14 yılda 160 milyar liralık özelleştirme

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bu yıl için 10.8 milyar liralık özelleştirme geliri öngörüldüğünü anımsatarak, bir bölümü vadeli satış olarak gerçekleştirilen özelleştirmelerden 149 milyar lira (53 milyar dolar) dolarında tahsilat yapıldığını belirtti. Mega projelerin ve yapısal reformların hız kazandığı 2016’da özelleştirmeler de devam edecek. Bu yıl Milli Piyango, Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım A.Ş (TP), Elektromekanik Sanayi A.Ş. gibi önemli özelleştirmelerin de tamamlanması hedefleniyor. Öncelikle küresel gelişmeler de dikkate alınarak Milli Piyango ihalesinin tamamlanması öngörülüyor. İhale için yatırımcılarla görüşmeler sürerken, mevcut şartname gözden geçirilerek üçüncü kez ihaleye çıkılacak. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan TP’nin satışının da vizyon özelleştirmelerden biri olması bekleniyor. HAZİNE’NİN YÜZÜ GÜLDÜ Maliye Bakanı Ağbal, özelleştirme çalışmalarına yönelik soru önergesine verdiği yanıtta, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi ilgili kurumlara da 3 milyar 644 milyon dolar yatırıldığını kaydetti. Buna göre son 14 yılda özelleştirme uygulamalarının toplam tutarı 57 milyar 910 milyon dolara ulaştı. Bu sürede özelleştirme kapsamında istihdam edilen geçici personel sayısı da 37 bin 797 kişi oldu. Bakan Ağbal, özelleştirmedeki birinci amacın devletin küçültülerek, piyasa faaliyetleri kapsamında devlet tarafından yürütülen işlerin özel sektöre devredilmesi olduğunu belirtti. Ağbal, “Bu şekilde ekonominin çok daha sağlam temele oturtulması hedefleniyor” dedi. SEKTÖREL ÖNCELİK Hükümet programında da özelleştirmelere yönelik kararlılık vurgulanıyor. Özelleştirme uygulamalarının uzun vadeli sektörel öncelikler çerçevesinde belirlenmiş bir program dâhilinde sürdürülmesi öngörülüyor. Özelleştirme uygulamalarına devam ederken, diğer taraftan kamunun işletmeci olduğu alanlarda etkinliği artırılacak. KİT faaliyetlerini, piyasa mekanizmasını bozucu etkiye neden olmayacak şekilde sürdürecek. HAZIR BEYAN 43.5 MİLYAR TL GETİRDİ Maliye Bakanı Naci Ağbal, bu yıl uygulamaya geçirilen “Hazır Beyan Sistemi”ni1.4 milyon kişinin kullandığını belirtti. Buna göre toplam 45.3 milyar lira gelir beyan edildi ve 7.5 milyar lira vergi hesaplandı. Ağbal, ilk kez bu sene dört gelir unsurunu kapsayacak şekilde uygulanmaya başlanan Hazır Beyan Sistemi’nin de bunlardan biri olduğunu söyledi.

13 Nisan 2016 Çarşamba

Düşük faiz için fırsat dönemi

HABER: ADEM ORHUN Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi Mart ayında yüzde 0.04 düştü; Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi ise yüzde 0.40 arttı. Tüketici fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 7.46, yurt içi üretici fiyatlarında ise yüzde 3.80 oldu. Enflasyonda düşüş anlamına gelen bu rakamlarla birlikte artan iyimser hava, faiz indiriminde de beklentileri kuvvetlendirdi. İTO’nun da düzenli olarak açıkladığı endeksler bu beklentiyi doğrular nitelikte. Özellikle son iki yıldır yoğun şekilde gündeme gelen faiz oranları, reel sektörün finansman ve üretim maliyetini etkiliyor. TÜFE, Bloomberg’in derlediği ankete katılan 17 ekonomistin medyan beklentisi olan yüzde 8.2 seviyesindeki artış ve bir önceki ay gerçekleşen yüzde 8.78 rakamına rağmen mart ayında yüzde 7.46 arttı. Son aylarda enflasyonun yükselmesine neden olduğu belirtilen gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise şubat ayındaki yüzde 8.83 artış seviyesinden mart ayında yüzde 4.58’e geriledi. ALAN GENİŞLEDİ Yatırımlardan raftaki ürüne kadar etkisi olan faiz oranında söz sahibi kurum olarak Merkez Bankası görülüyor. Yıllık enflasyon son 3 yılın en hızlı gerilemesini yaşarken, Merkez Bankası’nın faiz indirimi için alanı genişlemiş oldu. Ülke ekonomisi ve piyasaları yakından ilgilendiren çok çeşitli kalemlerle hareket eden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresi ise 19 Nisan’da doluyor. Özellikle 2015 başında sık sık dile getirilen faiz indirimi taleplerine rağmen mevcut politikasını sürdüren Merkez Bankası’nın, yeni Başkan’ın seçilmesinin ardından bu talebi gündemine alması bekleniyor. RADİKAL DEĞİŞİKLİK Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş geçen hafta Hollandalı firmaların üst yöneticileri ile gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı açıklamada bu beklentiye değindi. Elitaş, Merkez Bankası’nın hazirana kadar enflasyonda aşağı yönlü bir gidişin olacağı öngörüsünde bulunduğunu dile getirdi. Mart ayında enflasyonun yüzde 7.46 olarak gerçekleştiğini anlatan Elitaş, mevsimlik etkinin ortadan kalkmasıyla sebze ve meyve fiyatlarının düşmesi ve hammadde fiyatlarının da gerilemesiyle enflasyonun lehine bir durumun ortaya çıkacağını kaydetti. 2001 SENDROMU Merkez Bankası’nın artık 2001 sendromunu üzerinden atması gerektiğini vurgulayan Elitaş, faiz politikasının reel bir sisteme oturtulması gerektiğini söyledi. Dünyadaki daralmanın fırsata dönüştürücü bir yöntem izlenmesi zamanının geldiğini anlatan Elitaş, “Bizim dünya ticaret hacminden aldığımız pay yüzde 1’den az. Onun için Merkez Bankası’nın, iş adamının önünü açmak için faiz oranlarını radikal bir şekilde düşürerek, dünyada yaşanan olumsuzluğu fırsata çevirmesinin tam zamanıdır” dedi. İNDİRİM İÇİN FIRSAT Yeni yatırımların finansmanını ve üretimi yakından ilgilendirdiği için İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar da sık sık faiz indirimini gündeme getiriyor. Başkan Çağlar, Merkez Bankası’nın mart ayında gecelik borç verme faizini 25 puan indirmesiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bankaların fon maliyetini etkileyecek olması nedeniyle sembolik bile olsa olumlu. Ancak banttan indirim yetmez. Reel sektör olarak faizlerde büyüme ve istihdam yönünde daha net bir duruş bekliyoruz.” İTO Başkanı Çağlar, dünya ve Türkiye şartları esas alındığında faizlerde aşağı yönlü bir trend öngörüldüğünü belirtti ve “İndirim için fırsat var. Fed, faiz artırımını öteledi, enflasyon beklentisi geriledi ve TL değerlendi. Bu şartlar altında, yatırımcıya faiz anlamında daha çok cesaret verecek adımların atılmasını mümkün görüyoruz” dedi. ATAMA NEDEN ÖNEMLİ? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek. Bankanın Başkanı (Guvernör), Bakanlar Kurulu kararıyla beş yıllık bir dönem için atanıyor. Bu sürenin sonunda yeniden atanabilir. Başkanın yüksek öğrenim görmüş, maliye, iktisat ve bankacılık alanlarında bilgi ve tecrübe sahibi olması şart. Başkan ilgili kanun hükümlerinin ve Banka Meclisi tarafından alınacak kararların yürütülmesini sağlamak, ilgili kanunla bankaya verilen görevlerin ifası için uygun bulacağı tedbirleri almak ve gerekli göreceği hallerde, bunlar hakkında Banka Meclisine tekliflerde bulunmak ile yetkili. FİNANS ÇEVRELERİNİN KONUŞTUĞU İHTİMALLER Finans çevrelerinde piyasaların atama sürecinden olumsuz etkilenmemesi için 19 Nisan öncesindeki sürecin de özel bir anlam kazandığı konuşuluyor. TCMB’nin yeni Başkanının atanması hakkında gündeme gelen üç senaryo şöyle: Mevcut Başkanın yeniden atanması. Mevcut Para Politikası Komitesi üyelerinden birinin TCMB Başkanı olarak atanması. Piyasaların yabancı olduğu bağımsız bir ismin atanması. Merkez Bankası’nın Başkanı kim olursa olsun yeni dönemde global çalkantıları dengelerken, reel sektörün ihtiyaçlarına da cevap verebilecek politikalar üretmesi bekleniyor. Her halükarda bankanın özerkliğinin korunması da bu politikaların ciddiyetinin muhafaza edilmesi için elzem. TCMB’nin siyaset, bürokrasi ve reel sektörle barışık olması, ekonomik grafiklerin çalkantılardan uzak bir şekilde seyretmesi için gerekli görülüyor. Bu dengeler içinde TCMB’de yeni dönem, piyasalar için beklentiler kadar yeni umutlar anlamına geliyor. GENEL KURUL’DA KİMLER VAR? Bankanın pay sahipleri defterinde yazılı bulunan hissedarlar, Bankanın Genel Kurulunu teşkil ediyor. Genel Kurula Başkan (Guvernör) başkanlık ediyor. Her on hisseye sahip olan veya bu miktar hisseyi temsil eden kimse bir oya malik. Hisse senetleri dört sınıfa ayrılmış durumda. (A) sınıfı hisse senetleri Hazine’ye ait ve banka sermayesinin yüzde 51’ini temsil ediyor. (B) sınıfı hisse senetleri Türkiye’de faaliyette bulunan milli bankalara ayrılmış durumda. (C) sınıfı hisse senetleri, milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla imtiyazlı şirketlere ayrılmış. (D) sınıfı hisse senetleri de yine Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığını haiz tüzel ve gerçek kişilere tahsis edilmiş.

11 Nisan 2016 Pazartesi

20 Arda transferi kadar kaçak önlendi

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, yasa dışı ticaretle mücadele konusunda taviz göstermeyeceklerini belirterek, “Geçen yıl gerçekleştirilen operasyonlar sonucu 2 milyar 687 milyon liralık kaçakçılık önlendi. Bu yılki rakamlarla birlikte bu miktar 3.2 milyar liraya ulaştı. İllegal ticaretin önlenmesi konusundaki kararlı mücadelemize yılmadan devam edeceğiz” dedi. Geçen yıl önlenen kaçak miktarı ile yaklaşık 2 bin kilometre duble yol, 10 havaalanı, 651 MOBESE sistemi, 3 GÖKTÜRK uydusu, 9 bin 600 sağlık ocağı yapılabiliyor. Söz konusu rakamla milli futbolcu Arda Turan 20 kez transfer edilebiliyor.

06 Nisan 2016 Çarşamba

‘Borç yerine ortak bulun’

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’de halka açıklık oranının çok düşük olduğuna dikkati çekerek, “Bugün birçok şirket sermaye piyasasının yollarına hiç aşina değil, o yolları hiç yürümek istemedi. Halbuki borç yerine ortak almak, halka açılmak daha doğru bir stratejidir” diye konuştu. Şimşek, Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sermayenin güçlenmesi için daha çok katma değeri yüksek ürün üretilmesi gerektiğine işaret etti. HALKA AÇILMA EN KOLAYI Şimşek, “Siz eğer sermayenizi artırırsanız, sanki piyasadan borç almışsınız gibi her sene o sermayeye bir faiz uygularız. O faizi siz vergi matrahınızdan düşürebilirsiniz. Sermaye artırın, daha çok kar edin. Devlet, sermaye artırırsanız vergisinden vazgeçiyor. Hep şikayet ediliyordu” dedi. DEVLET DESTEĞİ Kar marjı yüksek, bilgi yoğun, teknoloji yoğun ürün üretilmesinin zor olduğunu belirten Şimşek, halka açılmanın, sermaye bulmanın kolay kısmı olduğunu söyledi. Vatandaşa 100 lira tasarruf etmesi halinde 25 lira devlet desteği imkanı sunduklarını anımsatan Şimşek, faizler düşükken vatandaşa bu kadar cömert Ar-Ge ve tasarruf desteği sunulmasının önemine dikkati çekti. Şimşek, “Faizler niye yüksek? Bankalar mevduat toplar, sonra o mevduatı kredi olarak verir. Şu anda kredilerin mevduata oranı, mevduat 100 liraysa, krediler 120 liraya çıkmış. Fakat şimdi kimse dışarıdan borç vermiyor. Borç vermeyince faizler yükseliyor” şeklinde konuştu.

06 Nisan 2016 Çarşamba

63 ülkenin savunması ASELSAN’dan

ASELSAN, geçen yılki satışlarının 5’te birini yurt dışına yaptı. Bahreyn, Şili ve Vietnam’a ilk kez teslimat gerçekleştiren şirket, ihracat yaptığı ülke sayısını 63’e çıkardı. ASELSAN’ın net satışları geçen yıl bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 10 artarak 2 milyar 535 milyon liradan 2 milyar 780 milyon liraya çıktı. Satışların yüzde 52’si TSK’ya, yüzde 28’i özel kuruluşlara ve diğer kurumsal müşterilere yapıldı. Satışların yüzde 20’si ise ihracat olarak gerçekleştirildi. Geçen yıl ASELSAN, 3 milyar 879 milyon liralık yeni sözleşme / siparişe imza attı. ASELSAN’ın gelecek yıllara ait üzerindeki sipariş tutarı bir önceki yıl 4 milyar dolardan 4.3 milyar dolara ulaştı. Gelecek yıllara ilişkin sipariş tutarı söz konusu dönemde yüzde 7.5 arttı. ASELSAN geçen yıl Bahreyn, Şili ve Vietnam’a ilk kez teslimat yaptı. Böylece şirketin ihracat yaptığı ülke sayısı 63’e çıktı.

28 Mart 2016 Pazartesi