Salı, 03 Ekim, 2023
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bu yıl yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geleceğini belirterek, "Türkiye, 2026'da Dünya Bankasının tanımıyla yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak." dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen ve Türk diasporasının önemli isimlerini bir araya getiren Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı, Haliç Kongre Merkezi'nde devam ediyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen etkinliğin gala yemeğinde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, kurultaya Almanya'dan gelerek katıldığını ve orada Almanya'nın en büyük 50 firmasının CEO ve CFO'larının olduğu bir etkinlikte Türkiye'nin yeni programını anlattıklarını söyledi.
Dünyanın düşük bir büyüme döneminde olduğuna işaret eden Şimşek, "Önümüzdeki 5 yıl ortalama yüzde 3 civarında küresel büyüme öngörülüyor. Bu kısmen tabii ki yüksek enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmayı yansıtmakla birlikte aslında daha yapısal birtakım karşı rüzgarları yansıtıyor. Çünkü dünya çok büyük bir borç içinde ve bu büyümeyi sınırlıyor. Nüfusta ciddi bir yaşlanma söz konusu. Yatırımlarda nispeten düşük bir seyir var. Verimlilik düşük seyrediyor. Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde zaten büyümeyi sınırlıyor." ifadelerini kullandı.
YAKIN VE DOST ÜLKELERDEN TEDARİK NOKTASINDA TÜRKİYE'NİN ÖN PLANA ÇIKACAĞINA İNANIYORUM
Ancak daha da önemlisi dünyada çok ciddi bir jeopolitik çöküntü olduğunu belirten Şimşek, "Yani dünya aslında son yıllarda büyük bir çekişme nedeniyle korumacı bir patikada yoluna devam edecek gibi görünüyor. Tabii ülkemiz için bu önemli fırsatlar da içeriyor. Ülkemiz açısından baktığımız zaman özellikle pandemi sonrası da bir trende dönüşmüş olan yakın yerlerden tedarik veya dost ülkelerden, piyasalardan tedarik trendi çok önemli bir trend. Dolayısıyla ben Türkiye'nin o açıdan çok büyük avantaja sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa Birliği gibi çok önemli bir bölgeye sadece coğrafi anlamda yakın değiliz. Gümrük Birliği'yle ve uzun süredir devam eden adaylık ilişkisi nedeniyle dost ülkelerden tedarik kategorisine yakın piyasalardan tedarik özelliğine sahip bir ülke. Benzer bir şekilde aslında Orta Asya'yla, Balkanlar'la, Orta Doğu'yla, hatta Afrika'yla yine yakın ve dost ülkelerden tedarik noktasında ben Türkiye'nin ön plana çıkacağına inanıyorum. Bu trend bizim lehimize." şeklinde konuştu.
ENFLASYONLA MÜCADELEDE KARARLIYIZ. DAHA ÖNCE BAŞARDIK, TEKRAR BAŞARACAĞIZ
Bu noktada önce makrofinansal istikrarın tesis edilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
"Bizim programın üç tane temel bileşeni var. Birinci bileşeni dezenflasyon. Yani fiyat istikrarının tekrar sağlanması. Maalesef dünyada da pandemi sonrası çok yüksek enflasyonist bir dönem söz konusu ama tabii Türkiye'de enflasyon çok daha yüksek seviyelerde. Enflasyonun yüksek olduğu yerlerde iş yapmak kolay değil. Öngörülebilirlikten, sürdürülebilir büyümeden bahsetmek zorlaşıyor. Türkiye'yi tekrar yüksek, sürdürülebilir, dengeli bir büyüme patikasına sokmak için enflasyonla mücadelede kararlıyız. Daha önce başardık, tekrar başaracağız.
Dezenflasyon programı deyince aklımıza tabii ki parasal sıkılaşma geliyor. Dünyada da öyle... Aslında sadece Türkiye'de değil. Bakın size bir rakam vereyim. Son 21 ayda 12 gelişmiş ülke toplam 107 kez, 22 gelişmekte olan ülke ise 162 kez faiz artışına gitti ve şu anda küresel enflasyon aşağı yönlü bir trend idi ama uzun vadeli ortalamaların hala çok üzerinde. Dolayısıyla ülkemizde de bir parasal sıkılaşmaya gidiyoruz. Aynı zamanda seçici kredi sıkılaşmasına da gidiyoruz. Bunun amacı kıt olan imkanlarımızın üretken alanlara kanalize edilmesidir."
BU DÖNEMDE EN BÜYÜK ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİ DE İHRACAT
Bu dönemde en büyük önceliklerinden birinin de ihracat olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
"İhracat dediğiniz zaman tabii ki işin içinde üretim var, istihdam var, yatırım var. Dolayısıyla aslında Cumhurbaşkanımızın da hep vurguladığı gibi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifine sahibiz. Ülkemizdeki kıt kaynakların bu alana kanalize olması noktasında kararlıyız. O nedenle de seçici kredi düzenlemelerine gidiyoruz. Bunun yanında tabii miktarsal sıkılaştırma da söz konusu ve bir bütünlük içerisinde baktığımız zaman önümüzdeki dönemde tabii ki enflasyonun özellikle 2024’ün ikinci yarısından sonra çok ciddi bir şekilde aşağı yönlü kalıcı bir trende girmesini bekliyoruz. Çünkü para politikası gecikmeli olarak çalışıyor. Kredi politikası, benzer şekilde maliye politikası tabii depremin etkisiyle bir süre daha genişleyici gibi görünebilir ama depremin etkilerini bir kenara bıraktığımız zaman aslında biz tekrar Maastricht kriterlerine ulaşmaya yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Bu tedbirler sayesinde maliye politikasındaki bozulma geçici olacak."
ENFLASYONLA MÜCADELE SADECE PARA POLİTİKASI ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEBİLECEK BİR MÜCADELE DEĞİL
Mehmet Şimşek, ekonomi programın ikinci önemli bileşeninin maliye politikası olduğunu vurgulayarak, maliye politikasının geçmişte Türkiye’nin en güçlü tarafı olduğunu, deprem etkileri bir kenara bırakıldığında tekrar o noktaya bu program döneminde dönüleceğini söyledi.
2026’da deprem etkisi hariç bütçe açığının yüzde 3’ün ciddi bir şekilde altında olacağını ifade eden Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla hem Maastricht kriterlerini yakalamış olacağız hem de aslında son 20 yılda yakaladığımız ortalamalara yakın bir açıkla yolumuza devam edeceğiz. Maliye politikası ve para politikası ahenkli bir şekilde gidecek. Çünkü enflasyonla mücadele bizim gibi ülkelerde sadece para politikası üzerinden yürütülebilecek bir mücadele değil. Çünkü para politikasına aktarım mekanizması gelişmiş ülkelerdeki gibi çok iyi çalışmıyor bizim gibi ülkelerde. Çünkü para ikamesi var. Başka bir sürü faktör var. Bunların da farkındayız. O nedenle biz maliye politikası olarak da tabii deprem yaralarını sararken bir taraftan da para politikasını destekleyici bir noktaya gelmek arzusundayız. Onun için de zaten gereken tedbirleri aldık. Almaya devam edeceğiz."
ÜLKEMİZİ, GELİŞMİŞ ÜLKELERLE HIZLI BİR ŞEKİLDE ARAYI KAPATAN BİR PATİKADA BÜYÜYEN NOKTAYA GETİRECEĞİZ
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, uygulanan ekonomik programın çok önemli bir bileşeninin de yapısal dönüşüm, yani yapısal reformlar olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Vergiden tutun yatırım ortamına kadar birçok alanda 7 ana başlık altında Türkiye'nin yapısal dönüşümü için çalışmaya devam edeceğiz. Yapısal dönüşümden maksadımız verimlilik artışını sağlayacak önemli düzenleme ve uygulamalardır, doğru alanlara yatırımdır. Çünkü yatırım ve rekabet ortamının iyileştirilmesi, Türkiye'de inovasyonun ve verimliliğin anahtarıdır. Dolayısıyla biz tekrar ülkemizi gerçekten gelişmiş ülkelerle hızlı bir şekilde arayı kapatan bir patikada büyüyen noktaya getireceğiz. Bu sene tabii ki bizim tahminlerimize göre, Türkiye yaklaşık ilk defa bu sene 1 trilyon doların üzerine çıkacağız. Yuvarlamam gerekirse (bu yıl) yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geleceğiz. Bu önemli. Bu program dönemi sonunda yani 2026'da, Türkiye, 2026'da Dünya Bankasının tanımıyla yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak. Bu çok önemli bir eşik. İnanıyorum ki biz bunu başaracağız. Bunun ön koşulu fiyat istikrarıdır."
15 Eylül 2023 Cuma
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 1.82 değer kazancıyla günü 8.486,96 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu 8.511,61 puana taşıdı.
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 152,02 puan artarken, toplam işlem hacmi 152,9 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 2,20 ve holding endeksi yüzde 2,21 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 4,52 ile spor, en çok kaybettiren ise yüzde 0,70 ile tekstil, deri oldu.
ABD'de, eylül ayı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 48,9'dan 49,8'e revize edildi. Endeks, ağustosta 47,9 değerinde gerçekleşmişti. Ülkede, ISM imalat sanayi PMI ise eylülde 1,4 puan artarak 49 seviyesinde gerçekleşti.
Analistler, ABD'de açıklanan imalat sanayi PMI ve ISM imalat sanayi PMI verilerindeki yükselişe karşın hala 50 seviyesinin altında olduğunu ve ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin devam ettiğini söyledi.
ABD'de iş gücü piyasasının Fed'in "şahin" adımlarına karşın hala çok sıcak olduğunu belirten analistler, bu hafta açıklanacak istihdam raporundaki verilerden alınacak sinyallerin Banka'nın politika adımları üzerinde etkili olabileceğini söyledi.
Yarın yurt içinde enflasyon, yurt dışında ise ABD'de JOLTS açık iş sayısının takip edileceğini dile getiren analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.400 ve 8.500 seviyesinin direnç, 8.300 ve 8.200 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, eylül ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) yüzde 5,0 artmasını bekliyor.
AA Finans'ın, TÜİK tarafından yarın açıklanacak eylül ayı enflasyon verilerine ilişkin beklenti anketi, 12 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı. Ekonomistlerin eylül ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 5,00) göre bir önceki ay yüzde 58,94 olan yıllık enflasyonun yüzde 61,91'e çıkacağı hesaplanıyor.
Öte yandan, ekonomistlerin 2023 sonu enflasyon beklentisi eylülde yüzde 65,50 oldu.
02 Ekim 2023 Pazartesi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 220 Katar şirketinin Türkiye'de önemli projelere imza attığını belirterek, "Katar'ın Türkiye'deki yatırımları 20 milyar doları aşmış durumda" dedi.
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından organize edilen Türkiye-Katar Ticaret Heyeti ve ikili iş görüşmeleri Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında konuşan Bolat, EXPO Doha 2023'ün açılışı vesilesiyle geniş bir heyet ile Katar'a geldiklerini belirterek, Katar'ın Dünya Kupası organizasyonunun ardından EXPO gibi dünyanın en prestijli organizasyonlarından birine daha ev sahipliği yapacağını söyledi.
EXPO'daki Türkiye pavilyonunun açılışını gerçekleştirmek için Türkiye'den güçlü bir ticaret heyetin geldiğini bildiren Bolat, şöyle devam etti: "Tüm dünyadan gelecek yüz binlerce misafire Türkiye'yi tanıtmak gayesiyle buradayız. Ayrıca bir ticaret heyeti düzenledik. Bu yılki üçüncü ticaret heyetimiz olmuş oldu. Mart ayında doğal taş ihracatçılar heyetiyle buradaydık. Savunma sanayi fuarıyla buraya geldik. Temmuz ayında da Cumhurbaşkanımızın başkanlığında 200 iş insanıyla buradaydık. Bugün de TİM'in organizasyonuyla buradayız. Programımıza 300'e yakın Katarlı iş insanı katılıyor. Bu da ayrıca mutluluk verici."
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Katar'ın uzattığı yardım elinden dolayı teşekkür eden Bolat, "Türkiye'yle Katar sadece dost, komşu ve kardeş ülke değil, aynı zamanda stratejik ortaklar. Liderlerimiz önderliğinde mükemmel düzeydeki siyasi ilişkilerimizi son yıllarda ekonomi, ticaret, yatırım ve müteahhitlik hizmetleri ve turizm alanında sürdürüyoruz. Ayrıca, üçüncü ülkelerde ortak projeler de geliştiriyoruz." diye konuştu.
Bolat, Türkiye ile Katar arasında yakın zamanda imzalanan ticaret anlaşmalarıyla ticaret hacminin artacağına değinerek, "Bu anlaşmayla beraber şu anda 2,3 milyar dolar olan karşılıklı ticaretimizin ve yatırımların daha da artacağına inanıyoruz. Türkiye'den Katar'a ciddi yatırımlar var, 727 Türk firması Katar'da iş yapıyor. 220 Katar şirketi Türkiye'de önemli projelere imza attı. Katar'ın Türkiye'deki yatırımları 20 milyar doları aşmış durumda." ifadelerini kullandı.
Türk müteahhitlerinin Katar'ın alt ve üst yapısının gelişmesinde büyük projelere imza attığını ve 18-19 milyar dolarlık hizmeti başarıyla tamamladıklarını aktaran Bolat, Türkiye ve Katar'ın Kalkınma Yolu Projesi'nde de iş birliğinde olduğunu sözlerine ekledi.
"YAKIN SİYASİ İLİŞKİLER, TİCARİ İŞ BİRLİKLERİNİ GÜÇLENDİRMEYE İMKAN SAĞLIYOR"
TİM Başkanı Mustafa Gültepe de 53 ihracatçı firmadan 61 temsilcinin aralarında bulunduğu 115 kişilik bir heyetle Doha'ya geldiklerini belirterek, heyetin 27 ihracatçı sektörün tamamını temsil ettiğini belirtti.
Türkiye ve Katar’ın dostluğu birçok kez sınandığını ve iki ülke arasında bugün dostluğun ötesinde güçlü bağlar bulunduğunu ifade eden Gültepe, "Katar’a ihracatımız son 10 yılda 6 kat arttı. 10 yıl önce Katar’ın ithalatındaki payımız yüzde 1 düzeyindeydi. Oran bugün yüzde 4,5 düzeyine gelmiş bulunuyor. Geçen yıl Katar’a 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik." dedi.
Gültepe, ihracatçıların yurt dışındaki mevcut iş birliklerini güçlendirmenin ve potansiyel alıcılarla buluşmalarını sağlamanın kendilerinin öncelikli görevleri arasında bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Küresel ticarette trendlerin değiştiği bir süreci yaşıyoruz. Yakından tedarik, dost ülkelerle ticaret ve bölgeselleşme gün geçtikçe daha fazla önem kazanıyor. Türkiye, bölgenin en önemli üretim merkezi kimliğiyle yakın çevresine güçlü bir ortaklık sunuyor. Katar’la uyumlu olan ekonomik yapımız iki taraf için de önemli fırsatları barındırıyor. Konjonktürün lehimize olduğu bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Geçen yıl 5 bin 50 firmamız Katar’a 1,5 milyar dolarlık ihracat yaptı. 27 sektörümüzün tamamı Katar’a ihracat gerçekleştirdi. Geçen yıl 18 sektörümüzün ihracatında artış kaydettik. İhracatımız, savunma ve havacılık sektöründe 290 milyon dolara, mobilya sektöründe 177 milyon dolara, elektrik elektronik sektöründe 124 milyon dolara ulaştı. Makine, elektrik, mücevherat ve değerli metal eşyalar ile otomotiv sektöründe çok ciddi fırsatlarının olduğunu gözlemliyoruz."
Gültepe, hükümetler arasındaki yakın siyasi ilişkilerin, ticari iş birliklerini güçlendirmeye imkan sağladığını belirtirken, ticaret heyetlerini de iş birliklerini geliştirmenin en önemli araçlarından biri olarak gördüklerini sözlerine ekledi.
02 Ekim 2023 Pazartesi
02 Ekim 2023 Pazartesi
02 Ekim 2023 Pazartesi
02 Ekim 2023 Pazartesi
02 Ekim 2023 Pazartesi
02 Ekim 2023 Pazartesi