tatil-sepeti
Kovid-19 sürecinin etkisiyle dönüşen reklam sektörü masaya yatırıldı

Ticaret Bakanlığı’na göre, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca oluşturulan ve reklamcılık sektöründeki paydaşları bir araya getirmeyi amaçlayan Reklam Konseyi, koronavirüs salgınının yarattığı mevcut koşullar nedeniyle video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak'ınkatılımıyla Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda gerçekleştirilen Konseye, Bakanlıktemsilcileri, Reklam Kurulu üyeleri, reklam sektörüyle ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcileri,ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, çeşitli meslek örgütleri ile tüketici üst kuruluşlarının temsilcileri delege olarak katıldı. Konseyin ilk oturumunda geçen yıl gerçekleştirilen 1. Reklam Konseyi'nde alınan kararlarla ilgili değerlendirmeler ile 2020 yılında ve salgın sürecinde gerçekleştirilen reklam denetim faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Takip eden oturumlarda dareklamcılık sektörünün temsilcileri tarafından 2020 yılı medya ve reklam yatırımları, dijital pazarlama ve dijital mecra hakkında yeni gelişmeler masaya yatırıldı. Kovid-19 iletişimi ve sosyal medya reklamları hakkında sunumlar yapılırken,tüketici örgütlerinin temsilcileri tarafından da sosyal medyada yer alan reklamlara ilişkin değerlendirmeler ve tüketicilerin korunması içingerekliönlemler ele alındı. Ayrıca, Reklam Konseyi tarafından daha önce oluşturulan çalışma gruplarıçalışmalarının salgın koşullarıyla uyumlu bir şekilde devam ettirilmesi kararlaştırılırken, tavsiye niteliğinde olan Konsey kararlarıilgili kurum ve kuruluşlaragönderildi. REKLAMLARDAHA ÇOK DİJİTAL ORTAMLARA KAYDI Bakan Yardımcısı Uçarmak, 2. Reklam Konseyi’nin salgın koşullarına rağmen internet ortamında gerçekleştirilmesinin önemli olduğuna dikkati çekerek, bu yeni süreç nedeniyle değişen tüketici alışkanlıklarının ve beklentilerinin reklam sektörünü de doğrudan etkilediğini belirtti. Reklamların daha çok dijital ortamlara kaydığına işaret eden Uçarmak, böylece bu sürecin reklam sektörünü değişime zorladığına dikkati çekti. Uçarmak, Bakanlık olarak yanıltıcı olmayan doğru reklamın muhataplarına ulaşması noktasına odaklandıklarını vurguladı. TV REKLAMLARINDAKİ ALT YAZILARIN OKUNAMAMASI SORUNUDEVAM EDİYOR İyi niyetli girişimlerin desteklenmesi kadar yanıltıcı reklamların engellenmesinin esas olduğunu belirten Uçarmak, özellikle temel bir problem olan televizyon reklamlarındaki alt yazıların okunamaması sorununun devam ettiğini, dolayısıyla tüketicilerin doğru ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirilmesinin önemine işaret etti. Uçarmak, sektördeki güncel gelişmelerin takibi ve özellikle tüketicilerin çıkarlarının korunması ve dürüst bir ticari hayatın oluşturulması açısından Konseyde alınan kararların yol gösterici nitelikte olduğunu belirtti. Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ahmet Erdal ise Reklam Konseyi'nin amacı vegenel yapısı hakkında bilgi vererek, tüketicilerin sıklıkla karşılaştığı sorunlara ve reklam sektöründe yaşanan problemlere değindi.

22 Aralık 2020 Salı

Salgında yerel ürüne ilgi arttı, gıda alım gücü temel öncelik oldu

Sabri Ülker Vakfı'ndan yapılan açıklamada, vakıf tarafındantercümesinin yapıldığı söz konusuçalışmanın detayları paylaşıldı. Buna göre,tüketicilerin neredeyse yarısı(yüzde 49) salgınınbir sonucu olarak sağlıklarını korumanın daha önemli olduğunu belirtti. Tüketicilerin üçte biri ise (yüzde 35) daha fazla yerel ürün satın aldığını ifade ederken,neredeyse 10 kişiden dokuzu (yüzde 87) gelecekte de böyle yapmaya devam edeceğini bildirdi. Tüketicilerin üçte birinden fazlası (yüzde 34) gelirlerinin bir kısmını veya tamamını kaybederken, yarıdan fazlası (yüzde 55) her ay geçim sıkıntısı çektiğini kaydetti. Danimarka'daki Aarhus Üniversitesi liderliğinde, Avrupa'nın önde gelen üniversitelerinden oluşan bir konsorsiyum tarafından yapılan ankete göre sokağa çıkma yasağı önlemleri alışveriş alışkanlıklarında, yemek hazırlama ve yeme alışkanlıklarında kalıcı davranış değişikliklerine neden olabilir. Rapora göre, salgın döneminde en büyük davranış değişikliği alışveriş yapma şeklinde yaşandı. Tüketicilerin yaklaşık yarısı (yüzde 45) online alışverişte, toptan alımlarda (yüzde 47) ve dikkatle planlanmış alışverişlerde (yüzde 45) artış olduğunu belirtti. Avrupalı tüketicilerin üçte birinden fazlası (yüzde 36) mutfakta daha fazla zaman geçirdiklerini ve sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında yemek pişirmekten keyif aldıklarını bildirdi. Bu deneyimi başkalarıyla paylaşmak daha önemli hale geldi ve ankete katılan 10 kişiden 3’ü (yüzde 29), hane halkı olarak birlikte daha düzenli yemek yediklerini belirtti. PANDEMİ SONRASI KALICI ALIŞKANLIKLAR Araştırmaya göre gıdanın önemi, sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra da artmaya devam edecek. Tüketicilerin yaklaşık üçte biri (yüzde 27), pandemiden sonra ev yapımı yemekler pişirmeye zaman ayırmanın ve daha çeşitli yiyecekler yemeye (yüzde 30) devam etmenin daha önemli olacağını söyledi. Ankete katılanların yüzde 32'si gıdaya uygun fiyatlarla erişimin önemli ve kendileri için öncelikli olacağını söylemeklebirlikte, bunun iyi beslenme ve sağlık sorunları yaratmaması gerektiğini belirtti. Tam tersine tüketicilerin neredeyse yarısı (yüzde 49), Kovid-19 nedeniyle sağlıklı olmanın kendileri için daha önemli olacağını bildirdi. Avrupalı tüketiciler, kendi sağlıklarına öncelik vermenin yanı sıra gezegenin sağlığı üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olabilecek bir dizi değişiklik yaptıklarını bildirdi. Örneğin, ankete katılanların üçte birinden fazlası (yüzde 35’i), yerel olarak üretilen yiyecekleri satın almanın salgınsırasında onlar için daha önemli hale geldiğini söyledi. Yerel alışveriş eğilimi devam edecek gibi görünüyor ve neredeyse 10 kişiden dokuzu (yüzde 87) gelecekte de yerel alışverişe devam etme olasılıklarının yüksek olduğunu kaydediyor. GIDA ALIM GÜCÜ PANDEMİ SONRASI KİLİT BİR ÖNCELİK HALİNE GELDİ Avrupa'daki tüketiciler, salgınsırasında mali sıkıntılar yaşadı. Ankete katılanların üçte biri (yüzde 34) gelirlerinin bir kısmını veya tamamını kaybederken, yarıdan fazlası (yüzde 55) her ay geçim sıkıntısı çektiklerini söyledi. Bu da gıda alım gücünü sokağa çıkma yasakları sonrasında temel bir öncelik haline getirdi. Buna rağmen Avrupalı tüketiciler, Kovid-19 nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamalarının ve Avrupa genelinde evden çalışmadaki artışın insanların evde daha fazla zaman geçirmesine ve daha az yemek yemesine yol açması sebebiyle hemen hemen her gıda kategorisinde satın almanın arttığını bildirdi. Aarhus Üniversitesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Klaus Grunert çalışmaya liderlik etti. En son 17-18 Kasım’da Sabri Ülker Vakfı tarafından düzenlenen Beslenme ve Sağlık İletişimi Konferansı’nda tüketici davranışları üzerine konuşma yapan Grunert, EIT Food araştırması sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Araştırmamız, Kovid-19'un insanların yiyeceklerini düşünme, satın alma, planlama ve tüketme şeklini değiştirdiğini gösteriyor. Bu salgınsırasındaki en önemli nokta, özellikle sürdürülebilirlik ve sağlık konusunda çeşitli olumlu eğilimlerin yükselişi olmuştur. Sektör, tüketicilerin evde yemek yemeyi sevmeleri ya da online deneyimlerini yeni alışveriş yöntemlerine uyarlama gibi konulara yönelik tüketici ihtiyaçlarını karşılama konusunda gerçek anlamda bir değişikliğe gitme fırsatına sahip." UYGUN FİYATLI GIDAYA DAHA İYİ ERİŞİM UMUDU VAR ​​​​​​​ EIT Food İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü Saskia Nuijten ise, "Gıda sistemimizin kırılganlığı salgınsırasında büyük oranda gün yüzüne çıktı. Avrupalı tüketiciler neredeyse bir gecede yiyecek, alışveriş ve tüketme şekillerini değiştirdiler ve sokağa çıkma yasakları kalktıktan sonra da ‘normale’ dönme belirtileri yok. Bu çalışma, tüketicilerin hem gezegene hem de sağlıklarına fayda sağlayacak uygun fiyatlı gıdaya daha iyi erişim sağlamak konusunda umutlu olduklarını gösteriyor. Tarladan sofraya nasıl daha iyi bir gıda sistemi kuracağımıza kafa yorduğumuz bu süreç, endüstrinin harekete geçme fırsatlarından biri" ifadelerini kullandı. Avrupa Komisyonu'nun "Farm to Fork"(Tarladan Sofraya) stratejisini açıklamasından kısa bir süre sonra yayınlanan rapor, tüketicilerin yeterli ve uygun fiyatlı gıdaya erişim sağlayabilirken,sağlıklı ve sürdürülebilir besinleri seçmelerini de kolaylaştıran bir gıda ortamı yaratılması çağrısında bulundu.

22 Aralık 2020 Salı

Petrol fiyatlarının geleceğini aşı belirleyecek

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından dijital ortamda düzenlenen toplantıda, enerji sektöründeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Salgının enerji sektörünüolumsuz etkilediğini fakat en büyük darbeyi petrol endüstrisinin aldığını vurgulayan Birol, petrol endüstrisitarihinde böyle bir dönem yaşanmadığını aktardı. Birol, petrol fiyatlarında bu süreçte ciddi dalgalanma yaşandığına işaret ederek, şöyle konuştu: "Şu anda petrol fiyatları oldukça düşük, 50 dolar civarında. Ben kısa süre içerisinde petrol fiyatlarının 70 dolar gibi bir seviyeye çıkabileceğini düşünmüyorum. Piyasada büyük bir belirsizlik var, talebin canlanması uzunzaman alabilir. Ayrıca, kullanılmayan bir petrol stoku var dünyada fakat artık her şey aşı etrafında dönüyor. Aşı derde derman olacak mı? Aşı salgını kontrol altına alıp, ekonominin yeniden düzlüğe çıkmasını sağlayacak mı sağlamayacak mı? Aşı, Kovid-19'a karşı derman olursapiyasalarda biraz toparlanma bekleyebiliriz fakat toparlanma olsa da petrol fiyatlarının çok yüksek bir seviyeye geleceğini düşünmüyorum. Salgında üçüncü dalga gelirse, fiyatlarda yeniden bir düşüş görebiliriz. Fiyatların düşmesi özellikle ABD kaya petrolü için iyi haber değil. Bu petrolün 40 dolar seviyesine ihtiyacı var ki karlı olabilsin." Ekonomileri ve sosyal hayatlarıpetrol ve gaz gelirlerine bağlı olan ülkelerde ciddi ekonomik sorunlar gördüklerini dile getiren Birol, bunun ileride sosyal ve siyasi sorunlara yol açabileceğine dikkati çekti. GELECEK ELEKTRİKLİ ARAÇLAR VE TEMİZ ENERJİDE Yenilenebilir enerjinin bu süreçte büyümeye devam ettiğini ve bu büyümenin katlanarak artacağını anlatan Birol, şunları kaydetti: "Eskiden kral kömürdü, yeni kral güneş ve bu kaynaklardan maksimum şekilde faydalanmak çok önemli. Bunun yanı sıra dünya araba sektörünün geleceği de kesinlikle elektrikli olacak. Bundan kaçış yok. Bu hemen belki yarın olmayabilir, zaman alacak ama o noktaya doğru gidiyoruz. Dünyadaki en büyük araba üreticilerinde elektrikli araçların payı giderek artıyor. Ülkeler, kendi araba sektörlerini gelecek için hazırlamak üzere çeşitli adımlar atıyor." Birol, temiz enerji teknolojilerine daha karlı ve risksiz olduğu için yatırım yapıldığınıifade ederek, şöyle devam etti: "Önümüzdeki yıl dünya enerjisinin gündemini yenilenebilir enerji ve dünyanın bu konuda ne yapacağı belirleyecek. Birçok ülke iklim değişikliğini engellemek için emisyonları azaltma hedefleri koydu. Bu hedeflere ulaşmanın yolu temiz enerji teknolojilerini daha fazla kullanmaktan geçiyor. İklim politikaları yeni yönetimle birlikte Amerikan siyasetinin temeline oturacak. ABD yeni yönetimle kendi adına iklim değişikliğiyle mücadelede bazı taahhütlerde bulunacak ve dünya çapında bu konuda bir seferberlik ilan edecek. Dünyanınbir numaralı ekonomisi ABD'nin 'istikbal yeni enerji teknolojilerinde'demesi, dünyadaki ve ABD'deki yatırımcılara büyük bir sinyal olacak. Bu bakımdan ABD'deki seçim dünya enerji ve iklim dengelerini ciddi olarak değiştirecek." ENERJİ VERİMLİLİĞİ SAKARYA GAZ SAHASI'NDAKİ KEŞİF KADAR ÖNEMLİ Türkiye enerji sektöründeki gelişmelere de değinen Birol, bu yıl Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası'ndaki gerçekleştirilen keşfin ithalat bağımlılığını azaltması açısından kritik bir önemde olduğunu vurguladı. Buna rağmen Türkiye'nin hala önemli bir ithalatçı konumunda olduğunu dile getiren Birol, "Doğal gazı ikame edecek enerji türlerine ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunun başında da yenilenebilir enerji geliyor. Karadeniz'deki gaz keşfi çok önemli ama busorunumuz çözüldü demek değil. Enerji verimliliği Sakarya Gaz Sahası'ndaki keşif kadar önemli" değerlendirmesinde bulundu. Birol, Türkiye'nin elektrik üretiminde doğal gazın ciddi bir payı bulunduğuna vedoğal gaz fiyatlarının bu açıdan önemli olduğuna dikkati çekerek, dünyada şu anda gaz fiyatlarının çok düşük seviyelerde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin de yakın bir zamanda en önemli tedarikçilerinden biri olan Rusya ile mevcut gaz kontratlarını gözden geçirme vaktinin geldiğini aktaran Birol, "Eğer burada fiyatları aşağı çekebilirsek ki çekmemiz için çok fazla imkan var, o zaman doğal gaz ve elektrik faturalarında bir düşüş bekleyebiliriz" diye konuştu.

22 Aralık 2020 Salı

Gayrimenkul satışı 11 ayda 456 milyar lirayla rekor kırdı

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı verilerine göre, ocak-kasım döneminde ülke genelinde satılan gayrimenkul (konut, iş yeri, arsa, tarla) sayısı 2 milyon 464 bin adede ulaştı. Söz konusu rakam geçen yılın tamamında 389 milyar 240 milyon lira olarak gerçekleşmişti. Tapuda, bu satışlarda ibraz edilen değer ise 456 milyar 224 milyon 472 bin lirayla tüm zamanların yıllık rekorunu kırdı. En yüksek satış rakamı 141 milyar 535 milyon lirayla İstanbul'da görülürken, bu ilde satılan gayrimenkul adedi ise 351 bin 518 olarak gerçekleşti. İstanbul'u bu alanda 43 milyar 378 milyon liralık değerle Ankara, 31 milyar 794 milyon lirayla İzmir, 17 milyar 789 milyon lirayla Bursa, 17 milyar 715 milyon lirayla Antalya, 12 milyar 536 milyon lirayla Muğla, 12 milyar 278 milyon lirayla Kocaeli takip etti. Ankara'da 200 bin 311, İzmir'de 134 bin 120, Bursa'da 93 bin 322, Antalya'da 95 bin 875, Muğla'da 41 bin 857, Kocaeli'de 63 bin 465 adet gayrimenkul satışı gerçekleşti. TAPU HARÇ GELİRİ 16,5 MİLYAR LİRAYI AŞTI Ocak-kasım döneminde 2 milyon 464 bin 161 adet gayrimenkul satılırken, bu rakam geçen yıl boyunca 2 milyon 338 bin 269 olarak gerçekleşmişti. 11 ayda satılan konut sayısı ise 1 milyon 393 bin 335 oldu. Bu sürede 2,5 milyon adede yakın gayrimenkul satışının yanı sıra tapuda bağış, ÖKBA (Ölünceye Kadar Bakma İşlemi), taksim, intikal, şahsi ipotek, zirai ipotek, konut ipoteği, şahsi ipotek terkini, zirai ipotek terkini, cins tahsisi, kamulaştırma ve diğer işlemlerle birlikte 10 milyon 44 bin işlem gerçekleştirildi. Gayrimenkul satışından elde edilen harç geliri ise ocak-kasım döneminde 16 milyar 533 milyon 236 bin lira oldu. Tüm işlemlerden elde edilen harç geliri ise 17 milyar 75 milyon lirayı aştı.

21 Aralık 2020 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanlığı rehberlerle tarıma yeni yatırımcılar kazandıracak

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan "Tarımın Geleceği Geleceğin Tarımı Platformu" ile iş dünyası ve tarım sektörü buluşturulurken, tarım sektörünün potansiyeli yatırımcılarla paylaşıldı. Bu kapsamda, sektörde finansman, teknoloji ve Ar-Ge yatırımı gerektiren alanlarda iş dünyasının talepleri doğrultusunda gerekli altyapı ve rehberlik çalışmaları yapılacak. Küçük ve orta boy işletmelerin kapasitelerinin yetmediği alanlara iş dünyası yönlendirilecek. Bu sayede, tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması ve "Tarıma yatırım yarına yatırımdır" sloganıyla yeni yatırımcıların sektöre kazandırılması hedefleniyor. İş dünyasından gelen görüş ve öneriler doğrultusunda da ürün ve sektör bazında yatırım rehberlerinin hazırlanmasına başlandı. Ceviz, badem, zeytin, trüf mantarı, mavi yemiş, keçiboynuzu, arıcılık, ipek böcekçiliği ile kaz ve hindi yetiştiriciliği gibi alanlarda hazırlanan yatırımcı rehberleri ve fizibilite raporları yatırımcının kullanımına sunuldu. Bu rehberler ve fizibilite raporlarıyla yatırımcılar, nasıl bir yatırım ile ne kadar kazanç sağlayacağını daha işin başında planlamış oluyor. KARLI YATIRIM ALANLARI Sırada, kekik, adaçayı, anason, kuşburnu, çörek otu, çemen, sumak, sarı kantaron, oğul otu ve tıbbi nane üretimi gibi alanlar bulunuyor. Bakanlık, bu alanlara yatırım yapmak isteyenler için fizibilite raporu ve yatırımcı rehberlerini hazırlamaya başladı. Yapılan ön çalışmaya göre, 10 dekarlık alanda adaçayı üretmenin maliyeti ortalama 10 bin 184 lira iken net karı 17 bin 766 lira, kekik üretiminin maliyeti 11 bin 506 lira iken net karı 17 bin 442 lira olarak hesaplandı. Tıbbi nane üretiminin maliyeti 17 bin 907 lira iken net kar 27 bin 433 lira olarak belirlendi. Bakanlık, böylece söz konusu bitkileri üretmenin karlı bir yatırım olduğunu ortaya koymuş oldu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de platforma ilişkin, "Pandemiyle birlikte tarım sektörüne yönelik farkındalık arttı. Dün üretim odaklı olan tarım, bugün pazar ve tüketici tercihi odaklı olarak yapılıyor. Dün yerel seviyede yapılan tarım, bugün ulusal ve küresel pazarlar için yapılıyor. Bu değişim tarımda geniş fırsatları da beraberinde getiriyor. Tarım da karlı, yatırım yapılacak ve geleceği olan bir sektör. Bu platformu, yarının tarımını tasarlamak için oluşturalım istedik. Gelecek birkaç 10 yıl bitki etrafında şekillenecek. Tarımda da bu bilgiyi karar destek sistemlerinde kullanmadan verimlilik artırılamaz. Çiftçilerimizden iş adamlarımıza kadar birçok kesimle toplantılar yapıyoruz, yatırıma uygun alanları anlatıyor, doğru yönlendirmeler yapıyoruz" değerlendirmesinde bulunmuştu.

21 Aralık 2020 Pazartesi