tatil-sepeti
'Bu alçaklığın hesabını verecekler'

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, açıklamasında şunları söyledi: "Geçmişteki örneklerde de gördüğümüz gibi hain terör örgütü ne zaman köşeye sıkışsa kalleşçe ve korkakça askerlerimizi arkadan vurmaktadır. 6 Eylül Pazar günü gerçekleştirilen bu alçak saldırı da kanlı örgütün içine düştüğü aciziyetin, çaresiz çırpınışıdır. Huzurumuzu ve kardeşliğimizi bozmaya cüret edenler karşılarında tek yürek olarak ülkemizin tam katmanlarını bulacaklar ve bu alçaklığın hesabını verecekler. Kahraman şehitlerimizi rabbim cennetinde cemaliyle karşılayacak. Ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve yüce milletimize sabırlar, yaralı Mehmetçiklerimize de acil şifalar dilerim. Başımız sağ olsun."

07 Eylül 2015 Pazartesi

Transitte her şey dahil İstanbul turu

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türk Hava Yolları (THY), 2009 yılından bu yana bağlantılı uçuşlarını da THY ile yapan transit dış hat yolcularına ücretsiz İstanbul turu hizmeti veriyor. Türkiye’nin tanıtılmasına büyük katkı yapan ve katılan yolcuların son derece memnun ayrıldığı İstanbul turu turizm sektörü tarafından da büyük destek görüyor. THY Tur Pazarlama Müdürlüğü’nün verdiği bilgilere göre, THY bugüne kadar 78 bin transit dış hat yolcusuna bu hizmeti sundu. Transit dış hat yolcularının İstanbul turuna katılabilmesi için bağlantılı tüm uçuşlarına ait biletlerinin THY’ye ait olması gerekiyor. İstanbul’da bekleme sürelerinin 6–24 saat aralığında olması da diğer şart. GÜNDE 4 AYRI TUR Kısa sürede İstanbul’un birçok tarihi yapıtını görme imkânı sağlayan ücretsiz tur, profesyonel bir rehber eşliğinde gerçekleştiriliyor. Tura katılan yolcuların kahvaltı, öğle yemeği, transfer, müze, ören yerleri giriş ücretleri ve rehberlik hizmetleri de THY tarafından karşılanıyor. Modern araçlar ile günde iki kez İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan başlayan turlar ile Kariye Müzesi, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi, Hipodrom Meydanı ve Arkeoloji Müzeleri ziyaret ediliyor. 20 YILDA 6 KAT Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, THY’nin sürekli ve hızlı bir büyüme kaydettiğini belirterek, dış hat yolcu sayısında dünyada 7., ciroda 13. olduklarını söyledi. Kotil, “En çok ülkeye uçan 1., en fazla dış hat noktasına uçan 1., en büyük uçuş ağına sahip 4. hava yolu şirketiyiz” dedi. İzmir Ticaret Odası ağustos ayı meclis toplantısına katılan Kotil, Türkiye’nin havacılıktaki başarısının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım’la başladığını belirterek, şu bilgiyi verdi: “Dünyada havacılık son 20 yılda 2.7 büyürken, Türkiye’de 6 kat büyüdü. Önümüzdeki 20 yılda 3.1 kat büyüyeceğiz. Uzakdoğu, Afrika ve Asya-Pasifik bölgesi büyük potansiyel taşıyor. THY de buralara daha fazla uçmayı hedefliyor. Çin bize mal satabilir ama biz de onlara seyahat satabiliriz.” İSTANBUL ÜÇÜNCÜ Kotil, dünyanın en büyük havaalanı Atlanta’nın 95 milyon yolcusu olduğunu ama büyüme oranının sıfıra yaklaştığını, İstanbul ile Dubai’nin 3. en büyük yolcu alan şehirler olduğunu söyledi. Bu yıl İstanbul’un Paris ve Frankfurt’u geçerek 90 milyonu aştığını aktaran Kotil, “Londra’dan sonra Avrupa’da en çok yolcu alan şehir İstanbul” dedi. Kotil, filosunda 300 uçak olan THY’nin daha fazla yolcu taşıması için çok sayıda proje geliştirdiklerini kaydetti. Kotil, büyümedeki en büyük faktörün ise ‘kalp’ten çalışmak olduğunu belirtti.

04 Eylül 2015 Cuma

Selçuklu koleksiyonu ABD yolunda

Konya Olgunlaşma Enstitüsünce, Selçuklu eserlerindeki motif ve renkler temel alınarak yaklaşık 5 yılda hazırlanan 82 parça koleksiyonun sunumu, ABD’nin Chicago eyaletinde düzenlenecek Türk Festivali’nde yapılacak. Enstitü Müdürü Zerrin Kırtıl, 8 ve 12 kollu Selçuklu yıldızları, Konya’nın simgesi çift başlı kartal ve çini örnekleri gibi Selçuklu eserlerinden esinlenerek 82 parçadan oluşan kıyafet koleksiyonu hazırladıklarını söyledi. Kırtıl, koleksiyonun, 5 kişilik ekiple Chicago’da sergileneceğini, böylece Selçuklu eserlerine dünyanın dikkatini çekmeyi hedeflediklerini belirtti.

04 Eylül 2015 Cuma

Kosta Rika ile STA’ya ilk adım

HABER: FEDAİ YILDIRIM Türkiye ile Kosta Rika arasında müzakerelerine başlanması planlanan Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) ön görüşmeleri için Türkiye’de bulunan Kosta Rika Dış Ticaret Bakanı Alexander Mora, İstanbul Ticaret Odası’nı (İTO) ziyaret etti. İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar’ın makamında ağırladığı konuk bakan Mora, STA hakkında Türk iş dünyasının da desteğini almaktan büyük memnuniyet duyacağını vurguladı. AVANTAJ VE FIRSATLAR Kosta Rika’nın İstanbul’daki Fahri Konsolosu Serhan Süzer’in de yer aldığı görüşme kapsamında, İTO ile Kosta Rika Ticaret Odası arasında yakın ilişkiler kurulmasının iki ülke ticaretinde getireceği büyük avantajlar ve fırsatlar da konuşuldu. YATIRIM OLANAKLARI Toplantıda ayrıca Kosta Rika ve Orta Amerika’ya Türk ticaret heyetlerinin de organize edilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantıda, Kosta Rika’da Türk firmaları için fırsat niteliği taşıyan iş alanları ve yatırım olanakları da konuşuldu.

04 Eylül 2015 Cuma

Yatırım bankaları çıtayı yükseltemedi

Türkiye’de yatırım ve kalkınma bankası olarak faaliyet gösteren ya da lisans sahibi toplam 13 banka bulunuyor. Özel sektörün 9, kamu kesiminin 4 banka ile faaliyet gösterdiği bu alanda toplam ödenmiş sermaye 5.7 milyar dolar seviyesinde. Özel sektörün ödenmiş sermaye içindeki payı ise yüzde 20’nin altında. 1.1 milyar dolarlık ödenmiş sermayeye sahip özel yerli ve yabancı yatırım bankalarının özkaynakları haziran ayı verilerine göre sadece 1.5 milyar dolar. BDDK yatırım ve kalkınma bankası alanında başta yerli olmak üzere özel sektörden ilgi ve yatırım beklerken, özel sektör kamunun, kalkınma bankalarını sanayiye daha fazla destek verecek şekilde yeniden yapılandırması ve güçlendirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, özel sektörün yatırım ve kalkınma bankası alanına ilgi göstermesini beklediklerini belirterek, bu alanda büyük bir potansiyel olduğunu, Türkiye’de kârlılığın yüksek ve krediler tarafında büyümenin devam ettiğini kaydetti. SERMAYE ŞARTI İNDİRİLEBİLİR Büyüyen kredi talebinin ve uzun vadeli, kalkınmaya yönelik yatırımların kısa vadeli mevduat yapısı ile karşılanmasının zor olduğunu aktaran Akben, yatırım bankalarının büyümesinin ve uzun vadeli yatımların bu alanda fonlanmasının gerekliliğinin altını çizdi. Akben, bu konuda BDDK olarak sermayedarlara izinler ve lisans konusunda yardımcı olmaya hazır olduklarını ifade ederek, “Öyle ki, 300 milyon dolarlık asgari ödenmiş sermaye şartını bile gerekirse gevşetebiliriz. Yatırım bankacılığı alanında biraz daha aşağı çekebiliriz. Bu tamamen BDDK’nın inisiyatifinde” dedi. Halen satılmak üzere bir yatırım bankası olduğunu (Pozitif Bank) ve almak için hem yurt içinden hem yurt dışında ilgi olduğunu hatırlatan Akben, bankacılık alanında yerli sermayenin teşvik edilmesi gerektiğini, sanayicilerin ve bankacılık alanında faaliyet göstermek isteyen sermayedarların da bu girişimde bulunmasını istediklerini ifade etti. BÜTÇE FAZLAMIZI KULLANALIM İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan da, kalkınma bankalarının durumunun son zamanlarda en önem verdikleri konulardan biri olduğunu ifade ederek, övündüğümüz ülke bütçesinin artık bu yolla sanayiyi desteklemek için kullanılması gerektiğini kaydetti. “Bu konuda yapılan çalışmalara elimizden gelen katkıyı vermeye hazırız” diyen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyaya baktığımızda büyük güç elde eden gelişmiş ülkelerin hepsinde bir yatırım ve kalkınma bankası nüvesi var. Bunu başarabilenlerin sanayide de başarıyı yakaladıklarını görüyoruz.” Türkiye’de 2 ay vadeli mevduat yapısı ile özel bankaların 5-10 yıl vadeli kalkınma bankacılığı yapabilmesinin mümkün olmadığına değinen Bahçıvan, dünya örneklerine bakıldığında da devlet gücü olmadan bu işin istenilen düzeyde büyümesi imkanı bulunmadığının görüldüğünü söyledi. Bahçıvan değerlendirmesine şöyle devam etti: “Mevcut kalkınma bankalarını mı modifiye ederiz yoksa yeni bir banka mı kurarız bilmiyorum, ama sanayiye destek olacak bir yapıyı mutlak suretle hayata geçirmemiz gerekiyor. Önce kalkınma bankacılığı vizyonunun oluşturulması gerekiyor. Siyasi iradenin bu boyutlu bir çalışmaya başlama zamanı geldi.” BAŞKAN ÇAĞLAR: YENİ BİR ANLAYIŞ GEREK İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, ülkemizde tasarrufların hâlâ istenilen düzeyde bulunmadığını, bunda hem şirketlerin hem de bireylerin finansal okur-yazarlığının yeterince gelişmemesinin en önemli etkiye sahip olduğunu belirtti. Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada tasarruf açığı ve kısa vadeli mevduat yapısı ile uzun vadeli ve düşük maliyetli fon bulunamadığını dile getiren Çağlar, bu konuda devletin öncülük edeceği bir çözümün şart olduğunu kaydetti. Çağlar, hem sermaye piyasalarına ilişkin düzenlemeleri basitleştirmek hem de toplumda bu bilinci oluşturmanın gerekliliğinin altını çizerek, artık kamu kesiminin mali açıdan da çok güçlü olduğunu, devletin yeni model bir yatırım ve kalkınma bankası kurulmasına rahatlıkla öncülük edebileceğini söyledi. Çağlar, sanayi yatırımlarının uzun vadeli yatırımlar olduğuna değinerek, doğru sanayi yapılanmasının hem yatırımcısına hem de ülkesine istikrarlı ve kalıcı büyüme getireceğini belirtti. Ancak bu yatırımların fonlamasının da uzun vadeli ve düşük maliyetli olması gerektiğini ifade eden Çağlar, bugün birçok kârlı sanayi yatırımının uzun vadeli fon bulunamaması nedeniyle ertelendiğini kaydetti. İbrahim Çağlar, “Biz İstanbul Ticaret Odası olarak bu noktadaki taleplerimizi ilgililere bir rapor halinde ilettik. Sanayinin desteklenmesinde özel imtiyazlara sahip, ayrı bir kanunla kurulacak, uzun vadeli ve yerel para cinsinden sabit faizli kredi kullandıracak, proje finansmanına yoğunlaşmış yeni nesil bir kalkınma-yatırım bankası kurulmasını arzu ediyoruz” diye konuştu. İSTİHDAMDA KİLİT ROL MESLEKİ EĞİTİMDE Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE), OECD İş ve Sanayi Danışma Komitesi (BIAC) ve Deloitte tarafından hazırlanan raporda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin neredeyse tamamında genç istihdamının azaldığı belirtildi. “Genç İstihdamı Fırsatı: G20 ve Ötesinde İş Piyasası Politikalarını Anlamak” başlıklı raporda, genç istihdamının önündeki en büyük engeller şöyle sıralandı: Uygun meslek eğitimi eksikliği, meslek ve yetenekler arasındaki uyumsuzluk, iş fırsatlarının azlığı, istihdam maliyetlerinin yüksekliği ve işverenlere yönelik azalan devlet desteği. 15-29 yaş arası gençlerde işsizlik oranının erişkinlere göre yüksek olduğu belirtilen raporda, genç işsiz oranının G20 ülkelerinin üçte ikisinde artış gösterdiği bildirildi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin neredeyse tamamında genç istihdamın toplam nüfusa oranı, 2014 yılında, 2000 yılına göre azaldı, genç işsizliğinde artış yaşandı. İş fırsatlarının ülkelerin büyüme hızlarının gerisinde kaldığına işaret edilen raporda, 2013 yılında 70 milyon genç işsizin bulunduğu, çalışmayan ve eğitimde olmayan gençlerin sayısında ise artış gözlendiği kaydedildi.

04 Eylül 2015 Cuma