ULAQ insansız deniz aracı ürün ailesinin arama-kurtarma konfigürasyonu ULAQ SAR, ilk kez Malezya'daki LIMA 2023 Fuarı'nda tanıtıldı.


Türk savunma sanayisi ürünü ULAQ insansız deniz aracı ürün ailesinin arama-kurtarma konfigürasyonu ilk kez Malezya'da sergilendi.

 

Türk savunma sanayisi şirketi Meteksan Savunma, Asya-Pasifik Bölgesi'nin en geniş çaplı savunma fuarlarından Langkawi Uluslararası Denizcilik ve Havacılık Fuarı'na (LIMA 2023) katıldı. Meteksan Savunma, fuar kapsamında insansız deniz aracı ULAQ ürün ailesi, lazer elektronik harp sistemi Nazar, sentetik açıklıklı radar MILSAR'ın aralarında bulunduğu bir dizi ürünü tanıttı.

 

Şirket, ULAQ ürün ailesinin arama-kurtarma konfigürasyonu olan ULAQ SAR'ı ilk kez fuarda sergiledi.

 

Meteksan Savunma Uluslararası Satış, Pazarlama, Kurumsal İtibar Direktörü Burak Akbaş, şirket olarak LIMA Fuarı'na ilk kez katılım sağladıklarını söyledi.

 

Son yıllarda geliştirdikleri ürünlerin ihracatına büyük önem verdiklerini belirten Akbaş, bugüne kadar da farklı coğrafyalarda 15'ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini bildirdi. Akbaş, "Malezya da dost ve müttefik olarak çok önem verdiğimiz ve işbirliği fırsatlarını aradığımız ülkelerden bir tanesi. Bu kapsamda da fuarda ULAQ ailesi, Deniz Kuvvetleri için geliştirdiğimiz sonar sistemleri, elektronik harp sistemleri gibi farklı ürünlerimizle yer alıyoruz." dedi.

 

Fuarda, Türkiye'nin insansız deniz aracı ailesi ULAQ'ın SAR modelini ilk kez sergilediklerini ifade eden Akbaş, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

 

"ULAQ'ın ilk lansmanını 2020 sonunda yapmıştık. 2021 başında denize iniş ve deniz testleri, 2021 ortası gibi ilk atış testleriyle sürece başladık. O günden beri Ares Tersanesi ile ULAQ'a ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ULAQ insansız deniz aracının ilk lansmanını gerçekleştirdiğimiz dönemde bir şey söylemiştik, demiştik ki 'Bu sadece tek bir bot ve tek bir konfigürasyon olmayacak, çok farklı faydalı yükler taşıyabilen, çok farklı operasyonel kabiliyetleri olan bir insansız deniz aracı ailesi olacak.' Bugün burada da ULAQ SAR modeliyle birlikte bunu bir kez daha göstermiş oluyoruz."

 

ULAQ SAR'ın bir arama-kurtarma botu olduğunu vurgulayan Akbaş, aracın, ailenin diğer üyeleri gibi insansız olarak görev icra edeceğini söyledi. Burak Akbaş, ULAQ SAR'ın donanımları ve kullanıcıya sağlayacağı faydaya ilişkin de şunları kaydetti:

 

"Üzerinde diğer ULAQ konfigürasyonlarından farklı olarak bir kablolu dron bulunuyor. Bunun dışında arama-kurtarma faaliyetlerine katkı sağlayacak can salı, anons sistemi, hoparlörler, ışıldaklar gibi çok farklı ekipmanlar mevcut. Burada amaç şu, bir iç denizde de olabilir veya bir ana gemiden yönetilen açık denizlerde de olabilir, bir kaza durumunda veya yasa dışı göçe müdahale edilmesi durumunda ULAQ SAR insansız deniz aracımız çok hızlı şekilde bölgeyi intikal edecek. Üzerinde bulunan kablolu dron vasıtasıyla geniş alanda gözetleme yapabilecek ve bunu ana karadaki veya ana gemideki operatöre, kaptana bilgi olarak aktaracak. Bu geniş alanı gözetledikten sonra kaza durumuna bağlı olarak bulduğu noktalara hızlıca intikal edip oralarda can salı atmak, anons sistemiyle bilgi vermek gibi birçok farklı görevi hayata geçirebilecek. Bunları da tamamen otonom ya da yine bizim sahilde bulunan komuta merkezinden kontrollü olarak yapabilecek. Bunun dışında bir iç denizde tehlike olabilecek bölgeleri kendisine verilen görevler çerçevesinde tamamen otonom olarak gezip, gerektiğinde müdahale edilebilecek şekilde yapay zeka algoritmalarıyla donatılmış durumda."

 

ALTYAPIMIZ HAZIR

 

ULAQ'ın ilk konfigürasyonunun tamamlandığını, imzalanan sözleşme kapsamında ikinci konfigürasyon olan su üstü harbi modelinin üretimine devam ettiklerini ve bu yıl teslimatını gerçekleştirmeyi amaçladıklarını dile getiren Akbaş, "Bunun arkasından denizaltı savunma harbi ve ULAQ arama-kurtarma botu için de üretim faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Altyapımız artık ULAQ'ın üretimi için tamamen hazır. Zaten çok benzer altyapıları kullanıyoruz farklı ULAQ konfigürasyonları için. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ULAQ arama-kurtarma botu için bir sipariş verilmesi durumunda 3-4 ay gibi kısa süre içinde üretip müşterimize teslimatını gerçekleştirebiliriz." dedi.

24 Mayıs 2023 Çarşamba

Kacır, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını yükseltecek kapsayıcı politikalar geliştirdiğini belirterek "Bugün, 10 binin üzerinde teknoloji şirketine ev sahipliği yapan 101 teknoparkımız mevcut" dedi.


Yunanistan'ın Selanik kentinde düzenlenen Uluslararası Dijital Dönüşüm, Teknoloji ve İnovasyon Fuarı'na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, burada Bölgesel Dijital Büyümeye Giden Yolu Çizmek: Yenilikçi Yatırımların Geleceği, Bölgesel Yakınsama ve Zorluklar adlı panelde konuşma yaptı.

 

Diyalog ve işbirliğine olanak sağlayan bölgesel etkinliklerin kritik değere sahip olduğunu vurgulayan Kacır, bu tür etkinliklerin kapsamları ötesinde pozitif etkiye sahip olduğunu aktardı.

 

Kacır, bu fuarın bunlardan biri olacağına inandığını, Türkiye'nin komşularıyla yakın işbirliği için son zamanlarda somut ve önemli adımlar attığını kaydetti.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Aralık 2023'te Yunanistan'a ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Kacır, "Türkiye ve Yunanistan liderleri iyi komşuluk ilişkileri üzerine Atina Bildirgesi'ni imzaladı. Bu sürecin ikili ilişkilerimizde yakın zamanda önemli kapılar açacağına inanıyorum" dedi.

 

Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa ülkeleriyle olan yakın işbirliğinin devam ettiğini söyleyen Kacır, yakın bir gelecekte dünyanın dijital devrimi yakalayabilenler ile yakalayamayanlar arasında ikiye ayrılacağı değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını yükseltecek ve kritik teknolojilerde gelişmeleri kolaylaştıracak kapsayıcı politikalar geliştirdiğini ifade eden Kacır, son 20 yılda gerekli teknoloji ve inovasyon altyapı ve ekosistemlerini geliştirdiklerini belirtti.

 

Kacır, "Bugün, 10 binin üzerinde teknoloji şirketine ev sahipliği yapan 101 teknoparkımız mevcut. 1600’ün üzerinde AR-GE ve tasarım merkezi ile 272 bin AR-GE çalışanı Türkiye’nin teknoloji ekosisteminin temelini oluşturuyor. Türkiye'yi yenilikçi teknolojiler için küresel bir merkez olarak konumlandırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

 

DİJİTAL BECERİLER KAZANMADA İLERLEMELER KAYDEDİLDİ

 

Türkiye'nin dijital ekonomide gelişmek adına gerekli becerilerle donanmış bir toplum yaratma hedefine odaklandığına işaret eden Kacır, vatandaşların dijital beceriler kazanması yolunda önemli ilerlemeler kaydettiğini vurguladı.

 

"Bu, beşeri sermayemizi geliştirmeyi "Milli Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nin en önemli unsuru yapmamızın nedeniydi" diyen Kacır, ulusal çabaların yanı sıra dijitalleşmeye yönelik ikili ve çok taraflı mekanizmalar bünyesinde de çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

 

Türkiye'nin AB araştırma ve inovasyon programlarına aktif bir şekilde katıldığına dikkati çeken Kacır, Türkiye'nin, Horizon 2020 programına katılım açısından 16 ortak ülke arasında dördüncü sırada yer aldığını hatırlattı.

 

Kacır, "Horizon Europe performansı, Türkiye'nin performansındaki güçlü ve olumlu eğilimin devam ettiğini göstermiştir. Her iki araştırma programında da Türk araştırmacılarımız bölge ülkelerinden araştırmacılarla birlikte önemli projelere imza attılar." dedi.

 

Konuşmasında yapay zekanın önemine de vurgu yapan Kacır, yapay zekanın tarihin akışını değiştirecek ve geleceği şekillendirecek bir olgu olduğunu kaydetti.

 

Yapay zekanın etik, güvenlik, güvenilirlik ve gizlilik gibi zafiyetleri de barındırdığının unutulmaması gerektiğinin altını çizen Kacır, yapay zekanın mevcut yasal çerçevenin sınırlarını zorlayarak yeni sorular ve zorluklar ortaya çıkardığını belirtti.

 

Kacır, Türkiye'nin etik hususlara öncelik verdiğini ve yapay zeka ile ilişkili riskleri azaltmayı seçtiğine vurgu yaparak "Bu yaklaşım, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan Ulusal Teknoloji Girişimi ile uyumludur. Bu hedef doğrultusunda, 2021 yılında Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi başlattık. Ülkemizi yapay zeka teknolojileri ve uygulamalarının sadece tüketicisi değil, üreticisi olarak konumlandırmayı hedefleyen kapsamlı politika ve projeler belirledik" ifadelerini kullandı.

 

TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsü kurulduğunu anımsatan Kacır, Türkiye'nin aynı zamanda Yapay Zeka Küresel Ortaklığı'na (GPAI) üye olduğunu dile getirdi.

 

Kacır, Türkiye'nin ortak projelerde diyalog ve işbirliğine tamamen açık olduğunu, teknoloji ve dijitalleşme alanlarında çalışan yetenekli kurumsal yapılara sahip olduklarını sözlerine ekledi.

 

Bakan Kacır, panel öncesi Yunanistan Dijital Yönetişim Bakanı Dimitris Papageorgiu ile de bir araya geldi.

26 Nisan 2024 Cuma

Artırılmış zeka destekli teknolojiler; mobilite gücü ile birleşerek, lojistik yönetimini uçtan uca dijital şekilde kökten dönüştürüyor.


 

Türkiye’nin ve bulunduğumuz coğrafyanın lojistikte en büyük dijital platformu haline gelen Tırport, artırılmış zeka destekli teknolojileri mobilite gücü ile birleştirerek, lojistik yönetimi uçtan uca dijital şekilde kökten dönüştürüyor. 

 

Gerçek zamanlı, konum tabanlı teknolojiler ve optimizasyon gücünün yarattığı akıllı eşleştirme imkanlarıyla kapasitelerin maksimize edilmesine imkan tanıyan Tırport, lojistiğin yönetilebilir, verimli ve sürdürülebilir olmasına olanak sağlıyor. 

 

Lojistiğin ve depolamanın dijitalleşme ile kökten dönüştüğünün altını çizen Tırport ve DepOrtak kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: “Nasıl, Tırport ile lojistik sektörünü uçtan uça dijitalleştirerek, ülkemizde ve dünyada kökten dönüştürdük ve dönüştürmeye devam ediyoruz. Kurucu ortağı olduğum DepOrtak ile de depolama sektörünü uçtan uca dijitalleştirerek kökten dönüştürüyoruz ve dönüştürmeyi sürdüreceğiz” dedi. 

 

25 Nisan 2024 Perşembe