tatil-sepeti
İkinci el otomobil fiyatlarındaki düşüş şubatta da sürdü

sahibinden.com’dan yapılan açıklamaya göre,şubat ayı verilerine göre ilk defa Aralık 2020’de düşüş gösteren satılık otomobil ilan fiyatları, şubat ayında da düşmeye devam etti. Böylece aralık ayından bu yana ilan fiyatları yüzde 3’e yakın düştü. Şubat ayının bir diğer öne çıkan başlığı ise daha genç otomobillerin ilan sayısındaki artış oldu. Şubat ayının en çok ilan verilen vasıta kategorisi Otomobil olurkenMinivan & Panelvan, Arazi/ SUV & Pick-up, Ticari Araçlar ve Motosiklet, Otomobil ilanlarını takip etti. Marka & Model'de en çok ilan verilenlersıralamasında ilk iki Renault – Clio(yüzde 4,6) ile Volkswagen – Passat(yüzde 4,5) olurken Opel – Astra (yüzde 4,1) bir üst sıraya yükseldi. Sıralamada ilk üçüRenaultMegane(yüzde 4)ve Ford Focus(yüzde 3,9) takip etti. Şubat ayında en çok ilanı verilen Arazi/ SUV & Pick-up markası ise yine Nissan oldu. sahibinden.com’un şubat verilerine göre en çok beyaz, siyah, gri, gümüş gri ve kırmızı renkli, yakıt türü dizel olan otomobil ilanları verildi. Geçen aya göre en çok ilanı verilen otomobiller bir yaş daha gençleşti ve liderlik 2016 (yüzde 8,5) model otomobil ilanlarının oldu. Tüm ilanlar arasında, araçların yüzde 37’si 0-100 bin kilometre aralığında yer aldı. 100-150 bin aralığındaki araçlar ise ilanların yüzde 25,1'ini oluşturdu. Otomobil ilanlarının yüzde 25,4’ü ise 50 bin- 100 binTL aralığında satışa sunuldu. sahibinden.com’da, ilan bakanlar şubat ayında da en çok Renault (yüzde 11,5),Volkswagen (yüzde 11,4), BMW (yüzde 8,9), Mercedes - Benz (yüzde 7,7) ve Fiat (yüzde 6,5)marka otomobillerle ilgilendi. Araçlar en çok gece 22:00-23:00 aralığında incelenirken, ilanlara ortalama bakılma süresi 10 dakika oldu.

04 Mart 2021 Perşembe

Kimya sektörünün ihracatı şubatta yüzde 12,72 arttı

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nden (İKMİB) yapılan açıklamaya göre, sektörün şubat ayı ihracatı 2020'nin aynı dönemine kıyaslayüzde 12,72 artarak 1 milyar 683 milyon dolar oldu. Belçika, şubat ayında en çok ihracat yapılan ülke olarak kayıtlara geçti. Belçika'ya yapılan kimya ihracatı geçen ay 2020'nin aynı dönemine göreyüzde 52,67 artarak88 milyon 96 bin dolar olarak gerçekleşti. Belçika'yı, Almanya, Irak, Hollanda, Yunanistan, İtalya, İspanya, İngiltere, İsrail ve ABD takip etti. Şubat ayında en çok ihracat yapılan 10 ülkeden 7'sine ihracat artışı oldu.Hollanda, İtalya ve ABD'ye yapılan ihracatta ise azalma yaşandı. İlk 10 ülke arasında en çok artış yüzde 148,69 ile Yunanistan'da kaydedilirken, ilk 20 ülke arasında en çok artış yüzde 419,27 ile Nijerya'da gerçekleşti. Yılın ilk 2 ayında en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler ise sırasıyla İtalya, Almanya, Irak, ABD, İspanya, Lübnan, Belçika, Hollanda, Yunanistan ve İngiltere olarak kayıtlara geçti. ŞUBAT AYINDA EN ÇOK PLASTİKLER VE MAMULLERİİHRACATI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Plastikler ve mamulleri, 619 milyon 587 bin dolarla geçen ay kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler 298 milyon 80 bin dolarla ikinci,anorganik kimyasallar 147 milyon 601 bin dolarla üçüncü oldu. Şubat ayında alt sektörlerde en çok ihracat artışı yüzde 88,69 ile organik kimyasallarda,en fazla daralma ise yüzde 10,07 ile mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünlerinde gerçekleşti. Açıklamada görüşlerine yer verilenİKMİBYönetim Kurulu Başkanı AdilPelister, "Türkiye'nin pandemiye rağmen 2020'deyüzde 1,8 büyümesi,bu yılı daha güçlü bir büyüme ile tamamlayacağımızaişaret ediyor." ifadesini kullandı. Kimyanın, Türkiye'nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü olarak ülke ekonomisinebüyük katkı sunduğunu aktaranPelister, şunları kaydetti:"Sektörümüzün bu yıl 2 aylık süreçte ihracatı yüzde 4,60 artışla 3,32 milyar dolara ulaştı. Ülke ekonomimizin kalkınmasında ihracatımızın ve ülkemize yapılacak yerli yatırımların artmasının çok önemli bir kaldıraç olduğunu biliyoruz. Kimya sektörü olarak çabamız, bu yönüyle gerek yeni yatırımlar gerekse de ihracatımızı artırarak yüksek ve katma değerli ürünlerin ülkemize kazandırılması. Nitekim yakın zamanda ResmiGazete'deyayımlanarak Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programına kimya, ilaç, tıbbi cihaz ve dişçilik ile ilgili ürünlerin de dahil edilerek öncelikli ürünler listesine alınmasını memnuniyetle karşıladık. İKMİB olarak uzun bir emek ve uğraş sonucu sektörümüzde ithalatı frenleyecek ve cari açığın azalmasına katkı sağlayacak Türk Kimya Sektörü Yatırım Öncelikli Ürünler raporumuzdaki ürünlerin çoğunun da açıklanan listede yer aldığını görüyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafındanmayıs veya haziran ayında çağrıya çıkılacak listedeki ürünler ile ilgili üyelerimizin proje başvurusu yapmalarının önü açılmış oldu. En kısa zamanda yatırımların hayata geçirilmesini bekliyoruz."

04 Mart 2021 Perşembe

Türkiye'nin altın üretimi 2021'de en az 45 ton olacak

Altın Madencileri Derneği Genel Başkanı Mehmet Yılmaz, dünyanın zor günlerden geçtiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını günlerinde Türkiye'nin üretim ve istihdamını arttırmayı amaçladıklarını belirterek "Bu kapsamda 2020'de gerçekleşen 42 ton üretimimizi 2021'de en az 45 tona taşımayı hedefliyoruz. Bu hedefin üzerine çıkma ihtimalimiz de söz konusu. En az 45 ton altın üretebileceğimizi öngörüyoruz." dedi. Türkiye'de altın üretimi Kovid-19 salgınına rağmen 2020 yılı sonunda Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 42 tona ulaşmış ve böylece ekonomiye 2,4 milyar dolarlık bir katkı sağlanmıştı. Hedeflenen yeni rakamla, Türkiye'nin 2021'de bir rekora daha imza atabileceği öngörülüyor. Yılmaz, Altın Madencileri Derneği Genel Başkanı seçilmesinin ardından sektörün 2021 hedeflerini anlattı. Önceki dönemlerde olduğu gibi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının desteği ve öngördüğü mevzuata uyarak hedeflerini gerçekleştireceklerini vurgulayan Yılmaz, kısa bir süre önce sektör için 5 yılda 100 ton altın üretme hedefi konulduğunu ve bu hedefe ulaşabilmek için sektörün ellerinden gelen tüm çabayı göstereceğini belirtti. Yılmaz, Türkiye'de maden aramalarının teşvik edilmesini ve özellikle arama çalışmalarına yapılan yatırımlardan sonra işletilen maden saha sayısını arttırmayı hedeflediklerini ifade ederek "2020 yılında Türkiye yaklaşık 25,2 milyar dolar altın ithal etti. Eğer topraklarımızda altını üretebilirsek ithal edilen bu miktarın karşılığı ekonomimizde kalacak. Bu para dışarıya gitmeyecek. Daha fazla istihdam sağlayacağız. Şu anda 13 bin kişi bu sektörde istihdam ediliyor. Belki bu sayıyı 20 binlere tırmandırma şansımız olacak." değerlendirmesinde bulundu. Mümkün olduğu kadar üretimi arttırarak katma değer ve istihdam yaratmaya, ayrıca 2020 üretim rakamını üst seviyelere taşımaya yöneldiklerini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "2020'de gerçekleşen 42 ton üretimimizi 2021'de en az 45 tona taşımayı hedefliyoruz. Bu hedefin üzerine çıkma ihtimalimiz de söz konusu. En az 45 ton altın üretebileceğimizi öngörüyoruz. Bu kapsamda sırada bekleyen yaklaşık 20 proje için kamudan izin alındığı takdirde önümüzdeki 5 yıl içerisinde 100 ton üretme hedefimize de ulaşabileceğimizi düşünüyoruz." ÖNCE İNSAN VE ÇEVRE, SONRA MADENCİLİK Yılmaz, Türkiye'de madencilik faaliyetleri bittikten sonra o sahanın rehabilite edilerek, topluma ve doğaya geri döndürüldüğü birçok örnek olduğuna dikkati çekerek, insanı ve çevreyi önceleme hedefleri doğrultusunda altın madenciliğinde standartları yükseltmenin bu sektörü ileriye götüreceğini söyledi. Bu anlamda başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi sektöre yönelik düzenlemeler getiren tüm bakanlıklarla birebir iletişim içinde olduklarını aktaran Yılmaz, söz konusu kurumlarla uyumlu bir şekilde çalışarak sektöre ve Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlama gayesiyle hareket ettiklerini dile getirdi. Yılmaz, Türkiye gibi ülkelerin yer altı kaynaklarını ekonomilerine kazandırmak gibi bir zorunluluğu olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: "Bu durum sadece altın için geçerli değil. Kömür, kurşun, bakır, mermer hepsi için geçerli. Bir şartımız var sadece. Önce insan sonra çevre sonra madencilik diyoruz. Çünkü bizim ülkemizin madencilik mi çevre mi, orman mı, sanayi mi diye seçime zorlanma lüksü olamaz. Hem çevremizi hem ormanımızı koruyarak madenimizi çıkaracağız. Sonra madencilik yaptığımız alanların tamamını rehabilite edip doğaya iade edeceğiz. Önceliğimiz bu olmalı. Burada en önemli şey taraf tutar gibi değil, analitik bir çevreci yaklaşım içerisinde olmamız gerektiğidir. Hem çevreyi koruyacağız hem de kaynakları ekonomimize kazandıracağız."​​​​​​​

03 Mart 2021 Çarşamba

Yerli muzda bu yıl hedef 900 bin ton rekolte

Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, coğrafi konumu ve mikroklima özelliğine sayesinde bölgede doğal yollarla sera ortamında yetiştirilen muzun yılın 12 ayı üretilebildiğini söyledi. Hükümetin sağladığı sübvansiyon, örtü altı tarım ve hibe kredileri sayesinde üreticilerin muz yetiştiriciliğinde istikrarlı olduğunu belirten Gümüş, Anamur ve Bozyazı ilçelerinde toplam 40 bin dönüm arazide muz üretildiğini dile getirdi. Gümüş, hükümetin yerli muzda üreticiyi desteklemeyi sürdürmesi gerektiğini vurgulayarak şunları ifade etti: "2019 yılında yerli muz üretimimiz 550 bin tondu. 2020 yılına baktığımızda, yaklaşık 700 bin ton muz üreteceğimizi düşünüyorduk ancak hükümetimizin verdiği destekler ve çalışkan üreticimizin gayretleri sonucunda bu rakam Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 728 bin tona ulaştı. Bu yıl ise yerli muz üretiminde 900 bin ton rekolte hedefimiz var. Bu rekolteyle Türkiye'deki muz tüketiminin yüzde 95'ni karşılayacağız. Hedefimiz, Türkiye'nin muz ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılamak ve ürettiğimiz yerli muzu ihraç eden bir ülke konumuna gelmek." Üretim gibi tüketimin de arttığını belirten Ahmet Şeref Gümüş, Türkiye'de kişi başı muz tüketiminin yıllık 2,5 kilogramdan 10 kilograma çıktığını söyledi. Muz üreticisi Abdulkadir Gümüş de uzun yıllardır muz yetiştirdiğini dile getirdi. Devletin verdiği desteklerin üretimin artmasına katkı sağladığına işaret eden Gümüş, "2019'da 50 ton muz üretip, 240 bin lira gelir elde ettim. 2020 yılında da yaklaşık 63 ton muzdan 270 bin lira gelir elde ettim. Yaklaşık 8 dönüm muz seram var. Hepsini devlet desteğiyle kurdum. Bu yıl da yatırımcı bir arkadaşla beraber yine devlet destekli 12 dönüm muz serası kurdum. Bu yıl toplamda 130 ton yerli muz üretimi yapmayı hedefliyorum." dedi.

03 Mart 2021 Çarşamba

AVM sektörü yerinde karar dönemiyle 2021'e daha pozitif bakıyor

İsfanbul Alışveriş Caddeleri açıklamasına göre, bazı şehirlerde AVM'lerin cumartesi günleri faaliyet gösterecek olmasının sektöre olumlu yansıması bekleniyor. Açıklamada görüşlerine yer verilenKemal Baştürk, açık havada alışverişin getirdiği avantajlarla yeni dönemi karşılayacaklarını belirterek, şunları kaydetti: "Alışveriş merkezleri yıl boyunca durağan dönemler yaşadı, buna rağmen yerinde karar dönemiyle birlikte sektöreski canlılığına tekrar kavuşacak. Alışveriş merkezleri tüm dünyayı sarsan pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başından geldi. Tam bir yıldır kapalı, kısmi kapalı ve kısıtlı kapasite ile çalışmak perakende sektörünün ana gündemi oldu. Tüm bu yaşananlardan sonra bugünlerde yeni gündem ise tekrar açılma süreci. Özellikle yeme-içme sektörünün uzun süreli kapalı kalması, sektör aktörlerini zora soktu. Daha önce yaşadığımız yeniden açılma sürecinden çok daha farklı tecrübelerle yeni dönemi karşılıyor olacağız. Gerek tüm alışveriş merkezi aktörlerinin gerekse ziyaretçilerimizin 'pandemiyle yaşamak'konusunda daha bilinçli davranması gerekliliği yeni dönemin parolası olmalı. Yeniden açılma bir bitişin karşılığı değil, sadece bir felaketle birlikte nasıl yaşanması gerektiğinin pratiği olmalı." "YENİ DÖNEMİ AVANTAJLARLA KARŞILAYACAĞIZ" Baştürk, yerinde karar uygulamasıyla birlikte Türkiye genelinde illerin 4 gruba ayrıldığını ve İstanbul'un ilk etapta turuncu grupta olduğunu hatırlatarak,halihazırda hafta içi 10.00 - 20.00 saatleri arasında açık olan İsfanbul Alışveriş Caddeleri'nin cumartesi günleri de faaliyetine devam edeceğinin altını çizdi. İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak bu dönemi yine açık havada alışverişin getirdiği göreceli avantajlarla karşılayacaklarını belirten Baştürk, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu süreçte nefes alınabilen ve yapay havalandırmadan uzak ortamlar misafirlerimiz tarafından daha çok tercih edildi. Aslında tüm dünyadaki alışveriş merkezlerindeki trendleri izlediğimizde açık hava ortamında satış imkanı sunan merkezlerin, perakendecilerden ve ziyaretçilerden daha fazla talep görmeye başladığına şahitlik ediyoruz. İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak bizim de geçtiğimiz dönemde birçok yeni kiralama yapma imkanımız oldu. Nihayetinde pandemi süreci bazı sektörleri olumsuz etkilerken, bazılarını daha az etkilediğini hatta bazı sektörleri ise olumlu etkilediğini gözlemliyoruz. Sektörün geleneksel kiracıları arasında bu farklılaşma yaşanırken, olağan dönemde sektörün paydaşı olmayan bazı iş kollarının da oyuna katıldığını görüyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu farklılaşma ve arayışların yeni karşılıklar bulacağına inanıyoruz." Baştürk,İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak değişime olan güçlü inançlarıyla,yenilenmeye, çağı yakalamaya ve misafirlereen iyiyi sunma gayretinebu yeni süreçte de devam edeceklerini aktardı.

03 Mart 2021 Çarşamba