tatil-sepeti

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır "Sürdürülebilirliği, kaynak verimliliğini, yenilikçi ve girişimci insan kaynağımızı güçlendirerek ülkemizi küresel ileri teknoloji üretim merkezine dönüştürme gayretindeyiz. Bilgi temelli ekonomimizi güçlendiriyoruz" dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Etkiyi Hızlandırmak: Geleceği Şekillendir, Birlikte Dönüştür" temasıyla Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Etki Yatırımı Zirvesi'nde, ekonomik getirinin yanında toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliği odağına alan etki yatırımlarının, Türkiye'nin cazibe merkezi haline gelmesinde önemli bir kilometre taşı olacağına inandığını söyledi.

 

Dünyanın, savaşlar, ticaret ve teknolojide korumacılık, salgınlar, iklim değişikliği, afetler, gıda, su, enerji, ham madde krizleriyle zorlu bir dönemeçten geçtiğine işaret eden Kacır, "Daha çok tüketim hırsı, daha fazla konfor arayışı ve sınırlı kaynakların kontrolsüzce harcanmasına bağlı olarak toplumlar bir dar boğazdan geçiyor." ifadesini kullandı.

 

Gelir ve servet dağılımında makasın açılmasına neden olan küresel ekonomik düzen ya da düzensizliğin sosyal ve beşeri maliyetleri de beraberinde getirdiğini belirten Kacır, şöyle devam etti:

 

"Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi modelinin inşası, gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakmak ve tabiattaki bozulmanın daha da onarılamaz, geri dönülemez düzeye ulaşmasına mani olmak için aciliyet arz ediyor. Türkiye olarak, sürdürülebilirliği, kaynak verimliliğini, yenilikçi ve girişimci insan kaynağımızı güçlendirerek ülkemizi küresel ileri teknoloji üretim merkezine dönüştürme gayretindeyiz. Bilgi temelli ekonomimizi güçlendiriyoruz. Refahın yurt sathında dengeli bir şekilde dağıtılması için çaba gösteriyoruz. Özellikle dijital ve yeşil dönüşümün sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanarak işletmelerimizin rekabetçiliklerini artırıyor, istikrarlı büyümemize hız kazandırıyoruz. Bu anlayışla pek çok programı hayata geçiriyoruz, öğren-dönüş programlarıyla, yalın üretim danışmanlık hizmetleriyle işletmelerimizin verimliliklerinde önemli düzeyde artış sağlayan 8 model fabrikayı kurduk."

 

"Önümüzdeki dönemde model fabrikalarımızın sayısını 14'e çıkaracağız." ifadesini kullanan Kacır, "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) işbirliğiyle 300 milyon avroluk finansmanı, dijital dönüşüm ihtiyaçlarını tespit eden ve yol haritalarını oluşturan KOBİ'lerimizin hizmetine sunuyoruz. Dijital Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Destek Programları ile sanayinin yeşil ve dijital dönüşümüne yönelik yatırımları öncelikli yatırımlar kapsamında değerlendireceğiz. Dünya Bankası işbirliğiyle 450 milyon dolar bütçeli Yeşil Sanayi Projesi'nde KOBİ'lerimiz öncelikli olmak üzere imalatçılarımızın yeşil inovasyon, yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği gibi alanlarda AR-GE ve yatırım faaliyetlerini destekliyoruz." diye konuştu.

 

Bakan Kacır, organize sanayi bölgelerinin Yeşil OSB'lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla Dünya Bankası destekli Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi'ni devreye aldıklarını, 300 milyon dolarlık finansman sunan bu programla OSB'lerin üretim verimliliğini, çevreye duyarlılığını ve uluslararası pazarda rekabet edebilirliğini üst seviyelere taşıdığını belirtti.

 

Kacır, "Rekabet gücü yüksek bir Türkiye için kritik teknolojilerde işletmelerimizin ikiz dönüşümünü sağlayacak ve ülkemizin teknolojik yetkinliğini artıracak adımları atmaya devam edeceğiz." dedi.

 

Teknoloji ve inovasyonun büyümenin anahtarı olduğu 21. yüzyılda teknoloji girişimlerinin destekçisi olmayı sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu, Bölgesel Girişim Sermayesi Fon Çağrıları, Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Tech-InvesTR programı gibi fonları ve eş finansman mekanizmalarıyla kamu kaynaklarının girişimciler için çarpan etkisi oluşturmasını sağladıklarını dile getirdi.

 

TÜBİTAK GİRİŞİMCİLİK DESTEK PROGRAMI İLE 2293 GİRİŞİMİN KURULMASINI SAĞLADIK

 

Kacır, "Gerçekleştirdiğimiz mevzuat düzenlemeleriyle AR-GE teşviklerimizden üst düzeyde yararlanan AR-GE merkezleri ve teknopark firmalarının yararlandıkları teşvikleri girişim yatırımlarına yönlendirdik." ifadesini kullandı.

 

Türkiye'de tohum ve tohum öncesi aşamasındaki girişimlerin ölçeklenmesinde öncü rol üstlenen TÜBİTAK Girişimcilik Destek Programı (BiGG) ile 2293 girişimin kurulmasını sağladıklarını belirten Kacır, "Girişimlerimizin küresel pazarlara açılmasında ihtiyaç duydukları destekleri bütüncül olarak sunan Turcon 100 Programı'nı hayata geçirdik." diye konuştu.

 

Kacır, "Tüm bu programlarla Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aralarından 100 girişimin 2030 yılına dek milyar dolar değerlemeyi aşmasını sağlayacağız. Sürdürülebilirlik kavramı her alanda olduğu gibi finans dünyasında da giderek daha fazla önem kazanıyor. Küresel ekonomik sistemdeki değişimlere paralel, yatırımcılar giderek daha fazla sosyal ve çevresel etki oluşturma hedefine odaklanıyor." dedi.

 

Bu bağlamda, sürdürülebilir finansal araçlar ve etki yatırımının, finansal karlılıkla birlikte sosyal ve çevresel kazanımlar elde etmeyi amaçlayan bir strateji olarak öne çıktığına işaret eden Kacır, şunları söyledi:

 

"Finans sektöründeki bu dönüşüm, toplumsal ve çevresel sorumluluğunun bilincinde olan yeni bir yatırım perspektifi sunuyor. Ülkemiz de potansiyelini ortaya koyarak, doğu ile batı arasında köprü göreviyle etki yatırımı için bölgesel pazara giriş noktası olma yolunda önemli bir rol üstleniyor. Bizler de bu bilinçle etki yatırımını ülkemizde ana akım bir yatırım tercihi haline getirerek Türkiye Yüzyılı'na giden yolu birlikte inşa ediyoruz. Bu alanda öncü bir destek programı başlattık. Ankara Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen Etki Yatırımına Yönelik Bölgesel Girişim Sermayesi Mali Destek Programı ile Ankara ve deprem bölgesindeki şehirlerimizde hızlı büyüme ve katma değer oluşturma potansiyeli taşıyan pozitif ve ölçülebilir sosyal ve çevresel etki oluşturabilecek girişimlere finansman desteği sağlıyoruz. Ajansın yatırımcı olacağı girişim sermayesi fonları ile girişimcilik ve yenilik ekosisteminin geliştirilmesini ve güçlendirilmesini hedefliyoruz."

 

"Bu fonlar aracılığıyla 250 milyon liralık taahhütle toplamda 1 milyar liralık bir etki yatırımı oluşturuyor olacağız." diyen Kacır, şunları ifade etti:

 

"Geçtiğimiz yıl bir ilki gerçekleştirerek Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü'müzün koordinasyonunda İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından Genç İstihdamı Sosyal Etki Tahvili Uygulaması: İstanbul Kodluyor Projesi'ni hayata geçirdik. Gençlerimizin istihdamını sağlama yolunda özgün bir uygulama olarak performansa dayalı ödeme yöntemiyle yenilikçi bir yaklaşım kurguladık. Sosyal etki tahvili finansman aracı, etki yatırımcısı projemize ön finansman sağlıyor. Ortaya koyduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirmeleri durumunda kendilerine İstanbul Kalkınma Ajansı'mız ödeme yapacak. Proje kapsamındaki hedef grup, son 1 yılda işsiz olan 18 ila 35 yaş grubundaki gençlerimiz. 1 milyon 250 bin dolar bütçeli bu projeyle 550 gencimizin bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe istihdam edilmesini hedefliyoruz."

 

Bakan Kacır, "İstanbul'da pilot uygulama olarak başladığımız ilk sosyal etki tahvili uygulaması, gelecek dönemde yürüteceğimiz çalışmalara da örnek teşkil edecek. Bizler de bu anlayışla, ülkemizin dört bir yanında farklı sektörlerde etki yatırımcılığı uygulamalarını yaygınlaştıracağız." dedi.

 

Projeye şimdiye kadar 11 bin 500 gencin ön başvuru yaptığını belirten Kacır, bu gençler arasından seçilen 856'sının mesleki ve profesyonel gelişim eğitimlerine başladığını söyledi.

 

Kacır, "Bu eğitimler, gençlerimizi doğrudan çalışma hayatına hazırlayacak. Daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kalkınma için etki yatırımcılığını desteklemeye, etki yatırımcılarımızla işbirliği içinde yeni projelere imza atacağız. Etki yatırımlarını özellikle yerelde kalkınma hamlemizin güçlü bir itici gücü olarak değerlendireceğiz." diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat da etki kavramını, tüketim, istihdam ve ekonomi ile ilgili her kararı etkileyen risk, getiri ve etki sarmalının bir parçası olarak toplumun DNA'sına yerleştirmek ve ekonominin itici gücü haline gelmesinin şart olduğunu dile getirdi.

 

Polat, şunları kaydetti:

 

"Eskiler Anadolu'da toprağa tohum atılırken 'kurda, kuşa ve aşa' denilirdi. Belki hala böyledir. Aslında bu söz, atılan tohumun bizim için sadece bir getiri perspektifiyle değil, hem çevresel etkisini hem de sosyal faydasını içeren bir motivasyonla yapımının çok güzel bir örneği. Aslında DNA'mızda çoktan mevcut olan bir konu. Sürdürülebilir kalkınmanın ve büyümenin en büyük itici gücü olan yatırımlar ve bu yatırımların finansmanına yönelik küresel anlamda birçok model var. Hem özel hem kamu tarafında. Ekonomiler büyüdü, istihdamlar oluşturuldu. Risk, getiri ve etki üçlüsünde etki tarafındaki eksiklikler sosyal ve çevresel risklerinizi artırdığı gibi uzun vadede aslında getiri tarafındaki kısmı da hem bizlere hem de gelecek nesillere bir maliyet unsuru olarak ortaya çıkacağı bilinmekte. Bu çerçevede hem devletler hem özel sektör nezdinde yeni modellerin arandığı bir dönemde etki yatırım modeli ekonomik getiriyi toplumsal ve çevresel faydayı gözeterek yeni bir gelişim modeli olarak önem kazanmıştır."

23 Mayıs 2024 Perşembe

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Eylem Planının uygulanmasına başlandı.

Yılmaz, 2024-2025 dönemini kapsayan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Eylem Planı'nın, bugün itibarıyla yayımlanıp uygulanmaya başlandığını belirtti.

 Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye hedefleri doğrultusunda hazırladıkları Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin (UYZS) 2024-2025 dönemini kapsayan eylem planını, tüm bakanlıklar ile ilgili kurum ve kuruluşların, özel sektör ve STK'lerin geniş katılımıyla güncellediklerini ifade etti.

UYZS Eylem Planımız, Türkçe büyük dil modelinin geliştirilmesi, küresel firmalarla bilgi ve tecrübe paylaşımına yönelik işbirliklerinin ilerletilmesi, yapay zeka girişim ekosisteminin geliştirilmesi, yapay zeka alanında yetkin işgücünün artırılması, yerli yapay zeka uygulamalarının çoğaltılması, Türkiye'yi küresel oyuncu haline getirecek işlemci altyapısının geliştirilmesi gibi önemli eylemler içeriyor."

 

Yılmaz, bir yandan bu eylemlerin en hızlı ve etkili şekilde hayata geçirilmesini takip ederken, bir yandan da yapay zeka teknolojisindeki gelişmeleri izleyerek tüm paydaşlarla birlikte dinamik bir şekilde eylemleri güncellemeye devam edeceklerini vurguladı.

 

Türkiye'nin yapay zeka atılımına katkı veren Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara, görüş ve önerileri ile katkı sunan STK'lere teşekkür eden Yılmaz, eylem planının ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Teknopark İstanbul bünyesi ile Türkiye’nin ilk ve en büyük, dünyanın sayılı kuluçka merkezi Cube Incubation’ın desteğiyle yapılan Cubeforward Programı içinde , ArVis Teknoloji ve Roket Akademi Teknoloji işbirliğiyle hazırlanan ‘CubeForward | ArVis Deeptech AI’24 Yapay Zeka Staj Programı’ başladı.


Cube Incubation Cubeforward Programı kapsamında her sene düzenlenen yapay zeka staj programı ArVis DeepTech/AI’ye 63 farklı şehir, 138 farklı üniversite, 62 farklı bölümden 926 öğrenci başvurdu. 16 Temmuz’da başlayan program, 27 Ağustos’a kadar sürecek. 

 

DERİN TEKNOLOJİ

 

Yapay zeka konusunun tüm yönleriyle çalışılacağı 6 hafta sürecek program sonunda, 29 Ağustos tarihinde tüm projelerin çıktılarının proje grupları bazında sunulacağı Büyük Final Demo Day Etkinliği gerçekleştirilecek. CubeForward | ArVis Deeptech AI’24 Yapay Zeka Staj Programı, üniversitelerin zorunlu staj kapsamındaki ihtiyacı ve süreci karşılıyor. 

 

Staj programının ilk adımında, farklı kategorilerde derin teknoloji ve yapay zeka çalışmaları içeren proje çalışma grupları oluşturulacak. Stajyerlere, görüntü işleme ağırlıklı konular başta olmak üzere yapay zeka alanında seçilecek proje konusu üzerinde problemi tanımlama, problemi çözme, veri işleme, temel makina öğrenmesi, derin öğrenme teknikleri ile proje çalışması yapılması, model geliştirme, sunucu-pc donanım bazlı veya gömülü sistem uygulamalarında kullanabilme, süreç ve proje yönetme gibi temel Ar-Ge yetkinliklerinin kazandırılması hedefleniyor.

 

SEKTÖREL EĞİTİM

 

Yine program kapsamında yapılacak çalışmaların gerçek hayatta uygulanabilirliği üzerine ürün geliştirme aşamaları da örneklemeler ile stajyerlere aktarılacak. Yapay zeka ile ilgili akademik ve sektörel eğitimler, seminerler ile kariyer yönetimi, CV hazırlama eğitimleri alanında değerli uzmanlar tarafından verilecek. Programı başarıyla tamamlayan stajyerlere sertifika verilecek. Program ayrıca erken dönem staj başvurularında elenmiş, seçilememiş ve stajını tamamlayamayacak olan tüm Türkiye’deki üniversite öğrencilerine geç dönem zorunlu staj başvurusu ile fırsat eşitliği sunuyor.

 

GELECEĞE YATIRIM

 

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Fatih Özsoy, öne çıkan yapay zeka konusunda özellikle gençleri kapsayan çalışmaların içinde yer almaktan mutluluk duyduklarını belirtti. Özsoy, 2021’de başlayan ve bu yıl 4’üncüsü düzenlenen programla yapay zeka alanına ilgi duyan üniversite öğrencilerinin teknolojik gelişimini destekleyerek dünya gençleriyle yarışabilir seviyeye getirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, şunları söyledi: ”Yeni nesil teknolojilerde yapay zeka ve siber güvenlik odağında yenilikçi yaklaşımların ortaya çıkmasına katkı sağlamanın ülkemizin geleceğine yapılan en büyük yatırım olduğuna inanıyoruz. Katılımcı sayısının her geçen yıl artması umudumuzu artırıyor. Programın bir başka artı yanı da zorunlu staj ihtiyacı olan üniversite öğrencisi gençlerin proje bazlı staj ve eğitim programıyla mezuniyetlerine destek olmasıdır.”

23 Temmuz 2024 Salı