tatil-sepeti
Sanal teknoloji ile yapılan ameliyat

HABER: AYŞE BAŞAK Sanal gerçeklik, gelişen teknoloji ile birlikte her geçen gün daha da ‘gerçek’ oluyor. Ancak bizi tamamen sanal bir dünyaya ışınlayan ve hayatın gerçekliğinden koparan bu teknolojinin bir alternatifi var: Eklemlenmiş gerçeklik. Etrafımızı, bize olduğu gibi gösteren bu teknoloji, gerçek olana sanal görüntüler ekliyor. Örneğin, yolda yürürken bu cihazlardan birini taktığınızda sizi gözünüzün önüne yön işaretleri getirerek gitmek istediğiniz adrese yönlendirebilir. KEMİK VE DAMAR TARANDI HoloLens’in Imperial College London’dan bilim insanları, St. Mary’s Hastanesi’nde gerçekleştirdikleri ameliyatlarda beş hasta üzerinde bu teknolojiyi kullandılar. Bacak kısmında gerçekleştirilen ameliyatlarda, önce hastaların kemik ve damar yapıları taranarak üç boyutlu resimler halinde hazırlandı. Ameliyat sırasında ise bu resimler, eklemlenmiş gerçeklik teknolojisi vasıtası ile cerrahların gözlerinin önüne getirildi. HoloLens kullanan cerrahlar, bu sayede adeta deri ve kas dokularının içini görebiliyorlarmışçasına işlem yaptılar. DAHA DA GELİŞECEK Bu sistem özellikle vücudun farklı yerlerinden alınan deri parçalarını yaranın olduğu bölgeyi kapatmak için kullanmakta işe yaramış. Deri parçalarındaki damarların ameliyat bölgesindeki damarlarla buluşturulması, eklemlenmiş gerçeklik ile daha kolay olmuş. BU AĞAÇLAR DA İNSANLAR GİBİ ‘TERLEYEREK’ SERİNLİYOR Avustralya’da bulunan Western Sydney Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu kıtada yaşayan Ökaliptus cinsi ağaçların çok yüksek sıcaklıklara nasıl dayandıkları ile ilgili bir keşifte bulundular. Görünüşe bakılırsa bu ağaçlar, tıpkı insanlarda görüldüğü gibi ‘terleyerek’ sıcaklarla başa çıkıyorlar. İZOLASYON SİSTEMİ Dokuz metreye varan ağaçları bile içine alan bir izolasyon sistemi ile çalışan bilim insanları, bu sistemle ağaçların yaşadıkları ortamı tam olarak kontrol altına alabiliyorlar. Hava basıncı, sıcaklık, topraktaki nem oranı, sulama ve havadaki rutubet gibi ağacın hayatına tesir eden tüm verileri hem ölçüp hem de belirleyerek ağaçların davranışlarını kaydetmişler. 12 AĞAÇ İZLENDİ 43 derecenin üzerinde seyreden sıcaklık, dört gün devam etmiş. Bu sırada 12 ağaç bu şekilde takip altındaymış. Bu sürede ağaçlar, büyük miktarlarda suyu köklerinden yapraklarına çıkarıp buharlaştırarak yapraklarını soğutmuş. Normal koşullarda ağaçların su kullanımı, yaptıkları fotosentez ile doğru orantılı iken, böyle aşırı sıcaklara maruz kalan ağaçlar fotosentez yapmayı terk ettikleri halde aşırı miktarda su tüketmeye devam etmişler. Bu su ise tamamen terlemeye benzer bir işlemle ağacın kendini soğutma çabası için kullanılmış. Böylece yapraklarını yanmaktan koruyan ağaçlar, yerden 1.5 metre aşağıya kadar uzanan suyu kullanmışlar.

15 Şubat 2018 Perşembe

Kendi kendini ‘park eden’ ev terliği

HABER: AYŞE BAŞAK Önce arabamızı park etmeye yardımcı, sesli, ışıklı uyarıları olan’park asistanları’ ile tanıştık. Bunlardan bir süre sonra otomobil endüstrisi hayatımıza başka büyük bir yenilik sokarak bizleri kendi kendini park edebilen araçlar ile şaşırttı. Artık otomobillerin kendi kendilerini park ediyor olması kimseye tuhaf gelmiyor. Dahası sürücüsüz araçların yakında yolları dolduracağı, kısa bir zaman sonra ‘araba kullanmak’ deyiminin tarihe karışacağı gerçeği de kabullenilmiş durumda. Otomobillerin kendi kendilerini park etmeleri artık bize normal gelse de kendi kendini ‘park eden’ ev terliği fikrinin kulağa oldukça tuhaf geldiğini itiraf etmek lazım. Nissan, otomotiv endüstrisinin büyük üreticilerinden. Bugüne kadar farklı modellerde araçlarına aşina olduğumuz markanın son geliştirdiği ürün ise terlik. Evet, yanlış duymadınız: Terlik! Nissan, ProPilot adını verdiği sürücüsüz araç teknolojisini yakın gelecekte tüm araçlarında kullanmayı hedefliyor. Ancak Nissan otomobillerinden önce bu teknolojiyi başka nesnelerde uygulamaya karar verdi. Böylece ProPilot’un nasıl çalıştığını görmek mümkün olacak. Bu teknoloji ile üretilen terliklerin ve başka ev eşyalarının kendi kendilerine her zamanki yerlerine gelmeleri ve tabir-i caizse ‘park etmeleri’ söz konusu. ProPilot teknolojisini evde giyilen terliklerden başlayarak çeşitli eşyalara adapte etmek isteyen Nissan, twitter üzerinden bir yarışma başlattı. Kazanan çifti Japonya’da bulunan ProPlot Park Ryokan isimli otelde bir gece ücretsiz ağırlıyor. Otel odasının özelliği ise giyilen terliklerin, üzerine oturulan minderin ve türlü eşyaların kendi kendilerine hareket etmeleri. Duvarda bulunan düğmeye basıldığında hepsi olması gereken yere geliyor. SÜRÜCÜSÜZ OTOBÜSLERE YOL GÖRÜNDÜ İstanbul’da devreye giren sürücüsüz metro, insanların ilgisini çekiyor. Bazıları, sürücünün olmadığından emin olmak istercesine trenin en başına kadar yürüyüp, lokomotifi inceliyor ve trenin sürücüsüz nasıl gittiğine şahit olmak istiyor. Sürücünün olmadığı araçlara güvenmek, onlara alışmak çok zaman almayacağa benziyor. Belirli bir hat üzerinde seyreden tren, şehir trafiğine dahil olmuyor. Bu elbette sürücüsüz yolculuğu kolaylaştıran ve endişeye mahal bırakmayan önemli bir faktör. Ancak konu otomobil olunca, hele de metropol trafiğine çıkacak sürücüsüz araçlar olunca biraz gergin hissetmek tamamen normal. Fakat bu duruma alışmak için de çok zamanımız yok. ALTI AYLIK DENEME İletişim firması olarak tanıdığımız Ericsson, İsveç’te bir yerel ulaştırma birimi ile ortaklık gerçekleştirerek altı ay boyunca sürücüsüz otobüsleri Stockholm sokaklarında deneyecek. Sürücüsüz araçların diğer araçlarla, yayalarla, trafikte karşımıza çıkan türlü engellerle nasıl başa çıktığını birebir görmeyi hedefleyen program, yürürlüğe girdi bile. SAATTE 24 KİLOMETRE Tamamen elektrikle çalışan otobüsler, 11 yolcu alıyor. Saatte 24 kilometre hız yapıyor. Ericsson’un ConnectedUrban Transport adını verdiği teknolojiyi kullanan otobüsler bu sayede şehri tanıyor, otobüs duraklarını ya da trafik işaretlerini algılıyor. İsveç Hükümeti tarafından 2015’te yürürlüğe konan sürücüsüz araçlar için geçerli standartlar açısından test edilecek olan bu otobüsler, Hollanda’daki benzer denemelerde de olduğu gibi aynı zamanda trafik bilgisini toplamak için kullanılıyor olacak. Bu teknoloji ile trafikte oluşan her data bir havuza gönderilerek paylaşılıyor. Böylece trafikte yoğunlaşmanın önüne geçilmek isteniyor.

07 Şubat 2018 Çarşamba

‘Cep’ten ameliyat sonrası enfeksiyon takibi

HABER: AYŞE BAŞAK Araştırmalara göre ameliyathane kaynaklı enfeksiyonlar, operasyon sonrası yaşanan enfeksiyonlarda başı çekiyor. Bu nedenle tüm hastaların ameliyat sonrası sıkı bir şekilde takip edilmesi şart. ABD’de bulunan Wisconsin Üniversitesi’nden bilim insanları, enfeksiyon takibini yapmak, böyle durumlarda oluşan iş yükünü azaltmak ve hastalara kolaylık sağlamak amacıyla bir cep telefonu aplikasyonu geliştirdiler. DÜZENLİ TAKİP İnsan haliyle merak ediyor. Cep telefonu ile mikrop kapmış bir yaranın ne ilgisi var? Aslında cevap gayet basit. Ameliyat sonrası hastaların yaralarının kapanma sürecinin iyi takip edilmesi gerekiyor. Cep telefonları için geliştirilen bu aplikasyon da hastanın yarası ile ilgili doktoruna düzenli rapor vermesini sağlıyor. Doktor aplikasyon sayesinde yaranın takibini uzaktan yapıyor, ameliyat sonrası nekahet dönemindeki hastanın hastaneye gitmesi gerekmiyor. Bu uygulama, hastaya yaranın durumu ile ilgili nasıl bilgi vereceğini adım adım gösteriyor. Hasta cep telefonu ile yarasının resmini çekmekten başka bir takım sorulara cevap veriyor. Verdiği cevaplara göre farklı sorulara yönlendiriliyor ve böylece doktora ihtiyacı olduğu tüm bilgi dijital olarak gönderiliyor. HASTA YORULMUYOR Hastaya ‘doktor sizi gerek görürse arayacak’ notu iletiliyor. Bu bilgiler ışığında doktor hastayı görmek isteyip istemediğine karar veriyor. Bu nasıl oluyor? ‘Nasıl olur da bir cep telefonu aplikasyonu muayenenin yerine geçebilir’ diye merak ettiniz mi? Aslında mesele bu kadar karmaşık değil. Hasta kontrole gittiğinde ne olacaksa, dijital olarak gerçekleşmiş oluyor. Doktorun dikkat ettiği şeyler, hastaya soruduğu sorular, hepsi burada. Üstüne yaranın resmini de gören doktor, fazladan bir bilgiye ihtiyaç duymayabiliyor. Elbette burada hastanın yorulmamasını, hastanelerin de iş gücünden tasarruf etmesini sağlamak önemli. 40 FARKLI HASTADA KULLANILDI Aplikasyonun test sürecinde damar operasyonu geçirmiş 40 farklı hastada kullanılmış. Bu 40 hasta aplikasyondaki sorulara cevap verip ameliyat yaralarının fotoğrafını uygulamanın yönlendirmesi ile doktorlarına yollamışlar. İki hafta boyunca kırk hasta bu işleme devam etmiş ve hemşireler tarafından ilk değerlendirmesi yapılan yaralar bu şekilde takip edilmiş. Geçen sürede yedi adet komplikasyon tespit edilmiş. Enfeksiyon tespit edilen yedi hasta içinde sadece birine yönelik uzak mesafe tespit hatalı olmuş. Hastalar aplikasyonunun kullanımını kolay bulmuşlar ancak hemşireler mevcut yoğunlukları içinde gelen raporları takip etmekte zorlandıklarını söylemişler. Ekibin başında bulunan Dr. Rebecca Gunter, bu çalışmanın asıl maksadının komplikasyonlara zamanında müdahale etmek olduğunu, çünkü hastaların böyle durumlarda genellikle geç harekete geçtiklerini, doktora zamanında gitmediklerini belirtiyor. SEMBOL TAKSİLER ELEKTRİKLİ OLUYOR Londra’nın dünyaca meşhur taksileri, elektrikli mi oluyor? Şimdilik hayır! Ancak London EV firması ürettiği bir elektrikli taksi için gerekli izinleri alarak aracın trafiğe çıkmasını sağladı. TX adı verilen araç, geçtiğimiz günlerde bir taksi şoförüne teslim edildi! 46 yaşındaki David Harris, Londra’da bir taksi şoförü. Eski bir profesyonel tenisçi olan Harris, TX adlı elektrikli taksiyi kullanmak için ilk başvuranlardan biriydi. Harris bu araçla eski dizel aracına kıyasla ayda 600 sterlin tasarruf etmeyi hedefliyor.TX aracının küçük bir benzinli jeneratörü de var çünkü şoför şarj istasyonu bulmakta zorlandığında böylelikle yolda kalmaması hedeflenmiş. Elektrik gücüyle bir şarjda 130 kilometre yol alabiliyor.Londra’nın Heathrow Havaalanı’ndaki hızlı şarj eden ünitelerden faydalanmayı ve müşterilerini de bu havaalanından almayı planlayan Harris, tamamen elektrikle tüm şehirde dolaşabileceğini söylüyor. Şirket yetkilileri yüzlerce elektrikli taksinin daha sessizce devreye gireceğini ve önümüzdeki aylarda sayılarının çok daha artacağını belirtiyor.

31 Ocak 2018 Çarşamba

Yakıt israfına hava aracı ile son

HABER: AYŞE BAŞAK ABD’nin Detroit kentinde gerçekleşen Kuzey Amerika Oto Show, pek çok yeniliğe sahne oldu. Bunların içinde Airspace Experience Technologies, fuara getirdiği hava aracı ile dikkatleri üzerine çekti. Dikey olarak inip kalkabilen bu araca Mobi-One adı verilmiş. İki yolcu ve bir miktar kargoyu saatte 400 kilometre hızla taşıyabiliyor. ÇEVREYİ KİRLETİYOR Firmanın iddiasına göre sadece ABD’de yılda 300 milyar dolarlık yakıt, trafik sıkışıklığında boşa gidiyor. Şehirde yaşayan bir sürücü senede 42 saatini trafikte bekleyerek geçiriyor. Üstelik bu zaman ve yakıt israfı, çevreyi de kirletiyor. Senede 17 milyar kilogram karbon emisyonları atmosfere karışıyor. SERİ ÜRETİM Firmanın kardeş şirketi olan Detroit Aircraft Corporation, Detroit şehrinin havaalanında tasarlayıp ürettikleri bu aracın, seri üretime uygun olduğunu belirtiyorlar. Mobi-One isimli araç, elektrik motorlarına sahip. Bir helikoptere kıyasla daha sessiz bir araç. İki ya da dört yolcu taşıyabiliyor. 240 kilometre hız yapan aracın menzili ise 100 kilometre. Son teknoloji ile donatılan araçta, yüksek hızlı internet bağlantısı mevcut. Yardımcı veya otomatik pilot seçenekleri sunulmuş. Çarpışmaları önleyen özel bir yazılım ve donanım var. Yolcu taşıma dışında acil durumlarda da çok faydalı olabilecek bir araç. Afet yerlerinden insanları taşıma veya yardım ulaştırmada kullanılabilir. 2026 HEDEFİ 2 BİN 500 ARAÇ Ford GT’nin 2005 ve 2006’da tasarımını yapan Camila Pardo, Mobi-One için de şirketle çalışmış. Henüz Havacılık Federasyonu’ndan izin alınmayan araç, önümüzdeki yıllarda seri üretime geçebilir. Şirketin ticari bölüm başkanı JP Yorro, 2026’da ABD’nin 50 kentinde 2 bin 500 adet çalıştırmayı planladıklarını söylüyor.

22 Ocak 2018 Pazartesi

Topraksız teknolojik tarım devri başlıyor

İzmirli bir grup girişimci, topraksız tarımı bitkisel aydınlatma ve yazılımla birleştirerek tarıma yeni bir boyut kazandırdı. Türkiye’de tarım alanlarında yüzde 40’ı bulan ürün kaybının, topraksız tarım ve LED uygulamasıyla son bulması hedefleniyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Aşkar yönetiminde İEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Elektrik Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi Mert Kalaycı’nın girişimleriyle hazırlanan ‘Smart Garden’ adlı çalışmayla, domatesten salatalığa, çilekten safrana dek çok farklı sebzeler, endüstri bitkileri ve meyveler yetiştirilecek.

19 Ocak 2018 Cuma