tatil-sepeti

Hidrojen Teknolojileri Derneği Başkanı İbrahim Dinçer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının alternatif kaynak arayışını hızlandırdığını, hidrojen kaynaklı enerji teknolojilerinin sağlık ve çevre alanlarında ön plana çıktığını ifade etti.

Uluslararası Enerji Ajansı ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı gibi kuruluşların, hidrojenin enerji sektöründeki geleceğine yönelik öngörülerinin son yıllarda arttığına dikkati çeken Dinçer, "Son yıllarda hidrojenin enerji kaynağı olarak kullanılabileceği alternatifi üzerinde durulmasının ana sebebi, petrol döneminin yavaş yavaş sona ermesi olarak gösterilebilir" değerlendirmesinde bulundu.

HAVA KİRLİLİĞİ KAYNAKLI ÖLÜMLER HER YIL ARTIYOR

Küresel petrol ve enerji firmalarının 2017 yılından bu yana büyük bir dönüşüm içinde olduğuna işaret eden Dinçer, şöyle konuştu: "Petrol dönemi sona eriyor. Bir çok ülke 2025 itibarıyla içten yanmalı araçları yasaklamış olacak. Değişime ayak uydurmak kar sağlamak isteyen enerji şirketleri için önemli. Uzun süredir, çevre mücadelelerinde karbon emisyonlarının düşürülmesi gündemdeyken, alternatif olarak hidrojenin kullanılması kaçınılmaz olacaktır. Son dönemde insan hayatındaki kalitenin, hangi tür enerji kaynaklarının kullanıldığıyla da bağlantılı olduğu görüldü. İnsanların temiz hava ve çevreye ihtiyacı var. Salgın sayesinde, hidrojenin bir yakıt ve enerji taşıyıcısı olarak değerlendirilmesi hızlanacak. Fosil kaynaklardan kademeli olarak uzaklaşılacak."

Dinçer, her yıl hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin artış gösterdiğini, bunun en önemli sebebinin ise karbon kaynaklı yakıtlar olduğunu söyledi.

Hava kirliliğinin etkisiyle ABD'de yılda ortalama 8 bin, Kanada'da 5 bin, Hindistan'da 60 bin ve Çin'de 80 bin kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Dinçer, "Kovid -19, bize dünyada insan hayatının devamlılığı için temiz havanın şart olduğunu gösterdi. Salgın, enerji sektöründe 'karbon çağını' 'hidrojen çağına' taşıyacak bir gelişme olarak görülebilir. Her şeyden önce insanların yaşaması için temiz çevre, temiz hava, sağlıklı yaşam koşulları gerekiyor. Temiz hava için karbon emisyonlarının azaltılması gerekiyor" diye konuştu.

Dinçer, hidrojenin her alanda kullanılacak bir seçenek gibi görülmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Hidrojenin yakıt olarak kullanılmasında insanların büyük resmi görmeleri gerekiyor. Kaynağımız su olacak. Suyu kullanırken, temiz su kullanmaya da gerek yok. Çevreden temin edilen suyu, klordan arındırıyoruz, kloru da ticari olarak kullanabiliyoruz. Elde ettiğimiz temiz sudan, hidrojeni, oksijeni ayırıyoruz. Tüm sektörlerde kullanılabilecek ham maddeleri elde etmiş oluyoruz. Bu, enerji ve sağlık boyutunda önemli çözümler sağlayacak. Karbon tabanlı endüstrinin yerini daha çevreci bir yakıt olan hidrojen alacak."

BU YIL 100 MİLYON TON HİDROJEN ÜRETİMİ HEDEFLENİYOR

Geçen yıl üretilen 70 milyon ton hidrojenin, yüzde 49'unun doğal gazdan, yüzde 29'unun petrolden üretildiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: "Kömürden yüzde 18, elektroliz işlemlerden yüzde 4 hidrojen üretiliyor. 2020 için hedef 100 milyon ton hidrojen üretmekti. Yıl sonunda bu hedefe ne kadar yaklaşıldığını göreceğiz. 2022'de ise 150 milyon ton hidrojen üretilmesi hedefleniyor. Suyun elektrolizinden hidrojen üretimini artırmak ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde kullanmak istiyoruz. Elektrik yerine hidrojenin depolanması ve farklı sektörlerde kullanılması hedefleniyor. Hidrojenin en önemli avantajlarından biri de bu olacak."

08 Mayıs 2020 Cuma

Etiketler : Sektörel

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogram fiyatı 3 milyon 75 bin liraya yükseldi.

Altın piyasasında en düşük 2 milyon 923 bin lira, en yüksek 3 milyon 80 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, gün sonunda yüzde 0,3 artışla 3 milyon 75 bin lira oldu. Standart altının kilogram fiyatı dün günü 3 milyon 66 bin 399,50 liradan tamamlamıştı.

 

EN FAZLA İŞLEM YAPAN KURUMLAR

KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 2 milyar 687 milyon 928 bin 567,14 lira, işlem miktarı ise 878,70 kilogram oldu.

Tüm metallerde toplam işlem hacmi ise 3 milyar 117 milyon 214 bin 56,50 lira düzeyinde gerçekleşti.

Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Uğuras Kıymetli Madenler, İstanbul Altın Rafinerisi, Türk Ekonomi Bankası, NMGlobal Kıymetli Madenler ile Akbank olarak sıralandı.

 

Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:

 

 

 

STANDART TL/KG           DOLAR/ONS

 

Önceki Kapanış 3.066.399,50     2.787,00

 

En Düşük            2.923.000,00     2.677,00

 

En Yüksek          3.080.000,00     2.809,00

 

Kapanış 3.075.000,00     2.677,75

 

Ağırlıklı Ortalama           3.062.997,46     

 

Toplam İşlem Hacmi (TL)            2.687.928.567,14             

 

Toplam İşlem Miktarı (Kg)          878,70  

 

Toplam İşlem Adedi       49         

17 Ekim 2024 Perşembe

Dünya Altın Konseyi (WGC), altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile uyumlu bir getiri sağladığını açıkladı.

Dünya Altın Konseyi, "Altının uzun vadeli getiri beklentisi" başlıklı raporunu yayımladı.

Raporda, altının portföy riskini yönetmeye katkısının ve değer koruma özelliklerinin çok sayıda çalışmayla desteklenerek iyi bir şekilde belirlenmiş olduğu ifade edildi.

Altının portföy getirisine katkısının ise aynı şekilde belirlenmediğine işaret edilen raporda, “Altının uzun vadeli getirisini tahmin etmeye yönelik çerçeveler bulunuyor ancak bunlar, diğer varlık sınıflarına ilişkin sermaye piyasası varsayımlarıyla uyumlu, sağlam bir yaklaşımdan uzaktır.” yorumuna yer verildi.

 

DESTEKLEYEN MÜCEVHER VE TEKNOLOJİ SEKTÖRLERİ

Raporda, altının getiri beklentisine yönelik araştırmalar sonucunda, bu emtianın bir “değer saklama aracı” olarak tanımlandığı belirtilirken, söz konusu yaklaşımın bazı eksikler barındırdığı vurgulandı.

"Altın standardının” uygulandığı dönemlerden gelen verileri kullanmanın, altının performansı konusunda yanıltıcı sonuçlar çıkarttığı değerlendirmesine yer verilen raporda, uzun vadeli fiyatlara yalnızca finansal piyasalardan gelen talep üzerinden bakmanın da altının portföylerdeki ağırlığının daha az olduğu yanılgısına yol açtığı kaydedildi.

Raporda, altının uzun vadeli getiri hesaplamasına yeni bir yaklaşım sergilendiği, bunun sonucunda da altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel GSYH ile uyumlu bir getiri sağladığının ortaya konduğu ifade edildi.

Altın alımlarını destekleyen mücevher ve teknoloji sektörleri, merkez bankaları, finansal yatırımlar, perakende külçeleri ve madeni paraların, mevcut teorilerin önerdiğinden çok daha fazla olduğunun vurgulandığı raporda, “Ayrıca, finansal piyasa yatırımcıları kısa vadede fiyat oluşumunu belirleme eğiliminde olsalar da uzun vadede daha az baskındırlar.” denildi.

17 Ekim 2024 Perşembe