HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası (İTO), pandemi döneminde video konferans yöntemiyle düzenlediği sektörel istişareleri art arda gerçekleştiriyor. İnşaat ve gayrimenkul sektörüyle birlikte peyzaj ve mobilya sektörlerinin temsilcileri de yeni toplantıda bir araya geldi. Sektör temsilcileri, konut kredi faizlerinde yaz başındaki indirimin olumlu yansımalarının olduğunu belirterek, “Maliyetler tekrar uygun seviyeye inerse işler devam eder” dedi. MALİYET ETKİSİ Toplantıda, yeni projelerin sorulması üzerine, kredi faizindeki artışla İstanbul’da talebin daraldığı ifade edildi. Sektör temsilcileri, şöyle konuştu: “Konut satışları, bitmiş veya yarıyı geçmiş projelerin tamamlanması şeklinde yürüyor. Yeni projeler için hammadde fiyatında ve faizde indirim bekleniyor. Önümüzü görelim diye ağırdan alıyoruz.” YURT DIŞINDAN YOĞUN TALEP Üretimde salgın sebebiyle ilkbaharda yaşanan kesintinin stok problemine sebep olduğunu anlatan bazı sektör temsilcileri, “Yurt dışından yoğun talep var. Kurdaki avantaj sebebiyle de iç piyasaya değil, dış pazarlara mal satmak daha cazip hale geldi. Avrupa’daki firmalar Türkiye’den mal çekiyor. Bu durum, bazı ürünlerde iç talebin karşılanması anlamında darboğaza sebep olabilir” dedi. KAMUDAN ALACAK Sektör temsilcilerinin temas ettiği noktalardan biri de firmaların kamu kurumlarıyla alacak-verecek problemleri oldu. “Kamuda, borcu yoktur yazısı almak dert” diyen bazı sektör temsilcileri, “Bir kurumdaki küçük bir borçtan dolayı diğer kurumdan paramızı alamıyoruz. Mahsuplaşıp, kalanını ödeme imkanı sunulsun” diye konuştu. Sektör temsilcileri, piyasada nakit para döngüsünün azaldığına dikkat çekerek, “Yüzde 50, hatta yüzde 100 barter yapalım şeklinde teklifler arttı” bilgisini paylaştı. MOBİLYA SATIŞLARI Mobilya sektörü temsilcileri ise “Mobilya ihtisas sanayi bölgesi kurulsun” taleplerini dile getirdi. Sektör mensupları, piyasa hakkında şunları ifade etti: “Pandemiye rağmen bu yıl ihracatımızı yüzde 2 artırdık. İç pazarda da işimiz iyi. Ancak perakende satışlarınyüzde 80’inin yapıldığı hafta sonlarındaki kısıtlamalar, satış hacmini etkiliyor.” HAMMADDE BULMAK ZORLAŞTI İTO Başkanı Şekib Avdagiç, sektör temsilcilerinin paylaştığı bilgileri not alıp üzerinde çalıştıklarını belirterek, kamu kararıyla yapılan kapatmaların ve uygulanan kısıtlamaların bir mecburiyetten kaynaklandığına dikkat çekti. Üretimi, ticareti gerçekleştirecek insanların sağlığının korunması, hastanelerin kapasitesinin kilitlenmemesi için zorunlu adımlar atıldığını söyleyen Avdagiç, şöyle devam etti: “Valimiz Ali Yerlikaya, ekonomik değer üreten yerlerin faaliyetlerine devam etmesi konusunda kaymakamlıklara, gümrüklere direktifler verdi. Sektörlerin ihtiyaçlarını ve önerilerini ilettiğimiz her seferinde de yapılabilecek ne varsa ilgili yerleri harekete geçirdi. Takdire şayan bir tavır görüyoruz, kendisine teşekkür ediyorum.” Finansman ve para politikası konusunda beklentinin, sıkılaştırma politikasının devam edeceği yönünde olduğunu kaydeden Avdagiç, “Para kıymetli olacak, elinizi buna göre hazırlayın. Diğer yandan hammadde bulmak zorlaştı. Hem Çin’deki talep sebebiyle arz yetmiyor hem de fiyat artıyor. Hammaddeyi bulduğunuz yerde alın durumundayız” dedi. Avdagiç, kamu kurumlarından alacaklar ve vergi borçları konusunda ise “Mapsuplaşmanın sağlanması devleti ve iş adamını yükten kurtaracaktır” diye konuştu. KENTSEL DÖNÜŞÜMDE SANAYİ YAPILARINA DA BAKILMALI İTO Yönetim Kurulu Üyesi Yakup Köç, inşaat ve gayrimenkul sektörüyle ilgili gelişmelerin 200 sektöre yansıdığına dikkat çekerek, “İlla destek olacaksa inşaat ve gayrimenkul öncelikli olmalı” dedi. Deprem ve kentsel dönüşümde ilk konutların akla geldiğini belirten Köç, “Halbuki sanayi binalarına da bakılmalı. İstanbul’da imalat sanayi yapılarının yüzde 70’i sorunlu, buna OSB’ler dahil. Vergi indirimi için bunlar kapsama alınmalı” diye konuştu. Toplantıda birçok sektör temsilcisi de kentsel dönüşüm için daha büyük adımlar atılması gerektiğini belirterek, “Her ilçede en az birer pilot bölge seçilip oralarda kentsel dönüşüm uygulanmalı” önerisini dile getirdi.

28 Aralık 2020 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından düzenlenen 2020 Biterken Pandemi ve Ekonomi Forumu'na çevirim içi olarak katıldı. Bakan Pakdemirli burada yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bu yıl küresel çapta tüm ekonomileri olumsuz etkilediğini dile getirdi. Her sektör gibi tarım ve gıda sektörünün de salgından etkilendiğini belirten Pakdemirli, tarımın insanoğlunun en eski uğraşı olduğunu, sektörün sadece gıda ihtiyacını karşılamada değil, gelir ve kalkınmada da önemli bir araç olduğunu ifade etti. Pakdemirli, Türkiye'de salgın sürecinin başarıyla yürütüldüğünü vurgulayarak, "Pandemi başladıktan sonra tarımsal destek ödemelerinden kredi faizlerinin ertelenmesine, sıkı gıda denetimlerinden hazine arazilerinin üretime açılmasına kadar tam 101 tedbiri hayata geçirdik" dedi. Süreç içinde tarlada, bahçede, serada, ahırda ve merada üretimin devam etmesini sağladıklarını ifade eden Pakdemirli, gıda üretim ve imalat tesislerini yasaklardan muaf tuttuklarını anımsattı. Pakdemirli, tarımda teknoloji kullanımı ve bilgiye hızlı erişimin üretime daha fazla katkı sağlayacağını belirterek, "Topraksız, dikey ve kent tarımı gibi yeni üretim teknikleri de tüm dünyada giderek yaygınlaşmaya başlayacak. Suyun yüzde 70'ten fazlası, tarımsal sulamada kullanılıyor. Bu nedenle, su kaynaklarını etkin ve tasarruflu kullanmak için tarımda su verimliliğini sağlamak zorundayız" diye konuştu. 5,3 MİLYAR DOLAR DIŞ TİCARET FAZLASI VERİLDİ Son 2 yılda tarımsal hasılanın yüzde 47 artışla 277,5 milyar liraya ulaştığını dile getiren Pakdemirli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı imkanlarla 2020 yılı 3. çeyrekte yüzde 6,2, ilk 3 çeyrek ortalamasında ise yüzde 5,3 gibi önemli bir büyüme gösteren tarım sektörü, ekonomimize büyük katkı sağladı. Bu yılı önemli bir büyüme rakamıyla kapatacağız" dedi. Pakdemirli, son 2 yılda bitkisel üretimin 9 milyon ton ilave artışla 124 milyon tona ulaştığını belirterek, bu üretim toplamında Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını söyledi. Türkiye'nin, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülke olduğuna işaret eden Pakdemirli, geçen yıl 18 milyar dolar tarım-gıda ürünü ihracatı yapıldığını ve 5,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verildiğini bildirdi. Pakdemirli, bu yılın 10 ayında ihracatın salgına rağmen geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 arttığına dikkati çekerek, "Tarımdaki tüm bu gelişmelerin arkasında üreticiye ve yatırımcıya verdiğimiz desteklerin büyük rolü var. Son 18 yılda üreticilerimize reel rakamlarla toplam 311 milyar lira tarımsal destek verdik. 2021 yılında ise üreticilerimize 2 milyar lira ilave ödenekle birlikte toplam 24 milyar lira destek vereceğiz" ifadelerini kullandı. Son 18 yılda sertifikalı tohum üretimini 8 kat artışla 1 milyon 143 bin tona çıkardıklarını söyleyen Pakdemirli, yurt içinde kullanılan sertifikalı tohum miktarının yüzde 96'sının yerli olduğuna dikkati çekti. 800 BİN KİŞİ GIDA İSRAFI YAPMAYACAĞINA SÖZ VERDİ Dünyada üretilen gıdanın her yıl 3'te 1'inin kayıp ve israf olduğunu belirten Pakdemirli, Türkiye'de de her yıl 18,8 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini bildirdi. Pakdemirli, bu kayıp ve israfı en aza indirecek tedbirlerin alınmasının artık zorunlu hale geldiğini vurgulayarak şunları kaydetti: "Ülkemizin yıllık gıda cirosu 500 milyar liradır. Eğer toplumsal farkındalık meydana getirebilir, yüzde 2'lik bir tasarruf sağlayabilirsek, 10 milyar liramızı çöpe atmamış oluruz. Bu rakam, 360 bin ailenin yıllık asgari geçimi demektir. Gıda kaybını önlemek ve gıda israfını azaltmak amacıyla 'Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık' kampanyasını başlattık. 'Söz Ver' sloganıyla gıda israfı yapmayacağına söz verenlerin dijital olarak imzasını alıyoruz. Şu ana kadar 800 bin kişi söz verdi."

25 Aralık 2020 Cuma

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)tarafından Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 18 Aralık haftasında net 244 milyon dolarlık hisse senedi ve 1 milyar 661,8 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alırken, 4,6 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) sattı. Böylece yurt dışında yerleşik kişilerin haftalık DİBS alışı Temmuz 2017'den beri en yüksek seviyeye işaret etti. Yurt dışında yerleşik kişilerin 11 Aralık itibarıyla 25 milyar 207,7 milyon dolar olan hisse senedi stoku, geçen hafta 26 milyar 426,7 milyon dolara yükseldi. Geçen hafta yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku, 6 milyar 248,6 milyon dolardan 8 milyar 28,3 milyon dolara çıktı. Söz konusu dönemde yurt dışı yerleşik kişilerin ŞBS stokları ise 4,6 milyon dolarlık satışla 223,6 milyon dolardan 219 milyon dolara geriledi.

25 Aralık 2020 Cuma

sahibinden.com açıklamasına göre, sokağa çıkma kısıtlamalarının yeniden başlamasıyla birlikte evde daha çok vakit geçiren tüketiciler, balkon ve bahçelerini değerlendirmek için elektrikli ısıtıcıları araştırmaya başladı. Aylık 62,7 milyon kullanıcıya hizmet veren sahibinden.com'un verilerine göre,"elektrikli ısıtıcı"kelimesiyle yapılan aramaların oranı geçen yılın kasım ayına göre yüzde 36,2 arttı. Bu süreç içerisinde ürünlerin favorilere ekleme oranı ise yüzde 144 artış gösterdi. Türkiye genelindeki kurumsal mağazaların, farklı ürün özellikli ve fiyat seçenekli ilanlarını yayınlayan sahibinden.com'un kasım ayı verilerine geçen yılın aynı dönemine göre elektrikli ısıtıcı ilanları yüzde 104 artarken; satışa sunulan ürünlerin ortalama fiyat aralığı 250 TL olarak gerçekleşti. sahibinden.com, elektrikli ısıtıcı seçerken şunlara dikkat edilmesini öneriyor: "Satın alacağınız ısıtıcının tasarruf oranının yüksek olmasına dikkat edin. Elektrikli ısıtıcı alacağınız firmanın geniş servis ağı olmasına önem verin. Balkon ve bahçelerde kullanım için Infrared ısıtıcıları tercih edin. Devrilme emniyeti olan ısıtıcıları tercih etmeniz güvenliğiniz açısından önemli. Çocukların bulunduğu ortamlarda güvenlik açısından özellikle dikkat edilmeli. Termostatlı ısıtıcılar seçmeniz ortama ayarladığınız ısıya gelince otomatik olarak kapanmasını ve gereksiz enerji tüketimini önleyerek bütçenize destek sağlar."

15 Aralık 2020 Salı

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları’ndan (KARDEMİR) yapılan yazılı açıklamada, fabrikanın, üretime olan bağlılığını sürdürmesinin meyvesini topladığını, bir yandan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleyi sürdürüp bir yandan da üretim faaliyetlerini daha ileri noktalara taşıdığı belirtildi. Açıklamada, "Pandeminin iş dünyamızdaki gerek iş gücü gerek çalışan psikolojisi üzerindeki yıkıcı etkisi bir yana, çalışma alanlarımızdaki zor şartlara rağmen KARDEMİR ailesi olarak belirlediğimiz hedefleri aşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çelik Üretim Müdürlüğümüzden elde edilen veriler ışığında, 23 Aralık tarihi itibarıyla yıllık 2,5 milyon ton sıvı çelik üretim hedefimizi aşmış ve üretim rekorumuzu kırmış bulunmaktayız" ifadesine yer verildi. Sıvı çelik üretimindeki bu başarının ilerleyen günlerde bir zincir şeklinde diğer üretim ünitelerine de yansıyacağı ve ardı ardına üretim rekorlarının geleceği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "KARDEMİR ailesindeki tüm kadrolarımızı ve her bir ünitemizi kendilerine verilen hedefleri aşma konusundaki inançlarından dolayı tebrik ederiz. Elde edilen 2,5 milyon tonluk sıvı çelik üretim başarımızın, tüm üretim hattımıza daha büyük başarılar getirmesini temenni ederiz."

25 Aralık 2020 Cuma