200'e yakın ülkeden katılımcının yer aldığı Mobil Dünya Kongresi'ne, 24'ü milli katılım kapsamında, 6'sı bireysel katılım olmak üzere Türkiye'den 30 firma katılıyor.


 

Türk şirketleri, inovatif ürünlerini Barselona'da kapılarını açan Mobil Dünya Kongresi'nde (Mobile World Congress-MWC 2023), 200'e yakın ülkeden gelen 80 bin profesyonel fuar katılımcısına tanıtıyor.

 

Dünyanın en önemli mobil teknoloji fuarları arasında yer alan Mobil Dünya Kongresi, İspanya'nın Barselona kentinde başladı. Dünya GSM Birliği'nin (GSMA) düzenlediği fuarda Türkiye'nin milli katılımını 2014'ten bu yana olduğu gibi bu yıl da İstanbul Ticaret Odası (İTO) organize ediyor.

 

Fira Gran Via Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen fuara, 24'ü milli katılım kapsamında, 6'sı bireysel katılım olmak üzere Türkiye'den 30 firma katılıyor. Türk şirketleri, yenilikçi teknoloji ürünlerini MWC'ye 200'e yakın ülkeden gelen profesyonellere tanıtıyor. GSMA'in duyurusuna göre, fuara 80 bin kişi katılacak.

 

"FİRMALARIMIZ BARSELONA'DA İNOVATİF TEKNOLOJİLERİ SERGİLİYOR"

 

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, video konferans yöntemiyle etkinlikte yaptığı konuşmada, "Otomasyon, bulut, fintech ve sürükleyici teknoloji gibi alanlarda dünyaya sunulan her inovatif ürün geleceğe yön verme özelliğine sahiptir. Firmalarımız, Barselona'da işte bu inovatif teknolojileri sergiliyor." dedi.

 

Avdagiç, İTO'nun girişimciliğin desteklenmesi amacıyla kurduğu Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) ile dünyanın önde gelen uluslararası teknoloji firmalarının yer aldığı ve İTO'nun kurucularından olduğu Teknopark İstanbul'un da MWC'ye katıldığını bildirdi.

 

Bilgi teknolojileri sektörünün 2021 yılında 115 milyar TL büyüklüğe ulaştığına ve son yıllarda öne çıkan bulut bilişim teknolojisinin potansiyeline işaret eden Avdagiç, "Bulut bilişim teknolojisi pazarının dünyada 2030 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 17 büyüyerek 1,6 trilyon dolar seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor." dedi.

 

"YARININ TEKNOLOJİSİNİ BUGÜNDEN SUNMAK İÇİN GİRİŞİMCİLERİMİZE GÜVENİYORUZ"

 

Şekib Avdagiç, teknoloji geliştirme bölgelerinin gelişimine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "MWC fuarının temasında da yer aldığı gibi yarının teknolojisini bugünden sunmak için girişimcilerimize güveniyoruz. Sadece teknokentlerden örnek verirsek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de Ocak 2023 itibarıyla 97 teknokent bulunuyor. Bu teknoloji geliştirme bölgelerindeki 9 bine yakın şirkette çalışanların sayısı ise 90 bin kişiyi geçti. Teknoparklarımızın toplam ihracat hacmi de 8 milyar dolara ulaştı."

 

İTO olarak SoftITO Yazılım-Bilişim Akademisi Projesi'ni başlattıklarını belirten Avdagiç, bu merkezde Türkiye'nin yazılım ihracatı stratejisine destek olmak amacıyla kritik kurumlar için nitelikli ve güvenilir profesyoneller yetiştireceklerini anlattı.

 

Avdagiç, yine bir İTO projesi olan Dijital KOBİ'm platformunun da 3 yılda 1.000 aktif üyeye ulaştığını bildirdi.

 

MİLLİ KATILIMLA VE BİREYSEL STANTLARIYLA KATILAN BİRÇOK TÜRK FİRMASI BULUNUYOR

 

MWC 2023'te Türkiye milli katılım bölümünde şu firmalar yer alıyor: "Asist Bilgi Teknolojileri, BVK Teknoloji, DT İletişim Hizmetleri, EKMOB Mobil İş Sistemleri ve Teknolojileri, Electra IC Arge, Figen Yazılım Evi, Hologrart, Intouch Teknoloji, i2i Bilişim, Innovile Teknoloji, İTO BTM, Kafein Yazılım, KOBİL Teknoloji, Kron Telekomünikasyon, Odine Solutions, Peerbie, Pnetworks Elektronik, Randa Yayıncılık, Sade Teknoloji, T.T.G. Uluslararası Telekomünikasyon, Teknopark İstanbul, Telenity İletişim, Viznet Bilişim, Yonga Teknoloji."

 

Fuara Türkiye'den bireysel stantlarıyla katılan şirketler arasında ise Ambeent, ÇEPAŞ Galvaniz, Etiya Bilgi Teknolojileri, MİTAŞ Industry, P.I. Works TR Bilişim ve Telpa Teknoloji bulunuyor.

 

MWC 2023, 2 Mart Perşembe gününe kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

27 Şubat 2023 Pazartesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz." dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Okan Üniversitesi, Bekir Okan Sanat Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu (OPINA) Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, küresel otomotiv sektörünün büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu söyledi.

 

Sektörde, araç ve yedek parça satışları, satış sonrası ve sigorta hizmetleri gibi geleneksel kar başlıklarının yerini, elektrikli ve otonom araçlara ve paylaşımlı hizmetlere dayalı iş modellerine bıraktığını dile getiren Kacır, Türk otomotiv sanayisinin 35 milyar 700 milyon dolar ihracatı olduğunu, 500 bine yakın kişiyi istihdam ettiğini belirtti.

 

Türk otomotiv sanayisinin güçlü AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle, nitelikli insan kaynağıyla, ana sanayi ve yan sanayisiyle bu dönüşümü göğüslediğini vurgulayan Kacır, 2022'de açıkladıkları Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejisi Yol Haritası ile Türkiye ve dünyadaki mevcut durumu analiz ederek, ihtiyaçlarını ortaya koyduklarını kaydetti.

 

Mobilitedeki dönüşüme Türkiye'nin uyumunu kolaylaştırmak amacıyla stratejik hedefleri, kritik politika ve projeleri belirlediklerini ifade eden Kacır, "Elektrikli araç ve batarya üretiminden şarj istasyonlarına, sürücüsüz araç geliştirmeden test merkezlerine birçok stratejik alanda somut hedefler tespit ettik." dedi.

 

Bakan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz. Elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa'da lider ve dünyada ilk 5'te olacağız. Batarya modül ve alt komponent yatırımlarıyla ülkemizi bölgesel Batarya Üretim Merkezleri'nden, üslerinden biri haline getireceğiz. Siber güvenlik, sürüş güvenliği ve sürücü davranışlarının modellenmesi yazılımları başta olmak üzere, bağlantılı ve otonom araç yazılımları geliştirip, bunların ihracatını yapan ilk 10 ülke arasında yer alacağız. Yeni yaklaşımımızın en önemli izlerinden biri kuruluşundan sadece 4 yıl sonra, 29 Ekim 2022'de tanıtımını gerçekleştirdiğimiz elektrikli ve akıllı aracımız Togg. Bugün 27 binden fazla Togg akıllı aracı Türkiye yollarında. Togg, mobilitede Türk mühendislerin ve teknisyenlerin neleri başarabildiğinin ispatıdır."

 

Togg ile yeni mobilite ekosisteminde Türkiye olarak "Biz de varız" dediklerini, çalışmalarda vites yükselttikleri bir döneme girdiklerini vurgulayan Kacır, "Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımızla Türkiye'yi elektrikli, bağlantılı, otonom araç ve teknolojilerin üretiminde küresel bir cazibe merkezi haline getirmek için tüm imkanlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz." dedi.

 

Bakan Kacır, "Türkiye'de yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesine ve üretilmesine odaklanan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile bu sektörde akıllı şehir içi elektrikli toplu taşıma araçlarının geliştirilmesi ve seri üretimden ileri seviye sürüş destek sistemlerine, otonom araçlarda kullanılacak akıllı kamera sistemlerinin geliştirilmesinden elektrikli araçlar için şarj ekosistemi yatırımlarına, toplam büyüklüğü 32 milyar lirayı aşan 38 yatırım projesini destekliyoruz." şeklinde konuştu.

 

ELEKTRİKLİ ARAÇ VE MOBİLİTE ALANLARINDA HIZLANDIRMA PROGRAMI DÜZENLİYORUZ

 

Kacır, Türkiye'de yeni mobilite ekosisteminin merkezi Bilişim Vadisi ve TOGG işbirliğinde, elektrikli araç ve mobilite alanlarında yenilikçi girişimler için hızlandırma programı düzenlediklerini belirtti.

 

Bu sektörde yenilikçi fikirlere ivme kazandırmayı hedefleyen programa bugüne kadar binden fazla girişimin başvuru yaptığını anlatan Kacır, 120'den fazla girişimin, OEM'ler, tedarikçiler ve Türkiye Mobilite Kümelenmesi'ne dahil kuruluşlarla işbirliği fırsatı yakaladığını söyledi.

 

Kacır, otomotiv sektöründe güçlü bir üretim altyapısının olmazsa olmazının AR-GE ve inovasyon yetkinliği olduğunu vurgulayarak, mobilite araç ve teknolojilerinde gelecek dönemde nitelikli AR-GE çalışmalarına imza atarak yeni çözümler geliştirmek için üniversitelerin akademik potansiyelini, insan kaynağı ve altyapısını girişimcilik kültürüyle buluşturmayı önemsediklerini kaydetti.

 

Sanayi ve üniversite işbirliğini güçlendirici adımlar attıklarını dile getiren Kacır, bugüne kadar teknoparklarda 234 teknoloji girişiminin mobilite araç teknolojileri alanındaki 284 AR-GE projesini desteklediklerini bildirdi.

 

Kacır, TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla da son 22 yıl içinde bu sektörde 1129 proje ve 2 bin 806 akademisyeni toplamda 5 milyar 600 milyon lirayla desteklediklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Bugün açılışını yaptığımız ve Avrupa Birliği (AB) destekli Bakanlığımız Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında 5 milyon avro bütçe ile hayata geçirilen projeyle mobilite ekosistemimizin geliştirdiği ürün ve hizmetler için ihtiyaç duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan bir merkezi açmış olduk. Yazılımları sanal simülasyonlarla test eden, herkese açık bir inovasyon platformu sunan merkezimizin uluslararası akreditasyon alarak regülasyon testlerinin ülkemizde yapılması amacıyla gerekli çalışmaları da hızla gerçekleştiriyoruz.

 

OPINA ile önümüzdeki dönemde ülkemizdeki otonom ve bağlantılı araçların fiziki testlerine yönelik akıllı test pistini de devreye alacağız. İnanıyorum ki bu merkez ülkemizin mobilite ekosisteminin dönüşümüne ve rekabetçiliğine çok önemli katkılar sağlayacak. Ülkemizden bu alanda başarılı girişimlerin, Turcornların çıkmasına vesile olacak."

09 Mayıs 2024 Perşembe

Yapay zeka teknolojileri için büyük önem taşıyan veri merkezlerinin, 2026 yılında Almanya'nın yıllık harcadığı enerjinin 2 katını tüketmesi bekleniyor.


Çağın en büyük teknolojilerinden biri olarak nitelendirilen yapay zeka, getirdiği yeniliklerle tüm sektörleri dönüştürmeye devam ediyor.

 

Yapay zeka teknolojilerinin kullanım alanlarının gelecekte daha genişleyeceği tahmin edilirken enerji tüketimi ise eleştiri konusu olmaya başladı.

 

Araştırmalar, yapay zekanın en önemli birimlerinden olan veri merkezlerinin enerji tüketimi konusunda gelecek yıllar için daha fazla sorun teşkil edeceğini gösteriyor.

 

New York Times'ta yer alan habere göre, ABD merkezli Dominion Energy adlı şirket, 15 yeni veri merkezi oluşturmayı planlıyor.

 

Wells Fargo analistlerine göre ise yapay zekada yaşanan büyük gelişmelerin ardından Amerika Birleşik Devletleri'ndeki elektrik talebinin 2030'a kadar yüzde 20 artması bekleniyor.

 

Analistlere göre, yapay zeka destekli teknolojiler için kullanılacak enerjinin çok büyük bir bölümü gelecek 10 yıl içinde doğal gaz kaynaklı karşılanacak.

 

VERİ MERKEZLERİNİN ENERJİ TÜKETİMİ ALMANYA'NIN İKİ KATI

 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre de yapay zeka ve kripto para teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte veri merkezlerinin elektrik tüketiminin 2026 yılına kadar 2 katına çıkması öngörülüyor.

 

Buna göre, 2022 yılında 460 teravatsaat olan veri merkezlerinin enerji tüketiminin, 2026 yılında 1000 teravatsaate yükselmesi bekleniyor. Bu da veri merkezlerinin enerji tüketiminin Almanya'nın yıllık enerji tüketiminin (507 teravatsaat) 2 katı olacağı anlamına geliyor.

08 Mayıs 2024 Çarşamba