tatil-sepeti
Kongre endüstrisinden İstanbul’a büyük ilgi

IMEX fuarında geleneksel olarak düzenlenen Türkiye resepsiyonuna Frankfurt Başkonsolosumuz Mustafa Çelik (ortada), Kültür ve Turizm Ateşemiz Osman Şahin (soldan ikinci), keman sanatçısı Gül Giselle Tavilson (sağdan ikinci), ICVB temsilcileriyle birlikte katıldı. Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen 14. IMEX Kongre Turizm Fuarı’nda, Türkiye kuvvetli bir tanıtım yaptı. Fuarda Türkiye’den 31 firma ve sektör kuruluşu ile İstanbul, Antalya, İzmir ve Ankara’nın Kongre Büroları ve Türk Hava Yolları yer aldı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) fuarda yoğun bir tanıtım çalışması yaptı. ICVB’nin, fuar süresince kongre ve toplantı organizatörleri ile yaptığı toplantıların yanı sıra stant etkinlikleri de büyük ilgi gördü. TÜRKİYE’NİN YANINDAYIZ Fuardaki Türkiye resepsiyonuna ilk kez Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği (ICCA) katıldı. Paris ve Brüksel’in kongre ve ziyaretçi bürolarından temsilcilerin de bulunduğu resepsiyonda ICCA Başkanı Nina Freysen-Pretorius ve CEO Martin Sirk, ‘İstanbul ve Türkiye’nin yanındayız’ açıklaması yaptı. 90 ülkede binden fazla organizatör şirket ve kuruluşun üye olduğu ve uluslararası toplantı dünyasının en bilinen kuruluşlarından ICCA’nın Başkanı Nina Freysen-Pretorius, teröre karşı birlik olunması gerektiğinin altını çizdi. Freysen-Pretorius, Türkiye’nin kültürler arası köprü vazifesi gören bir ülke olduğunu belirterek, “Bunun sürmesi için Türkiye ve İstanbul’un yanında yer almak, destek olmak tüm dünyanın çıkarına” dedi. 14. IMEX Kongre Turizm Fuarı’nda, şehir ve kongre merkezlerinin tanıtımları fuar ziyaretçilerinin yoğun ilgisini gördü.

27 Nisan 2016 Çarşamba

Rio hedefi şampiyonluk

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, 2016 Rio Olimpiyat Olimpiyatları’na hazırlığın tüm hızıyla devam ettiğini söyledi. Aydın, Türkiye’nin olimpiyatlardaki gururu ve ata sporu olan güreşte, başarılı bir tablo ortaya koyduklarını vurgulayarak, “Sporcularımızın kalitesini, gücünü ve her şeyden öte herkesi yenebilecek seviyede olduklarını biliyoruz ve bu konuda sporcularımıza sonuna kadar güveniyoruz. Hedefimiz şampiyonluk. Sporcularımızla sürekli irtibat halindeyiz. Onların moral ve motivasyonunu artırmak için her türlü imkanı seferber ettik” dedi.

27 Nisan 2016 Çarşamba

Çocuklara özel merkezlerin yatırımcısı olun

HABER: GÖZDE YENİOVA OPS! PLAYKIDS Ops! Co şirketler topluğunun markası olan Ops! Playkids, özellikle AVM’lerde çocuk emanet sistemiyle çalışan eğlence parkları kuruyor. Ancak eğlence parkurları sadece AVM’lerde değil, beş yıldızlı oteller ve çocuk kulüplerinde de yer alabiliyor. Şirketin İstanbul, Antalya, Gaziantep ve Elazığ’da şubeleri bulunuyor. Franchising sistemiyle oldukça hızlı bir büyüme hedefleyen şirket, diğer illerdeki AVM’lerde de şube açmayı planlıyor. Şirket, franchise almak isteyen yatırımcı ve girişimcilere her konuda destek oluyor. Örneğin, AVM içlerinde kurulum yerleri şirket tarafından belirleniyor. Böylelikle müşteriler açısından konforlu ortamlar oluşturulmaya çalışılıyor. Ops! Playkids, şirketlere satış sonrası eğitim, uygulama ve kurulumda da yardımcı oluyor. Yatırım şartları konsept ve alanının büyüklüğüne göre değişiyor. FUNLAB Kapalı alan aile eğlence merkezi markası FunLab Eğlence Dünyası, dünyanın önde gelen oyun makinası üreticilerinden başta Sega, Ice olmak üzere 16 şirketin Türkiye distribütörü olan Balo’nun kurumsal çatısı altında hizmet veriyor. 7’den 77’ye herkes için eğlence sunan FunLab’in, İstanbul, Eskişehir ve Bursa’da toplam beş şubesi bulunuyor. Şirket şimdi franchising modeliyle yeni şubeler açmayı planlıyor. Anahtar teslim kurulan bu merkezler, bulundukları bölgenin müşteri potansiyeline göre planlanıyor. Tüm detaylar şirket tarafından hazırlanıp franchise yatırımcılarına sunuluyor. Yatırım maliyetleri de konsept ve kurulacak parkın büyüklüğüne göre farklılık gösteriyor. TECHNOKIDS 2007 yılından beri faaliyetlerini sürdüren TechnoKids, 4-16 yaş grubuna yönelik bir aktivite merkezi. TechnoKids’te çocuklar, teknoloji ve bilgi çağının sunduğu olanaklarla, yaratıcılık, takım çalışması, üç boyutlu görebilme yeteneği, koordinasyon, bilimsel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştiriyor. Bu aktiviteleri logo ve robotlarla yapıyor. İzmir merkezli şirketin büyük şehirlerde de şubeleri bulunuyor. Şirket, gelişmiş il ve ilçelerde franchising sistemiyle yeni şubeler açacak. Tüm franchise adayları şirket işleyişini tam olarak öğrenmek için altı hafta boyunca teorik ve pratik eğitimlere tabi tutuluyor.Şirket, yatırımların lojistik olarak belirlenmesi, iç dekorasyonun hazırlanması ve malzemelerin temininde de destek oluyor.

26 Nisan 2016 Salı

3 ayda 3.223 başvuru yapıldı

Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) bu yılın ilk üç ayında 3 bin 223 patent başvurusu yapıldı. Bu başvurulardan 2 bin 225’ine patent belgesi verildi. TPE verilerine göre, bu yılın ilk çeyreğinde gerçekleştirilen patent başvurularının bin 226’sı yerli, bin 997’si yabancı kişi ve firmalardan geldi. Günlük patent başvuru sayısı 35’i buldu. YERLİDE YÜZDE 24 ARTIŞ Geçen yılın aynı dönemine göre yerli patent başvurularında yüzde 24.1, yabancı patent başvurularında ise yüzde 4.8 artış yaşandı. Toplam patent başvurusunda da yüzde 11.4’lük bir artış görüldü. TPE’ye söz konusu dönemde yapılan başvurulardan 2 bin 225’ine patent belgesi verildi. Geçen yıl bu rakam aynı dönemde 2 bin 321 olarak kayıtlara geçmişti. İSTANBUL İLK SIRADA Bu yıl ocakta 351, şubatta 400, martta 475 yerli patent başvurusu yapıldı. Söz konusu başvurular il bazında incelendiğinde İstanbul 522 başvuruyla ilk sırada yer alırken, bu ili 130 başvuruyla Ankara, 85 başvuruyla da Bursa takip etti. Söz konusu dönemde, Adıyaman, Amasya, Artvin, Bingöl, Giresun, Kırşehir, Muş, Niğde, Siirt, Tunceli, Van, Ardahan, Iğdır ve Kilis’ten patent başvurusu gelmedi. ALMANYA’DAN 454 TALEP TPE’ye yapılan bin 997 yabancı patent başvurusu içinde Almanya’nın ağırlığı dikkati çekti. Bu ülkeden söz konusu dönemde 454 patent talebinde bulunuldu. Almanya’yı 379 başvuru ile ABD ve 161 başvuru ile İtalya takip etti. FAYDALI MODEL İÇİN 983 BAŞVURU ‘Faydalı model tescili’ için de TPE’ye bu yılın ilk üç ayında 963’ü yerli, 20’si yabancı olmak üzere 983 ürün için başvuru yapıldı. Endüstriyel tasarım kapsamında ise aynı dönemde, 11 bin 377 başvuru alındı.

26 Nisan 2016 Salı

Sinan’ın formülü 25 yılda çözülebildi

Osmanlı tarihinin en meşhur isimlerinden Mimarbaşı Koca Sinan (Mimar Sinan), eserlerinde kullandığı teknikler ortaya çıktıkça, adından daha çok söz ettiriyor. Tarihi eser restorasyonu denildiğinde akla ilk gelenisimlerden olan Vahit Okumuş, 25 yıl süren araştırmalarında, Mimar Sinan’ın matematiğini çözmeyi başardığını söyledi. Okumuş, “Sinan, ne mühendis ne de bir mimardır. Bu iki unvana sığmaz çünkü o bir filozoftur” dedi. MALZEMENİN GÜCÜNE GÖRE Sinan’ın, bir eser yapacaksa, onun depreme dayanıklılığını, zeminini, akustiğini, mukavemetini, hatta ısınmasını dahi düşündüğünü ve buna göre bir yöntem aradığını belirten Okumuş, modern biliminse, istediği şeyi önce çizdiğini ve onun hesap şeklini yaptığını söyledi. Sinan’ın, elindeki malzemenin taşıyacağı güce göre, kendi matematiğini kurduğunu anlatan Okumuş şöyle devam etti: “Sinan mühendislik dalında, akustikte, köprüde, kemerde, istinat duvarında, barajlarda, zeminde, izolasyonda, deprem konusunda dünya bilimininbugündahi ulaşamadığı, yeni bir matematik sistem kurmuştur. Bu sistemin adına da ‘birim daire metodu’ denir. Bugün dünyada ilk kez ben yayınladım, şu anda da bilip kullanan yok. Sinan bu nedenle filozoftur, çünkü kendine özgün bir mühendislik oluşturmuş, bulduğu statik sistemle, matematiksel çözümler üretmiştir.” KEMERLERE YÜK BİNMİYOR Okumuş Büyükçekmece’deki 636 metrelik Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’nden örnekle, Mimar Sinan’ın köprü yaparken kullandığı metodu, şöyle anlattı: “Sinan, köprü inşasında birim daire metodunu kullanır ve köprüsü hiçbir zaman düşey yük oluşturmaz. Yani, üzerinden hangi yük geçerse geçsin, kemerlerin hiçbiri aşağı doğru basmaz, yana doğru basar. Yükü, yana doğru iter. Bu Sinan’a ait bir metottur. Modern bilim, iş metodu, enerji metodu gibi çeşitli metotlarla kemerlerde çözüm yapar ama hiçbir şekilde doğru çözümler üretemezler.Bu sadece Sinan’ın metoduyla çözülür. O nedenle Sinan, bugünkü bilimin üzerinde bir adam. Sinan’ın köprülerinde, sivri kemer görünümü vardır. Sinan, daireyi 8 derece ile 82 derece arasındaki iki yaydan oluşturur. Bunu da hesapla yapar. Tam daire yapılmış köprüler ve kemerlerde, üst kısımda düşey basınç oluşur. Sinan bu düşey basıncı istemez. Taşları özel bir teknikle dizer. Öyle bir dizer ki derininedoğru birbirine bağlar bu taşı. Sistem kendi içinde bağlanır.” Sinan’ın inşa ettiği köprülerin ayaklarında da bir köprü bulunduğunu ifade eden Okumuş, “Bunun amacı şu; su yükseldikçe köprü yatay etki yapar, düşey etki yapmaz. Yatay etki yaparak, ayakları tutmayı sağlar. Su yükseldikçe üzerine yük fazla binecektir. Binen yük ayaklarını sıkıştıracaktır, kaymasını önleyecektir” diye konuştu. SÜLEYMANİYE’DE DUVARLARIN İÇİ BOŞ “Süleymaniye Camisi’nesabah namazına gidiyordum ve öğlene kadarcamiyi izliyordum. Amacım şuydu; neyi nasıl ve niçin yaptığını görmek için eseri iyi tanımalıydım. Kullandığı malzeme ne? Taş kullanmış, tuğla kullanmış. Taş ve tuğla, eğilmeye ve çekmeye dayanmaz. Öyleyse bütün eserlerini, basınca dayanır şekilde yapma mecburiyetindeydi. Bunun için kullandığı metodu buldum. Çok iyi trigonometri bilir. Trigonometriden yola çıkarak, bunu buldum. Kubbenin dönüşünü bulmak için yıllarca uğraştım. Çünkü onu formüle etmesi gerekiyordu. Hiç bilmediğimiz galen taşını kullanmıştır akustik için. Sinan, Süleymaniye Camisi’nin duvarlarına hiçbir zaman yük taşıtmamıştır. Kemerlerine taşıtmıştır. Süleymaniye’de duvarların içi boştur.” DEPREMDEN VE RUTUBETTEN KORUYOR Sinan’ın eserlerinin hiçbir zaman rutubet almadığını, izolasyonu da bilimsel yöntemlerle yaptığını belirten Okumuş, “Süleymaniye gibi bir bina yapıyor. O eserin depreme dayanmasını değil, o eseri depremden nasıl koruyacağını düşünerek hesap yapıyor. O eseri nasıl ısıtacağını düşünüyor. Kullandığı taşın akustiğini bildiği için öyle şekil veriyor. Sinan cami yaparken önce kafasından çizmiyor. Onun statiğini, akustiğini, izolasyonunu, depreme dayanıklılığını düşünerek mimarisini oluşturuyor” dedi.

26 Nisan 2016 Salı