tatil-sepeti
Pazarcı esnafı 'tam kapanma' döneminde muafiyet talep etti

Türkiye Sebzeciler, Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu (TÜSPAF) Başkanı Ali Karaca, Kovid-19 salgını süresince pazarların açık olduğunu ancak yarın akşam başlayacak "tam kapanma" dönemiyle ilk kez buraların kapatılması yönünde karar alındığını söyledi. Pazarların, gıda tedarik zincirinin önemli bir parçası olduğunu belirten Karaca, marketlerin açık tutulduğu pazarların kapalı olmasının doğru olmadığını bildirdi. Karaca, pazarların açık havada ve 10 bin metrekarelere varan genişlikteki alanlarda kurulduğuna işaret ederek, buralarda virüs bulaşma olasılığının kapalı mekanlara göre daha az olacağını dile getirdi. Marketlerin ortalama 250 metrekare büyüklükteki kapalı mekanlar olduğuna dikkati çeken Karaca, "Pazarların kapatılmasıyla insanlar kapalı alanlardaki marketlerde yoğunluk oluşturacak. Vatandaşların yüzde 60'ı alışverişlerinde pazarları tercih ediyor. Şimdi pazarların kapatılmasıyla yüzde 100 potansiyel marketlere yönlendirilmiş olacak ve buralardaki yoğunluk artacak. Kovid-19 ile mücadele açısından marketler daha riskli hale gelecek." dedi. "ÜRÜNLER ELDE KALACAK" Karaca, gıda tedarik zincirinden pazarların çıkmasıyla marketlerde fiyat artışları yaşanabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Alınan bu karar, 330 bin pazarcı esnafını, ailelerini ve yanında çalışanlarıyla birlikte 1 milyon kişiyi etkiliyor. Dört gözle bayramı bekleyen, buna yönelik hazırlığını tamamlamış, mal alıp stok yapmış tekstil ürünleri ve ayakkabı satan binlerce pazarcımız bulunuyor. Bu esnafımızın ödemeleri var. Havaların ısınmasıyla çilek ve yeşillik gibi ürünler bollaştı. Bu ürünlerin günlük olarak toplanıp satılması gerekiyor. Semt pazarları yanında üretici pazarları da kapatıldı. Üreticinin bu ürünü ne olacak? Bu ürünler dayanmaz. Marketler zaten belli tedarikçilerle anlaşmalı. Üretici bu ürünü kime satacak? Üretici yine günlük ürettiği sütünü ve peynirini pazarlarda satıyordu. Gıda tedarik zincirinde her yer açıkken sadece pazarların kapalı tutulması doğru olmaz. Pazarlarımızın açık kalmasını istiyoruz." Sorunun çözümüne ilişkin taleplerini dile getiren Karaca, "Biz pazarların kapalı olmasına yönelik kararın yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Bizim isteğimiz, yürüme mesafesindeki pazarların yanı sıra il ve ilçelerdeki ana pazarların her gün açık olması. Haftalık pazarlar yerine her gün açık pazarlarla yoğunluk da oluşmamış olur. Böylece marketlerde meydana gelebilecek yoğunluk önlenir. Hastalığın yayılmasının da önüne geçilir. Bu sayede hem virüsle mücadele edilir hem de pazardan alışveriş yapan vatandaş ile pazarcı esnafı mağdur olmaz." değerlendirmesinde bulundu.

29 Nisan 2021 Perşembe

Türkiye'nin su ürünleri ihracatı 2020'de 1 milyar doları aştı

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, balıklar, kabuklu hayvanlar, yumuşakçalar ve suda yaşayan diğer omurgasız hayvanlar kategorilerinde yer alan su ürünlerinde Türkiye'nin ihracatı artmaya devam ediyor. Su ürünlerinde 2016'da 744 milyon 561 bin dolarlık ihracat yapılırken, 2017'de 797 milyon 256 bin dolar, 2018'de 879 milyon 590 bin dolar ve 2019'da 962 milyon 233 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Geçen yıl ise söz konusu ihracat ilk kez 1 milyar doları aştı. Su ürünleri ihracatı 5 yıl öncesine kıyasla yüzde 35,5 artış göstererek, geçen yıl 1 milyar 8 milyon 944 bin dolara çıktı. Böylece, söz konusu dönemde toplam su ürünleri ihracatı da 4 milyar 392 milyon 584 bin dolar oldu. Su ürünlerinde 5 yıllık süreçte ihracattaki artışa karşın, ithalat dalgalı bir seyir izledi. 2016'da su ürünlerinde 174 milyon 616 bin dolarlık ithalat yapılırken, sonraki yıllarda bu rakam sırayla 223 milyon 161 bin dolar, 184 milyon 809 bin dolar ve 182 milyon 114 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl ise su ürünlerinde ithalat son 5 yılın en düşük seviyesine gelerek 143 milyon 104 bin dolar oldu. Bu dönemde toplam ithalat yaklaşık 750 milyon 649 bin dolar olarak hesaplandı. Geçen yıl dikkate alındığında, en yüksek ihracat 133 milyon 78 bin dolarla Hollanda'ya yapılırken bu ülkeyi, 131 milyon 889 bin dolarla Rusya, 121 milyon 454 bin dolarla İtalya ve 81 milyon 244 bin dolarla Yunanistan takip etti. İthalat verilerine bakıldığında ise 48 milyon 334 bin dolarla Norveç ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi İzlanda ve Fas izledi. BALIK ÜRETİM ALANLARI ARTIYOR Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özkaya, Türkiye'nin en çok alabalık, çupra ve levrek ihraç ettiğini söyledi. Avrupa'ya alabalık ihracatında Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını ve kıtanın her bölgesine balık gönderildiğini belirten Özkaya, Japonya'ya da orkinos ihraç edildiğini bildirdi. Özkaya, yetiştiricilik yoluyla yıllık yaklaşık 400 bin ton balık üretildiği bilgisini vererek, şunları kaydetti: "Tarım ve Orman Bakanlığımızın yetiştiricilikten yıllık üretim hedefi 600 bin ton. Adana, İskenderun ve Mersin'de yeni yetiştiricilik alanları ilan edildi. Bu alanlarda üretim rakamı yükselecektir. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli'nin 2023 yılında 2 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı hedefi için de çalışmalarımız devam ediyor. "

28 Nisan 2021 Çarşamba

Arı sütü, poleni ve arı ekmeğinde katkı maddesi kullanılamayacak

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türk Gıda Kodeksi Arı Ürünleri Tebliğ Taslağı'nı hazırladı. Tebliğ taslağı kapsamında, gıda veya takviye edici gıda olarak piyasaya arz edilen arı sütü, arı sütü tozu, propolis ürünleri, arı poleni, kurutulmuş arı poleni ve arı ekmeği (perga) gibi arı ürünleri alıyor. Ancak bu ürünlerin karışımları ya da bileşen olarak kullanıldığı diğer gıda veya takviye edici gıdalar düzenleme kapsamında olmayacak. Taslakla, piyasada satılan arı ürünlerinin bileşikleri ve tanımları da belirlendi. Buna göre, hiçbir arı ürünü yabancı madde içermeyecek. Propolis, uluslararası standartlar başta olmak üzere ulusal veya uluslararası standartlarda belirlenen özelliklere uygun olacak. Arı sütü, arı sütü tozu, arı poleni, kurutulmuş arı poleni ve arı ekmeğine de dışarıdan madde ilave edilmesi yasak olacak. Arı poleni, kurutulmuş arı poleni ve arı ekmeğinde, funda, kanola, yonca, ayçiçeği, kestane ve kekik gibi bitki kaynağına göre minimum polen içerikleri de taslakta yer aldı. SICAKLIK KRİTERLERİ SAĞLANACAK Taslağa göre, arı sütü, arı sütü tozu, arı poleni, kurutulmuş arı poleni ve arı ekmeğinde katkı maddesi ile aroma vericiler ve aroma verme özelliği taşıyan gıda bileşenleri kullanılmayacak. Propolis ürünlerinde ise Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği ile Türk Gıda Kodeksi Aroma Vericiler ve Aroma Verme Özelliği Taşıyan Gıda Bileşenleri Yönetmeliği'nde yer alan hükümler uygulanacak. Taslakla, arı ürünlerinin ambalaj ve piyasaya arz koşulları da belirlendi. Buna göre, arı sütü, üretiminden son tüketiciye arz edilene kadar eksi 18 derecede muhafaza edilecek. Bunu sağlamak için çözündürüp tekrar ambalajlama işlemi yapılmayacak şekilde ışık geçirmeyen cam ambalaj kullanılacak. Arı poleni, kurutulmuş arı poleni ve arı ekmeği, üretiminden son tüketiciye arz edilene kadar 4 derecede muhafaza edilecek. Taslak kapsamındaki arı ürünleri gıda veya takviye edici gıda olarak piyasaya arz edilebilecek. Propolis ürünleri gıda olarak yalnızca sıvı formda piyasaya sunulabilecek. Takviye edici gıdalarda kullanılan kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampul, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formdaki propolis ürünleri takviye edici gıda dışında gıda olarak piyasaya arz edilemeyecek. Arı ürünlerinin etiketinde "4 yaş ve altı çocukların tüketmesi uygun değildir" ifadesi belirgin şekilde yazılacak. Propolis ürünlerinin çözücüsü etikette belirtilecek, bu ürünler piyasaya arz ediliş formuna göre "propolis ekstraktı, propolis özütü, propolis tozu" gibi uygun isimlerle adlandırılabilecek. Ürünlerde kullanılan propolis miktarı ambalaj miktarı üzerinden yüzde olarak belirtilecek. Tebliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmelerine, belirlenen hükümlere uyum için geçiş süreci tanınacak.

27 Nisan 2021 Salı

THY, Ukrayna'dan Dalaman'a direkt uçuş başlatacak

Türk Hava Yolları (THY) Herson Müdürü Ahmet Tursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, THY'nin Odessa ile Dalaman arasında doğrudan tarifeli seferlere başlamak için tüm hazırlıkları yaptığını belirtti. Odessa-Dalaman seferlerine 2 Mayıs'ta başlayacaklarını bildiren Tursun, seferlerin haftada 2 kez olacağını aktardı. THY'den yapılan açıklamada da haftada 4 sefer olmak üzere 29 Nisan'dan itibaren Kiev ile Dalaman arasında uçuşların başlayacağı belirtildi. Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal, 22 Nisan'da yaptığı açıklamada, Ukrayna ve Türkiye arasında turizm alanında iş birliğini güçlendirmek için hava ve deniz yollarında seçeneklerin artırılması gerektiğini söylemişti.

27 Nisan 2021 Salı

Hobi olarak başladılar, 20 ülkeye 'ok gövdesi' ihraç ediyorlar

Kocaeli'de hobi olarak başladıkları işi büyüterek firma kuran girişimci iki arkadaş, ürettikleri geleneksel ok gövdelerini iç piyasanın yanı sıra yurt dışına satıyor. Gölcük ilçesinde yaşayan esnaf Sinan Önal ile tersane işçisi çocukluk arkadaşı Bedrettin Çulha, 2015 yılında boş zamanlarını değerlendirmek için ok gövdesi yapmaya karar verdi. Ürettikleri ok gövdelerini Sivas'ta okçuluk kulübü yöneten bir yakınlarına göndererek test eden iki arkadaş, yaklaşık 6 ay süren Ar-Ge çalışmasının ardından gerekli standartlara sahip ok gövdesi üretmeye başladı. Önal ve Çulha'nın ürettiği ok gövdeleri fiyat ve kalite bakımından ithal ürünleri geride bıraktığı için talep arttı. Bunun üzerine ikili firma kurup üretime geçti. Yaklaşık 250 metrekarelik atölyede faaliyet gösteren firmanın ürettiği ok gövdeleri, yurt içi ve dışındaki profesyonel sporcular tarafından uluslararası müsabakalarda kullanılıyor. "YILLIK 100 BİNİN ÜZERİNDE ÜRETİM YAPIYORUZ" SVS Okçuluk firmasının kurucu ortağı Sinan Önal, bu işe giriştiklerinde okçulukla ilgili hiçbir bilgilerinin olmadığını, profesyonel bir ok gövdesi yapana kadar 6 ay geçtiğini söyledi. Piyasa girdiklerinde Türkiye'de satılan okların tamamının yurt dışından geldiğini belirten Önal, "Türkiye'de ilk başlayan biz olduk. Arada büyük fiyat farkı olunca insanlar yöneldi, yaptığımız işi de beğendiler. Böylelikle markamızın adı duyulmuş oldu." dedi. Önal, "Kendi zımpara tezgahımızı yaptıktan sonra yüzey kalitesinde Avrupa standartlarını yakalamış olduk. İlk başladığımızda yıllık 1000-1500 ok üretiyorduk, şu anda yıllık 100 binin üzerindeyiz." diye konuştu. "20 ÜLKEYE ÜRÜN GÖNDERİYORUZ" Ürettikleri okların profesyonel okçulukta kullanıldığını dile getiren Önal, şöyle devam etti: "Yurt dışından talep görüyoruz. Doğrudan Endonezya, Malezya, Kuveyt, Suudi Arabistan, Rusya, Almanya, Fransa'ya gönderiyoruz. Toptancılarımız aracılığıyla da toplamda 20 ülkeye ürünlerimiz gidiyor. Şu anda 6,75 liraya sattığımız ok gövdesinin ithal olanı 15 lira. İki kattan fazla fiyat farkı var. Bu işe başladığımızda bir ok 35 liraydı. Şu anda birinci sınıf bir oku 20 liraya alabilirsiniz. Bu da insanların bütçesini yormadığı, bütçesinden bu spora pay ayırabilme imkanı sağladığı için geleneksel okçuluğun gelişmesine faydamız oldu. 5 yıl önce menzil okçuluğunda bir yarışmaya 5-10 sporcu katılıyordu ve bunlar da maddi durumu iyi insanlardı. Şu anda bir menzil yarışması olsa ok meydanında en az 500 sporcu toplanır." Önal, yurt içindeki sporcuların yüzde 90'ının ürünlerini kullandığını, hedeflerinin yurt dışı pazar sayısını artırmak olduğunu kaydetti. "OK, YUVARLAK VE İNCE BİR ÇUBUKTAN İBARET DEĞİL" Bedrettin Çulha da okların gövdelerinin imalatını yaptıklarını, kısa süre önce de başpare gez ve temren üretimine başladıklarını ifade etti. İşe girince okun yuvarlak ve ince bir çubuktan ibaret olmadığını anladıklarını söyleyen Çulha, üretim aşamasına ilişkin şu bilgileri verdi: "Bize kereste olarak gelen ağaç, burada belirli ebatlarda kesildikten sonra çıta haline getiriliyor. Torna işleminden geçtikten sonra duruma göre 3-4 kat zımparadan geçiyor. Zımparadan çıkan çubuklar, kalite kontrolden sonra 80 santimetre boyunda ebatlanıyor. Son olarak kalibre ölçümleri yapılıp gruplara ayrıldıktan sonra paketleniyor."

27 Nisan 2021 Salı