Aylardır dolar karşısında değer kaybını sürdüren yendeki ani yükseliş, Japon yetkililerin döviz piyasasına müdahalesine ilişkin spekülasyonları artırdı.


 

Japon yeninin dolar karşısındaki dalgalı seyri devam ederken, piyasalarda gözler Japonya Merkez Bankasının (BoJ) para birimini desteklemek için döviz piyasasına olası müdahalelerine çevrildi. 

 

Dolar/yen paritesi dün gece yükselirken, parite yeni işlem gününün düşük hacimli olduğu saatlerde 157,55 seviyesinden 153,19 seviyesine geriledi.

 

Bloomberg'in hesaplamasına göre, BoJ bugün yeni desteklemek için piyasaya yaklaşık 3,5 trilyon yenlik (22,54 milyar dolar) bir müdahale gerçekleştirdi.

 

Analistler BoJ'un muhtemelen bu hafta ikinci kez piyasaya müdahale ettiğini belirterek, olası müdahalenin ABD borsasının kapanmasından ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın basın toplantısının sona ermesinden hemen sonra gerçekleştiğini kaydetti.

 

Japon yetkililerin konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını ve yapmasının da beklenmediğini vurgulayan analistler, Japonların 29 Nisan’daki olası ilk müdahalede de açıklama yapmadıklarını hatırlattı.

 

BoJ verilerine göre, Maliye Bakanlığı adına hareket eden BoJ’un ülke para birimini desteklemek için 29 Nisan’da 5,5 trilyon yen (35,06 milyar dolar) harcadığı hesaplandı.

 

29 Nisan’da 160,24 seviyesini test ederek Haziran 1986'dan bu yana ilk kez 160'ın üzerine çıkan dolar/yen paritesi, gün içinde önemli ölçüde yükselmişti.

 

Piyasalar, haftalardır Japon yetkililerin para birimini desteklemek için atacağı adımları bekliyor.

 

Diğer merkez bankaları enflasyonla mücadelede 2022'den bu yana politika faizini keskin şekilde artırırken, BoJ geçen aya kadar negatif faiz politikasına sadık kalmıştı.

 

Döviz piyasasında özellikle ABD ve Japonya arasındaki artan faiz oranı farkı, yenin dolar başta olmak üzere diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine yol açtı.

 

Yenin zayıflığı, Japon ekonomisini ve BoJ’un faiz oranı görünümünü nasıl etkileyeceğine dair soruları gündeme getirirken, son üç yıldır değer kaybeden Japon yeni, sene başından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 11 geriledi.

 

BoJ’un martta 2007'den bu yana ilk kez faiz oranını artırmasıyla küresel resesyon ve borç krizinin ardından devreye sokulan negatif faiz politikasını terk eden son merkez bankası olması da Japon yenine bir destek sağlayamadı.

 

Yen, G10 ülkeleri arasında en zayıf performans gösteren para birimi olurken, Japon yetkililerin dövize müdahalesi oluşturabileceği maliyet ve kredibiliteye yönelik riskler de artıyor.

 

Analistler, bir G7 ülkesinin döviz müdahalesinin, diğer büyük ülkelerin tepkisini çekme olasılığını da beraberinde getireceğine işaret etti. 

 

Uzun süredir düşük olan yenin değeri, Japon ihracat şirketlerinin karlarını şişirirken, bu da birçok Japon şirketinin hisse fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasına sebep oldu. 

 

Bunun yanında, yenin değer kaybetmesi ihracat odaklı olmayan Japon şirketlerini yurt dışından gelen bileşenler ve ham maddelere giderek daha fazla ödeme yapmak zorunda bırakıyor. Bu da Japonya Maliye Bakanlığı ve BoJ üzerinde baskı oluştururken, bazı analistler zayıf yenin memnuniyetle karşılandığı günlerin geride kaldığını belirtiyor.

02 Mayıs 2024 Perşembe

Çin’de sıkıntılı günler yaşayan gayrimenkul sektörüne çare olmak için hükümet, satılamayan konutları satın almak için düğmeye bastı. Sektörde dengelenme sağlanabilmesi için en az konut stokunun dörtte birinin satın alınması gerekiyor.


NECMİ UYSAL

 

Çin hükümeti, arz fazlası bulunan ve uzun süredir kriz yaşayan gayrimenkul sektörünü stabilize etmek için milyonlarca konutu satın almayı planlıyor. 

 

SEKTÖR ENDEKSİ BİR AYDA YÜZDE 21 ARTTI

 

Bir süredir gündemde olan planın etkisi ile Çin gayrimenkul sektör endeksi son bir ayda yüzde 21 artış kaydetti.

 

STOKUN DÖRTTE BİRİ ALINIRSA DENGELENME SAĞLANIR

 

Yetkililerin açıklamasına göre, toplam konut stokunun dörtte birinin satın alınması durumunda dengelenme sağlanabileceği belirtiliyor. 

 

DÖRTTE 1’İ 1 TRİLYON DOLAR

 

Toplam değeri 4 trilyon dolar olarak hesaplanan konut stokunun dörtte 1’i 1 trilyon dolara karşılık geliyor. 

 

10 KATININ SATIN ALINMASI GEREKİYOR

 

Adet olarak ise 2023 yılında satılan toplam konut miktarının 10 katının satın alınması gerekiyor. 

 

277 MİLYAR DOLAR GEREKİYOR

 

Bazı analistlere göre ise sektörü ayağa kaldırmak için 277 milyar dolar gerekiyor.

 

Resmi verilere göre satılamayan konutun büyüklüğü 387 milyon metrekare ile 2016 yılından bu yana en yüksek seviye karşılık geliyor.

16 Mayıs 2024 Perşembe

Birleşmiş Milletler (BM), kısa vadeli küresel ekonomik görünümün ihtiyatlı bir şekilde iyimser olduğunu belirterek, bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 2,7'ye çıkardı.


BM, ocak ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler 2024 raporunun yıl ortası güncellemesini paylaştı.

 

Raporda, küresel ekonomik beklentilerin ocak ayından bu yana iyileştiğine işaret edilerek, büyük ekonomilerin ciddi bir gerilemeden kaçındığı ve işsizliği artırmadan enflasyonu düşürdüğü vurgulandı.

 

Ancak görünümün yalnızca ihtiyatlı bir şekilde iyimser olduğuna işaret edilen açıklamada, "Uzun süre yüksek faiz oranları, borç sürdürülebilirliği zorlukları, devam eden jeopolitik gerilimler ve giderek kötüleşen iklim riskleri, özellikle en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri için onlarca yıldır süren kalkınma kazanımlarını tehdit ederek büyümenin önünde zorluklar yaratmaya devam ediyor." ifadesi kullanıldı.

 

2024 KÜRESEL BÜYÜME TAHMİNİ 0,3 PUAN ARTIRILDI

 

Raporda, küresel ekonominin bu yıl yüzde 2,7 büyümesinin beklendiği belirtilerek, bunun ocak ayında öngörülenden 0,3 puan daha yüksek olduğu aktarıldı.

 

Dünya ekonomisinde öngörülen büyümenin gelecek yıl için 0,1 puan artışla yüzde 2,8'e çıkarıldığı bildirilen raporda, yukarı yönlü revizyonların başta ABD olmak üzere Brezilya, Hindistan ve Rusya'daki daha iyi görünümü yansıttığı kaydedildi.

 

Raporda, ABD'ye dair büyüme beklentisi 2024 için 0,9 puan artışla yüzde 2,3'e yükseltilirken, Çin'e ilişkin görünümde küçük bir artış kaydedildiği ve bu yıl ülkedeki büyümenin yüzde 4,8 olmasının beklendiği belirtildi.

 

Afrika'nın ekonomik görünümünün ise son yayından bu yana kötüleştiğine işaret edilen raporda, 2024 için beklenen büyümenin 0,2 puan azalışla yüzde 3,3'e gerilediği aktarıldı.

 

Raporda, Türkiye'de ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,2 olmasının beklendiği kaydedildi. İç talebin yumuşaması ve ithalatın azalması nedeniyle Türkiye'nin cari açığının bu yılın başında daraldığı ifade edildi.

 

BM'nin raporunda, gelecek yıllardaki küresel büyümenin, 2010-2019 dönemindeki ortalama olan yüzde 3,2'lük büyümenin altında kalmasının beklendiğine değinildi.

 

GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLERDE KALICI ZORLUKLAR VURGULANDI

 

Uluslararası emtia fiyatlarındaki yumuşama ve çoğu merkez bankasının benimsediği sıkı parasal duruşun küresel ekonomiyi enflasyonla mücadele yoluna soktuğuna değinilen raporda, buna rağmen gelişmekte olan bazı ekonomilerin inatla yüksek enflasyonla boğuşmaya devam ettiği belirtildi.

 

Raporda, gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun, yüksek borçlanma maliyetleri, kalıcı döviz kuru baskıları ve kalıcı siyasi istikrarsızlık gibi zorluklarla da karşı karşıya olduğuna işaret edildi.

 

Gelişmekte olan ekonomilerdeki durgun istihdam durumunun, işsizlik oranlarının rekor düşük seviyelere yakın olduğu Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerdeki durumla tezat oluşturduğu vurgulanan raporda, ayrıca, bazı ekonomilerin kısa vadeli görünümünün, dünya genelinde jeopolitik gerilimlerin ve çoklu çatışmaların potansiyel olarak yoğunlaşması nedeniyle gölgelendiği belirtildi.

16 Mayıs 2024 Perşembe