KOBİ’lerden her gün 300 bin kamyon yük çıkıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre ülkemizde 3.5 milyon KOBİ var ve genel şirketlerin de yüzde 99.8’i KOBİ statüsünde. Toplam istihdamın yüzde 74’ü KOBİ’lerde çalışıyor. Türkiye’de ihracatın yüzde 63’ü, maaş ve ücretlerin yüzde 54’ü, üretilen GSMH’nın yüzde 62’si KOBİ’ler tarafından sağlanıyor. KOBİ’lerde yaklaşık 12,5 milyon kişi istihdam ediliyor. Türkiye’deki 3,5 milyon KOBİ’nin 401 bini (%12,4’ü) doğrudan imalat yapıyor. 2020 yılı verilerine göre imalat sektöründe çalışan sayısı 3 milyon civarındadır. KOBİ’ler, ülkemizin belkemiğidir. Türkiye'de her gün yüz binlerce kamyonun yük aldığını kaydeden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Günde ortalama 450 bin kamyonun yük aldığı ülkemizde, yollarda gördüğünüz kamyonların 2/3'ü KOBİ’lerden yükleme yapıyor. Diğer bir deyişle, KOBİ’lerden her gün 300 bin kamyon yük çıkıyor” dedi. YÜKLERİN ÇOĞU OSB'LERDEN VE LİMAN BÖLGELERİNDEN ÇIKIYOR Ülkemizdeki yüklerin çoğunun OSB'lerden ve liman bölgelerinden çıktığını ifade eden Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları belirtti: “Türkiye’de 81 ilde toplamda 352 organize sanayi bölgesi bulunuyor. OSB’den 327 tanesi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı, 25 tanesi ise Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerden oluşuyor. Bu OSB’lerden 259’u faal ve kuruluşunu tamamlanmış durumdadır. OSB’lerde üretim yapan 67 bin KOBİ bulunuyor. Bu KOBİ’lerde 2 milyon 170 bin kişi doğrudan istihdam ediliyor. KOBİ’lerin toplam üretim içindeki payı %35’lere geldi. 2019 yılında ihracat yapan 84 bin girişimin yüzde 60,8’i mikro ölçekli, yüzde 27,1’i küçük ölçekli ve yüzde 9,5’i orta ölçekli şirketlerden oluşuyor. 2020 yılında Türkiye genelinde toplam ihracatın yüzde 43,7’sini büyük ölçekli şirketler gerçekleştirmiştir. 2020 yılında KOBİ’ler, ihracatın yaklaşık yüzde 59’unu gerçekleştirmişlerdir. KOBİ’lerde toplam ihracat değeri 110 milyar doları geçmiştir. Bu değerlendirmelerin ışığında, onbinlerce kamyonun aldığı yüklerin çoğunun OSB'lerden ve liman bölgelerinden gerçekleştiğini söyleyebiliriz.” KOBİ’LER UÇTAN UCA LOJİSTİK SÜREÇLERİ KOBİ üreticilerin işlerinin zor olduğunu ve kıt kaynaklarla üretim yaptıklarını anlatan Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti: “KOBİ’ler, üretim planı olarak 2 ay sonrasını öngöremezler. Çoğunlukla FTL olarak tanımladığımız "tam kamyon yük"leri olmaz. Birkaç palet, bir-iki kapak gönderebilmek isterler. Lojistik firmalarıyla kontratlı çalışmaları ise zordur, çünkü taşıma için kesin tarih veremeyebilirler. Siparişle üretim yaparlar ve bitince müşterilerine göndermek isterler. Kamyon ihtiyaçlarını bildikleri geleneksel kanallardan yaparlar. Güvenilir, uygun yeterlilikte ve müsait kamyonlara anında ulaşabilmek, yoldaki yükü dijital olarak izleyebilmek, boşaltma süreçlerinde canlı raporlanmak vs onlar için adeta hayaldir. Kamyoncuya her iki tarafın da tercih edeceği bir yöntemle güvenli ödeme yapabilmek, onaylı fatura ve irsaliyeye dijital olarak cepten ulaşabilmek ise adeta hayal ötesidir. Türkiye'de geleceğin lojistik ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanan ve hayata geçen Tırport, tüm bu hayalleri faaliyet gösterdiği 7 ülkede mümkün hale getirdi. Türk müşterilerinin yanında global müşterilerine de hizmet vermeye başladı. Tırport’ta, artık her gün yüzlerce KOBİ'nin yeni yükü listeleniyor. Tüm geçmiş taşıma performansı kontrol edilebilen ve o anda yükünüze aday olabilecek nitelikte ve müsaitlikte yüzlerce alternatif kamyona Tırport’tan ulaşabilmek mümkündür ve sigortaları dahil tüm resmi belgeleri Tırport güvencesinde dijital olarak kontrol ediliyor.”

22 Eylül 2021 Çarşamba

Türkiye'den 8 ayda 110 ülkeye 11,9 milyon dolarlık çay ihraç edildi

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, ülkeden bu yılın 8 aylık döneminde 3 bin 49 ton çay ihraç edildi. Söz konusu ihracattan 11 milyon 898 bin 412 dolar gelir sağlandı. Belçika, Almanya, ABD, KKTC, Fransa ve Hollanda, çay satımından en çok gelir elde edilen ülkeler oldu. Bu dönemde Belçika'ya 4 milyon 868 bin 731, Almanya'ya 1 milyon 210 bin 136, ABD'ye 810 bin 115, KKTC'ye 510 bin 145, Fransa'ya 494 bin 672, Hollanda'ya ise 465 bin 285 dolarlık çay satıldı. Geçen yıldan farklı olarak Etiyopya, Litvanya, Hırvatistan, Danimarka, Polonya ve Mısır'ın da aralarında bulunduğu 16 ülkeye daha bu dönemde çay gönderildi. İHRACATIN YÜZDE 65'LİK KISMI RİZE'DEN Yılın 8 aylık döneminde gerçekleştirilen çay ihracatı ile 2 bin 753 ton çay karşılığı 10 milyon 763 bin 356 dolar kazanç sağlanan 2020'nin aynı dönemine göre miktarda ve değerde yaklaşık yüzde 11'lik artış sağlandı. Türkiye'nin çay ihracatının yüzde 65'lik kısmı ise Rize'de faaliyet gösteren firmalar tarafından gerçekleştirildi. "110 ÜLKEYE İHRACAT YAPILMASI ÖNEMLİ BİR BAŞARI GÖSTERGESİDİR" DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Doğu Karadeniz'in önemli tarımsal ürünü olan çayın ihracatının her geçen yıl artmasının önemli bir gelişme olduğunu söyledi. Gürdoğan, 110 ülkeye çay ihraç edilmesinin önemli bir başarı olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: "Türk çayının yüzde 55'lik kısmı, Türk nüfusumuzun yoğunlukta olduğu Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edildi. İhracatın 65'lik kısmı ise Rize ilimizden yapıldı. İhracatta birinci sırada yer alan Rize'yi, İstanbul ve Ankara takip etti. Türkiye'nin çay ihracatında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11 artış yaşandı." Türkiye'den ağırlıklı olarak siyah çay ihracatı yapıldığını ancak bunun yanı sıra son yıllarda yeşil çay ihracatının da sürekli arttığını belirten Gürdoğan, "Ürün çeşitliliğimizin artması ve yeni, aromalı ürünlerin geliştirilmesi ile çay ihracatımız çok daha üst rakamlara çıkacaktır." dedi. Gürdoğan, son yıllarda önemli çay tüketiminin olduğu Rusya Federasyonu ve Körfez ülkelerine de çay ihracatında artış yaşandığını ifade etti.

21 Eylül 2021 Salı

En fazla ihracat yapan 1000 firmanın 426'sı İstanbul'dan

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan "Türkiye'nin İlk 1000 İhracatçısı 2020 Prestij Kitabı"ndan derlediği bilgilere göre, ilk 1000'de yer alan şirketlerin toplam ihracatı geçen yıl 92,6 milyar dolar oldu. 1 milyar dolar ve üzeri ihracat yapan firma sayısı 11 olarak gerçekleşirken, 167 firmanın ihracatı 100 milyon doların üzerine çıktı. İlk 1000 firmanın toplam ihracattan aldığı pay yüzde 54,6 olarak gerçekleşirken, yüzde 78,9'u yerli firmalardan oluştu. İlk 1000 firmanın istihdam ettiği kişi sayısı ise 1 milyona yaklaştı. Firmaların yüzde 57,5'i Marmara Bölgesi'nde yer aldı. Toplamda 50 ilden şirketlerin bulunduğu listede, zirve 426 şirketle İstanbul'un oldu. İstanbul'u, 80 firma ile İzmir, 73 firma ile Gaziantep, 61 firma ile Bursa, 59 firma ile Kocaeli ve 49 firma ile Ankara takip etti. EN YÜKSEK İHRACAT FORD VE TOYOTA'DAN Geçen yıl en fazla ihracat yapan firmalar arasında birinciliği 4,9 milyar dolarla Ford Otomotiv aldı. Toyota 3,6 milyar dolar ve Oyak-Renault 2,3 milyar dolarlık dış satıma imza attı. Vestel 2,05 milyar dolar ile dördüncü, Kibar Dış Ticaret 2 milyar dolar ile beşinci, Arçelik 1,8 milyar dolar ile altıncı ve TGS Dış Ticaret 1,5 milyar dolarla yedinci sırada yer aldı. TOFAŞ Türk Otomobil 1,1 milyar dolar, Türkiye Petrol Rafinerileri 1,46 milyar dolar ve Mercedes-Benz Türk de 1,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İHRACAT PAYINDA OTOMOTİV, ŞİRKET SAYISINDA HAZIR GİYİM ZİRVEDE İlk 1000 listesindeki ihracatın yüzde 23,8'ini otomotiv, yüzde 10,7'sini kimyevi maddeler ve mamulleri, yüzde 10,5'ini çelik, yüzde 9,4'ünü hazır giyim ve konfeksiyon, yüzde 8,4'ünü de elektrik-elektronik sektörleri yaptı. Geçen yıl en çok ihracat gerçekleştiren ilk 1000 firmanın 145'i hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe yer alırken, 114'ü kimyevi maddeler ve mamulleri, 93'ü ise otomotivden listeye girdi. Bu yıl 169 firma listeye ilk kez girerken, 831 firma yerini korumayı başardı. İlk 1000 ihracatçı, 2020'de 12 milyar lirayı aşkın Ar-Ge harcaması yaptı. İHRACATI EN ÇOK ARTIRAN VAKIF KATILIM OLDU İlk 1000 firma arasında ihracatını en çok artıran firma yüzde 765,1 ile Vakıf Katılım olarak kayıtlara geçti. Vakıf Katılım, geçen yıl 485 milyon dolar ihracat yaparak genel sıralamada 26'ncı oldu. Sanmar Denizcilik ihracatını yüzde 374, 2 artırarak 105,4 milyon dolara, Eti Bakır yüzde 268,5 artırarak 276,4 milyon dolara yükseltti. İhracatını en çok artıran firmalar arasında 4'üncü sırada yer alan Roketsan yüzde 209,9'luk yükselişle 102,3 milyon dolarlık dış satıma imza attı. Aycan Entegre yüzde 154,5'lik artışla 55,2 milyon dolarlık, Kaptan Demir Çelik yüzde 136,1'lik yükselişle 135,5 milyon dolarlık, Sefine Denizcilik yüzde 134,9'luk artışla 206,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Batı Çim Batı Anadolu Çimento yüzde 133,1'lik artışla 54,2 milyon dolar, Samsun Yurt Savunma yüzde 126 ile 49,8 milyon dolar ve Abalıoğlu Yağ Sanayi yüzde 124,2 ile 73 milyon dolarlık ihracat yaptı. İLK 1000'DE EN HIZLI YÜKSELİŞİ SANMAR DENİZCİLİK YAKALADI Geçen yıl 2019'a göre sıralamasını en hızlı yükselten firma 800 basamak birden atlayan Sanmar Denizcilik oldu. Önceki yıl 957'nci sırada bulunan şirket, 2020'de 157'nciliğe yükseldi. Aycan Entegre 671 basamak yükselerek 319'uncu, Samsun Yurt Savunma 600 sıra atlayarak 368'inci oldu. Batı Çim Batı Anadolu Çimento 592 basamak yükselerek 325'inciliğe, Teknik Alüminyum 538 sıra atlayarak 414'üncülüğe ve Şara Dış Ticaret 504 sıra yükselerek 294'üncülüğe tırmandı. Cronimet Turkey 489, Roketsan 454, Tukaş Dış Ticaret 438, Unat Yağ 429, Ege Seramik 409, Abalıoğlu Yağ Sanayi 383, Limak Çimento 356 ve CFN Kimya 345 sıra birden yükseldi.

21 Eylül 2021 Salı

ÇAYKUR 93 ülkeye ihracat yapıyor

ÇAYKUR'dan yapılan yazılı açıklamada, üretilen doğal ve sağlıklı Türk çayının dünya pazarına yayıldığı belirtildi. Ürünlerinin Avrupa'da 44 ülkeye ihraç edildiği aktarılan açıklamada, "Avrupa ülkeleriyle ABD'den Çin'e, Birleşik Arap Emirlikleri'nden Kanada'ya, Japonya'dan Yeni Zelanda'ya kadar toplamda 93 ülkeye ulaşıyor. Paketli çayların yanı sıra soğuk çay ihracatı da gerçekleştirilirken yeni pazar arayışları için çalışma yürütülmektedir." ifadelerine yer verildi. Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, Türkiye'de çayın öncüsü olan kurumun dünya pazarında da yerini alabilmesi için çeşitli temas ve girişimlerde bulunduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti. "Türk çayı üzerine kar yağan ve başka ülkelerde olduğu gibi haşere mücadelesi gerektirmeyen doğal bir mucize. İnsan sağlığına faydaları bilimsel araştırmalarla kanıtlanan çayımız dünyada da tercih ediliyor. Pazar payımızı artırmak için çalışmalar yürütüyoruz."

21 Eylül 2021 Salı

Türkiye'de doğalgazın vadeli ticaretine imkan sağlayacak piyasa 1 Ekim'de açılıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan, dünyadaki gelişmiş doğal gaz ticaret merkezlerine (hub) bakıldığında ticaretin önemli bir kısmının vadeli kontratlarla yapıldığını, yüksek işlem hacimlerinin ve likiditenin vadeli kontratlarda oluştuğunu belirtti. Bu açıdan Vadeli Doğal Gaz Piyasası'nın (VGP) Türkiye piyasası için çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Tancan, şu bilgileri paylaştı: "VGP ile mevcut doğal gaz piyasamızda ürün çeşitliliği ve alternatif ticaret kanalı imkanı sağlanmış olacak. Vadeli kontratlar işlem görmeye başladığında özellikle talep tarafındaki piyasa katılımcılarımız portföylerini uzun dönemli ve daha esnek bir şekilde yönetebilecek. Katılımcılar; takip eden aylar, çeyrekler ve yıllar için maliyetlerini, satışlarını önceden netleştirebilme, fiyat belirsizliğinden kaynaklanan risklerden korunma imkanı ve fırsatı elde edecek." Tancan, vadeli piyasanın işlem hacmi ve likiditenin yanı sıra sürdürülebilirlik ve öngörülebilirliğin artmasına da katkı sağlayacağını ifade ederek, "Likit ve derinlikli bir piyasa yapısına ulaştığımızda piyasamızda oluşacak rekabetçi referans fiyatların sanayicilerimize ve tüketicilerimize çok olumlu, faydalı ve verimli yansımaları olacak. VGP’de oluşan işlem hacmi ileriye dönük belirsizlikleri minimuma indireceğinden arz güvenliğine de katkı sağlayacak." dedi. KARADENİZ GAZI TİCARETE KONU OLACAK Türkiye'nin yüksek doğal gaz tüketiminin neredeyse tamamını uzun vadeli anlaşmalarla boru gazı veya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak temin ettiğini anımsatan Tancan, arz güvenliği açısından kaynak çeşitliliğine önem verdiklerini ve yurt içinde doğal gaz depolama kapasitesini de artırmaya çalıştıklarını aktardı. Tancan, Türkiye'nin depolama kapasitesinin 2023'te toplam yıllık tüketiminin yüzde 20'sini karşılayacak şekilde 10 milyar metreküpe çıkacağını belirtti. Türkiye'nin Karadeniz'deki gaz keşfinin de sisteme dahil edilmesinin arz güvenliğine önemli bir katkı sağlayacağını kaydeden Tancan, şöyle devam etti: "Bakanlığımız hedefleri çerçevesinde Karadeniz gazının 2023 yılında piyasaya arz edilmesi planlanıyor. Özellikle yerli gazımızın sisteme dahil edilmesiyle net ithalatçı ülke konumundan çıkıp ihracatçı ülke statüsüne geçmiş olacağız. Diğer taraftan Karadeniz gazının keşfinin ve çıkarılmasının uzun dönemli kontratların sona erdiği bir zamana denk gelmesi de piyasamızın gelişimine katkı sunacak. Bu kapsamda piyasamızın ihtiyacı olan altyapı yatırımları, mevzuat, yazılım, sistem geliştirme gibi çalışmalarını, sürecin tarafı olan kurum ve kuruluşlarımızın desteğiyle hızlıca tamamlamamız gerekiyor. EPİAŞ bünyesinde kendi ürettiğimiz gazın da doğal gaz ticaretimize konu olmasını, VGP’de alış ve satış işlemlerinin yapılmasını ihtimal dahilinde görüyoruz. Karadeniz gazının çıkarılması ve sisteme dahil edilmesi ülkemizin makroekonomik dengelerini de etkileyecek. Bu kapsamda enerjide dışa bağımlı olmamız sebebiyle oluşan cari açığımızın azalmasına ciddi katkıları olacak. Türkiye doğal gaz piyasası, sahip olduğu bu çeşitlilik ve kendi gazımızın da VGP’de alış satış işlemlerine dahil olmasıyla oluşacak yüksek işlem hacmi neticesinde güçlü bir referans fiyat oluşmasına imkan tanıyabilecek. Bu açıdan baktığımızda VGP’nin ülkemiz için bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. VGP ülkemizi ticaret merkezi, diğer adıyla hub olma hedefine bir adım daha yaklaştıracak." KONTRATLAR PİYASADA SÜREKLİ TİCARET MANTIĞIYLA İŞLEM GÖRECEK VGP'deki fiyat kurgusuna ilişkin detayları da paylaşan Tancan, VGP'nin mevzuat taslak çalışmaları aşamasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, piyasa katılımcıları ve sektör temsilcisi STK'lerle geniş katılımlı toplantılar yaptıklarını ve teorik bir formülle baz fiyat belirlemenin VGP için en uygun yöntem olacağına ilişkin görüşün tüm paydaşlar tarafından kabul edildiğini anlattı. Tancan, yine tüm paydaşların katkısıyla piyasa tabanlı bir formülasyonla baz fiyat hesabı oluşturulduğunu belirterek, VGP'deki fiyat kurgusunu şu şekilde açıkladı: "Bu formüle göre VGP için baz fiyat hesabında STP, TTF, Henry Hub ve Brent petrol fiyatları belli katsayılarla ağırlıklandırıldı. Dolayısıyla hub endeksli bir fiyat kurgusu oluşturuldu. Bu kurgunun ne gibi bir faydası olacak diye baktığımızda, piyasa tabanlı fiyat tespiti daha gerçekçi bir fiyat tahmini ortaya çıkaracak. Böylece piyasamızın öngörülebilirliğine katkı sağlayacak ve yatırımcılar için ileriye yönelik olarak gerçeğe yakın fiyat sinyalleri oluşturacak. Kontratlarımız hesaplanan bu baz fiyatla işleme açılacak ve asıl fiyat teslimat dönemine kadar katılımcılarımızın piyasamızda sunacakları teklifler ve gerçekleşen eşleşmelerle GGF olarak ifade ettiğimiz gösterge fiyatlarıyla oluşacak. Piyasamız tamamen şeffaf olarak çalışacak. Kontratlar piyasada sürekli ticaret mantığıyla işlem görecek. Finansal dönemde kontratlar sürekli işleme açık olacak ve el değiştirebilecek. Böylece piyasada derinlik, likidite ve arbitraj imkanları piyasa katılımcıları için artmış olacak."

21 Eylül 2021 Salı