tatil-sepeti
Türkiye'nin mobilya ihracatı rekor kırmaya devam ediyor

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre, yılın 9 ayında Türkiye'den yapılan mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı, 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 28 artarak 4,97 milyar dolara ulaştı. Mobilya ihracatındaki artış ise yüzde 20 olarak gerçekleşti. Ocak-eylül döneminde yapılan mobilya ihracatı ilk kez 3 milyar doları aşarak 3,07 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde en çok mobilya ihracatı yapılan ülkeler ABD, İsrail, Fransa ve İngiltere olarak sıralandı. İhraç ürünleri arasında "çocuklar için karyola ve beşikler", "çocuklar için oturmaya mahsus mobilyalar", "yemek ve oturma odaları için ahşap mobilyalar", "metal mobilyalar", "yatak haline getirilebilen oturmaya mahsus mobilyalar" öne çıktı. Eylül ayına bakıldığında ise mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı 657 milyon dolar olurken, mobilyanın bu rakamdan aldığı pay 385,6 milyon dolar olarak gerçekleşti. "ARTAN MALİYET VE DEVAM EDEN KÜRESEL TİCARET SORUNLARINA RAĞMEN ARTIŞ SÜRÜYOR" İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan ham madde maliyetleri, devam eden küresel ticaret sorunları ve yetersiz insan kaynağı sorunlarına rağmen mobilya sektörünün büyümesini sürdürdüğünü ve ihracatını artırdığını söyledi. Mobilya sektörünün kapasite kullanım oranlarının yüzde 76 seviyelerinde olduğunu, bu oranın küçük işletmelerde yüzde 40'a kadar gerilediğini aktaran Güleç, hem üretim kapasitesi hem de kapasite kullanımının artırılması halinde dünya pazarından daha yüksek pay alabileceklerini kaydetti. Bunu başarmak için sektörde kümelenme modeli uygulamaları gerektiğini belirten Güleç, mobilya özelinde organize sanayi bölgeleri kurulması gerektiğini vurguladı. Gelişmiş ülkelerin mobilya sektörünü desteklediğini aktaran Güleç, "Mobilya, bir ülkenin gelişimine katkı sağlayan en önemli sektörlerin başında geliyor. Bugün birçok gelişmiş ülke mobilya sektörüne yatırım yapıyor. Bir ülkeyi geliştirmek istiyorsanız mobilya sektörünü desteklemelisiniz." diye konuştu. KÜRESEL MOBİLYA OYUNCULARI ROTASINI TÜRKİYE'YE YÖNELTTİ Ahmet Güleç, salgın sürecinde yaşanan tedarik sorunları ve artan navlun fiyatları nedeniyle küresel oyuncuların yerel üretime yöneldiğini belirterek, şunları kaydetti: "Birçok üretici de Türkiye'de üretim yapma kararı aldı. Bu kararı alan üreticilerin en sonuncusu da İsveç merkezli mobilya devi oldu. Şirket, Türkiye'deki mevcut üretimine ek koltuk, kanepe, kitaplık, gardırop ve mutfak dolapları kategorilerini de büyük montanlı olarak Türkiye'de ürettirerek Türkiye üzerinden ihraç etmeyi amaçlıyor. Mobilya devinin aldığı kararı son derece olumlu buluyoruz. Türk mobilya sektörünün büyümesinde itici güç olacak. Küresel oyuncuların üretimlerini Türkiye'ye kardırmalarıyla sektörün yıldızı parlayacak. Türk mobilya sektörü olarak, 2023 ihracat ve dünyanın ilk 5 mobilya üreticisi arasında yer alma hedeflerimize ulaşacağız."

19 Ekim 2021 Salı

Emtia piyasasında 'metal ralli' devam ediyor

Emtia piyasasında bir önceki hafta metallerde görülen ralli, geçen hafta da devam etti. Emtia piyasasında geçen hafta pozitif bir seyir izlenirken, özellikle metallerde kayda değer yükselişler görüldü. Metallerde önceki hafta görülen ralli, geçen hafta da devam etti. Küresel büyümenin yavaşlayıp arz sorunlarının azalmasıyla metal fiyatları yükselişini sürdürürken, analistler, metal fiyatlarındaki yükselişin 2022'de de devam edebileceğini belirtiyor. Genel olarak, endüstriyel metal fiyatlarında yaşanan sert düşüş sonrası düzeltmeler yükselişle devam ederken, stoklardaki azalışın sürmesi yükseliş beklentilerini beraberinde getiriyor. Geçen hafta çinkonun performansı dikkati çekti. 1,7468 dolarla Mayıs 2007'den bu yana en yüksek seviyeyi gören çinko, haftayı yüzde 17,9 artışla tamamladı. Artan elektrik fiyatlarından dolayı çinko izabe tesislerinin üretimde kısıntıya gitmesi çinko fiyatlarını yükseltti. Geçen hafta bakır yüzde 12, alüminyum yüzde 9,1, kurşun yüzde 7,4, nikel yüzde 7,1, gümüş ve platin yüzde 2,9, altın da yüzde 0,6 değer kazandı. Altın fiyatları, ABD'de enflasyonun yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesi ve küresel piyasalarda risk iştahının azalmasıyla 1.800 doların üzerini gördü. Küresel bazda yaşanan enerji krizi alüminyum arzı üzerinde baskı oluştururken, derinleşen enerji kriziyle birlikte alüminyum fiyatları da yükseldi. Alüminyum, temiz enerjiye yönelik yapılan üretimlerde yoğun olarak kullanılıyor. Temiz enerjiye küresel olarak yoğunlaşılması da alüminyum talebini artırdı. Artan elektrik fiyatlarından dolayı şirketlerin üretimde kısıntıya gitmesi alüminyum fiyatlarını yükseltirken, elektrikli araba ve beraberinde gelen pil talebi de uzun vadede nikel ve bakır fiyatlarında yükselişi tetikledi. BRENT PETROL VE DOĞAL GAZDA YÜKSELİŞLER GÖRÜLDÜ Enerji emtiaları, geçen hafta pozitif bir seyir izledi. Brent petrol yüzde 2,6 ve doğal gaz yüzde 2,7 değer kazandı. Dünya genelinde ham petrol, doğal gaz ve kömür piyasaları üzerindeki fiyat baskısı, kış döneminde ısınma ve elektrik için yeterli yakıt bulunamayacağı algısını güçlendirirken, petrol fiyatlarındaki yükselişi de tetiklemeye devam ediyor. Artan doğal gaz ve kömür fiyatları da üreticileri alternatif yakıt olarak petrol kullanmaya teşvik ederek fiyatlardaki yukarı yönlü eğilime destek oluyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası küresel ekonomik toparlanmayla birlikte ham petrol talebindeki iyileşmenin beklenenden daha hızlı gerçekleşmesi, arzın talebin gerisinde kalması ve tedarik zincirinde yaşanan sorunlar nedeniyle yaşanan enerji krizi dünya genelinde etkisini sürdürürken, petrol fiyatları son yılların en yüksek seviyelerinde seyrediyor. TARIM EMTİALARINDA YOĞUN SATIŞLAR OLDU Üretim tahminlerindeki artış, talebe yönelik endişeler geçen hafta tarım emtialarında yoğun satışlar yaşanmasına sebep oldu. Geçen hafta kakao yüzde 5,1, pamuk yüzde 3,2, şeker yüzde 2,6, soya fasulyesi yüzde 2, buğday yüzde 0,1, mısır yüzde 0,7 değer kaybederken, kahve yüzde 1 değer kazandı. Tarım emtialarında üretim tahminlerindeki artış değer kaybını beraberinde getirirken, Brezilya'daki soğuk havalarla artan talep endişeleri ve konteyner sıkıntısı kahve fiyatlarında yükselişin sürmesine neden oluyor. ​​​​​​​ Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, geçen hafta pamuğa ilişkin açıklanan üretim tahminlerinin pamuk piyasasında kar satışlarına yol açtığını belirtti. ABD'de haftalık pamuk ihracatının sezonun en düşük seviyesine gerilediğini ifade eden Ergezen, "Dünyanın en büyük pamuk üreticilerinden biri olan Hindistan'da, pamuk kurdu salgını, kısa vadede fiyatların yükselmesine neden olmuştu." dedi. Ergezen, mısırın geçen haftayı düşüşle tamamladığını belirterek, yüksek üretim tahminlerinin, piyasa üzerinde satıcıların güçlü olmasına yol açtığını söyledi. Brezilya'da yağışların etkili olması nedeniyle şekerde üretim beklentilerinin arttığını vurgulayan Ergezen, şeker piyasasının satıcılı seyrettiğini ifade etti. Kahvenin haftayı yükselişle tamamladığını aktaran Ergezen, küresel olarak halen konteyner talebinin yüksek olması nedeniyle kahve yüklemelerinde gecikmeler yaşandığını kaydetti.

19 Ekim 2021 Salı

Otomotiv sektöründen 9 ayda 8,8 milyar dolarlık yan sanayi ihracatı

Türkiye'den ocak-eylül döneminde 8 milyar 774 milyon 829 bin dolarlık "otomotiv yan sanayi" ürünü ihraç edildi.

19 Ekim 2021 Salı

Makine ihracatı 9 ayda 17 milyar dolara ulaştı

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, "Geçmiş iki yılda aylık 1,5 milyar dolar civarında olan makine ihracat ortalamamızı, bu yıl 2 milyar dolara ulaştırdık. Bu ivmenin devam etmesi ile yıl sonunda 5 milyar dolara yakın ek gelir sağlayıp, seneyi 23 milyar dolar ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz." ifadelerini kullandı. Makine İhracatçıları Birliği'nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre, yılın ilk 9 ayı itibarıyla ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30,2 artıran makine sektörünün serbest bölgeler dâhil toplam ihracatı 17 milyar dolar oldu. Salgın etkisinden arındırılmış rakamlarla, makine ihracatındaki artış 2019’a kıyasla yüzde 18,8 olarak gerçekleşti. Sektörün Almanya ve ABD’ye yaptığı ihracat 9 ay sonunda 3 milyar doların üzerine çıkarken, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa gibi diğer ana pazarlardaki ihracat artışı da ortalama yüzde 40 seviyesine ulaştı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, bölgesel taleplere hızlı yanıt vererek makine ihracatında bir ivme kazandıklarını ve artışın 2022 yılının ilk yarısında da hız kesmeden süreceğini belirtti. Dünya ticaretinde yaşanan son gelişmelere dair bilgiler veren Karavelioğlu, şunları aktardı: "Dünya mal ticareti son 12 ayda değer bazında yüzde 23, miktar bazında yüzde 14 artış yaşadı. Bu da yaşanan yükselişte, fiyat artışının önemli bir payı olduğunu gösteriyor. Fiyatlarda özellikle AB ve ABD'de yükselen üretici enflasyonunun, başta bakır ve çelik olmak üzere emtia fiyatlarındaki artışın ve lojistikteki yüksek maliyetlerin etkisi büyük. Ham madde ve komponentlerde stoklu çalışma döneminin başlaması da ilave bir işletme sermayesi ihtiyacı doğuruyor. Bu ihtiyaç makine imalatı gibi KOBİ tabanlı sektörlerde ihmal edilemeyecek büyüklükte bir maliyet unsuruna dönüştü fakat tedarik güvenliğine yönelik tedbirlerin, yani zincirlerin kısalarak alternatifli hale getirilmesinin ve lojistik sektöründeki bu çeşitlenmeyi destekleyen sıkıntıların, bizi özellikle AB ile ticari ilişkilerde daha fazla öne çıkardığını söyleyebiliriz." "GİDEREK PAHALANACAK BİR DÜNYANIN EŞİĞİNDEYİZ" Tedarik güvenliği açısından bölgesel ilişkilerin öne çıktığı bu dönemi çok iyi değerlendirdiklerine dikkati çeken Karavelioğlu, "Geçmiş iki yılda aylık 1,5 milyar dolar civarında olan makine ihracat ortalamamızı, bu yıl 2 milyar dolara ulaştırdık. Bu ivmenin devam etmesi ile yıl sonunda 5 milyar dolara yakın ek gelir sağlayıp, seneyi 23 milyar dolar ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz. Pandemi dış pazarda elimizi güçlendiren bir unsur oldu, yeşil ve dijital dönüşümlerin bir parçası olarak bu yükselişi kalıcı hale getirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı. Dünyanın hızla yeni bir yaşam süreci içine girdiğine ve herkes için çok daha pahalı ve mücadele gerektiren bir dönem başladığına işaret eden Karavelioğlu şunları aktardı: "Giderek daha pahalı yaşayacağımız bir dünyanın eşiğine palas pandıras gelen toplumlar, karbon salınımını sınırlandırmanın maliyetlerine zamanında katlanmış olsaydı ve sorunlar ötelenerek biriktirilmeseydi, bugün ne kadarını kaldırabileceğimizi kestiremediğimiz bir büyük yükün altında olmayacaktık. Sürdürülebilirlik, üretim zincirinin bütün halkalarını pahalılaştıran ve neticede ürün fiyatlarını önemli ölçüde artıran bir konsept. Bazı maddelerin kullanımının sınırlanacak olması ve alternatiflerindeki arz noksanı hızla maliyetlere yansıyor. Enerji kaynaklarında yaşanmakta olan değişimlerin, yani fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara dönüşün etkilerini şimdiden görüyoruz. İklim krizini kontrol altına almak üzere yapılacak yeni yatırımların maliyeti ise başlı başına bir pahalılık unsurudur. Bu dönüşüme ayak uydurma çabasının tüm toplumlara getirdiği telaşın farkında olmalı, bu sürecin başrolünde ise makinelerin olacağını iyi bilmeliyiz." "YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM KONUSUNDA ÇEKİNCEMİZ YOK, ANCAK..." Karavelioğlu, sanayide yeşil ve dijital dönüşüme çok önceden hazırlananların telaş yapmadıklarına dikkati çekerek "Karbon ayak izini nötrlemenin gereklerini yerine getiren ve bu günlerin geleceğini bilenlerin sayısı Türkiye’de sanıldığından daha fazla. Hazırlıklı olanlar, aldıkları mesafeyi ortaya koyacak ve kendilerini rakiplerinden avantajlı hale getirecek sertifikasyon ve ticaret sistemlerinin hayata geçmesi için sabırsızlanıyorlar. AB mevzuatındaki gelişmeleri başından itibaren takip eden bir sektör olarak biz bu tartışmalara, proaktif bir tavırla 2018 yılında başlattığımız Karbon Ayak izi kampanyamızla dikkat çekmeyi sürdürüyoruz. İkiz Dönüşüm’ün dijital ayağı için geliştirdiğimiz Dijital Kılavuzumuz üç aydan fazladır erişime açık. Yeşil Dönüşüm’ün pratiği üzerine hazırladığımız Ur-Ge projemizin çağrılarını henüz yaptık. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını yüzde 50’nin üzerine çıkarmış olmasını da önemli bir avantaj olarak görüyoruz; AB’nin karbon nötr kıta hedeflerine uyum konusunda bir çekince taşımamakla birlikte, rakiplerimize kendi ülkelerinde sağlanacak desteklerin ülkemizde de bize sağlanmasının şart olduğuna inanıyoruz." açıklamasında bulundu.

19 Ekim 2021 Salı

Elektrik piyasasında fiyatlar 9 ayda Avrupa'da yüzde 150, Türkiye'de yüzde 75 arttı

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından Avrupa'da enerji tedarikinin talebe yetişememesi ve doğal gaz ile kömürde görülen rekor fiyatların ardından elektrik piyasalarında da hızla artan fiyatlar ülkeleri zor durumda bırakmaya devam ediyor. Elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini doğal gazdan sağlayan Avrupa'da, bazı ülkelerin rekor kıran gaz fiyatları nedeniyle kömüre geçiş yapması ve fosil yakıtlardan elektrik üretimini sınırlandırmak amacıyla karbon vergi oranlarının ton başına 65 avroya kadar çıkması, elektrik fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor. Avrupa'nın önde gelen piyasalarında yılın 9 aylık döneminde spot elektrik fiyatlarında ortalama yüzde 150 artış görülürken, bu oran Türkiye spot elektrik piyasasında yüzde 75 seviyesinde gerçekleşti. Enerji krizinin en derin etkilerinin görüldüğü ülkelerden Birleşik Krallık'ta ocakta ortalama 90 avro olan 1 megavatsaat elektriğin piyasa fiyatı eylülde yüzde 146 artışla 221 avroya yükseldi. Aynı dönemler itibarıyla Almanya elektrik piyasasında 1 megavatsaat elektriğin ortalama fiyatı 52 avrodan yüzde 148 artışla 129 avroya, İtalya ve İspanya'da 60 avrodan yüzde 157 artışla 154 avroya, Fransa'da 60 avrodan yüzde 123 artışla 134 avroya çıktı. Türkiye spot elektrik piyasası EPİAŞ'ta ise ocakta ortalama 298 lira olarak belirlenen 1 megavatsaat elektriğin fiyatı eylülde yüzde 75 artışla yaklaşık 521 lira oldu.

19 Ekim 2021 Salı