İnşaat maliyet endeksi martta arttı

Türkiye İstatistik Kurumu, mart ayına ilişkin inşaat maliyet endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, inşaat maliyet endeksi martta aylık bazda yüzde 3,44, yıllık bazda yüzde 31,97 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 4,89, işçilik endeksi yüzde 0,36 yükseliş gösterirken yıllık bazda da malzeme endeksi yüzde 37,96, işçilik endeksi yüzde 20,36 artış kaydetti. Bina inşaatı maliyet endeksi, martta bir önceki aya göre yüzde 3,18, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 31,62 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 4,6, işçilik endeksi yüzde 0,24 arttı. Geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 37,42, işçilik endeksi yüzde 20,63 artış kaydetti. Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, martta aylık bazda yüzde 4,32, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,18 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,83, işçilik endeksi yüzde 0,78 yükseldi. Malzeme endeksi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 39,76, işçilik endeksi yüzde 19,37 artış kaydetti.

11 Mayıs 2021 Salı

Lisanssız güneş enerjisi yatırımlarının önünü açan düzenleme sektörü hareketlendirecek

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, yaptığı yazılı açıklamada, dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile güneş enerjisi yatırımlarının büyük paya sahip olduğu lisanssız elektrik üretim sektöründe önemli değişiklikler yapıldığını ifade etti. Erkan, GENSED olarak sundukları görüşün de yer aldığı düzenlemede güneş enerjisi yatırımlarının yaygınlaşabilmesi için birçok sınırlamanın kaldırıldığını söyledi. Düzenlemenin, lisanssız elektrik üretim sektörünü hareketlendireceğini belirten Erkan, şunları kaydetti: "Kurulu güç üst sınırı olmaksızın tüketim sözleşme güçleri toplamı kadar güçte üretim tesisleri kurulabilecek. Aynı dağıtım bölgesinde olmak şartıyla tüketim noktasından farklı yerlerde arazide üretim tesisi kurulabilecek. İletim seviyesinden bağlı tüketim tesislerine kuracakları üretim tesisi için iletimden veya dağıtımdan bağlanma hakkı verilebilecek. Aynı tüzel kişiliğe ait ve aynı tarife grubunda olan tüketim tesisleri sözleşme güçleri toplamı kadar güçte üretim tesisleri kurabilecek. Aylık mahsuplaşma sonucu üretim fazlası enerji, kendi tüketici tarife grubu üzerinden satılabilecek." Yönetmelikte öne çıkan diğer değişikliklere de değinen Erkan, 30 Haziran'dan sonra devreye girecek tesislere Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecek yerli katkı payı uygulanacağını ifade etti. Erkan, 10 kilovat üzerindeki tesislere uzaktan sayaç okuma, 50 kilovat üzerindeki tesislere Merkezi Uzaktan Kontrol ve Veri İzleme (SCADA) zorunluluğu getirildiğini belirterek, 12 Mayıs 2019 sonrası çağrı mektubu almış lisanssız projelere kurulu güç artışına izin verileceğini aktardı.

11 Mayıs 2021 Salı

Elektrik üretimi yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre 2 bin 733 gigavatsaat arttı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, mart sonu itibarıyla elektrikte kurulu gücün ise 97 bin 70 megavata ulaştığını belirtti. Türkiye'de elektrik üretiminin yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre 2 bin 733 gigavatsaat artarak 79 bin 442 gigavatsaate yükseldiğini aktaran Dönmez, "Gücümüz yerli, enerjimiz yenilenebilir." ifadesini kullandı. Dönmez, geçen yılın ilk çeyreğinde 56 bin 423 megavat olan kurulu yerli kurulu gücün, bu yılın aynı döneminde 62 bin megavata, 45 bin 107 megavat olan yenilenebilir enerji kapasitesinin de 50 bin 579 megavata çıktığını kaydetti.

11 Mayıs 2021 Salı

Şehirlerin ilhamıyla takı tasarlıyor

HABER: MÜGE BİBER İstanbul Ticaret Odası liderliğinde, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu ve Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi ortaklığında yürütülen Yükselen Markalar Projesi ile üreten kadın girişimcilerin markalaşmalarına, küresel değer üretmelerine yol açıldı. Yükselen Markalar Projesi’nde başarılı olan 14 markanın hikayesinde bu hafta, takı alanında başarılı olan ‘Pınar Kul İstanbul’yer alıyor. Pınar Kul, İstanbul Ticaret’e markalaşma hikayesini anlattı. HİKAYEYİ CANLANDIRDIM Kendi markanızı oluşturmaya nasıl karar verdiniz? Pandemi öncesi Roma gezilerimden birinde, Galleria Borghese’de Bernini’nin David heykelini veya Proserpina ve Pluto’sunu hayranlıkla incelerken, döndüğümde bir heykel atölyesine başlamaya karar verdim. Gördüğüm heykellerin minyatürlerini kilden çalışırken, kilden takılar yapma fikri doğdu. Tamamen hobi olarak yaptığım bu kil parçalarını sonrasında, Kapalıçarşı’da usta bir altın atölyesinde altın/gümüş takı koleksiyonuna çevirdim. Çok kurgulanmış bir süreç değildi, tamamen kendiliğinden gelişti. Markanın hikayesi, kimliği sanki hep vardı ve ben onu 1.5 sene gibi kısa bir süre içinde canlandırdım, bugüne getirdim. FARKLI KÜLTÜRLERİN BİRİKİMİ Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz? Üniversitenin ilk yılını Alexander McQueen, John Galliano, Stella McCarthney gibi tasarımcıların mezun olduğu Central St Martin’s School of Art and Design-Londra’da tamamladım. Sonrasında Chicago’ya, 1866’da 35 sanatçının kurduğu müzenin okuluna, The School of the Art Institute of Chicago’ya transfer oldum. Moda tasarımıyla beraber iki okulda da sanat tarihi programı yoğundu. Bu konseptüel okullar, daha o yıllardan bana branşım ne olursa olsun, ortaya konan orijinal çalışmaya önem vermeyi öğretti. Sanırım bu yüzden, tasarımda kadın, erkek, çocuk, kumaş, ev tekstili, haute couture, fast-fashion gibi birçok alana yayıldım. Ama mücevher geç buluştuğum, en çok keyif aldığım alan oldu. Bana öyle geliyor ki, tüm bu saydıklarım arasında en fazla anıyı biriktirebilen, anneanneden toruna aktarılabilen, en özel parçaların, sevginin, aşkın anlamını yükleyebildiğimiz parçalar mücevherler. Ben bu özel duyguları farklı formlarda ortaya koymayı başarabilen bir marka olmak istedim. İlk olarak Roma’nın terakota dokulu sokaklarını hikayeleştirdim. İkinci sıraya ise doğup büyüdüğüm, bendeki İstanbul’un oryantal ruhunu aldım. Londra, İstanbul, Chicago, New York, tüm bu yaşadığım şehirlerin ve kadınların güçlü kimliği bana ilham veriyor. Markam tüm farklı şehirlerin, sokakların, dokuların, kültürlerin, stillerin, mimarinin bendeki birikimini taşıyor. ZAMANSIZ TASARIMLAR Müşteri profilinizde kimler var? Aktif şehir hayatını ve içinde bu hayata ayak uyduran, feminenliğini öne çıkaran kadını çok çekici buluyorum. Parçalar yeni ve kusurlu bir estetik anlayışı taşıyor. Her bir tasarım, modern, zamansız ve dinamik olmakla birlikte neredeyse her zaman geçmişe dönük bir tavır içeriyor. Formlar, organik, doğal, düzensiz, bazen dokulu, pütürlü, bazen cilalı, parlak, pürüzsüz ama hep bir tezatlık içerisinde. Yüzeysel olmayan, cesur, yaratıcılığa önem veren kadınla aynı hikayeyi anlatıyoruz. Hayatta neyi ortaya koyuyorsan, o kadarını geri kazanıyorsun fikrine çok inanıyorum. Koleksiyonda her bir parça, bu alışveriş için bir araç. Takanın, taşıyanın bunu hissetmesi en büyük başarı. HEDEFİM DÜNYA KENTLERİ Bundan sonraki hedefleriniz neler? Markamı global bir platforma taşımayı hedefliyorum. İstanbul çıkışlı seçkin bir dünya markası olmak, benim için çok heyecan verici başarı hikayesi olacak. Dünya şehirlerinde satış noktalarımı, mağazalarımı, üzerinde İstanbul yazılı logomla, tabelamla görmek isterim. KENDİLERİNDEKİ ARTILARIN FARKINA VARSINLAR Kadın girişimcilere önerileriniz neler? Ben başarmak için içimdeki iyi sesi dinlemeyi kendime kural koydum. Nasıl yaparım, mümkün değil gibi negatif konuşmaları göz ardı ettim. Hep bir sonraki adımım ne olabilir, bugün bir fazla ne yapabilirimle yol aldım. Çünkü çok büyük hedefler en başta göz korkutabilir. Ama adım adım istikrarla ilerlemek, durmamaktır, tekrar tekrar denemektir, öğrenmektir. Bu arada, kadın olmanın iş hayatında avantajlarının çok fazla olduğuna inanıyorum. Birçok projeyi, alanı aynı anda organize edebiliyor kadınlar. Örneğin, çalışan birçok kadın, evde çocuklarını, evinin işini, ofisteki işi birlikte götürebiliyor. Bu, üretkenliğimizi artırıyor, zamanımızı iyi değerlendirmemizi sağlıyor. Bir de doğamız gereği sezgilerimiz çok kuvvetli. İletişim kurduğumuz insanlara, karşılaştığımız olaylara farklı açılardan bakabiliyor, yaklaşabiliyoruz. Eksileri, haksızlıkları görmek yerine, kendimizde bu gibi artıların farkına varmak, altını çizmek önemli. BU YOLDA YALNIZ DEĞİLİZ Yükselen Markalar Projesi’ne girmenize ne etken oldu? Projeden bir arkadaşım sayesinde haberdar oldum. Katılmanın, projenin yaratıcısı olan, arkasında duran güçlü insanlarla tanışmak, deneyimlerinden yararlanmak için büyük bir fırsat olabileceğini düşündüm. Açıkçası düşündüğümden çok fazlasını aldım. Bu yolda yalnız olmadığımı bilmek, iyi işler ortaya koyarken donanımlı insanların desteğini alabileceğimi hissetmek, zorlu, karamsar pandemi sürecinde dahi yere daha sağlam basmama yardımcı oldu. EŞSİZ BİLGİLERLE DOLUYDU Yükselen Markalar Projesi size neler kattı? Bir markanın kimliğinin oluşumundan koleksiyon sürecine, sonrasında satış noktaları oluşturmaya, gümrük bilgisinden sosyal medya kullanımına çok geniş, kapsamlı bir yelpazede eğitimler aldık. Bu eğitimleri, alanlarında çok deneyimli, ayrıcalıklı isimlerden gördük. Benim için çok değerli bir projeydi, yoğun bir sertifika programı gibi eşsiz bilgilerle doluydu. Defterler dolusu notlar tuttum, her günümü kendime, markama yığınla bilgi katarak geçirdim. Üzerine, jüri tarafından başarılı bulunmak bonus oldu.

10 Mayıs 2021 Pazartesi

Sertifikalı gıda eğitiminde ikinci etap

HABER: BARIŞ CABACI İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği ve üç hafta sürecek olan ‘Gıda ve Hızlı Tüketim Ürünleri Satın Alma’ eğitimlerinin ikinci haftası tamamlandı. Online ortamda başlayan eğitimlere her hafta 100’u aşkın sektör temsilcisi katıldı. Eğitimlerde bu hafta tedarik zinciri, tedarikte kriz yönetimi ve satın almada stok yönetimi-analizi konuları ele alındı. İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığında yapılan eğitimlere ikinci hafta İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nagehan Akoğlu ve satın alma uzmanı Metin Çavuşlar konuşmacı olarak katıldı. Eğitimlerin son haftasında katılımcılara sınav yapılacak. Sınavlarda başarılı olan katılımcılara başarı sertifikası, sınavda yeterli başarıyı gösteremeyenlere ise katılım sertifikası verilecek. MALİYETLERİ DÜŞÜRÜN Eğitimlerde tedarik zinciri konusunda sunum yapan Dr. Nagehan Akoğlu, “KOBİ’ler, tedarik zincirlerini kurarken doğru stratejiler izlerse hem operasyon maliyetlerinde hem de ürün maliyetlerinde gözle görülür bir düşüş olacak” dedi. KOBİ’ler için tedarik zincirinin bir atardamar konumunda olduğunu belirten Akoğlu, KOBİ’lerin tedarik zincir kurarken büyük firmalardan örnek alması gerektiğinin de altını çizdi. STOK KONTROLDEN ÇIKMASIN İkinci hafta eğitimin diğer konuşmacısı olan satın alma uzmanı Metin Çavuşlar ise tedarik zincirinin öneminin bilinmesi gerektiğini vurguladı. Çavuşlar, “KOBİ’ler ürünleri stoklarına koyarken analiz etmeli. Stoktaki ürünler kontrolden çıkınca firmalara büyük zararlar da getirebilir” dedi.

10 Mayıs 2021 Pazartesi