tatil-sepeti

Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkan Yardımcısı Mustafa Aktaş, geçen yıl Rusya'nın etkisiyle yüzde 50'nin üzerinde ihracat artışı yakaladıklarını, bu yıl geçen yıla oranla yüzde 15 büyüme beklediklerini söyledi.


Kimya ihracatının yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturan madeni yağ ihracatı büyüme ivmesini koruyor.

Savaş sonrası Rusya'ya uygulanan ambargodan dolayı alternatif arayan ülkelerin Türkiye'ye dönmesiyle Türkiye, madeni yağ sektöründe hem üretim hem de ihracatta dünyada 16. sıraya yükseldi.

Kimya içerisinde yer alan Madeni Yağlar ve Mineral Yakıtlar Sektörü ihracatı, 2022 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 74 artışla 9,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör, geçen yıl 128 ülkeye ve 120 serbest bölgeye ihracat gerçekleştirdi.

Mustafa Aktaş, yaptığı değerlendirmede, ocak-şubat döneminde sektörün ihracat artışının sürdüğünü belirterek, yılın ilk iki ayında madeni yağ piyasasının geçen yılın verilerini geçtiğini ifade etti.

Uluslararası firmalara fason üretim yapan birçok yerli firmanın olduğunu belirten Aktaş, "Artık uçak yağını üretebilecek madeni yağ tesislerimiz var. Yani bizler madeni yağ konusunda ne Avrupa’nın ne de Amerika'nın gerisindeyiz. Şu anda iyi bir konumda olduğumuzu söyleyebilirim." dedi.

Aktaş, bu yıl Rusya’ya madeni yağ ihracatının artacağını gözlemlediklerini belirterek, "Bu doğrultuda 2023 yılında Orta Doğu ve Türk Cumhuriyetleri'ne ihracatımızda da artış olacaktır. ABD ve Güney Amerika ülkelerinin ise sektörün yeni ihracat rotaları olacağını vurgulayabilirim." diye konuştu.

"2023’Ü YATIRIMLARIN ARTACAĞI BİR YIL OLACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ"

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, Rusya'ya uygulanan ambargolardan sonra alternatif arayışına giren ülkelerin, tercihlerinin başında Türkiye'nin geldiğini dile getiren Aktaş, geçen yıl Rusya'nın etkisiyle yüzde 50'nin üzerinde bir ihracat artışı yakaladıklarını, bu yıl geçen yıla oranla yüzde 15 büyüme beklediklerini kaydetti.

Aktaş, "2023 yılında 2022 yılının üzerinde bir ihracata ulaşmayı hedefliyoruz. Özellikle son yıllarda devletimizin imalat ve sanayiye vermiş olduğu yatırım-teşvik paketleri de yeni yatırımların önünün açılmasını ve kapasite artırımını destekliyor. Bu sebeple 2023’ü yatırımların artacağı bir yıl olacağını öngörüyoruz. Bu yatırımların da ihracata yansımaları olacaktır. " değerlendirmesinde bulundu.

Türk iş insanları ve Türk sanayicisinin ihracatın peşinden koşarak ülke ekonomisine katkı vermeye devam edeceğini aktaran Aktaş, "İhracatta iyi bir noktaya geldik ama ihracatımızı daha da ileriye taşımak için finansman desteğini her zaman bekliyoruz. Finansa erişim bizim için çok önemli. Özellikle ihracatçının girdi maliyetleri üretimin artırılmasını direkt etkiliyor.

Bunların başında da enerji fiyatları bulunuyor. Sektör olarak katma değerli ürün geliştirmenin peşinden koşmamız gerektiğinin bilinciyle hareket edeceğiz. İhracatımızı artırmak önemli ama değişen dünya pazarlarına uyum sağlamak istiyorsak katma değerli ürün ihraç etmenin peşinde olmalıyız." ifadelerini kullandı.

MADENİ YAĞLARDA İTHAL ÜRÜNLERE VERGİ TALEBİ

Piyasayı desteklemek amacıyla madeni yağ ithalatına yüzde 15-20 vergi getirilmesi talebinde bulunan Aktaş, ithalatla ilgili ek vergiler ve önlemlerin getirildiğinde yerli ürünlerin katma değerinin daha fazla olacağına işaret etti.

Aktaş, her satılan ürünün kilogramından katkı payı verdiklerini belirterek, "EPDK, lisanslı firmalardan yıllık satıştan ücret alıyor, aynı zamanda üretilen madeni yağlara TSE alma zorunluluğu var. Oysa ithal edilen madeni yağlarda EPDK'ya katkı payı ödemesi ve TSE alma zorunluluğu yok.

Haksız rekabetin ortadan kaldırılması gerekiyor. İthal ürünlere de bu tür yükümlülükler getirilsin. Birçok ülke gümrük vergileri vs. ile yerli üreticisini koruyor. Devlet, yerli üreticiyi destekler, gerekli düzenlemeleri yaparsa ihracatta büyümeler yüzde 60'lara varır. Çünkü global firmalar çok agresif olarak geliyorlar." ifadelerini kullandı.

Sektörün en büyük sorununun haksız rekabet olduğunun altını çizen Aktaş, kredi noktasında finansmana ulaşım kolaylığı sağlanması, doğru ve sorunsuz çalışan firmalarla diğer firmaların ayırt edilmesinin sektörün büyümesi için çok önemli olduğunu dile getirdi.

"İHA VE SİHA'LARDA DA YERLİ MADENİ YAĞIN KULLANIMI ARTIYOR"

Savunma sanayisinde, İHA ve SİHA'larda da yerli madeni yağın kullanımının arttığını dile getiren Aktaş, yerlileşme, millileşme safhasında sektörün öneminin farkına varıldığını dile getirdi.

Aktaş, "Türkiye; AR-GE ve ÜR-GE'lerle birlikte global teknolojiyi yakaladı. Savunma sanayisindeki yerlileşme kapsamında biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İnsansız hava araçları, helikopter ve yeni üretilen silahların yağlarıyla ilgili tamamlanmış projelerimiz var.

Ama aynı zamanda devam eden projeler de bulunuyor. Yurt içinde bu yağları üretmek suretiyle cari denge üzerinde de olumlu bir etki yapıyoruz. Şu an uluslararası standartlarda üretim yapabiliyoruz." dedi.

31 Mart 2023 Cuma

Türkiye, gelecek yıl "bilgi ve iletişim", "demir yolu ulaşımı", "deniz yolu ulaşımı", "kara yolu ulaşımı" ve "kombine taşımacılık, lojistik ve tehlikeli mal taşımacılığı" programları için 662,6 milyar liralık bütçe ayırdı.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne göre, teknolojik gelişmelerin sağladığı hızlı ilerleme, ulaşım sektörünü de etkisi altına alarak hızla değişirken bu sürece ayak uydurmak için ulaştırma programlarının gideri için kaynak aktarılacak.

Bu kapsamda, ulaştırma sektöründe en fazla pay 329 milyar 853 milyon 395 bin lira ile kara yolu ulaşımı için kullanılacak. Bu yıl 253 milyar 191 milyon 328 bin lira olan söz konusu bütçe, 2025 için yüzde 30,2 artırılmış oldu.

İkinci sıradaki demir yolu ulaşımına bu yıl 215 milyar 182 milyon 334 bin lira olarak ayrılan bütçe, gelecek yıl yüzde 41,8 artışla 305 milyar 228 milyon 361 bin liraya yükseltildi.

Bilgi ve iletişim programının bütçesi de yüzde 62 artırılarak 17 milyar 427 milyon 562 bin liraya çıkarıldı.

Deniz yolu ulaşım programında bu yıl 4,3 milyar lirayı geçen bütçe, gelecek yıl için yüzde 30,9 artışla 5 milyar 659 milyon 988 bin liraya ulaştı.

Kombine taşımacılık, lojistik ve tehlikeli mal taşımacılığı programında ise gelecek yıl bütçesi, bu yıla kıyasla yüzde 239 artarak 4 milyar 421 milyon 813 bin lira oldu.

Böylece, bu yıl 484 milyar 756 milyon 198 bin lira olan ulaştırma programlarındaki toplam bütçe, gelecek yıl yüzde 36,7 artışla 662 milyar 591 milyon 119 bin lirayı bulacak.

Ulaştırma programlarına bu yıl ve 2025 için ayrılan ödenekler şöyle:

 

Programlar         2024 Bütçesi (TL)             2025 Bütçesi Teklifi (TL)

Bilgi ve iletişim  10.757.267.000  17.427.562.000

Demir yolu ulaşımı          215.182.334.000               305.228.361.000

Deniz yolu ulaşımı            4.321.176.000    5.659.988.000

Kara yolu ulaşımı              253.191.328.000               329.853.395.000

Kombine taşımacılık, lojistik ve tehlikeli mal taşımacılığı 1.304.093.000    4.421.813.000

Toplam 484.756.198.000               662.591.119.000

23 Ekim 2024 Çarşamba

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan 2025 yılı bütçe teklifine tarımsal destekler için 135 milyar lira ve tarım sektörü yatırımları için 166 milyar lira ödenek konuldu.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne göre, tarıma ayrılan kaynakta 2024 yılı bütçesine göre 320 milyar liralık artış gerçekleşti.

Bütçe teklifine göre, 2025 yılı için tarıma yaklaşık 706 milyar lira kaynak ayrılması öngörüldü.

Bütçeden tarımsal destek programları için ayrılan tutar da 91,6 milyar liradan 135 milyar liraya yükseldi. Tarım sektörü yatırımları için bu yılın bütçesine 100,6 milyar lira ödenek konmuştu. Gelecek yıl için ise yatırım ödenekleri 166 milyar lira olarak öngörüldü.

Bütçe teklifine, tarımsal kredi sübvansiyon desteği için 160 milyar lira, tarım sektörü vergi harcamaları için 200 milyar lira, tarımsal KİT'lerin finansmanı, müdahale alımları ve ihracat destekleri için 46 milyar lira ödenek konuldu.

Bu arada, Tarım ve Orman Bakanlığına 2025 yılı için ayrılan bütçe de 438,1 milyar lira olarak belirlendi. Tarım alanındaki en büyük yatırımcı kuruluş niteliğindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne 2025 yılı için ayrılan ödenek bu yılın bütçesine göre 74 milyar lira artarak 197,6 milyar liraya çıktı. Söz konusu ödeneğin 187,9 milyar lirası Toprak ve Su Kaynaklarının Kullanımı ve Yönetimi Programı için kullanılacak.

 

"SULAMAYA CİDDİ BÜTÇE AYRILMASI ÖNEMLİ BİR GELİŞME"

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Mehmet Ali Ünal, değerlendirmesinde, tarıma ayrılan bütçenin yatırım ve destek kalemlerinde iyileştirmeler olduğunu söyledi.

Ünal, tarımda sulamaya ciddi bir bütçenin ayrıldığını ve bunun önemli bir gelişme olduğunu bildirdi.

İklim değişikliği sebebiyle güney ve iç bölgelerin kuraklık tehditleriyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sulama yatırımlarına, baraj ve gölet gibi su rezervleri, açık kanalların kapalıya dönüştürülmesi, sulama sistemleri gibi alanlar giriyor. Bizim sulama randımanımız yüzde 50-55 civarında ve bunun yüzde 75'e çıkarılması isteniyor. Bu, sulama alanlarının da artırılması anlamına geliyor. Sulamada kapalı sisteme döndüğünüz anda 8,5 milyon hektar olan sulama kapasitesini belki de 10-12 milyon hektara çıkaracaksınız. İlave olarak 750 bin hektar sulama yatırımı var. 8,5 milyon hektarın 7,1 milyonunu tamamlamış oluyoruz. Bu, en önemli konulardan biri, buradaki gelişme sevindirici."

 

"YATIRIMLARLA TARIMDA ZAYIF KALMIŞ ALANLAR GÜÇLENDİRİLMELİ"

Ünal, tarımsal yatırımlarla sektördeki zayıf kalmış alanların güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Bütçede öngörülen tarımsal yatırımlar, çiftçinin ürününün daha değerli hale gelmesi için kullanılmalı. Ürünün paketlenmesi, depolanması, ihracata gönderilmesi gibi kırsal kalkınma yatırımları yapılmalı." dedi.

Tarım sektörünün ülkenin güvenliği kadar stratejik bir alan olduğuna işaret eden Ünal, "Dünyada ve bölgede karışıklıklar olduğunda siz vatandaşlarınızı beslemek zorundasınız. Dolayısıyla tarım, stratejik bir sektör." diye konuştu.

23 Ekim 2024 Çarşamba