tatil-sepeti
Sağlıkta iki tebliğ değişti

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete’nin 28 Nisan’daki mükerrer sayısında yayımlandı. Önceki tebliğin 2.2.2.B numaralı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan yüzde 20 ibaresi yüzde 30 şeklinde değiştirildi. Ayrıca 2.4.4.H numaralı maddenin altıncı fıkrasında yer alan ATC kodu “L04AC07” olan ilaçların intravenöz formları” ibaresinden sonra gelmek üzere “, ATC kodu “J01DD52” olan ilaç” ibaresi eklendi. Öte yandan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu da 13 Nisan’da toplanarak çeşitli kararlar aldı. Kararlara ilişkin yeni tebliğ aynı gazetede yayımlandı.

03 Mayıs 2021 Pazartesi

Kırtasiye için çözüm önerileri

HABER: OSMAN KUVVET Pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden biri de kırtasiye oldu. İstanbul Ticaret Odası, kırtasiye sektöründe karşılaşılan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin alınması için sektör temsilcilerini online ortamda bir araya getirdi. İTO’nun hazırlayacağı sektör raporu için önemli bir yoklama olan Kırtasiye Sektörel Toplantısı’na, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün başkanlık etti. Münir Üstün, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, kırtasiyenin, okulların eğitime çevrimiçi devam etmesi sebebiyle, pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri olduğunu vurguladı. Üstün, “İşletmeler dönem şartları nedeniyle yaşadıkları zorluklara ilave olarak bir de sokağa çıkma kısıtlaması ile hafta sonu kısıtlamasına maruz kaldı. Bu nedenle sektör sıkıntılı bir dönemden geçiyor” dedi. SEZON DEĞERLENDİRİLMELİ Toplantıda konuşan sektör temsilcileri, işletmelerin ayakta kalmasının sağlanması, iş yerlerinin ticari hayatına devam edebilmesi, pandemi sürecinin devamı halinde nasıl tedbirler alınması gerektiği hakkında görüşlerini paylaştı. Toplantıda paylaşılanlara göre, kırtasiye sektörü, sezonun en önemli dönemini (Eylül-Aralık) kaçırdığı için iyice daraldı. Destekler ve tedbirler başta olmak üzere, sektörün geleceğini etkileyecek konularda fikir alışverişinde bulunan sektör temsilcileri, bir yol haritası oluşturulması ve ivedilikle hareket edilmesi konusunda fikir birliğine vardı. Gelir elde edemez hale gelen kırtasiye işletmelerinin bazılarının farklı yollara gittiğini belirten sektör temsilcileri “Gıda gibi ürünleri satarak hafta sonu da faaliyet gösterebilmek için NACE kodlarında değişiklik yapanlar var. İşletmeler bu denli zorda” dediler. SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİ Kırtasiye perakendecisinin zor durumda olduğunu belirten sektör temsilcilerinin bazı önerileri şöyle oldu: * Kırtasiye sektörü, eğitime destek veren bir sektör olması nedeniyle zorunlu ihtiyaç kanalı olarak tanımlanmalı. * Kırtasiye perakendecileri, marketler gibi hafta sonu kısıtlamasından muaf olmalı. * Fiziki eğitim faaliyetine bir an önce geçilmesi için öğretmenlerin aşılanmasına öncelik verilmeli. * Üretici-toptancı-küçük perakendeciye de destek paketleri sağlanmalı. * Turizm sektörüne sağlanan KDV indirimi uygulaması, kırtasiye için de yapılmalı. * Zincir marketlerde kırtasiye ve ofis malzemesi satışı önlenmeli. * e-ticaret kanallarında fiyat istikrarı önemli. Bu platformlarda fiyatlar için bir düzenleme yapılmalı. HAMMADDE TEMİNİNDE SIKINTI Kırtasiye sektörü, hammadde tedariki konusunda henüz stokları kullanıyor. Ancak sektör temsilcileri, stokların bitmesi durumunda artan döviz kuru, vergiler ve maliyetler nedeniyle büyük sıkıntı yaşanmasının kaçınılmaz olduğu dile getirdiler. Pandemide hammadde fiyatlarındaki artışın yanı sıra lojistik maliyetlerindeki artış da sektörü olumsuz etkiliyor. AVM’LERDE BİLE KAPALI AVM’lerde yer alan kırtasiyeler hafta sonu kapalı olduğu için sadece hafta içi çalışabiliyor. Yeterli ciro yapamadığı için kiralarını ödeyemeyen kırtasiye dükkanları kapanıyor. Ayrıca zincir marketlerin yüzde 50’ye varan indirimlerle kırtasiye ve ofis malzemesi satışı yapması, kırtasiye dükkanlarını iyice zora soktu. Sektör temsilcileri bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini, perakendeci kırtasiyecilerin bunlarla rekabet edebilmesinin imkansız olduğunu belirttiler. İTHALATA EK VERGİ ZORLUYOR Sektör temsilcileri, yerli üreticileri korumak amacıyla ithal hammadde ve ürünlere getirilen ek vergiler sebebiyle içerideki fiyatların arttığını ifade ettiler. Sektör temsilcileri konu hakkında şunları söylediler: * Yeni vergilerin etkisiyle fiyat yükseldiğinden tüketici talebi daha düşük fiyatlı ve kalitesiz ürünlere kayıyor. * Vergiler ve ek yükümlülükler sebebiyle artan fiyatlardan dolayı merdiven altı üretim arttı. * Piyasada çok fazla sahte ve taklit ürün dolaşmaya başladı. * Sosyal medya ve e-ticaret üzerinde yeterli denetim olmadığı için taklit ürün ve faturasız satış arttı. * Taklit veya kalitesiz ürünler sebebiyle tüketici sağlığı riskleri arttı. MERDİVENALTI ÜRETİM, DARBE VURUYOR Kırtasiye sektörünü besleyen yerli firmaların az sayıda olduğunun altını çizen sektör temsilcileri, şunları kaydettiler: “Sektörde bir dışa bağımlılık söz konusu. Bu yüzden merdiven altı üretim ortaya çıkıyor. Bazı marketlerin ucuz kırtasiye satışları da gerçek kırtasiyecilerin mallarının depoda kalmasına sebep oluyor. Kırtasiye malzemeleri kırtasiyeciden alınır. Halbuki okulların açıldığı haftalarda kırtasiye satanlar, sonrasında ise bu işi bırakıyor.”

03 Mayıs 2021 Pazartesi

E-ticarette kazanç kalıcı müşteriden

HABER: MÜGE BİBER Pandeminin de etkisiyle geçtiğimiz yıl e-ticaret pazarı Türkiye’de yüzde 66 oranında büyüdü 2020 yılı itibariyle e-ticaret hacmimiz 2019 yılına göre yüzde 66 artış göstererek 136 milyar liradan 226.2 milyar liraya yükseldi. Tüketicilerin e-ticarete yönelmesi ile birlikte markalar ile temas eden her müşteri yeni bir deneyim yaşıyor. Bu deneyimin sürdürülebilir olması için de işletmecinin müşteri memnuniyetini iyi analiz etmesi gerekiyor. TİCARET EVRİLDİ Bu dönemde ticarete yönelen firmaların satışlarını artırmak ve daha iyi müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla İstanbul Ticaret Odası tarafından “Ticarette Satışları Artırmak İçin Kusursuz Müşteri Deneyimi Kurmak” isimli bir webinar düzenledi. Webinar’da İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Münir Üstün pandemi öncesinde geleneksel yöntemlerle satış ve pazarlama faaliyetlerini gerçekleştiren KOBİ’lerin, evrilen ticaret dünyasında hayatta kalabilmek için elektronik ortamda satış yapmaya başladığını söyledi. Üstün “Artık elektronik dünyada var olmayan bir işletmenin mevcudiyetini sürdürmesi imkansız görünüyor” diye konuştu. STRATEJİK AVANTAJ Yapılan bir araştırmada yeni bir müşteri kazanmanın maliyetinin mevcut müşteriyi korumaktan 6-7 kat daha maliyetli olduğu sonucu ortaya çıktığını belirten Üstün “Müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan, temas edilen her noktada kişiselleşmiş özel bir deneyim sunmak sizlere stratejik bir avantaj sağlıyor” dedi. MÜŞTERİ YAŞAM DÖNGÜSÜ Webinarda Galatasaray Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Murat Levent Demircan ve e- Ticaret Müşteri Deneyimi Yönetim uzmanı İpek Mert Güler Kusursuz Müşteri Deneyiminin nasıl kurulacağı hakkında katılımcıları bilgilendirdi. İpek Mert Güler e-satışlarda müşteri yaşam döngüsünün öneminden bahsetti. Güler Müşteri yaşam döngüsünün aşamalarını ise şöyle sıraladı: İLK BAĞLANTI “Bir müşteri ile belli bir mal veya hizmetin satışı ile ilgili ilk ilişkinin kurulmasından satışın olumlu ya da olumsuz tamamlanmasına dek geçen tüm süreçler müşteri kazanımı için önemlidir. Bu amaçla müşteri temsilcilerinin tüm faaliyetlerinin planlanması, hedeflerin belirlenmesi, faaliyetlerin aşamalarının belirlenmesi ve sonuçlarının analizi bu aşamada gerçekleştirilir. Özellikle müşteri hizmetleri ile ilgili yapılan faaliyetler (servis, bakım, destek), müşteri memnuniyeti ölçümleri, şikâyet yönetimi gibi konuların iyi yapılması gerekir.” MÜŞTERİYİ ELDE TUTABİLMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER * Müşterileri kişiselleştirilmiş indirimlerle ödüllendirmek. * Önceki alımlara bakarak belli bir müşterinin ihtiyacını karşılayacak ürün ve hizmetleri proaktif bir şekilde sunmak. * Web sitesini ziyaret eden kullanıcıların profiline bakarak içeriği dinamik bir şekilde kişiselleştirmek ve bu yolla satın alım hızını artırmak. * Yaşam boyu değere bakarak müşteri başına pazarlama harcamalarını ayarlamak. * Müşterinin sonraki alımını ön görmek için temas noktası birleşimlerini analiz etmek. * Web sitesi kullanımını daha iyi anlamak ve web tasarımlarını geliştirmek için bireysel ziyaretçiler ve müşteri bölümlerinden faydalanmak. * Müşterinin geçmişini ve tercihlerini anlayan satış temsilcileri yoluyla en yüksek değeri sağlamak.

03 Mayıs 2021 Pazartesi

'Türk kirazı' 62 ülkede ağızları tatlandırdı

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, geçen yıl ülkede hem kiraz üretimi hem de ihracatı artmaya devam etti. Son 5 yıllık kiraz üretim değerlerine bakıldığında, 2016'da 599 bin 650 ton olarak kaydedilen kiraz üretimi, geçen yıl 2016'ya kıyasla yüzde 20,9 artarak 724 bin 944 tona ulaştı. Geçen yıl en çok kiraz 108 bin 495 tonla İzmir'de üretilirken, bu ili 64 bin 86 tonla Konya, 55 bin 652 tonla Bursa ve 50 bin 934 tonla Manisa izledi. Kiraz ihracatı rakamlarına bakıldığında ise 2016'da 182 milyon 539 bin dolarlık kiraz ihracatı yapılırken, 2017'de bu rakam 159 milyon 42 bin dolara geriledi. 2018'de kiraz ihracatı 161 milyon 674 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Geçen sene ise ihracat bir önceki yıla göre yüzde 21,7 artarak 183 milyon 835 bin dolardan 223 milyon 709 bin dolara çıktı. KITALAR ARASI KİRAZ İHRACATI 2020'de 62 ülkeye Türkiye'den kiraz ihracatı yapıldı. Bu ülkeler arasında en çok ihracat 90 milyon 641 bin dolarla Almanya'ya gerçekleştirildi. Bu ülkeyi, 51 milyon 776 bin dolarla Rusya ve 13 milyon 638 bin dolarla Avusturya izledi. Miktar olarak bakıldığında ise 2016'da 79 bin 789 ton kiraz ihracatı yapılırken, 2017'de 60 bin 121 ton, 2018'de 75 bin 304 ton ve 2019'da 80 bin 506 ton kiraz ihracatı kayıtlara geçti. 2020'de ise 87 bin 253 ton kiraz dış satımı yapıldı. Manisa Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, Salihli bölgesinden 25 ülkeye kiraz ihracatı yapıldığını belirterek, "Bu bölgede üretilen kirazlarımızın yaklaşık yüzde 70'i ihracata gidiyor. Bunun en büyük sebebi bizim kirazımızın tescillenmiş olması. Burada üretilen kirazlar rengi, aroması ve boyutu nedeniyle talep görüyor." dedi. Yalvaç, bölgede kiraz üreticisi sayısının arttığını ifade ederek, büyük firmaların bölgeden arazi alarak kiraz üretimine başladığını söyledi.

30 Nisan 2021 Cuma

Makarna sektörü 'tam kapanma' sürecinde stoklarını ve fiyat istikrarını koruyacak

Abdülkadir Külahçıoğlu, 24 makarna firması bulunan Türkiye'nin, ihracatta dünyanın en büyük ikinci, üretimde üçüncü, makarnalık buğday üretiminde de dördüncü olduğunu söyledi. Sektörün, doğrudan ve dolaylı olarak 50 bin kişiye istihdam sağladığını ifade eden Külahçıoğlu, "Sektörümüzün toplam üretim kapasitesi 2,5 milyon tona ulaştı. Üretimin 3'te biri iç tüketimde, 3'te ikisi ihracatta değerlendiriliyor. Sektörün toplam büyüklüğü de 1 milyar dolarlık hacme ulaşmış durumda." diye konuştu. Külahçıoğlu, sektörün, geçen yıl 156 ülkeye yapılan 1 milyon 472 bin ton makarna ihracatından 762 milyon 889 bin dolar gelir elde ettiğini vurgulayarak, 2021'in ilk çeyreğinde dış satımın miktarda 275 bin ton, değerde de 150 milyon dolar olarak kaydedildiğini aktardı. Kovid-19 sürecinde makarnaya ilginin arttığını anımsatan Külahçıoğlu, şöyle devam etti: "Pandeminin geçen ilk dönemlerinde halkımız doğal olarak panikle marketlere koştu ve başta makarna olmak üzere temel gıda ürünlerine yöneldi. Raflarda bir boşalma oldu. Çok kısa süre içerisinde sektörümüz ihracatını durdurarak, tüketicimizin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde iç piyasadaki rafları doldurmak için sevkiyatlara başladı. Kısa sürede panik ortamının rahatlamasını sağladık. O süre içerisinde gerek fiyat artışı yapmayarak gerekse de zincir marketlerle koordine halinde raflarda ürün bulunurluğunu sağlayarak tüketicilere ürünleri ulaştırdık. Bunu da fiyat istikrarını sağlayarak gerçekleştirdik. Bu anlamda iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum." "ÖNCELİĞİMİZ İÇ PİYASA" Külahçıoğlu, Kovid-19 tedbirleri kapsamında 17 Mayıs'a kadar uygulanacak tam kapanma sürecine hazır olduklarını, hem stokların hem de ham madde mahsulünün yeterli seviyede bulunduğunu bildirdi. Süreçte, önceliği iç piyasaya vereceklerinin altını çizen Külahçıoğlu, şunları kaydetti: "Haziran ayında yeni buğday mahsulü başlayacak. Şu andaki stoklarımız ve yeni mahsulle ilgili beklentilerimiz, ham madde yönünden bir sıkıntı olmayacağını gösteriyor. Buna bağlı olarak üretim potansiyelimiz de yeterli. Tüm arkadaşlarımız, mevcut duruma göre pozisyonlarını almış durumda. Yine fiyat istikrarını koruyarak, üretim kapasitemizi ve önceliğimizi iç piyasaya vererek tüketicilerimize kesintisiz makarna sunmaya devam edeceğiz. Sektörümüz her şeye hazırlıklı. 24 üretici firmamızın hepsi öncelikli iç tüketimi esas alarak üretimlerini planlayacak. Çok daha uzun süreli bir kapanma dahi olsa, inşallah olmaz ama kapanma bir yıl bile sürse ülkemizde makarna tedarikinde herhangi bir sıkıntı yaşamayız. Tüketicilerimiz rahat olsunlar. Türkiye'deki makarna üreticileri hiçbir sıkıntıya meydan vermeden, fiyat istikrarını da koruyarak raflarda makarnayı bulunur tutacaklar." Makarnada fiyat istikrarını korumaya çalıştıklarını vurgulayan Külahçıoğlu, "Ambalaj, işçilik, ham madde gibi artan maliyetlerimizi mümkün olduğu kadar en optimum düzeyde yansıtmaya çalışıyoruz. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Genel olarak baktığımızda pandemi sürecinde gıda fiyatlarında ciddi bir artış oldu. Bu artıştan en az etkilenen sektör, makarna sektörü oldu. Bu da arkadaşlarımızın ciddi fedakarlıklarından kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.

30 Nisan 2021 Cuma