tatil-sepeti
ASELSAN’dan Uzakdoğu atağı

ASELSAN, Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemleri konusunda, Malezya ve diğer bölge ülkelerinin ihtiyaçlarına yönelik bu ülkede yerleşik faaliyet gösterecek ortak bir şirket kurmaya hazırlanıyor. ASELSAN ve K Defensetech SDN BHD arasındaki işbirliğinin temeli Malezya’da gerçekleştirilen Savunma Hizmetleri Asya Fuarı ve Konferansı’nda (DSA 2016) atıldı. Uzak Doğu-Asya Pasifik bölgesinin gerek katılımcı kurum/kuruluş gerekse ziyaretçi düzey ve sayısı açısından en önemli savunma fuarları arasında bulunan DSA 2016 kapsamında Malezya’da yerleşik K Defensetech firması ile işbirliğine yönelik mutabakat muhtırası imzalandı. Buna göre, ASELSAN ve K Defensetech’in, Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemleri konusunda, Malezya ve diğer bölge ülkelerinin ihtiyaçlarına yönelik Malezya’da yerleşik faaliyet gösterecek ortak bir şirket kurulmasına yönelik görüşmelere başlaması hedefleniyor. 10 ÜLKEYE İHRAÇ EDİLİYOR İşbirliğinden istenen verimin sağlanması ve uygun şartların oluşması durumunda, ilerleyen aşamalarda ASELSAN’ın diğer ürün/sistemlerinin de işbirliği kapsamına alınması mümkün olacak. ASELSAN tarafından çeşitli kalibrede silahların entegrasyonuna yönelik geliştirilip üretilen Stabilize Silah Sistemleri halen 10 ülkeye ihraç ediliyor.

29 Nisan 2016 Cuma

120 büyük yat var

Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de deniz ticaretinin gelişimi doğrultusunda, Türk Deniz Ticaret Filosu'ndaki 150 groston ve üzeri gemi sayısı artıyor. Yaş ortalaması 22 olan 150 groston ve üzeri gemilerden oluşan filoda, kuru yük gemileri, 322 adetle başı çekiyor. Kuru yük gemilerini, 229 adetle balıkçı gemileri, 142 adetle deniz araçları, 133 adetle römorkörler, 108 adetle yolcu gemileri izliyor. Türkiye'de 2010 yılında 57 olan ticari yat sayısı 88'e, özel yat sayısı ise 31'den 120'ye yükseldi. Bunlar içinde 300 groston üzeri ticari yat sayısı, 7'den 9'a, özel yat sayısı ise 9'dan 32'ye çıktı. Türk Deniz Ticaret Filosu'ndaki 150 groston ve üzeri gemi sayısı ise son 10 yılda, bin 379'dan bin 886'ya yükseldi.

28 Nisan 2016 Perşembe

Bir asra adını verdi

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Türk İslam âlimlerinin belki de en çok bilineni ve adına en çok kitap yazılanı Ebür-Reyhân Muhammed bin el-Birûnî. Yaşadığı çağa ve yüzyıllar sonrasına damga vuran bilim adamı, farklı farklı bilim dallarında pek çok çalışma yapmış ve yaşadığı asra adını vermişti. Tek bir alanla adının anılmasının mümkün olmadığı çok yönlü bilim adamı, Newton ve Piscard’dan tam 700 yıl önce ekvatorun eğikliğini doğru olarak hesaplamıştı. GÖZLERİNE AK DÜŞTÜ En önemli çalışmaları astronomi alanında olan Birûnî 973 yılında Harezm’in merkezi Kas’ta dünyaya gelmişti. Çocukluğundan bu yana araştırmaya karşı yoğun bir merak içinde olan âlim, kendi kendini yetiştirmişti. Uzun süreli bir eğitim hayatı olmayan ancak ilmi merakından dolayı bilim adamlarıyla sürekli istişare halinde olan bilim adamı henüz 17 yaşındayken rasat yapmaya başlamıştı. Öyle ki güneşi gözlemlemekten gözleri henüz o yaşlarında ciddi şekilde rahatsızlanmıştı. Ancak Birûnî bu rahatsızlığını çalışmalarına hiçbir şekilde engel olarak görmemiş, çalışmalarını gözleri iyileşene kadar güneşin sudaki aksine bakarak sürdürmüştü. 17 YAŞINDA HESAPLADI Oldukça genç yaşta önemli araştırmalara imza atan ünlü Türk İslam âlimi, henüz 17 yaşında yarım derecelik bölümlere ayrılmış bir çemberle Kas şehrinin enlem derecesini hesaplamıştı. Yine 22 yaşında bir dizi gözlemler ve ölçümlerle bir astronomik çember hazırlamış ve bunu gözlemleri için kullanmıştı. JAPONYA’YI BİLİYORDU Batıda Aliboron olarak bilenen ünlü Türk âlimi, Orta Asya’da yaşamasına rağmen, gözlemleri için farklı coğrafyaları da dolaşmıştı. Henüz o çağda Ümit Burnu’nun varlığından söz etmiş, Kuzey Asya ve Kuzey Avrupa hakkında da geniş bilgiler vermişti. Üstelik büyük Türk âlimi dünyada yaygın olan bilginin aksine beş asır önce Japonya’nın varlığından da haber vermişti. Yaşamı boyunca farklı farklı devletlerin hâkimiyeti altında yaşayan ilim güneşi, en verimli çalışmalarını Gazneliler döneminde yapmıştı. Zira Gazne Hükümdarı Mahmut ilme çok önem veriyordu. Birûnî bu dönemde Gazne’ye getirilen Hintli bilim insanlarıyla da irtibat halinde olmuş ve ilmine ilim katmıştı. Sultan Mahmut’un vefatından sonra tahta geçen oğlu Mesut da bilime çok önem veriyordu. Büyük alim ortaçağ astronomisi için çok önemli bilgiler ihtiva eden dünyanın güneş etrafında dönmesi durumunun astronomik olguları değiştirmeyeceğini keşfetmişti. Birûnî, bunun üzerine Sultan Mesut’un verdiği bir fil yükü altını kabul etmeyecek kadar da tok gönüllüydü. 8 DİL BİLİYORDU Harizmce, Soğdca, Arapça, Farsça, Grekçe, İbranice, Süryanice ve Sanskritçe dillerini iyi derecede bilen Birûnî hayatı boyunca yüzü aşkın kitap yayınlamıştı. Bu kitapların 27 tanesi ancak günümüze ulaşabildi ve dünyanın farklı farklı kütüphanelerine yayıldı. Ünlü alimin jeodezi bilimini ilk defa ortaya çıkardığı “Tahdidü nihilyati’l-emakin” isimli kitabının dünyadaki tek nüshası ise Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunuyor. YOKSULLUK ÇEKTİ Asırlara damga vuran büyük âlimin hayatında dikkat çekilmesi gereken en önemli noktalardan biri de hiçbir şartta araştırma azminden vazgeçmemesiydi. Zira ilk yıllarda göz hastalığıyla boğuşan Birûnî, yine bu sevdasından vazgeçmemiş ve en güzel araştırmalarını o dönemlerde ortaya koymuştu. Hem annesiz hem de babasız büyüyen âlim, ilerleyen yıllarda da büyük bir yoksullukla başa çıkmıştı. Daha sonra Gazne Devleti’nin kurulduğu ilk yıllarda bilim adamlarına mesafeli yaklaşan bir yönetimle karşılaştı ve Nandana Kalesi’nde bir süre göz hapsinde tutuldu. Birûnî bilim adamlarının dinsizlikle suçlandığı bir dönemde dahi çalışmalarından geri durmamıştı. SEZARYENLE DOĞUM Birûnî’nin tıp alanında da önemli araştırmaları ve başarılı çalışmaları vardı. Henüz 10. asırda o yılların şartları gereği yapılması mümkün görünmeyen bir ameliyatı yapmış ve bir bebeği sezaryenle dünyaya getirmişti. ASIRLAR SONRA ANLAŞILDI Büyük çalışmalarla iz bırakan Birûnî’nin fikirlerini ve çalışmalarını anlamak için asırlar sonra onunla ilgili toplantılar ve kongreler düzenlendi. Adına pullar ve anma kitapları basıldı. UNESCO, Görüş dergisinin 6. sayısını (Haziran 1974) “Bin Yıl Önce Orta Asya’da Yaşayan Evrensel Bir Deha” başlığıyla Birûnî’ye ayırmıştı. Yine bininci yıl kutlamaları arasında Birûnî adına Türkiye, İran, Rusya, Afganistan, Pakistan ve Suriye’de pullar bastırılmıştı. 1985’te de Ankara’da, aralarında Birûnî’nin de bulunduğu dört Türk bilgini adına milletlerarası bir sempozyum düzenlenmişti. Ayrıca Birûnî’ye ait bir minyatür İstanbul Topkapı Müzesi’nde bulunuyor. ‘RABBİMDEN SEVAP UMARIM’ Allah inancı çok sağlam olan Birûnî çalışmalarını İslamiyet’e hizmet yolunda da kullanmıştı. Büyük ilim adamı matematik ve astronomik çalışmalarla kıblenin tayini için kolay bir yöntem bulmuş ve yıllar sonra bunun için, “Bu çalışmamdan dolayı kıyamet günü Rabbimden sevap umarım” demişti. Ünlü alim üstelik bu çalışmasını mezheplere ait farklılıkları da hesaba katarak yapmıştı.

28 Nisan 2016 Perşembe

Kupayı kapan kasayı dolduracak

HABER: CEYHUN KUBURLU Geçtiğimiz ağustos ayının sonunda başlayan ve 9 ay süren Süper Lig, Türkiye Kupası ve Avrupa kupaları bu ay sahiplerini buluyor. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası finallerinin oynanacağı mayıs ayında Türkiye’de de şampiyonluk ve Türkiye Kupası finalinin heyecanı yaşanacak. Bu kupalar arasında en çok parayı Şampiyonlar Ligi şampiyonu kazanacak. Türkiye liginde ise sezonu lider tamamlayıp kupayı kaldıracak olan takım Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dağıtılan dayanışma parası, ligin isim hakkı gelirleri ve performans primlerinin yanı sıra 15 milyon TL’de şampiyonluk ödülüne sahip olacak. İLK 6 İHYA OLACAK Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2010’dan sonra performans primlerinde değişikliğe gitmesi şampiyonluk yarışına heyecan getirirken, ligi ilk 6’da tamamlayacak takımların da alacağı para arttı. Performans primlerinin yanı sıra şampiyonluk için 15 milyon TL kazanacak olan kulüp bugüne kadar verilen en büyük şampiyonluk primine de sahip olacak. Sezon başında dağıtılan dayanışma parası, ligin isim hakkı gelirleri ve performans primleriyle Süper Lig takımları kazançlı çıkacak. Türkiye Süper Ligi’ni 6’ncı sırada tamamlayan takım, bulunduğu konumuyla kasasına 1 milyon 500 bin TL para koyacak. KUPADA DA PARA VAR Ziraat Bankası’nın sponsor olmasıyla kulüpler için önemli gelir kalemi haline gelen Türkiye Kupası da kulüplere para dağıtmaya devam ediyor. 25 Mayıs 2016’da Antalya’da oynanacak olan finalin ödülü de 2.5 milyon dolar. Kupada finale kadar gelen iki ekipten şampiyon olan kasasına toplamda 2 milyon dolara yakın para koymuş olacak. HANGİ KUPADA NE KADAR ÖDÜL DAĞITILACAK TÜRKİYE SÜPER LİG Sezon başında 18 takıma lige ayakbastı parası olarak 13’er milyon TL ödeniyor. Takımlar her galibiyet için 1.1 milyon lira ödül alıyor. Maçta beraberlik durumunda ise bu para bölünüyor ve 550 bin TL ödeniyor. Ligi şampiyon tamamlayan takım 15 milyon TL ekstra kupa parası alıyor. 2’nci olan takımın geliri ise 12 milyon lira artıyor. 3’üncü sıradaki takım ise 9 milyon TL daha kazanıyor. 4’üncü sırada olan takımın kazancına 6 milyon TL daha ekleniyor. 5’inci sıradaki takımın kazancı 3 milyon lira artıyor. 6’ncı sıradaki takıma ise 1.5 milyon lira ekstra ödül veriliyor. Fenerbahçe ve Galatasaray’a eski şampiyonluklarından dolayı 19’ar milyon TL ödeniyor.Beşiktaş bu gelirde 13 milyon lira, Trabzonspor 6 milyon TL, Bursaspor 1 milyon TL alıyor. TÜRKİYE KUPASI 3. Tur’da mücadele edecek 54 kulübe 26 bin 200 dolar katılım payı. Grup aşamasına kalan 32 kulübe 40 bin dolar. Grup müsabakalarında galibiyet alan kulüplere 40 bin dolar. Beraberlikle sahadan ayrılan ekiplere ise 20 bin dolar. Son 16 turuna katılan 16 kulübe kulüp başı 50 bin dolar katılım bedeli. Müsabakalardan galibiyetle ayrılan takımlara ise 100 bin dolar. Çeyrek finale kalan 8 kulübe 100 bin dolar katılım bedeli. Müsabakalarda galip gelen takımlara 150 bin dolar. Berabere kalan ekiplere ise maç başına 75 bin dolar ödenecek. Yarı finale kalanlara 150 bin dolar. Galip gelen takımlara 200 bin dolar. Şampiyon olan kulübe 2 milyon 525 bin dolar. Finalist takıma ise 1 milyon 135 bin dolar. UEFA ŞAMPİYONLAR LİGİ Gruplarına katılım primi 8.6 milyon Euro Galibiyet primi 1 milyon Euro Beraberlik primi 500 bin Euro Grubundan çıkma primi 3.5 milyon Euro Çeyrek final primi 3.9 milyon Euro Yarı final primi 4.9 milyon Euro İkinci olan takıma verilen prim 6.5 milyon Euro Şampiyon takıma verilen prim 10.5 milyon Euro UEFA AVRUPA LİGİ Gruplarına katılım primi 1.3 milyon Euro Galibiyet primi 200 bin Euro Beraberlik primi 100 bin Euro Grubundan çıkma primi 400 bin Euro Çeyrek final primi 350 bin Euro Yarı final primi 1 milyon Euro İkinci olan takıma verilen prim 2.5 milyon Euro Şampiyon takıma verilen prim 5 milyon Euro

27 Nisan 2016 Çarşamba

Bir gramlık malı bin dolar yapalım

Türkiye’nin son yıllarda çok önemli atılımlar yaptığını vurgulayan Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, sanayi ve ticaretteki hedefin yüksek katma değerli ürünler ile teknoloji ve tasarım üretmek olduğunu söyledi. Yüksek teknolojinin önemine dikkati çeken Elitaş, şöyle konuştu: “Kalbe takılan stent, metal ya da ona benzer nesnelerden yapılıyor. Dünyada bir ülke bununla ilgili bir buluş gerçekleştirmiş. Metal olsa 1 gram gelir. Bir stentin Türkiye’ye ithal edilmesinin fiyatı 700 dolar. 1 kilogram olsa 700 bin dolar, 1 santim olsa 7 milyon dolar. Biz mobilyanın kilosunu 1.5 dolara satıyoruz ama tasarım ürünü haline getirdiğimizde ürünlerimizin değerinin ne kadar artacağı ortada.” Tasarım kadar tanıtımın da önemli bir unsur olduğunun altını çizen Elitaş, bakanlık olarak alım heyetlerini Türkiye’ye getirdiklerinde masrafları da karşıladıklarını söyledi.

27 Nisan 2016 Çarşamba