Uzayda milli çıkarların korunmasına odaklanan Türkiye, Milli Uzay Programı'nda belirlediği hedefleri gerçekleştirmenin yanı sıra yeni adımlarla adından söz ettirmeye hazırlanıyor.


Türkiye, son dönemde kara, hava ve denizde olduğu gibi uzayda da menfaatlerini korumak adına faaliyet alanını genişletiyor.

 

Uzay ve havacılık sektörü, Türkiye'ye kazandıracağı ekonomik faydanın yanında televizyon yayıncılığı, internet, telefon hizmetleri, optik ve radar görev yüklerine sahip uzay araçlarıyla yeryüzünün hassas bir şekilde izlenmesi, navigasyon uydularıyla akıllı ulaşım uygulamaları, şehircilik, tarım gibi alanlarda birçok hizmetin sağlanmasını mümkün hale getirerek katma değer yaratıyor.

 

Bu nedenle uzay stratejisinin verimli, güvenli ve sürdürülebilir şekilde gerçekleştirilmesi ülkeler için büyük önem arz ediyor.

 

Türkiye son yıllarda özellikle Milli Uzay Programı ve TEKNOFEST'ler kapsamında uzay, havacılık ve teknoloji alanında ivme yakaladı.

 

"Bir çocuk gelsin uçağa dokunsun" sloganıyla çıkılan yolda binlerce gencin bilimle buluşması ve bu alanda projeler geliştirerek Türkiye'nin uzay yolculuğunda basamak koyması sağlandı.

 

"UZAY DİPLOMASİSİ" HIZLANDI

 

Bursa'daki Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), "Dünya Uzay Haftası'nın ulusal koordinatörü" seçildi.

 

Dünyada ün yapmış astronot ve kozmonotların katılımıyla Uzay Kaşifleri Derneğinin düzenlediği Gezegen Kongresi de Türkiye'de yapıldı. GUHEM'de eylül ayında 5 gün süren kongrede 70'i aşkın dünyaca ünlü astronot ağırlandı.


Türkiye Uzay Ajansı (TUA) da Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından 11 yıldır düzenlenen, dünya ve uzayda karşılaşılan zorluklara açık kaynaklı çözümler üretilerek problemlerin ortaklaşa çözülmesinin amaçlandığı Space Apps Challenge'ın (Uluslararası Uzay Uygulamaları Yarışması) bu yılki paydaşlarından biri oldu.

 

TÜRKİYE IAC ORGANİZASYONUNA TALİP

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, TEKNOFEST ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, beraberlerindeki heyetle Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen dünyanın en büyük uzay organizasyonu "Uluslararası Uzay Kongresi"ne (IAC) katıldı.

 

Heyet, kongrede söz konusu organizasyonun 2026 yılında Antalya'da gerçekleştirilmesi için sunumlar yaptı. Nihai kararın kısa süre içinde açıklanması bekleniyor.

 

Organizasyonu Türkiye'nin üstlenmesi halinde etkinliğin Antalya Diplomasi Forumu'nun düzenlendiği NEST Kongre Merkezi'nde yapılması planlanıyor.

 

Bu yıl gerçekleştirilmesi planlanan üçüncü Antalya Diplomasi Forumu'nda "Uzay Diplomasisi" başlığına da yer verilecek. Düzenlenecek panele, uzay alanında uluslararası konukların davet edilmesi öngörülüyor.

 

TUA VE MİLLİ UZAY PROGRAMI

 

Türkiye'nin milli çıkarlarının uzayda da gözetilmesi doğrultusunda en önemli adımlardan biri 13 Aralık 2018'de atılmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan politikalar doğrultusunda Milli Uzay Programı hazırlamak, uygulamak ve işbirlikleri arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere TUA kurulmuştu. Ardından 2021'de 10 yıllık Milli Uzay Programı tanıtıldı.

 

Programda yer alan 10 hedeften biri olan "Bir Türk vatandaşının uzaya gönderilmesi" noktasında bu yıl Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever Türkiye'nin ilk uzay yolcuları olarak belirlendi. Alper Gezeravcı'nın yıl sonuna kadar uzaya gönderilmesi planlanıyor.

 

Aya ilk teması gerçekleştirmek, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünyayla rekabet edebilecek ticari marka ortaya çıkarmak, Türkiye'ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek, uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak, uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak uzaydaki yetkinliği artırmak, Türkiye'yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri seviyeye taşımak, ülkede uzay sanayi ekonomi sistemini daha da geliştirmek ve bir uzay teknolojisi geliştirme bölgesi kurmak da hedefler arasında yer alıyor.

 

UZAY YOLCULUĞUNUN TARİHİ

 

Türkiye, 21. yüzyılla birlikte daha da yoğunlaştığı uzay faaliyetleri kapsamında kendi yerli ve milli uydusunu geliştirme, uzaya fırlatma, stratejik ürünlerine uzayda tarihçe kazandırmanın ardından şimdi de kendi uzay yolcularını Cumhuriyet'in 100. yılında gönderme hedeflerini gerçekleştirme aşamasına geldi.

 

Ayrıca ülke 2012'de uzaya fırlattığı istihbarat uydusu GÖKTÜRK-2 ile dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdi.

 

2021'de başarılı şekilde uzaya fırlatılan Türksat 5A uydusu ile faal haberleşme uydularının sayısı 4'e yükseldi.

 

Türksat 5B, 19 Aralık 2021'de uzaya gönderildi, 14 Haziran 2022'de hizmete alındı.

 

TÜBİTAK Uzay tarafından geliştirilen, savunma, afet yönetimi, çevre ve şehircilik ve tarım ve ormancılık alanlarında hizmet verecek ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE bu yıl fırlatıldı.

 

Yerli ve milli Türksat 6A haberleşme uydusunun fırlatılması için de gün sayılıyor. Uydunun uzaya fırlatılmasıyla Türkiye, uzayda kendi uydusuyla temsil edilen 10 ülkeden biri olmayı hedefliyor.

 

Uydu teknolojilerinin alt bileşenleri ve yazılımlarını yerli ve milli üretmek üzere de çalışmalar yapan Türkiye, bunları üniversiteler, TÜBİTAK Uzay, TÜBİTAK SAGE, ASELSAN, TUSAŞ, TÜRKSAT ve ROKETSAN gibi kuruluşlarla da işbirliği halinde yürütüyor.

 

DÜNYA UZAY HAFTASI KUTLANIYOR

 

Birleşmiş Milletler tarafından 1999'da kabul edilen Dünya Uzay Haftası, insanlığın uzaya doğru açılmasında dönüm noktası olan iki olaya işaret ediyor. Bunlardan ilki 4 Ekim 1957'de dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik 1'in uzaya fırlatılmasıyla uzay keşfinin yollarının açılması, ikincisi 10 Ekim 1967'de Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı İçin Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi olarak tarihte yerini aldı. Bu tarihler özel hafta olarak ilan edildi.

 

Bu yıl, Dünya Uzay Haftası Derneği (World Space Week Association) tarafından etkinliklerin teması "Uzay ve Girişimcilik" olarak belirlendi.

05 Ekim 2023 Perşembe

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma