tatil-sepeti

81 ilin 60’ında ilk şarj istasyonları kurulmuş durumda. 2011 yılında 3 şarj istasyonu firması varken, bugün itibariyle pazarda 25 firma faaliyette bulunuyor. Türkiye’deki elektrikli araç sayısının 2030’da 2 milyon 200 bin olacağı belirtiliyor.

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından geliştirilen yerli elektrikli otomobilin 2022 yılında ticari satışa sunulması bekleniyor. Elektrikli otomobil konusunda önemli bir paydaş da şarj istasyonları olacak. Henüz emekleme döneminde olsa da hem özel kullanım hem de halka açık şarj istasyonları yakın bir dönemde gündelik hayatın önemli bir parçası haline gelecek. Başlangıç düzeyinde de olsa kamu kurumları bu konudaki mevzuat düzenlemelerini yapmaya başladılar.

MEVZUATTAKİ ADIMLAR

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, akaryakıt istasyonlarının aynı zamanda şarj istasyonuna dönüşümüne imkân sağlıyor. Yönetmeliğin 35. maddesinde; “Elektrik enerjisi ile çalışan araçların şarj edilmeleri için, ilgili elektrik kurumunun olumlu görüşü ile otoparklar, akaryakıt istasyonları veya diğer uygun yerlerde elektrikli araç şarj yeri yapılabilir” deniliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, otoparkların ve AVM’lerin elektrikli otomobil dönemine uyum sağlamasını zorunlu tutan mevzuat adımını da atmış durumda. 1 Haziran 2018’de yürürlüğe giren Otopark Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre; bölge ve genel otoparklar ile AVM’lere ait otoparklarda, her 50 park yerinden en az biri elektrikli araçlara uygun olarak (şarj ünitesi dâhil) düzenlenmek zorunda. İhtiyaca göre elektrikli araç otopark yeri sayısının artırılması hususunda idarelerce karar alınabiliyor.

EPDK KOLAYLIK GÖRÜŞÜNDE

Otoparklarda, elektrikli otomobil şarj istasyonu kurulması Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın da mevzuatına girmiş durumda. Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde, “Otoparklarda elektrik piyasasına ilişkin mevzuat hükümlerine uygun olmak kaydıyla elektrikli araç şarj istasyonları kurulur, ücretsiz veya uygun fiyatla araçların şarj edilebilmesini sağlayacak hizmetler sunulur” denilerek, konuya verilen önem vurgulanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ise daha önce elektrikli araç şarj istasyonları konusunda bir taslak çalışması yaptı. Şarj istasyonu kuracakların ön lisans veya lisans şartına tabi tutulmayacağı o çalışmada ifade edilmişti.

25 FİRMA VAR

Şarj istasyonu ve elektrikli otomobilin ayrılmaz bir ikili olduğunu belirten Türkiye Elektrikli ve Hibrit Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram, “Şu anda ülkemiz yollarında yaklaşık bin 500 adet elektrikli otomobile karşılık 2 bin civarında (bireysel sahiplik dâhil ) şarj soketi mevcut. 81 ilimizin 60’ında şarj istasyonu var. 2011 yılında ülkemizde sadece 3 şarj istasyonu firması bulunurken, bugün itibariyle 25 firma şarj istasyonu pazarında faaliyette. Yerli üretim yapan 2 firmamız var” dedi.

2030’DAKİ ŞARJ İSTASYONU TAHMİNİ

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin, Türkiye Ulaştırma Sektörünün Dönüşümü - Elektrikli Araçların Türkiye Dağıtım Şebekesine Etkileri Raporu’nda, elektrikli araç şarj noktalarının 2030 yılındaki toplam sayısına dair tahminler de yer alıyor. Raporda, elektrikli araç şarj noktalarında orta performanslı büyümede rakamın 781 bin, yüksek performanslı büyümede ise 1 milyon 939 bin olacağı öngörülüyor.

ÖNCE ALTYAPIYA ODAKLANDILAR

Elektrikli otomobil sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için hem şarj istasyonlarına hem de elektrik şebekesine yapılacak yatırımlar kritik önemde. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, daha önce bu konudaki düşüncelerini şöyle aktarmıştı: “Fransa, İngiltere ve Çin elektrikli araç konusunda atılım yaparken gözlerini diktikleri ilk konu araçların yapımı değil, alt yapısı. Şarj yerleri yaptıktan ve elektrik santrallerini buna dayanıklı hale getirdikten sonra araca geçiyorlar. Tersini yapmamak lazım. Yoksa çok fazla elektrikli araç kullanırsanız, şebekeniz ona dayanıklı değilse sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle önce altyapıyı sonra aracı yapmak lazım.”

10 YILDA 3 MİLYAR DOLAR YATIRIM

Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, elektrikli otomobiller için yapılacak altyapı yatırımlarını şöyle anlatıyor: “Hesaplamalara göre, Türkiye’deki elektrikli araç sayısı 2030’da 2 milyon 200 bin olacak. Buna göre, elektrik şebekesinin bu kapasitede gerekli şarj istasyonlarını kaldırabilmesi için 10 yılda 3 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Belediyeler, dağıtım şirketleri ve elektrikli araç şarjı pazarındaki firmaların yapması gereken yatırımlar bunlar. Bunun 2 milyar dolarlık kısmını dağıtım şirketlerinin yapacağı yatırımlar oluşturuyor.”

AKARYAKIT İSTASYONLARININ DÖNÜŞÜMÜ

Otomotiv endüstrisi radikal bir dönüşüm yaşarken elektrikli otomotiv teknolojisi bu dönüşümün ana gövdesi haline gelmiş durumda. Uluslararası Enerji Ajansı’nın araştırmasına göre, dünyanın dört bir yanında yollardaki elektrikli araçların sayısı 2030’a kadar 125 milyona ulaşacak. JP Morgan raporuna göre; 2030 yılında araçların yüzde 59’u elektrikli ve hibrit araç olacak. Peki, akaryakıt sektörü nasıl bir dönüşüm yaşayacak? Bu soruya cevabı biri İngiliz, diğeri Hollandalı iki global akaryakıt şirketi verdi diyebiliriz. İki global akaryakıt şirketi şarj istasyonu firmaları satın alarak şimdiden hazırlıklarını yaptı. Şirketlerin yöneticileri, enerji firması olduklarının ve verdikleri hizmetin şekil değiştirebileceğinin altını çiziyorlar. Akaryakıt istasyonlarını, orta vadede hızlı şarj çözümlerinin sunulduğu yaşam merkezleri olarak görmek sürpriz olmayacak.

07 Ocak 2020 Salı

Etiketler : Sektörel

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogram fiyatı 3 milyon 75 bin liraya yükseldi.

Altın piyasasında en düşük 2 milyon 923 bin lira, en yüksek 3 milyon 80 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, gün sonunda yüzde 0,3 artışla 3 milyon 75 bin lira oldu. Standart altının kilogram fiyatı dün günü 3 milyon 66 bin 399,50 liradan tamamlamıştı.

 

EN FAZLA İŞLEM YAPAN KURUMLAR

KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 2 milyar 687 milyon 928 bin 567,14 lira, işlem miktarı ise 878,70 kilogram oldu.

Tüm metallerde toplam işlem hacmi ise 3 milyar 117 milyon 214 bin 56,50 lira düzeyinde gerçekleşti.

Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Uğuras Kıymetli Madenler, İstanbul Altın Rafinerisi, Türk Ekonomi Bankası, NMGlobal Kıymetli Madenler ile Akbank olarak sıralandı.

 

Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:

 

 

 

STANDART TL/KG           DOLAR/ONS

 

Önceki Kapanış 3.066.399,50     2.787,00

 

En Düşük            2.923.000,00     2.677,00

 

En Yüksek          3.080.000,00     2.809,00

 

Kapanış 3.075.000,00     2.677,75

 

Ağırlıklı Ortalama           3.062.997,46     

 

Toplam İşlem Hacmi (TL)            2.687.928.567,14             

 

Toplam İşlem Miktarı (Kg)          878,70  

 

Toplam İşlem Adedi       49         

17 Ekim 2024 Perşembe

Dünya Altın Konseyi (WGC), altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile uyumlu bir getiri sağladığını açıkladı.

Dünya Altın Konseyi, "Altının uzun vadeli getiri beklentisi" başlıklı raporunu yayımladı.

Raporda, altının portföy riskini yönetmeye katkısının ve değer koruma özelliklerinin çok sayıda çalışmayla desteklenerek iyi bir şekilde belirlenmiş olduğu ifade edildi.

Altının portföy getirisine katkısının ise aynı şekilde belirlenmediğine işaret edilen raporda, “Altının uzun vadeli getirisini tahmin etmeye yönelik çerçeveler bulunuyor ancak bunlar, diğer varlık sınıflarına ilişkin sermaye piyasası varsayımlarıyla uyumlu, sağlam bir yaklaşımdan uzaktır.” yorumuna yer verildi.

 

DESTEKLEYEN MÜCEVHER VE TEKNOLOJİ SEKTÖRLERİ

Raporda, altının getiri beklentisine yönelik araştırmalar sonucunda, bu emtianın bir “değer saklama aracı” olarak tanımlandığı belirtilirken, söz konusu yaklaşımın bazı eksikler barındırdığı vurgulandı.

"Altın standardının” uygulandığı dönemlerden gelen verileri kullanmanın, altının performansı konusunda yanıltıcı sonuçlar çıkarttığı değerlendirmesine yer verilen raporda, uzun vadeli fiyatlara yalnızca finansal piyasalardan gelen talep üzerinden bakmanın da altının portföylerdeki ağırlığının daha az olduğu yanılgısına yol açtığı kaydedildi.

Raporda, altının uzun vadeli getiri hesaplamasına yeni bir yaklaşım sergilendiği, bunun sonucunda da altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel GSYH ile uyumlu bir getiri sağladığının ortaya konduğu ifade edildi.

Altın alımlarını destekleyen mücevher ve teknoloji sektörleri, merkez bankaları, finansal yatırımlar, perakende külçeleri ve madeni paraların, mevcut teorilerin önerdiğinden çok daha fazla olduğunun vurgulandığı raporda, “Ayrıca, finansal piyasa yatırımcıları kısa vadede fiyat oluşumunu belirleme eğiliminde olsalar da uzun vadede daha az baskındırlar.” denildi.

17 Ekim 2024 Perşembe