, Mahmut Erol Kılıç, Süleyman Seyfi Öğün, Hüseyin Besli, Nükhet Vardar, Deniz Bayrakdar, Ahmet Kot gibi isimlerin bulunduğu sanatçı, yazar ve akademisyenlerle bir araya geldi.

İyi bir kadro var, konular da hemen hemen eksiksiz dağıtılmış. Nabi Hoca ise herkesin ittifakla belirttiği gibi bu işin piri. Yani buradan helva yapılır demek. İşin özeti; beklenti yüksek. Bu durumda açıkça görünüm şu: 27 yıl sonra yapacaksın, bu kadar yetkin isimle sahneye çıkacaksın, başında işin piri bulunacak ve en önemlisi Reis-i Cumhur’un açıktan yetersizliğimizi ilan ettiği bir konu üzerinde olacaksın ve buradan kültür alanına ve Bakanlığa eleştirilere ilişkin pratik/uygulamaya dönük kararlar çıkmayacak.

Bu yüzden bütün şura üyeleri ve yöneticiler bu beklentiyi göze alarak çalışmalıdırlar. 15 yıllık iktidarın kültürel alandaki yetersizliğini ve yanlışlarını tümden ortadan kaldıracak kararlar alınmalıdır. Şura tabi ki birçok kararlar alacak. Zaten şura kararları Bakanlık için tavsiye hükmündedir. Fakat önemli olan şu: Bakanlık çekirdek bir kadro kurarak şura sonrası alınan kararlardan bütün toplumda heyecan uyandıracak yeni Kültür Bakanlığı’nı çıkarmalıdır. Toplumu ve Reis-i Cumhur’umuzu memnun edecek iş budur.

Yepyeni denince lütfen yıllardır tartışılan kültür ve turizmin ayrılması mevzusunu anlamayın. Benim anladığım; turizmi ayırmayan, içinde gören fakat ona kültürel bir format kazandıracak bir çözüme ihtiyaç var. Bir de hükümetin kültürle ilgili bütün konuları ve birimleri kendinde toplayan bir yaklaşıma. Bu alanın tek ve güçlü patronu olmasına. Etkinlik tarafının icrasının ise yerel unsurlara bırakılmasına. Bir de bütçe itibariyle de güçlü hale gelmesine.

Reis-i Cumhur’umuzun katılımları ve huzurlarında yapılacak şuraya da tamamen yenilenmek yakışır. Haydi Bismillah diyelim.

10’AR ÜYELİ 17 KOMİSYON

Şurada tam 17 komisyon yaklaşık 10’ar üyeli olarak toplanacak. Bu da ortalama 200 kişinin bizatihi varlığı demek. Komisyonlar ve başkanlarına fikir vermesi açısından kısa bir göz atalım:

Kültür politikaları Prof. Dr. A. Haluk Dursun
Kültür diplomasi Prof. Dr. Öcal Oğuz
Kültür ekonomisi Ali Saydam
Kültür varlıkları ve arkeoloji Nezih Başgelen
Sahne sanatları Prof. Dr. İskender Pala
Sinema-televizyon Prof. Dr. Deniz Bayrakdar
Müzik Dr. Savaş Barkçin
Görsel sanatlar Prof. Uğur Derman
Dil ve edebiyat Beşir Ayvazoğlu
Yayın ve kütüphanecilik Cevat Özkaya
Medya ve kültür Ayşe Böhürler
Çocuk ve kültür Mustafa Ruhi Şirin
Mimari ve kültür Prof. Dr. Suphi Saatçi
Şehir ve kültür Prof. Dr. Ümit Meriç
Yerel yönetimler ve kültür Prof. Dr. Şükrü Karatepe
Yurtdışı Türkler ve kültür Dr. Adnan Tekşen
Aile ve kültür Prof. Dr. Sefa Saygılı

27 Şubat 2017 Pazartesi