Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

2022 yılı, uzun bir zamandan sonra Türkiye’nin tekrar yüksek enflasyonu yaşadığı bir yıl olarak gerçekleşti. Elbette 2022’de sadece Türkiye’de değil, gelişmiş ülkeler dahil dünyanın hemen her tarafında enflasyon, özellikle de üretici fiyatları enflasyonu daha yüksek seyretti. Bunda Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle mal fiyatlarındaki özellikle temel hammadde fiyatlarındaki hızlı yükselişler temel neden olarak gösterilebilir. 

 

ENFLASYON GELİŞMELERİ

 

Ülkemizde de üretici fiyatları enflasyonu (ÜFE), tüketici fiyatları enflasyonunun (TÜFE) çok daha üzerinde seyretti. Yılın son ayında baz etkisinin de nedeniyle hem ÜFE’de hem de TÜFE’de önemli geri gelmelere şahit olduk. Enflasyondaki bu önemli geri gelmede 2021 aralık ayındaki çift haneli enflasyon rakamının yerine bu yılki yüzde 1.18 aylık artış rakamının girmesi, yıllık enflasyon rakamının bir anda 20 puan civarında geri gelerek yüzde 64.27 olarak gerçekleşmesinde önemli oldu. Yıl sonu itibarıyla yıllık ÜFE gerçekleşmesi de ilk defa keskin bir inişle yüzde 97.72 oranı ile yıl kapatıldı. Enflasyon anlamında asgari ücret artışı vs. etkisi nedeniyle ocak ayında biraz yükseliş beklense de, özellikle büyük marketlerin zam yapmamalarının ve kurdaki stabil trendin de etkisiyle daha yumuşak bir geçiş görebilme ihtimali bulunuyor. 

 

KREDİLERDE YENİ ÇIPA

 

2022 yılında en önemli gelişme olarak söyleyebileceğimiz, öteden beri uygulanagelen gösterge faiz ile enflasyonla mücadele klasik yönteminin tamamen devre dışı kalması, gösterge faizin sadece piyasada oluşan kredi faizi için bir çıpa olarak kullanılması en temel değişiklik oldu. Bu nedenle de artık Merkez Bankası’nın faiz kararları gündemin en önemli maddesi olmaktan çıktı. 2021 aralık ayının son yarısında ilan edilen ve 2023 yılı sonuna kadar da uzatılan kur korumalı mevduat uygulaması, üzerinde en çok tartışılan konulardan biri oldu. Kur korumalı mevduat nedeniyle hazineden ödenen toplam 92.5 milyar TL üzerinde tartışmalar yaratıldı. Bize göre, 2022’de enflasyonun kontrol altına alınabilmesinde kur korumalı mevduat uygulaması çok önemli ve anahtar bir rol üstlendi. Üstelik uygulanan fiziki kontrole dayalı ekonomi modeli ile kredi faizleri belli bir çerçevede tutulabildi; yatırım, ihracat ve tarıma yönelik selektif teşvik politikaları ile ekonominin önemli bir hasar almadan bu yılı tamamlaması mümkün olabildi. Zira, yıl ortalaması yüzde 72 civarında bir enflasyon gerçekleşirken kredi faizleri genel olarak yüzde 30’u aşmadı. Bu seçici politika sayesinde kısmen krediye ulaşmada sıkıntılar olduğundan şikayet edilse de, uygulanan bu sıkı kontrol politikası sayesinde ucuz finansman kullanarak döviz alımına yönelmek suretiyle kur üzerinde ilave baskı oluşturulması da önemli ölçüde engellenebildi. 

 

Merkez Bankası’nın uyguladığı karşılıklar politikası sayesinde kamunun daha uygun şartlarla borçlanması mümkün hale gelebildi. 

 

Dolayısıyla kümülatif bakıldığında kur korumalı mevduat için ödenen bedelden daha fazla bir faiz ödemesi olarak bütçe üzerinde oluşacak önemli bir faiz yükü de engellenebildi.

 

BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 

 

2022 yılında bütçe gerçekleşmeleri, 2021 yılından daha iyi sonuçlandı, bütçe açığı 139 milyar TL’de kaldı. Faiz dışı bütçe dengesi ise 171.9 milyar TL fazla ile gerçekleşti. Faiz ödemeleri, bir önceki yıla göre yüzde 71.9 artış ile 310 milyar TL olarak gerçekleşti. Bütçe tarafında en olumlu gelişme bütçe gelirlerinde oldu. Bütçe gelirleri yaklaşık yüzde 100 bir artış ile yılı kapattı. Vergi gelirlerinde yüzde 103’lük bir artış olması önemli. Vergi gelirlerinde en önemli artışın uygulanan ekonomi politikasının da etkisiyle yüzde 185.1’lik kurumlar vergisi artışı yanında, ithalde alınan katma değer vergisinde tahmin edileceği üzere yüzde 121 ile önemli bir artış olduğunu görüyoruz. Bütçe gerçekleşmele-rindeki bu iyi sonuçlarda ve cari açığın belli sınırda kalmasında elbette Rusya’ya olan doğalgaz ödemesinin bir bölümünün ertelenmesinin önemli bir etkisi oldu. 

 

SON SÖZ

 

Olağanüstü dönemlerde önemli olan, dönemdeki hasarı minimize ederek geçebilmektir. 2023 yılı içerisinde yeni gündeme getirilen üç aydan uzun vadeli TL mevduatta karşılık oranlarının sıfırlanması ve döviz kurundaki nispeten stabil gelişmeler şayet dövize olan talebin zaman içerisinde azalmasını ve TL yatırım araçlarına yönelinmesini daha fazla mümkün hale getirebilirse, enflasyonda daha hızlı ve kalıcı geri gelmenin mümkün olabileceğini ve yılsonu hedeflerinin gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz.

23 Ocak 2023 Pazartesi