tatil-sepeti
Üretim toplumu geleceğin gücü

NİTELİKLİ ÇALIŞAN İÇİN ÖNCE EĞİTİM Mehmet Akif Özyurt / Takım Tezgahları ve Otomasyon: Okullara hamilik projesine önem veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nda farkındalık oluştu. 300 küsur teknik meslek lisesini belki komiteler gruplayarak hamilik projesini kendileri devam ettirebilir. Vasıflı eleman hâlâ bir numaralı sorunumuz. Bu yüzden hamilik projesi ve teknik okullar önemli. Öte yandan Teknopark İstanbul bizim yaptığımız en önemli proje. Türkiye’nin üretiminin yarısını yapan Marmara Bölgesi’ndeki sanayiciye, buradan git, burası kültür merkezi, finans merkezi olacak demek ne kadar doğru? Türkiye’deki bankacılık sistemi de Almanya’daki gibi yatırım bankacılığına dönüşmeli. Sanayide yerli ürün belgesinin talep edilmesi sadece bürokratik yük oluşturuyor. Bu konuda kapasite raporunun yeterli olduğunu düşünüyoruz. BİLGİ TOPLUMUNA KENDİMİZ GİRELİM Sadettin Çaldağ / Mali Müşavirlik: Dünyadaki globalleşmede sanayi devriminin son dakikaları oynanıyor. Hâlâ klasik olarak onu üretelim, bunu üretelim diye tartışıyoruz. Onlar da önemli ama dünyanın gittiği bir yön var; bilgi toplumu. Yeniliklere mesafeli yaklaşmak yerine; siz tanımlar, siz yapar, siz kullanırsanız siz gelişirsiniz. Ama başkaları tanımlarsa, siz sadece kopyalayıp adapte etmekle uğraşırsınız. Vergi oranları çok önemli. Yüzde 18 KDV yüksek. Yüzde 18 kazanmayan sektörler zorlandığında kayıt dışı artıyor. HAYALLERİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ Mücahit Yıldız / Kozmetik: Dünyadaki Gayri Safi Milli Hasıla 80 trilyon dolar. Türkiye’nin ise 800 milyar dolar. 2023 hedefimiz 2 trilyon dolar. Türkiye ekonomisinin yarısını İstanbul gerçekleştiriyorsa, 2023’te bu salondakilerin ciro hedefi 1 trilyon dolar, ihracatı ise 250 milyar dolar olacak. Bugüne kadarki işe bakış şeklimizi değiştirmeliyiz. Steve Jobs, başarının sırrını; ‘Hayal ettim ve bu hayale göre kendimi geriye doğru hizaladım’ diye anlatmış. Biz ise önce elimizdeki imkana bakıyoruz, bu imkana göre hayal kurmaya çalışıyoruz. Bill Gates’in de başkasının da beyni 1.5 kilogram ağırlığında. Onlar başarmışsa biz de başarabiliriz. Bize düşen bir hayal kurmak, o hayale göre geriye dönük hizalamamızı yapmak. Fakat bizim hayal kurmamızdan ve yapmamızdan rahatsız olanlar var. Yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük. Biz Türkiye’nin gücüyüz. MADEN RUHSATLARI KOLAYLAŞTIRILMALI Nedim Yusuf Baş / Mermercilik ve Madencilik: Bu toplantıyı düzenleyen, katkısı bulunanlara teşekkür ediyorum. Madencilik ve mermercilik sektörünün sıkıntıları var. Bunların, önümüzdeki çalışma döneminde aşılmasını ümit ediyorum. Sorunların başında, maden çalışma ruhsatlarının çok güç ve uzun sürede alınması geliyor. Bu da sektörü sıkıntıya sokuyor. Orman izinleri ve harçlar fazla zamlandı. Daha önce yüzde 2 olan ve indirilmesini istediğimiz devlet hakkının yüzde 4’e çıkarılması, sektörü zor durumda bıraktı ve rekabet gücümüzü ortadan kaldırdı. Bu oranın yüzde 2’ye indirilmesini istiyoruz. BATI’DAKİ FİRMALARI SATIN ALABİLİRİZ Sami Yılmaz / Elektrik Ekipmanları: Tüketim ekonomisi ülkemize karşı en önemli tehdit. Üretmemiz gerekiyor. Şimdi Sanayi 4.0 dönemi. Bu da teknoloji içeriyor. Biz oraya geçmek zorundayız, ülke stratejisi haline getirmeliyiz. Diğer bir husus şirket evlilikleri. Bugün, zorlukla var ettiğimiz firmalarımızı elden çıkarıyoruz ki, bunlar dünyayla rekabet edebilir seviyeye gelen firmalar. Halbuki bizim, Avrupa’da satılık olan bir sürü firmayı almayı düşünmemiz lazım. Onları rahatlıkla satın alabiliriz. Bunu da basamak atlamak gibi kullanabiliriz. İSTANBUL OTELLERİ ÇIKIŞ YOLU ARIYOR Aydın Karacabay / Oteller: Turizmde sıkıntı yaşıyoruz. Doluluk oranı yüzde 50, fiyatlar yüzde 50 düştü. Öncesine göre gelirimiz yüzde 25’lere indi. Bu yılın başında hükümet, turizm için üç ayağı olan bir teşvik paketi açıkladı. Bunların hiçbiri İstanbul’un işine yaramadı. İstanbul’a charter uçağı inmiyor, tur operatörleri de turist getirmiyor; çünkü her şey online oldu, diğeri de kira gibi zaten, Akdeniz’de yerlerin tahsis edilmesiyle ilgili. İstanbul’daki otellerde böyle bir şey yok. Sektörümüz adeta bir afetle karşı karşıya. Sektörümüz, mensuplarının basiretsizliğinden bu hale gelmedi, son zamanlarda ülkemizin içinde bulunduğu şartlardan dolayı geldi. İTO Yönetimi’nden talebimiz, 2017 İş Programı’nda bize desteğini artırmasıdır. İNŞAATTA MÜTEAHHİTLİK TECRÜBESİ SORULMALI Emrullah Tellioğlu / Konut İnşaatı: Konut inşaatı bir ‘sektör’ komitesidir diyorum; meslek değil. Çünkü müteahhitlik meslek olmaktan çıkıp sektör oldu. Kimse kendi mesleğini yapmıyor. Örneğin benim komitem 11 kişi, komitemin dördü müteahhit. Meslek erbaplarının komiteleri olması lazım. Öte yandan gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm yapmamışız. Firma unvanlarına bakıyoruz, inşaattan hayvancılığa kadar her şey var bir unvanda; her şeyi yapabilir yani. Bunun kısıtlanması lazım. Bu alanda belge alınması zorlaştırılmalı. Bu işi yapacaklar İTO’ya gidip belge çıkarmalı, hatta kendisine ‘Daha önce müteahhitlik yaptın mı, ortağın kim’ diye sorulmalı. Maalesef işini layıkıyla yapan kalfa ve çırak bulamıyoruz. Çünkü hazırcılık ve patronluk hevesi var. AKARYAKIT BAYİLERİ İŞİN YÜKÜNÜ ÇEKİYOR İsak Koç / Akaryakıt: Eskiden ‘canım petrol’ diye şarkı söyleniyordu, şimdi ‘yandım petrol’ deniliyor. Maalesef en son tüketiciyle karşı karşıya biz bayiler kaldığımız için herkesin gözü üzerimizde. Akaryakıt tüketiminde ciddi kart işlemi yapılıyor. Biz bayiler kart komisyonu ödüyoruz. Akaryakıtı kamu kurumlarına veresiye verdiğimizde de dönüşü zor oluyor. Zaten kârımız düşük. Dağıtıcı firmalar da yükü bizim üzerimize bırakıyor. Dağıtım şirketi yüzde 50-yüzde 50 paylaştırıyor. Sen sabah açıp akşam kapatıyorsun. Benzin istasyonu ise 7/24 açık, birçok masraf kalemi var. Bu paylaşım oranı adil değil. Diğer taraftan EPDK otomasyon sistemi parası da bayiye ödetiliyor. Dağıtım şirketleri o sistemi kuran şirkete 200 lira mı ödüyor, bayiye bin TL’ye fatura ediyor. Dolayısıyla düşük kârlar ve ciddi maliyetlerle çalışıyoruz. ‘MİLLİ TARIM’ DEVRİM OLUR Mehmet Tevfik Dinçer / Hububat, Bakliyat, Kuruyemiş ve Kuru Meyve: Öncelikle bizim komitede görev yapmış Mehmet Şahin Abimize Allah rahmet eylesin diyorum. Hububatta kendi kendimize yetebilecek noktadayız, ancak kaynaklarımızı tam kullanmıyoruz. Yeşil mercimek ve barbunyada net ithalatçıyız. Aslında bunları doğru bir planlamayla değiştirebiliriz. Milli Tarım Projesi bizi çok heyecanlandırdı. Havza bazlı üretim ve desteklemenin, eksiklerimizi gidermesini bekliyoruz. Bu proje gerçekleşirse tarım için devrim olur. Türkiye’de kesinlikle üretime yönelik politikalarla desteklemeler yapılmalı. Böylece çevre coğrafyamıza bakliyat ürünleri ihraç eder hale gelebiliriz. TRAFİK, İŞİMİZDEN ÖMRÜMÜZDEN ÇALIYOR Ahmet Zeki Sarıhan / Ekmek, Un ve Unlu Mamüller: İstanbul’da komite sorunlarımızı unutturan devasa bir sorun var; trafik. İstanbul’u canından bezdirdi, şehir yaşanmaz hale geldi. Birkaç hafta boyunca minibüs ve otobüs kullandım; İstanbul’da modern işkence çekiyoruz. 10 dakikada gidilecek yere bir saatte gidiyorsunuz, yolda hasta oluyorsunuz. İnsanlar, çektiği eziyetin farkında değil. İleride bizim için ‘bunlar ne yapıyordu’ diyecekler. 40 yıldır İstanbul’dayım, trafik ömrümün 4.5 yılını çalmış. Bu kadar fazla aracın olduğu yerde yol da köprü de yetmez. Mutlaka araç kısıtlamasına gidilmeli. Bu konuda rapor hazırlıyorum, İTO Meclisi’nde de paylaşacağım. YAZILIMCILAR BELGE ENGELİNE TAKILDI Ergun Kont / Bilgi Teknolojileri: Yazılım şirketlerimiz, yerli üretici belgesi alamıyor. Bununla ilgili kriterler Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanıyor. Ancak kriterler muğlak olduğu için sürecin ortasında kalıyorsunuz. Bilgi toplumu olabilmek için hep beraber yazılım sektörüne destek olmalıyız. Bilgi konusunda da tüketici bir toplumuz. Yerli üreticiye yüzde 15 avantaj sağlanması tebliği maalesef kamu kurumlarında hayata geçmedi. Niteliği ve ihracat potansiyeli yüksek sektörümüzün desteklenmesi bütün iş dünyasının yararına olacak. TRAFİKTE KADEMELİ SAAT ÖNERİSİ Turgay Gül / Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı: İstanbul trafiğinde herkesi aynı anda yola çıkarırsanız, trafik yoğunluğu kaçınılmaz olur. Kademeli saat uygulamasını öneriyoruz. Her sektörün çalışanları farklı vakitlerde, öğretimde farklı kademeler, farklı vakitlerde evinden çıkarsa trafikte aynı saatte yoğunlaşma olmaz. Yoğunluğu farklı saatlere yayabiliriz. Bunu sanayide üretim yapanlar da düşünmeli. Sabah 5-6’da da üretim yapılabilir. İşyerinizde, fabrikanızda servis hizmeti aldığınız şirketlere ve kişilere bu yönde teklifler getirip personel taşıma maliyetlerinizi de düşürebilirsiniz. KUYUMCULAR VERGİYİ SERMAYEDEN VERİYOR Mehmet Erhan Hoşhanlı / Kuyumculuk: Sektör olarak gelir vergisini sermayeden veriyoruz. Altın fiyatlarının altın borsası ve döviz borsasına bağlı olarak daha sık yükselmesinden dolayı vergimizi gelirimizden değil; sermayemizden veriyoruz. Bu durum haksız vergilendirmeye ve kayıt dışılığa sebep oluyor. 2002’de uygulanan altın esaslı muhasebe sistemine geçmek istiyoruz. Ayrıca işlemler ve maliyetlerin azaltılması yönünde gümrüklerle ilgili kolaylık talep ediyoruz. Öte yandan Emlak Bankası’nın da gündeminde olan ve Türkiye’yi ‘taş merkezi’ haline getirmeye yönelik bir proje var. Taşları pazarlamanın yanı sıra işleme işini de yaparsak hem istihdam hem katma değer üretiriz. Merkez Bankası’nın bankalardan munzam karşılığı altın stoklarını kuyumculuk sektörüne kullandırması halinde hem stok maliyeti azalacak hem sektöre ucuz girdi olacak. ET VE SÜT KURUMU TÜCCARI DESTEKLESİN Osman Uluçay / Et ve Et Ürünleri: Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) yaptığı üç çeşit ithalat var. Ancak ESK ticaret yapmamalı, kuralları koyup denetim yapmalı. Et, ülkemizde çok pahalı. Çevremize ve Türk Cumhuriyetleri’ne sucuk satacağız; et çok pahalı olduğu için bunu yapamıyoruz. En azından ihraç etini ESK bize versin ki, yurt dışına satalım. KOBİ’lere verilen desteklerde ciro sınırı 40 milyon TL. Pahalı bir ürünle çalışıyorsunuz, o sınır da hemen doluyor. Sınırı aşan orta ve büyük olan firmalar destek alamıyor. Bu problem aşılırsa firmalarımızın ticaret yapma imkanı olur. YEMEK ÇEKİNDE SONUÇ İSTİYORUZ Fatih Güner / Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri: Bürokratik engellerden şikayetçiyiz. İTO’nun, problemleri aşma kabiliyeti olduğuna inanıyorum. Öncelikle en azından bu dönem, yemek çeki konusunda sonuca gitmeyi talep ediyorum. Taraflar anlaşmasına rağmen Ankara’ya bunu kabul ettiremiyoruz. Yazdığımız yazı da yanlış adrese gidiyor. İTO’nun kabiliyetleri çok büyük, Ankara’ya ayak uydurmaya çalışmak yerine Ankara’nın bizi anlaması lazım. VERGİDE KAPSAMLI DEĞİŞİKLİK YAPILMALI Bayram Bilgin / Mali Müşavirlik: Vergi sisteminde değişiklik yapılırken sektör temsilcileri, bürokratlarla aynı masaya oturarak kanunun pratikte uygulanabilirliğini görüşmeli. İhracatçının aldığı Katma Değer Vergisi (KDV) iadesinde süreler yineuzamaya başladı. 2-3 aya uzayan sürelerin kısaltılması lazım. Öte yandan özellikle Amerikan kökenli büyük fon sahipleri, Doğu ülkelerinden aldığı fonlar yerine kendi ülkelerinin fonlarını tercih etmeye başladı. Buna göre dövizin önümüzdeki dönemde biraz daha artma ihtimali var. ÜNİVERSİTEDEN İŞ DÜNYASINA SÜPER PROJELER Prof. Dr. Murat Kasımoğlu / İstanbul Ticaret Üniversitesi Genel Sekreteri: Üniversite olarak, İTO’nun tüm çalışmalarının desteklenmesi konusunda büyük bir motivasyon içindeyiz. İş dünyası için etkili şekilde proje üretme kapasitesine sahibiz. Meslek komiteleriyle işbirliğini geliştirme çerçevesinde, üniversitemizde ticaret araştırma ve uygulama merkezi kurduk, eylem planlarımızı hazırladık. İTO BAŞKANI ÇAĞLAR: GÜÇBİRLİĞİYLE SORUNLARI AŞABİLİRİZ İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Meclis üyelerinin konuşmalarının ardından değerlendirme yaptı. Çağlar, iş dünyasının, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin projelerinden yararlanmasını istedi. Çağlar, analiz laboratuvarları konusunda da, “Hangi laboratuvara ihtiyacınız olduğunu İTO’ya bildirirseniz hem İstanbul Kalkınma Ajansı olarak konuya destek veririz hem TSE ile irtibata geçeriz” dedi. Değerlendirilmesi halinde yerli kömürün önemli bir kaynak olacağını belirten Çağlar, “Kömür yakma teknolojilerine ağırlık vermeliyiz”diye konuştu. Antrepo ücretleriyle ilgili şikayetlerin çok sık geldiğini hatırlatan Çağlar, “İTO olarak antrepolar için ekip kurduk” dedi. Köprülerle ilgili Ulaştırma Bakanı ile görüştüklerini söyleyen Çağlar, “Geçişleri o köprüden yapacağız. Biz farklı bir formül bulabilir miyiz ona bir çalışalım” dedi. İTO’nun UKOME’de temsil edildiğini ama oy hakkı olmadığını belirten Çağlar, “Yeni taslakta bu oy hakkı mevcut” diye konuştu. Çağlar, diğer konular hakkında da şunları söyledi: Sanayiciler KOBİ Bakanlığı istedi. Aslında Yatırım Destek Ajansı gibi bir ajansımız olsa, bürokraside boğulmaktan kurtuluruz. İşçi-işveren davaları ‘arabuluculuk’ müessesesinde görüşülmeli. İstihdam üzerindeki vergi yükü kalkmalı. Yatırımlarda bize gelin, İTO olarak hızlı netice alırız. Beyin göçünün engellenmesi için Bilginin Ticarileştirilmesi Merkezi’ni (BTM) kurduk. Peşin vergi tamamen kaldırılmalı. Vergi barışında taşınmazların şirket aktiflerine dahil edilmesinde vergi muafiyeti getirilmeli. Emlak endeksi için üniversitemizle çalışma başlatabiliriz. Gayrimenkul alım satımlarında vergi oranı yüzde 1’e düşürülmeli. Meslek liselerine hamilik yapan iş adamlarımızı tebrik ediyorum. Milli Eğitim Bakanı ile görüştüm, İstanbul’daki teknik meslek liseleriyle ilgili çalışma yapacağız. Arkadaşlarımız da ‘FETÖ’cülerle mücadele bitmez’ dedi. Evet, oyunları bitmiyor. Alçakların yaptığı her türlü sahtekarlık var. PKK’yı destekleyen ülkelerden makine alıyoruz. Ama bizimkiler de makine ürettiğinde yeterince rağbet görmedi. Hem bilgi hem teknoloji toplumu olalım ama sanayi ve tarımı elden bırakmayalım. Teknopark İstanbul açık, istediğiniz zaman gezin. Gece 2’de gideceğiz deyin, ben size Teknopark’ı açtırırım. Sanayinin ve teknolojinin İstanbul dışına çıkarılması planlarını duyuyoruz. Buna karşıyız. Yatırımımızı ve işimizi Marmara Bölgesi’nde yürüteceğiz. Şirket evliliğini yapamıyoruz. Keşke İTO Meclisi’nden 8-10 şirket çıksa da bunu başarsa, anayasasını da yazsak, örnek olsak. Yuvarlak masa toplantıları yapıyoruz. Başarılı geçti, devam edeceğiz. İLGİLİ HABERLER 15 Temmuz ruhunu iş dünyası olarak hayata geçireceğiz Yarınlara ışık tutacak fikirler

28 Kasım 2016 Pazartesi

Yarınlara ışık tutacak fikirler

BURASI BENİM İKİNCİ VATANIM Ali Uluoğlu / (Kıbrıs gazimiz) Fotoğrafçılık: Kıbrıs gazisiyim, burası benim ikinci vatanım. 42 yıl önce bu topraklarda 21 yaşındaydım. Kıbrıs harekatında TSK olarak 489 şehit verdik. 700 kişi de mücahitlerden şehit oldu. İlk harekatta çeşitli sebeplerle çok kaybımız vardı. İkinci harekatta ise daha düzenliydi. İnanın o zaman iman gücüyle hızla ilerledik, fazla da bir mukavemet görmedik. Operasyon o kadar sistemli oldu ki; Magosa Kalesi’ne kadar hızlıca çıktık. İlk çıkanlardan biri bendim. O çevredeki insanlar bizi kucakladı. Çok güzel duygular yaşadık. Şu anda da titreyerek anlatıyorum hatıralarımı. Bu imkanı verdiğiniz için Sayın Başkanıma teşekkür ediyorum. AMERİKA’DA FIRSAT VAR Necmi Sadıkoğlu / Toptan ve Dış Ticaret: İhracatçılara yönelik bir ankete göre ‘ilk defa girmek istediğiniz dış pazar hangisi’ sorusuna verilen cevaplara bakıldığında yüzde 15 ile ABD’nin ilk sırada yer aldığını görüyoruz. İTO olarak ABD’deki fuarlara daha fazla ilgi göstermeliyiz. İngiltere ile kısa sürede bir STA yapılması lazım. İhracatımızın yüzde 48.5’ini AB’ye yapıyoruz. AB ülkelerindeki fuarları artırmalıyız. Mevcut yatırımlara da teşvik verilmeli. Örneğin, SGK işveren priminde 100 işçi çalıştırana 1 puan, 250 işçi çalıştırana 2-3 puan, 500 işçi çalıştırana 5 puan gibi indirimler yapılırsa istihdama da faydası olur. İhracatçılarımız KDV ve ÖTV’den dertli. Tek bir KDV oranına dönülmesi daha faydalı olur. Diğer bir şikayet, analiz laboratuvarları hakkında. Pek çok kimyasal maddenin analizi Türkiye’de yapılmıyor. ANTREPOCU ÇİFT KISKAÇTA Sait Kılıç / Kargo, Posta ve Depolama: Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği (YGM) müessesesi sebebiyle zorluk yaşıyoruz. Antrepocular, YGM’lerin fiyat skalasından muzdarip. Ayrıca antrepolar için devletin görevlendirdiği memurlar, sektöre ikinci maliyet oluşturuyor. Bunların çekilmesini bekliyoruz. ‘Ya YGM’yi ya da memuru kaldırın’ diyoruz. Diğer konu da takip ve ekstra ücretler. Yıllık incelemede, daha önce yapılmış işlemle ilgili yeniden ücret isteniyor. Mükerrer alınan ücret kaldırılsın. Sektörde diğer bir problem, antrepo açma izinlerinin durdurulması. Yatırımı yapıp tesisini kuranlar izin almakta zorlanıyor. Öte yandan İTO Ekim Meclisi’nde Doğu ve Güneydoğu’daki durumu anlatmıştım. O bölgeye desteğimiz olmalı. Bunu proje anlamında değil, yatırım anlamında söylüyorum. İTO bu işin ağabeyliğini yapabilir. ‘ÇİFTE KAVRULMUŞ’ SIKINTI Serdar Keskin / Gümrük Müşavirliği: YGM, 2008’de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın çıkardığı bir kurum. Bir nevi yeminli mali müşavir gibi. Devlet adına memurun görevini yapıyor. Antrepo sektörünün sıkıntısı ‘çifte kavrulmuş’ dediğimiz bir konu. Esasen ben de bunun kaldırılması için mücadele ediyorum. Memurların geri çekilmesini istiyoruz. Bu konuda talimat verildi, çekilmeler başka illerde başladı. Türkiye’de müfettişler vasıtasıyla en fazla denetlenen sektör antrepolar. Diğer taraftan bizim baktığımız bir iş vardı; antrepo açılışı. ‘Bu bizim işimiz değil’ dedik. ‘Bunun olması gereken yer 75 No’lu komitedir’ dedik. Gümrük müşavirlerinin asgari ücreti, tıpkı yeminli mali müşavirler, doktorlar, noterler, avukatlar gibi bizim için önemlidir. Biz, bu asgari ücretin Gümrük Kanunu’ndan çıkarılmasını istemiyoruz. ENERJİDE YERLİ KÖMÜR ATAĞI Hüseyin Akarçeşme / Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kömürle ilgili bir çalışmanın startını verdi. Kömür rezervi çok yüksek. Bakanımız diyor ki, ‘Kusura bakmasınlar, kömür kaynağımızı kullanacağız.’ Avrupa enerjisinin yüzde 34’ünü, ABD yüzde 45’ini kömürden elde ediyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 12. Bunu yüzde 16 yapmak için çalışıyoruz. En kötü kömürü dahi en iyi şekilde yakarak sıfıra yakın bir emisyonla doğaya salmak mümkün. Bu da yeni geliştirilen yakma sistemleri sayesinde mümkün oluyor. Bu noktada Bakan Albayrak’ı yürekten tebrik ediyoruz. PARSİYEL YÜKTE ARDİYE PAHALI Kazim Ekinci / Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları: Bu ülkede üretici olmak zor. Geçen yılki üretimimiz 25 bin, bu yıl 10 ayda üretimimiz 15 bin. Üretimdeki düşüş sürüyor. Diğer sorun antrepolar. Yükünüz parsiyel (parça) ise vay halinize. Fakat malımızı parça parça çekebiliyoruz. Yarım metreküplük parça için uğraşıyoruz. Antrepoda 12 m3 üzerinden ardiye ücretini ödüyoruz. Öte yandan değeri bir dolar olan numuneler ‘gümrüğe tabi’ olarak ayrıldığında yandınız. Bu firmalara 300-400 TL antrepo ücreti verirsiniz, harcına da o kadar ödersiniz. Bir dolarlık numuneyi çekmek size bin liraya mal olur. Diğer bir sorun da bankalardaki faiz oranları. Gelişmiş ülkelerde yüzde 1-4 olan faiz bizde yüzde 16. Masraflarla yüzde 20’ye çıkıyor. SERVİSÇİ PLAKA TAHDİDİ İSTİYOR Levent Birant / Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı: İstanbul’daki öğrenci ve personel taşımacılığıyla ilgili regülasyonlarda değişiklikler yapıldı. Türkiye’de onlarca şehirde olan plaka kısıtlamasının İstanbul’da da yapılmasını beklerken, İBB’den olumlu bir düzenleme çıkmadı. Aksine yeni yönergeyle ağır ücret tarifeleri ortaya çıktı. 50 araç üstü için 10-20-30 bin TL, sektöre yeni giren taşımacıya da 40 bin TL’lik işe başlangıç ücreti tarifesi getirildi. Diğer yandan Odamıza, UKOME’de temsil yetkisi verilmesi çok önemli. Bunun çıkmasını bekliyoruz. Sektörümüzde aracını yenilemek isteyenin beklediği ÖTV desteğinden yararlanmak çok güç. Çok ciddi evrak temin etmek ve bürokratik süreci aşmak gerekir. Yol belgesi almak şartı var. Fakat İBB, servis araçlarına yol belgelerini vermiyor. Sektörümüzde turizm taşımacılığı yapan araçlara 0-5 yaş sınırı değişmeli. GENÇLERİN GÖZÜ BAŞKA ÜLKELERDE İbrahim Çetinkaya / Demir Dışı Metaller: Geçen hafta İstanbul Fuar Merkezi’nde teknoloji ve eğitim fuarına davet ettiler. Ortaokulu henüz bitirmiş çocuklar. Üç boyutlu üretimden tutun endüstriyel robotların harika işlevlerine kadar müthiş çalışmalara şahit oldum. Bu çocuklara sponsor olan Odamıza teşekkür ediyorum. Fuarda sunum yapan çocuklara eğitimleri bitince hayallerinin ne olduğunu sordum. Çoğunluğu ABD ve Avrupa’da çalışmayı hayal ettiğini söyledi. İşte bu da işin düşündürücü tarafı. İstikballerini başka ülkelerde hayal ediyorlar. Bu çocuklar için bir şeyler yapmalıyız. Hepimizi ilgilendiren bir dert var; geçici vergi. Sektörlere hem bürokratik hem işlemler olarak büyük bir yük getiriyor. DOLANDIRICILARA PARA KAPTIRMAYIN M. Zeki Sayın / Finans Kuruluşları: Bir uyarı yapmak istiyorum. Tanıdıklarımız bize gelip; ‘Birisinde 200 milyon dolar varmış, fakat bir türlü Türkiye’ye gelemiyor, hesap da açamıyor, ne olur yardımcı olun da halledelim’ diyorlar. Başka bir versiyonu da şöyle: ‘Bir yerde 10 milyon dolar var, bunu faizsiz 5 sene kullanacağız’. Kim kime bedava mal verir ki? Sakın inanmayın. O para getireceğini söyleyenler, ‘Masraf yapacağım, şuraya gideceğiz’ diye para sızdırır. Yani o da 5-10 bin doların peşinde. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez demeyin. Tüccarların çevresinde öyle vakalar gelişebilir. Uyanık olmalıyız. Bu arada inşallah bu yılın sonunda Emlak Bankası’nı canlı hale getiriyoruz. Faizsiz çalışacak. Biz de faizsiz olarak size destek verebiliriz. Herkes bankalara yükleniyor. Şunu söylemek istiyorum ‘Yakanızdan tutup zorla vermiyoruz. Alırken tetkik edin, faiz pazarlığı yapın. İşinize uymuyorsa almayın.’ SANAYİDE YERLİ ÜRETİME DESTEK Ender Yazıcıoğlu / Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi: KOBİ Bakanlığı olmalı. Sanayiciler olarak Bakanlıklar arasında gezmekten bıktık. Bakanlık olmazsa direkt Başbakanlığa bağlı, tüm bakanlıklarla koordineyi sağlayacak bir müsteşarlık olmalı. Diğer sorunumuz ise farklı vergi oranları. Ayrıca koruma tedbirleri de sıkıntıya yol açıyor. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı’nın Antalya’daki mesleki eğitim çalıştayında bizim meslek liselerine hamilik çalışmamızdan bahsettiler. Ellerinde İTO’nun mesleki eğitim çalıştayının raporu vardı. Gurur duydum. Öte yandan dünya ekonomik düzeninde işler eskisi gibi gitmiyor. Herkes kendi bahçesine döndü. Biz de bahçemize dönmeliyiz. Yerli üretimi destekleyip tanıtmalıyız. Bizim sektörde ihracat olmasa bütün piyasa kilit durumda. İhracatı artırdığımız yer de Avrupa. Çünkü butik çapta alımlara döndüler. Bunun karşılığını da en iyi yapabilen ülke Türkiye. Bu üretimlerin yerinde desteklenmesi gerekir. ÇİÇEK FUARLARINDA HERKESE ‘İŞ’ VAR Kadir Gümüş / Peyzaj ve Çiçekçilik: İstanbul’da düzenlenen 8. Uluslararası Flower Show 2016’ya dikkat çekmek istiyorum. 2014’teki fuarda 21 ülkeden 314 katılımcı yer almıştı. Fuar ziyaretçisi ise 15 bin kişi olmuştu. Daha önce bu fuarlar İngiltere, Almanya, İtalya’da yapıldığında 3-5 bin Euro masraf yapar giderdik. Şimdi İstanbul’da gerçekleşiyor. Balkanlar, Ortadoğu, Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Avrasya’daki en büyük fuar bu. Avrupalı üreticiler buna çok önem veriyor. Sadece çiçekçiler değil; peyzajcılar, mimarlar, şehir planlamacıları, otelciler, restoranlar, ziraat mühendisleri, ithalat ve ithalatçılar için önemli imkanlar barındırıyor. EMLAK ENDEKSİ YAYINLAYALIM Nuri Özelmacıklı / Emlak Müşavirleri: Gayrimenkulün devrinde alım satım vergisi çok yüksek olduğu için kayıt dışılık oluşuyor. Bu önlenemediği için de emlakçılık yasası çıkarılamıyor. Teklifimiz; gayrimenkul alım satımlarında vergi oranı yüzde 1’e düşürülmesi. Daha önce tapuda işlem yaparken tapu harcını sadece Ziraat Bankası’na yatırabiliyorduk ve parayı elden vermemiz lazımdı. Bu kalktı, diğer başka bankalara da yatırabiliyoruz, üstelik havale yolu da açıldı. Gayrimenkul fiyatlarındaki değişim soruluyor. Ticari endeksi aylık yayınladığımız gibi emlak endeksini de belirleyip yayınlarsak harika olur. ÜRETİM ODAKLI MODELE GEÇELİM Adil Nalbant / Makina ve Ekipmanları: Yüzde 26’lık sanayi üretimini yüzde 16’ya düşürdük. Ben üretmezsem, ben sanayime sahip çıkmazsam ne lojistikçim, ne inşaatçım, ne emlakçım, ne hizmet sektörüm ayakta kalabilir. Teknopark İstanbul’da Saha İstanbul adıyla Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi kurduk. Amacı; İstanbul merkezli, Tekirdağ’dan Düzce’ye kadar savunma sanayinde iş yapma kapasitesi olan firmalarımızı ortaya çıkarıp, onları savunma sanayimize kazandırmak. Ancak bakın İstanbul’da 3. Havalimanı yapılıyor. Körük ihalesini Alman firması aldı. Benim firmalarım, benim havalimanımın körüklerini yapmazsa daha sonra hangi ülkenin körüklerini yapacak? Bu arada kendi silahlı İHA’sını yapan altı ülkeden biriyiz. Yüzde 100 yerli. Onun için çıldırıyorlar. Bizim güçlü olmamız lazım. Bu yüzden üretim odaklı Türkiye modeline acilen dönmemiz gerek. HASTANELER BÜTÇE BEKLİYOR Veysi Cengiz Balçık / İlaç ve Tıbbi Cihaz: Kamudan alacağımız çözülememiş problem. Başkanımızla bu konuyu konuştuk. İlgili bakanlarla görüşüldü. Ancak üniversite hastaneleriyle ilgili yapılacak bir şey olmadığını bildirdi. Maliye Bakanlığı bütçe vermezse üniversite hastaneleri çok zor durumda kalıyor. Operasyonlar için malzeme bile bulamıyorlar, yarın öbür gün basında da görürsünüz bunları. En önemli operasyonları yapan üniversitelerimizin bu hale düşmesi üzücü. Lütfen bilimin üretildiği yerlere destek olalım. HAMİLİK PROJESİ TAZE KAN OLACAK Mustafa Büyükdede / Takım Tezgahları ve Otomasyon: Okul-Sanayi İşbirliği İstanbul Modeli Projesi’nde desteklerini esirgemeyen İTO Yönetimi’ne teşekkür ederim. Bu proje, ekonomik kalkınmanın belkemiğini oluşturan mesleki eğitimde nitelikli teknik eleman ihtiyacını gidermek amacıyla MEB tarafından hazırlandı. Okullarda altyapı güncellemesi yapılacak, ayrıca deneyim paylaşımı ve etkili staj imkanı olacak. Nihayetinde meslek lisesinden mezun olan nitelikli teknik elemanların istihdam edilmesi süreci başlayacak. Bu projede 8 okul mevcut. Bunların hamileri meclis üyesi arkadaşlarımız. İstanbul’da 320 mesleki teknik Anadolu lisesi var. Bunların her birinin bir hamiye ihtiyacı var. İTO’nun 81 meslek komitesi birer okulun hamisi olabilir. İSTANBUL TİCARET PLATFORMU KURALIM Ahmet Sevilmiş / Makina ve Ekipmanları: Sizlere İstanbul Ticaret Platformu’ndan bahsetmek istiyorum. Platform, üyelerimizi tek bir sanal çatı altında toplayacak. Ülkemizin ticaret hacminin büyümesi, üyelerimizin yeni pazarlara, tedarikçilere daha kolay ulaşmalarını sağlamak için buna ihtiyaç var. Şirketlerimiz ve ürünleri, internetin derinliğinde kayboluyor. Çünkü arama sistemleri tamamen reklama dayanıyor. Üyelerimizin çok azı web sitesine sahip. Olanların da çok azı ticari fayda sağlayabiliyor. Yaygın bir yerli arama motorumuz da yok. Platform, bunları telafi edebilir. İTO web sayfasındaki üye bilgileri, platformun çekirdeğini oluşturabilir. Bu platformda her üyenin şirketlerini ve ürünlerini anlatacağı sayfalar açılabilir. Bu arada önceki hafta İTO’da e-ticaret konusunda güzel bir seminer yapıldı, bunun için teşekkür ediyoruz. YAVRU VATANDA BİRLİK ORTAMI Çalışma toplantısı için oluşturulan Divan Heyeti başkanlığına Serdar Keskin, Divan üyeliklerine de Ahmet Karakış ve Rıfat Bayındır seçildi. Divan Başkanı Keskin, “Yavru vatanda bu birlik ortamı İstanbul’daki iş dünyasının sorunlarını paylaşması, çözüm önerilerini dile getirmesi ve iş adamlarımızın ilişkilerini pekiştirmesi için önemli bir fırsat” dedi. İLGİLİ HABERLER 15 Temmuz ruhunu iş dünyası olarak hayata geçireceğiz Üretim toplumu geleceğin gücü

28 Kasım 2016 Pazartesi

Kurtulmuş: Kur konusunda iyimseriz, belli süre sonra düşecektir

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş belli süre sonra doların düşeceğini söyledi. Kurtulmuş konuya dair "Lirayı özendirmek için somut planlarımız var bunları zaman zaman açıklıyoruz." dedi. Kurtulmuş "Hiç kimsenin dolar şu hafta şu seviyeye çıkar ya da düşer deme gücü yoktur. Şu an doların değerlenmesi ağırlıklı olarak Türkiye ekonomisinin iç yapısındaki sorunlardan dolayı değildir. Ekonomi yapısal zafiyetler gösterdiği için döviz dalgalanıyor değildir. "OLDUKÇA İYİMSERİZ" ABD'de Trump'ın zaferiyle birlikte ABD'nin küresel politikalarının muhtemel değişikliği ve ABD ekonomisinin hangi yöne evrileceğine ilişkin beklenti farklılıklarından doğan bir turbülans var. Öyle olduğu için de oldukça iyimseriz açık söylüyorum belli süre sonra belli seviyeye düşecektir" diye konuştu. Büyük krizlere rağmen Türkiye ekonomisinin bunlardan etkilenmediğini söyleyen Kurtulmuş, "Bakın bu kadar şey yaşıyoruz başka bir ülke olsa hallaç pamuğu gibi sallanırdı. Kimse endişelenmesin." dedi. "AP KARARI YOK HÜKMÜNDE" Kurtulmuş Avrupa Parlamentosu'nun kararına ilişkin olarak "Bu tavsiye kararı özellikle son yıllarda yükselen aşırı sağın etkisini göstermesi açısından önemlidir. Bu kararın kendisi Avrupa'nın kendi değerleriyle çelişen bir karardır. Vizyonsuz ve çifte standartlı bir karardır. Bu kararı TC olarak yok hükmünde kabul ediyoruz, hiçbir siyasi sonuç doğurmadığını da bir kere daha ifade etmek istiyoruz" dedi.

28 Kasım 2016 Pazartesi

15 Temmuz ruhunu iş dünyası olarak hayata geçireceğiz

HABER: ADEM ORHUN/GİRNE FOTOĞRAFLAR: OSMAN KUVVET İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye’deki ekonomik gelişmenin, iş dünyasının azmi ile birlikte siyasal sistemin sağlam zemine kavuşması sayesinde gerçekleştiğini kaydetti. Çalışma Toplantısı’nda Meclis Üyelerine hitap eden Çağlar, “2017’de durmayacağız, koşturacağız. Çok çalışmak mecburiyetindeyiz. 15 Temmuz ruhunu iş dünyası olarak hayata geçirmek zorundayız” dedi. GÜCÜMÜZÜ 400 BİN ÜYEMİZDEN ALIYORUZ Çağlar, göreve geldikleri 2013 Mayıs ayından bu yana yıllara sari şekilde devam eden pek çok projeyi hayata geçirdiklerini ve geçirmeye de devam ettiklerini belirtti. Çağlar, “Yaptığımız her işin altında, başardığımız her projede, atılan her adımda sadece Yönetim Kurulumuzun imzası yok. Bu başarı tablosunda 400 bin üyemizden aldığımız güç var. Sektörlerin nabzını tutan komitelerimizin ve siz kıymetli Meclis Üyelerimizin imzası var. Odamızın profesyonel kadrosu var. Bu başarı hepimizin” dedi. ÜLKE GÜÇLÜYSE İŞ DÜNYASI DA GÜÇLÜDÜR Türkiye’ye hizmet etmek, iş kapıları açmak ve dünyaya açılmak için çalıştıklarını ifade eden Çağlar, şunları söyledi: “Ortak paydamız; ülkemizin birliği, milletimizin dirliği, devletimizin bekasıdır. Milletin feraseti, en güvenli liman. Bu ülke güçlüyse iş dünyası da güçlüdür. 15 Temmuz akşamından itibaren İTO’nun dik duruşu da bu inancımızın ispatı. Milletçe ikinci İstiklâl Savaşı’nı verdik. Biz de anında milli iradenin yanında yer aldığımızı açıkça ortaya koyduk. Hain teşebbüsün ardından 16 Temmuz’da Olağanüstü Meclis Toplantısı’nda, Türkiye’nin hayatiyetine kastedenlere karşı birlikte durduk. Bundan sonra da ülkemizin birliği ve dirliği için çalışmaya, üretmeye ve ekonomiyi büyütmeye devam edeceğiz.” İBRAHİM ÇAĞLAR: BİRİLERİNİN HARİTALAR ÜZERİNDE YAPTIKLARI PLANLAR İŞLEMİYOR Başkan Çağlar, dünyanın her köşesinde büyük bir değişim hareketi yaşandığını belirterek, ezberlerin bozulduğunu, toplumların denenmemişi denemek istediğini kaydetti. Çağlar, “İngiltere’siz bir Avrupa Birliği akla gelmezdi. Oylama yapılırken de kimse ihtimal vermedi. Ama halk, ülkenin AB’den ayrılmasına karar verdi. ABD seçimlerinde de medyanın tüm algı operasyonu boşa çıktı ve Trump tüm radikal söylemleriyle yeni başkan seçildi. Bu artık dünyaya dayatılan, zayıf olanı görmezden gelen, ranta dayalı ekonomi anlayışının sonuna gelindiğinin göstergesi. Birilerinin oturduğu yerden harita üzerinde yaptığı planlar artık işlemiyor” dedi. AB’DE SEÇİM YAKLAŞIYOR AB’deki tek çatlak sesin İngiltere olmadığını vurgulayan Çağlar, İskoçya’da da İngiltere’den ayrılma konusunda seslerin yükselmeye başladığını, Fransa’da ve Almanya’da yaklaşan seçimlerin bu ülkelerde de önemli siyasi değişimlerin sinyallerini verdiğini kaydetti. Çağlar, şunları söyledi: “Sadece siyasi değil, ekonomik açıdan da bir dönemin sonuna geldik. Örneğin, dünya ticaret hacmi daraldıkça ülkeler, korumacılığı daha çok gündeme alıyor. Trump’ın transatlantik, transpasifik, Güney Amerika serbest ticaret anlaşmalarının sonlandırılmasına yönelik söylemleri dünyada korumacılığın öne çıkacağının göstergesi. Diğer taraftansa artık karbon bazlı olmayan yeni bir büyüme dönemine giriyoruz. Yenilenebilir enerji çağındayız. Bu durum petrol üretimi yapan ülkelerde ekonomik ve politik anlamda değişimi zorunlu kılıyor. Bunlar dünyadaki paradigma kaymasının ayak sesleri. Fırsat eşitliği sunan, ranta değil, emeğe, akla ve organizasyona itibar gösteren, gelir adaleti sağlayacak vicdanlı siyaset ve ekonomi, dünyanın tek çıkış yolu.” SEKTÖRLERİN TALEPLERİ İTO İLE KARŞILIK BULUYOR İTO’nun, yaptığı faaliyetler noktasında dünyanın en büyük Odası olduğunu kaydeden İbrahim Çağlar, her sektörel talebi, en üst seviyeden en aşağı kademeye kadar takip ettiklerini ve sonuç aldıklarını belirtti. Çağlar, bu çalışmalardan şu örnekleri verdi: Mahmutbey gişeleri kalktı. Çek yasası düzenlendi. Faizler düştü. İflas ertelemede suistimal var dedik, önleyici tedbir alındı. Proje bazlı teşvikte kanun çıkartıldı. Tüketici kredilerinde vade uzadı. Kamu alacaklarının yapılandırılması ve vergi affı geldi. ŞÜHEDANIN KANIYLA SULANMIŞ TOPRAKLARDAYIZ 2016 yılı Meclis Çalışma Toplantısı için şühedanın kanıyla sulanmış topraklarda olduklarını vurgulayan Çağlar, “Her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsü, her yanında ayrı bir destan yazıldı bu toprakların. Binbaşı Nihat İlhan’ın eşinin ve üç masum yavrusunun evlerindeki küvet içerisinde taranmış haldeki o fotoğrafları, katledilmiş yüzlerce insanımızla birlikte hâlâ hatıralarda. 24 Temmuz 1974’te başlayan Barış Harekatı, askeri bir hamleden çok bir insanlık duruşudur. Bu vesileyle şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz” dedi. EVELALLAH FIRTINA GÖRMEMİŞ KAPTAN DEĞİLİZ “Maharet durgun suda değil, dalgalı suda gemiyi yüzdürmek” diyen İTO Başkanı Çağlar, “Dünyanın yeni konjonktüründeki dalgalanma malum. Ama biz evelallah fırtına görmemiş kaptan değiliz” dedi. Küresel düzendeki bu paradigma kaymasının ülke ekonomisine de yansıdığını belirten Çağlar, şunları söyledi: “Özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmayı takip ediyoruz. Diğer tarafta artan işveren yükleri ve finansman maliyetleri ile üretimin önünü açan teşvik düzenlemelerinin var olan işletmeler yerine yenilerini desteklemesi, iş dünyasının hareket kabiliyetini sınırlıyor. Öncelikle mevcut tesislerimizin kârlılığını artırmamız gerekir. Yeni yatırım yapacaklara güzel teşvikler çıktı ama yatırım yapmak ve sanayicilik bir alışkanlık. Siz mevcut tesislerinizi iyileştirir, bunların kârlılıklarını artırırsanız, bunlara birtakım kolaylıklar sağlarsanız zaten, belki bu tesislerin teşviğe de ihtiyacı yok, yatırımlarına devam ederler. Devletimizden bu destekleri bekliyoruz.” ŞEKİB AVDAGİÇ: İHTİYACIMIZ MEŞVERETTİR, BİR OLMAKTIR İTO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, çalışma toplantısı vesilesiyle Kuzey Kıbrıslı iş adamları ile gönül köprülerinin daha da sağlamlaştığına inandığını söyledi. Avdagiç, şöyle devam etti: “Her ay meclis toplantılarında bir araya geliyoruz. Komite toplantılarında 81 sektörün nabzını tutuyoruz. 400 bin üyeli İTO, iş dünyasının gücünü her alanda gösteriyor. Çalışma toplantılarımız da Oda camiamızın istişare mekanizmaları açısından çok kıymetli bir yere sahip. ‘Meşveret işin yarısıdır’ derler. Bir araya gelip, fikirleri aynı zemin üzerinde buluşturmak, çözüme giden en kısa yol. Türk iş dünyasının değişen küresel ilişkiler ve yenilenen bölgesel dinamikler karşısındaki en büyük ihtiyacı da meşverettir, birliktir. İşte çalışma toplantımızın, bu hakikatin yansıması olduğunu düşünüyorum.” Değişen koşullar karşısında daha fazla üretim, daha fazla iş ve daha fazla büyüme noktasında Türkiye’nin en büyük Odası olan İTO’nun görüş ve önerilerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Avdagiç, “Sizin görüşlerinizdeki isabet ne kadar doğruysa, Türkiye ekonomisinin istikameti de o kadar hayırlı olacak” dedi. BU TOPRAKLARIN HER DAİM BİR HUZUR ADRESİ OLMASINI DİLİYORUM Avdagiç, önce 1974’teki Barış Harekatı, ardından da 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte bu topraklarda yaşanan kaos ve acının geride kaldığını belirtti. Avdagiç, “Bu mücadeleyi sırtlayan şehitlerimizi ve gazilerimizi hayırla anıyorum. Onların şahadetiyle nurlanan bu toprakların, her daim bir barış ve huzur adresi olmasını diliyorum. Merhum Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan Hoca’yı da bu münasebetle rahmetle anıyorum” diye konuştu. KKTC’DE DÖRT MEVSİM TURİZM Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Sicilya ve Sardunya’dan sonra Akdeniz’in en büyük üçüncü adası olarak eşsiz doğal güzellikleri ve tarih boyu çekilen acıların izleriyle yılın dört mevsimi turistleri ağırlıyor. Beşparmak Dağları’nın Lefkoşa’ya bakan yüzünde 16 ton boyayla yapılan 10 futbol sahası büyüklüğündeki KKTC Bayrağı, adanın büyük bölümünden görülebiliyor. İLGİLİ HABERLER Yarınlara ışık tutacak fikirler Üretim toplumu geleceğin gücü

28 Kasım 2016 Pazartesi

'Kararı yok hükmünde sayıyoruz'

Adana'da yaptığı basın toplantısında konuşan Bakan Çelik, AP'nin Türkiye'nin üyelik müzakere sürecinin dondurulmasıyla ilgili tavsiye kararını değerlendirerek, "Bize mesaj vermek isteyenler, bu parlamento kararıyla verdikleri mesajın Kapıkule Sınır Kapısı'ndan içeri girmeyeceğini bilsinler. Bu mesaj, hiçbir şekilde kulak vereceğimiz bir mesaj değil." ifadesini kulllandı. Çelik, "Darbeye karşı demokratik direniş göstermiş bir ülkede, hukuk devleti, demokrasi gibi konularda nasıl işbirliği yapacakları şeklinde bir değerlendirme yapmaları gerekirdi. Bunun yerine, maalesef tarihe çok kötü geçecek bir tasarıya imza atma kararı verdiler." değerlendirmesinde bulundu. Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici süreliğine dondurulmasını tavsiye eden ve hukuki bağlayıcılığı olmayan bir tasarıyı kabul etmişti.

28 Kasım 2016 Pazartesi