Uluslararası Para Fonunun (IMF) başkanlığına Kristalina Georgieva'nın yeniden seçildiği duyuruldu.


 


 

IMF'den yapılan açıklamada, İcra Direktörleri Kurulu'nun 1 Ekim itibarıyla ikinci 5 yıllık dönemde IMF başkanlığı görevini yürütmesi için Georgieva'yı seçtiği bildirildi.

 

Kararın oy birliğiyle alındığı belirtilen açıklamada, Georgieva'nın görev süresi boyunca bir dizi büyük küresel şokla başa çıkmadaki "güçlü ve çevik" liderliğinin takdir edildiği kaydedildi.

 

Açıklamada, kurulun, Georgieva'nın etkili politika tavsiyesi, kapasite geliştirme ve finansman yoluyla fonun üyelerine verdiği desteği güçlendirmeye odaklandığı ifade edildi.

 

Georgieva ise IMF başkanlığına yeniden seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada, ikinci 5 yıllık dönem için başkanlık görevine devam edecek olmaktan onur duyduğunu belirtti.

 

IMF'nin son yıllarda üye ülkelerin pandemi, savaş ve çatışmalar ile yaşam maliyeti krizi de dahil olmak üzere art arda gelen şoklarla başa çıkmalarına yardımcı olduğuna işaret eden Georgieva, makroekonomik ve finansal istikrar, büyüme ve istihdam açısından artan önemine paralel olarak iklim değişikliği, kırılganlık ve çatışma ile dijital dönüşüm konularındaki çalışmalarını da hızlandırdığını aktardı.

 

Georgieva, IMF'nin mali desteği, politika tavsiyeleri ve kapasite geliştirme çalışmalarının, ülkelerin yüksek belirsizlik ve ekonomik koşullardaki ani değişimlerle başa çıkma kapasitesine katkıda bulunduğunu belirterek, ülkelerin bir araya gelerek küresel zorlukların üstesinden gelmelerinde daha "etkili, keskin ve samimi" ortam oluşturmak için çabalamaya devam edeceklerini ifade etti.

 

Bulgaristan vatandaşı olan Georgieva, 2019'dan bu yana IMF başkanlığı görevini yürütüyor.

 

Georgieva, daha önce Dünya Bankası ve Avrupa Komisyonu'nda çeşitli pozisyonlarda görev yapmıştı.

 

Beş yıllık görev süresi 30 Eylül'de dolacak Georgieva, fonun bir sonraki başkanının seçilme sürecinde tek aday olarak gösterilmişti.

13 Nisan 2024 Cumartesi

Aylardır dolar karşısında değer kaybını sürdüren yendeki ani yükseliş, Japon yetkililerin döviz piyasasına müdahalesine ilişkin spekülasyonları artırdı.


 

Japon yeninin dolar karşısındaki dalgalı seyri devam ederken, piyasalarda gözler Japonya Merkez Bankasının (BoJ) para birimini desteklemek için döviz piyasasına olası müdahalelerine çevrildi. 

 

Dolar/yen paritesi dün gece yükselirken, parite yeni işlem gününün düşük hacimli olduğu saatlerde 157,55 seviyesinden 153,19 seviyesine geriledi.

 

Bloomberg'in hesaplamasına göre, BoJ bugün yeni desteklemek için piyasaya yaklaşık 3,5 trilyon yenlik (22,54 milyar dolar) bir müdahale gerçekleştirdi.

 

Analistler BoJ'un muhtemelen bu hafta ikinci kez piyasaya müdahale ettiğini belirterek, olası müdahalenin ABD borsasının kapanmasından ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın basın toplantısının sona ermesinden hemen sonra gerçekleştiğini kaydetti.

 

Japon yetkililerin konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını ve yapmasının da beklenmediğini vurgulayan analistler, Japonların 29 Nisan’daki olası ilk müdahalede de açıklama yapmadıklarını hatırlattı.

 

BoJ verilerine göre, Maliye Bakanlığı adına hareket eden BoJ’un ülke para birimini desteklemek için 29 Nisan’da 5,5 trilyon yen (35,06 milyar dolar) harcadığı hesaplandı.

 

29 Nisan’da 160,24 seviyesini test ederek Haziran 1986'dan bu yana ilk kez 160'ın üzerine çıkan dolar/yen paritesi, gün içinde önemli ölçüde yükselmişti.

 

Piyasalar, haftalardır Japon yetkililerin para birimini desteklemek için atacağı adımları bekliyor.

 

Diğer merkez bankaları enflasyonla mücadelede 2022'den bu yana politika faizini keskin şekilde artırırken, BoJ geçen aya kadar negatif faiz politikasına sadık kalmıştı.

 

Döviz piyasasında özellikle ABD ve Japonya arasındaki artan faiz oranı farkı, yenin dolar başta olmak üzere diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine yol açtı.

 

Yenin zayıflığı, Japon ekonomisini ve BoJ’un faiz oranı görünümünü nasıl etkileyeceğine dair soruları gündeme getirirken, son üç yıldır değer kaybeden Japon yeni, sene başından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 11 geriledi.

 

BoJ’un martta 2007'den bu yana ilk kez faiz oranını artırmasıyla küresel resesyon ve borç krizinin ardından devreye sokulan negatif faiz politikasını terk eden son merkez bankası olması da Japon yenine bir destek sağlayamadı.

 

Yen, G10 ülkeleri arasında en zayıf performans gösteren para birimi olurken, Japon yetkililerin dövize müdahalesi oluşturabileceği maliyet ve kredibiliteye yönelik riskler de artıyor.

 

Analistler, bir G7 ülkesinin döviz müdahalesinin, diğer büyük ülkelerin tepkisini çekme olasılığını da beraberinde getireceğine işaret etti. 

 

Uzun süredir düşük olan yenin değeri, Japon ihracat şirketlerinin karlarını şişirirken, bu da birçok Japon şirketinin hisse fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasına sebep oldu. 

 

Bunun yanında, yenin değer kaybetmesi ihracat odaklı olmayan Japon şirketlerini yurt dışından gelen bileşenler ve ham maddelere giderek daha fazla ödeme yapmak zorunda bırakıyor. Bu da Japonya Maliye Bakanlığı ve BoJ üzerinde baskı oluştururken, bazı analistler zayıf yenin memnuniyetle karşılandığı günlerin geride kaldığını belirtiyor.

02 Mayıs 2024 Perşembe

Almanya ekonomisinin beşte birinden fazlasını oluşturan Alman imalat sektöründe düşüş nisan ayında hafifledi.


 

S&P Global tarafından hazırlanan HCOB (Hamburg Ticaret Bankası) Nisan 2024 imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) nihai verileri açıklandı.

 

Buna göre, ülkede martta 41,9 puan olan imalat sanayi PMI nisanda 42,5 puana yükseldi. Beklenti endeksin 42,2 puan olması yönündeydi.

 

Ülkede imalat sanayi PMI'nın, faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin altında kalması dikkati çekti.

 

Hamburg Ticaret Bankası Başekonomisti Cyrus de la Rubia, Almanya'da mal stoklarının yerine yenisi konulmadan tükenmeye devam ettiğini belirterek "İmalat sektöründen cesaret verici işaret arayanlar, Almanya için HCOB PMI rakamlarını analiz ederken biraz hayal kırıklığına uğrayacaklar." değerlendirmesinde bulundu.

 

Alman malları için yeni siparişlerin hızla düşmeye devam ettiğini ifade eden Cyrus de la Rubia, bu durumun yapısal faktörlerin Alman ekonomisinde önemli bir azaltıcı etki oluşturduğunu gösterdiğini vurguladı.

 

İmalat sektörü, Alman ekonomisinin beşte birinden fazlasını oluşturuyor. İhracata bağımlı olan Alman imalat sanayisi, küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

 

Alman ekonomisi geçen yıl, alışılmışın dışında yüksek enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve yüksek faiz oranları nedeniyle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı.

 

Ülke ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,2 ile beklentilerin üzerinde büyüme kaydederek teknik resesyona girmedi.

 

Alman hükümeti, 24 Nisan'da, 2024 için daha önce yüzde 0,2 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini, "hafif konjonktürel iyileşme işaretleriyle" revize ederek yüzde 0,3'e yükseltti.

 

AVRO BÖLGESİ FABRİKA FAALİYETLERİNDEKİ DÜŞÜŞ DERİNLEŞTİ

 

Avro Bölgesi genelinde imalat faaliyetlerindeki düşüş, fabrikaların fiyatları indirmesine rağmen talebin azalması nedeniyle nisanda derinleşti.

 

İmalat PMI nisanda önceki aya göre 0,4 puan düşerek 45,7 puan oldu. Endeksin 22 aydır faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin altında kalması dikkati çekti.

02 Mayıs 2024 Perşembe