Fuarın organizatörlerinden yapılan yazılı açıklamada, "Kovid-19 salgınının sektör genelinde oluşturduğu sorunların" gelecek yıl şubatta yapılması planlanan fuarın iptal edilmesini zorunlu hale getirdiği belirtildi. Organizatörler, salgınla bağlantılı doğrudan ve dolaylı sorunların kendilerini "alternatifsiz" bıraktığını ve fuarın 2023'te daha etkili şekilde düzenlenmesi için çalışmalar yapılacağı kaydedildi. Cenevre Otomobil Fuarı Başkanı Maurice Turrettini, 2021 Cenevre Otomobil Fuarı'nı gerçekleştirmek için büyük çaba harcamalarına rağmen gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Aldıkları kararı iptalden çok erteleme olarak gördüklerini vurgulayan Turrettini, 2023'te güçlü bir şekilde döneceklerine emin olduklarını belirtti. FUAR, 2020 VE 2021'DE İPTAL EDİLMİŞTİ 5-15 Mart 2020'de yapılması planlanan 90'ıncı Cenevre Otomobil Fuarı, Kovid-19 salgını nedeniyle iptal edilmişti. Salgının devam etmesi nedeniyle fuarın 2021'de de iptal edildiği açıklanmıştı. Cenevre'deki Palexpo Sergi Merkezi'nde düzenlenen ve her yıl 1000'e yakın otomobilin sergilendiği fuar, dünya genelinden yaklaşık 10 bin gazeteciye ev sahipliği yapıyordu. Fuara son yıllarda ortalama 600-700 bin arası ziyaretçi katılıyordu. İlk kez 1905'te başlayan ve 1924'te "uluslararası fuar" kabul edilen Cenevre Otomobil Fuarı'nın 88'incisine Türk firmaları da katıldı.

08 Ekim 2021 Cuma

Güvenilir Ürün Platformu Danışma Kurulu Başkanı Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, Anadolu coğrafyasının zengin endemik bitki çeşitliliği ile başta bal olmak üzere propolis, arı sütü, polen ve arı ekmeği gibi birçok ürünün üretimi için yüksek potansiyel taşıdığını belirterek, "Arıcılar yeterli desteği görürse, tüm dünyaya yetecek propolis üretimi bile gerçekleştirebilir." ifadelerini kullandı. Güvenilir Ürün Platformu açıklamasında görüşlerine yer verilen Güvenilir Ürün Platformu Danışma Kurulu Başkanı Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, uzun yıllardır arı ürünleri sektöründe çalıştığını ve oğlunda yaşadıkları bir bağışıklık problemi sonrasında propolis ve arı sütü ile tanıştığını belirtti. Türkiye'de propolis üretilmediğini, Çin'den gelen katkılı ürünler olduğunu öğrendiklerini aktaran Samancı, "İlerleyen süreçte ülkemizde de saf Anadolu propolisi özütlenmeye ve inovatif arı ürünleri olarak sofralara ulaştırılmaya başlandı. Bu üretim süreci Sözleşmeli Arıcılık Modeli ile gerçekleştiriliyor. Sözleşmeli Arıcılık Modeli hem üreticilerimiz için alım garantisi hem de sürdürülebilir üretim koşulları sağlıyor. Firmaların bu model ile çalışması teşvik edilmeli. Yangın sonrasında arıcılarımızın sektörde varoluşunun devamı için de teşvik çok önemli. Tabii ki bu modelin uygulanması için uygun koşullar muhakkak sağlanmalı. Kaybedilen bitki örtüsü ve canlı çeşitliliği el birliğiyle geri kazandırılmalı." değerlendirmesinde bulundu. "SÖZLEŞMELİ ARICILIK MODELİ KAPSAMINDA ARI ZEHRİ ÜRETİMİ DE BAŞLADI" Samancı, Türkiye'de propolis ve diğer arı ürünlerinin tebliğinin oluşturulması konusunda eksiklik olduğunu aktararak, şunları kaydetti: "Ülkemiz arıcılık faaliyetleri için elverişli bir coğrafya, fakat bu faaliyetlerin teşvikinden de önemlisi bir tebliğin olmaması. Arı ürünleri alanında sıklıkla sahtecilik görülebiliyor. Bu durumun önüne geçmek adına öncelikle kontrollü üretim ve ürünlerin pazara girişi sağlanmalı. Anadolu coğrafyası zengin endemik bitki çeşitliliği ile başta bal olmak üzere propolis, arı sütü, polen ve arı ekmeği gibi birçok ürünün üretimi için yüksek potansiyel taşıyor. Arıcılar yeterli desteği görürse, tüm dünyaya yetecek propolis üretimi bile gerçekleştirebilir. Ülkemizde Sözleşmeli Arıcılık Modeli kapsamında arı zehri üretimi de başladı. Bu gelişmenin beraberinde arı zehri ve diğer arı ürünlerini içeren doğal cilt bakım formülleri geliştiriliyor. Arı zehri bileşimindeki amino asit ve peptidler sayesinde; cilt kırışıklıklarını azaltırken, cilde dolgunluk ve bakım sağlıyor. Tüm bu ürünlerin yanında çam balımız da bir o kadar değerli ve faydalı. Dünyaca ünlü Manuka balı ile ülkemizden elde edilen çam balının karşılaştırıldığı çalışmada, çam balının 3 kat daha fazla antioksidan, antibakteriyel ve antifungal aktivite gösterdiği ortaya çıktı. Anadolu coğrafyasında arıcılık faaliyetleri kesinlikle daha çok desteklenmeli. Arı sütü, propolis, arı zehri gibi arı ürünlerinin birçok sağlık faydası olduğunu biliyorduk. Son çalışmalar gösteriyor ki cilt üzerinde de kırışıklık, leke ve akne problemleri için faydalı doğal bileşenler." "ARI SÜTÜ DEĞERLİ BİR BİLEŞEN" Arı sütünün hem cilt sağlığında hem de beslenmede etkili değerli bir bileşen olduğunu belirten Samancı, içeriğinde bulunan ve arı sütüne özgü olan 10 HDA bileşeni ile ciltte kolajen sentezinin desteklendiğini kaydetti. Samancı, "Enerji ve performansı destekleyen arı sütü, üreme sisteminde de faydalı bir besindir. Arı ekmeği, polenin fermentasyonu ile ortaya çıkan probiyotik arı ürünü, yararlı mikroorganizmalardan zengin bir besin. Enerji ve zindeliğin sağlanması, sindirim sisteminin desteklenmesinde yararlanılmaktadır. Polen ise zengin vitamin ve mineral içeriğiyle sindirim sistemini düzenlemeye, bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı oluyor. Pandemi sürecinde tüketimi dikkat çeken propolis ve polen ile yürütülen bilimsel çalışmalarda, koronavirüs enfeksiyonu üzerinde olumlu etkiler sağladığını gördük. Anadolu propolisi ile yürütülen klinik çalışmalar devam ediyor, ilerleyen dönemde olumlu etkilerini gösteren yayınlar artacaktır." ifadelerini kullandı. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin de Sözleşmeli Arıcılık Modeli'nin modern arıcılık faaliyetleri için büyük bir adım olduğunu belirtti. Sözleşmeli arıcılara eğitimlerin verildiğini, malzeme temin edildiğini ve alım garantisi verildiğini aktaran Şahin, "Sürdürülebilir üretim ve ekonomi için çok değerli olan bu iş modeli yaygınlaşmalı. Ülkemizde arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla arıcılarımıza kredi desteği sağlanmalı. Ekipman ve eğitim desteğiyle Anadolu'daki vatandaşlarımız desteklenmeli, teşvik edilmeli. Bu noktada devletin kovan ve kovanların taşınması konusunda mazot desteği sağlaması büyük yarar sağlayacaktır. Böylelikle ülkemizde arıcılık faaliyetleri hız kazanacaktır." ifadelerini kullandı.

08 Ekim 2021 Cuma

CSS Legal Londra Ofisi İngiltere Vizesi ve Göçmenlik Hukuku Uzmanı Hüberya İnce, "İngiltere’ye Türkiye’den direkt uçuş ile giden kişilere ev karantinası kuralı kaldırıldı. Böylelikle İngiltere’ye turistik veya ziyaret amaçlı gidecek kişilerin de önü açılmış oldu. Kişiler yolculuk öncesi dolduracakları Yolcu Bilgi Formu ve gittikten sonra yaptıracakları 2. gün testi dışında bir işlem yapmayacaklar." ifadelerini kullandı. CSS Legal Londra Ofisi İngiltere Vizesi ve Göçmenlik Hukuku Uzmanı Hüberya İnce, yaptığı açıklamada, İngiltere hükümetinin, 11 Ekim Pazartesi gününden itibaren uygulayacağı ve Türkiye’den İngiltere’ye giden çift doz Biontech aşısı olmuş ve aşının üzerinden 14 gün geçmiş kişilere karantina şartının kaldırılmasının turizm sektöründe büyük bir hareketliliğe sebep olacağını beklediklerini bildirdi. Mayıs ayından geçen aya kadar İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listede tutmasının vize başvuru sahiplerini mağdur ettiğini belirten İnce, Türkiye’nin sarı listeye alınmasından sonraki en önemli adımının Türkiye’de çift doz aşı olmuş kişilerin aşılarının İngiltere tarafından tanınması yönünde bir adım atılması olduğunu aktardı. İnce, bundan böyle İngiltere’ye Türkiye’den direkt uçuşla giden kişilere ev karantinası kuralının da kaldırıldığını belirterek, “Böylelikle İngiltere’ye turistik veya ziyaret amaçlı gidecek kişilerin de önü açılmış oldu. Kişiler yolculuk öncesi dolduracakları Yolcu Bilgi Formu ve gittikten sonra yaptıracakları 2. gün testi dışında bir işlem yapmayacaklar.” ifadelerini kullandı. İngiltere’ye Türkiye’den gidecek kişilerin İngiliz makamlarınca kabul edilmiş aşılardan birini olmamaları durumunda ise kişilerin 10 gün ev karantinası, 2. ve 8. gün testleri ile seyahat öncesi yapılan PCR testi gibi bir süreçten geçeceklerini aktaran İnce, “İngiltere başta olmak üzere birçok ülke seyahat için aşı sertifikası şartı getirmiş bulunuyor. Bu sebeple aşı olunması serbest seyahat anlayışı için de büyük önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu. İnce, son zamanlarda oldukça yavaşlayan vize sonuçlanmalarının bu gelişmeyle hızlanacağını umut ettiklerini ifade etti ve İngiltere’ye çalışma, ziyaret, eğitim, evlilik ve aile birleşimi veya turistik amaçla gidecek kişilerin CSS Legal uzmanlarıyla iletişime geçerek işlemlerini başlatabileceklerini hatırlattı.

08 Ekim 2021 Cuma

Türkiye'de her gün ortalama 450 bin kamyon yük alıyor. Tırport Insights verilerine göre, Türkiye'de günlük yükleme sayısı hafta sonu 200 binlere kadar düşerken, pazartesi ve salı günleri 600 binlerin üzerine çıkabiliyor. Yolda görülen kamyonların 1/3’ü uygun zaman ve yerde dönüş yükü bulamadığı için boş dönmek zorunda kalıyor. 85 ülkede 3 bin 500 çalışanı ile faaliyette bulunan araştırma ve danışma kuruluşu Gartner’ın Karayolları Yük Taşımacılığı Global Raporu’nda, Avrupa'daki dijital yük servisleri ve lojistik teknolojilerinden biri olarak gösterilen Tırport’u Türkiye’deki 1.2 milyon kamyoncunun 75 bini kullanıyor. Üç yılda 250 bin aktif kullanıcıya ulaşılması hedefleniyor. Birçoğu OSB’lerden olmak üzere 2 binin üzerindeki KOBİ, günde 500’ün üzerindeki yeni yükü Tırport Platformu’ndan açıyor.

08 Ekim 2021 Cuma

Yıldırım, Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçilere ayni ve nakdi olarak destek sağladığını hatırlattı. Tarım Kredi marketler açıldıktan sonra çiftçilerden alınan ürünleri sağlıklı bir şekilde tüketicilere sunduklarının altını çizen Yıldırım, Bu marketlerde yaklaşık 600 çeşit Tarım Kredi markalı ürün yer aldığını vurguladı. Yıldırım, söz konusu marketlerde satışa sunulan birçok ürünün Tarım Kredi fabrikalarında üretildiğine dikkati çekerek, "Bazı ürünleri de piyasada fazla kapasitesi olan fabrikalarda ürettiriyoruz ama reçetesini biz veriyoruz." ifadesini kullandı. Tarım Kredi Marketçilik olarak 5 yıllık strateji planı hazırladıklarına işaret eden Yıldırım, "Hazırladığımız bu plan doğrultusunda gidiyoruz. Bu sene başında Cumhurbaşkanımız bize 500 market hedefi vermişti, biz o hedefe ulaştık. Yıl sonuna kadar 700 markete çıkacağız. Cumhurbaşkanımızın 1000 mağaza hedefine ise 2022'nin ilk 6 ayında çok rahatlıkla ulaşacağız. Türkiye genelinde 12 lojistik merkezimiz var, bunlar sayesinde birçok ilde mağaza açtık. 2022'nin ilk 6 ayından itibaren Türkiye geneline yaygın 12 lojistik merkezinde 81 il ve potansiyel ilçelerin tamamında yaygınlaşmaya devam edeceğiz. Şu an 47 ilde varız. Yıl sonuna kadar yaklaşık 60 ilde olacağız." diye konuştu. "FİYATLARIMIZI OLUŞTURURKEN DİĞER PERAKENDECİLERİ DE TAKİP EDİYORUZ" Yıldırım, Tarım Kredi olarak çiftçilerden ürün aldıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: "Ürünleri direkt çiftçiden alarak tüketicilere sunduğumuz için aracılar yok, bu yüzden maliyetlerimiz daha verimli. Biz maliyetleri göz önünde bulundurarak kendi fiyatlarımızı oluşturuyoruz. Kendi fiyatlarımızı oluştururken diğer perakendecileri de takip ediyoruz. Onlara göre de pozisyonlanma yapıyoruz. Bizim maliyetlerimiz ne olursa olsun, biz perakendedeki diğer zincirlerle yaklaşık olarak yüzde 5 kadar daha ucuza ürün satıyoruz. Böyle bir fiyatlandırma politikamız var. Rekabetten dolayı fiyat aşağı çekilirse biz de o yüzde 5 bandını korumaya çalışıyoruz. Vatandaş dramatik bir fiyat farkı bekliyor. Böyle bir eleştiri alıyoruz. Halkımızın şuna dikkat etmesini rica ediyorum, biz piyasayı regüle etmeye çalışıyoruz. Biz fiyatlarımızı yukarı doğru çekmediğimiz için perakendeciler de fiyatlarını yukarı doğru çekemiyorlar." Piyasada Tarım Kredi marketlerinin bazı ürünlerinin fiyatlarının diğer perakendecilere göre daha yüksek olduğunun iddia edildiğine de değinen Yıldırım, "Paylaşılan fiyatlar bizim raflarımızdaki fiyatlar değiller. Yanlış bilgiler var. Zannediyorum o haberlerde gösterilen fiyatlar bizden ürünü alıp internet üzerinden satanların fiyatları. Bizim raf fiyatlarımız diğer aktörlerden daha uygun." değerlendirmesinde bulundu.

07 Ekim 2021 Perşembe