tatil-sepeti
İşte Türkiye'nin en büyük 500 şirketi

Türkiye'nin en büyük şirketleri Tüpraş, OMV Petrol Ofisi ve Türk Hava Yolları (THY) olarak belirlendi. Capital dergisi tarafından Vodafone'un ana sponsorluğunda düzenlenen Türkiye'nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması'nın sonuçları İstanbul'da düzenlenen törenle açıklandı. Törende, araştırma kapsamında ciro, karlılık, ihracat ve istihdam rakamlarına göre değerlendirilen şirketlere 8 kategoride 24 ödül verildi. Araştırmada Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir zeminde büyümesine katkı sağlayan şirketler ciro büyüklüğüne göre sıralanıyor. Buna göre, Türkiye'nin en büyük şirketleri Tüpraş, OMV Petrol Ofisi ve THY, "Türkiye'nin En Büyük Şirketleri" olurken, Yatağan Termik Enerji Üretim, Cengiz Enerji ve Kipaş Kağıt Sanayi İşletmeleri de "Cirosunu En Çok Artıran Şirketler" arasında yer aldı. "En Çok Kar Eden Şirketler" kategorisinde THY, Turkcell ve Tüpraş, "Karını En Çok Artıran Şirketler" kategorisinde ise Borusan Lojistik Dağıtım, Plasmar Plastik ve Eser Taahhüt ilk 3 sırayı paylaştı. "En Çok İhracat Yapan Şirketler" Ford Otosan, Tüpraş ve Oyak Renault, "İhracatını En Çok Artıran Şirketler" ise Mobiltel, Melike Tekstil ve Koluman Motorlu Araçlar oldu. "En Çok İstihdam Sağlayan Şirketler" kategorisinde Türk Telekom, BİM Birleşik Mağazalar ve LC Waikiki Mağazacılık, "İstihdamını En Çok Artıran Şirketler" kategorisinde ise Aksa Elektrik, Altın Ateş Kimya ve Gediz Elektrik Perakende Satış yer aldı.

15 Aralık 2016 Perşembe

Fed sürpriz yapmadı

ABD Merkez Bankası (Fed) merakla beklenen faiz kararını açıkladı.Fed, politika faizi oranını 25 baz puan artırarak yüzde 0,50-0,75 aralığına yükseltti. Fed, ayrıca gelecek seneye yönelik faiz artışı beklentisini ikiden üçe çıkardı. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Aralık toplantısı, beklendiği gibi faiz artışıyla sona erdi. İki gün süren toplantının ardından yayınlanan karar metnine göre, Fed Başkanı Janet Yellen liderliğindeki 10 FOMC üyesi, gösterge faiz oranını yüzde 0,25-0,50 aralığından yüzde 0,50-0,75 aralığına çıkarma kararını oy birliğiyle aldı. Açıklamada, "FOMC, iş gücü piyasası şartları ve enflasyonda gözlenen gelişmeler ve beklentiler ışığında federal fonlama oranını yüzde 0,50-0,75 aralığına yükseltme kararı aldı" ifadelerine yer verildi.

15 Aralık 2016 Perşembe

Balımızdan katma değer damlayacak

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türkiye bal üreticileri, 6. İstanbul Arıcılık ve Arı Ürünleri Fuarı’nda bir araya gelecek. 23-25 Aralık tarihlerinde İstanbul Feshane Kültür Merkezi’nde düzenlenecek fuarda arıcılar, arı ürünleri üreticileri, kovancı, petekçi, arıcılık malzemeleri üreticileri yerli ve yabancı satın almacılarla buluşacak. Dünyanın çam balı ihtiyacının yüzde 90’ını tek başına karşılayan Türkiye, bal çeşitliliği ile de rakipsiz. 16 BİN ARICI İstanbul Bal Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Sezer, İstanbul Arıcılık ve Arı Ürünleri Fuarı’nı geçen yıl 15 bin 750 üreticinin ziyaret ettiğini söyledi. Özel arı akvaryumlarında arı ırklarının da görücüye çıktığı fuarda Türkiye’nin dört bir yanından birbirinden eşsiz bal türleri de yer alacak. Fuar başta Tanzanya, Suudi Arabistan, Romanya, Sırbistan, Makedonya olmak üzere çeşitli ülkeler-den gelen alıcılar tarafından büyük ilgi görüyor. BAL ÜLKESİYİZ Sezer, Türkiye’nin hem miktar hem çeşitlilik hem de besin değeri açısından ürettiği ballarla dünya bal pazarında bal ülkesi unvanına sahip olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Arıcılık fuarlarında arıcılara bal üretimi konusunda workshoplar düzenliyoruz. Eğitimle birlikte bal ihracatında sorunlara yol açabilen antibiyotik kalıntılarını büyük ölçüde azalttık. Sağlıklı bal üretimi de böylece arttı. Fuarda üniversitelerden hocalarımızın üreticileri bilgilendirdiği seminerler de düzenliyoruz.” ETİKETLİ BAL Üreticiden tüketiciye aracısız bal satışlarının da yapıldığı İstanbul Arıcılık ve Arı Ürünleri Fuarı’nda tüm ballar etiket yönetmeliğine uygun sergileniyor. Üreticisi, dolum tarihi, üretim yeri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı izninin yer aldığı ballar tüketiciye güven sunuyor. Bakanlık tarafından sakıncalı görülen markalar fuara alınmıyor. ARI ÜRÜNLERİNE RAĞBET ARTTI Arı ürünlerinin ve arı ürünleri ile sağlıklı, doğal tedavi yöntemlerinin tanıtıldığı İstanbul Arıcılık ve Arı Ürünleri Fuarı’nda polen (çiçek tozu), propolis (arı sütü), arı zehiri, apilarnil (erkek arı larvası), parga gibi arı ürünleri de sergileniyor. Arı ürünlerine rağbet artıyor. EN UZUN DİLLİ TÜR KAFKAS TÜRKİYE’DE En uzun dilli arı türü olarak bilinen Kafkas arısı Türkiye’ye özel bir tür. Uzun dil bol miktarda polen toplamayı ve yüksek verimlilikte bal üretmeyi sağlıyor. DÖRT MEVSİMİ YAŞAYAN TEK TÜR Trakya arısı Türkiye’ye özel bir tür. Aynı anda dört mevsimi birden yaşayabilen tek arı türü olan Trakya arıları kovan başına 50 kg bal üretebiliyor. SİLİVRİ’DE KANOLA, ŞİLE’DE KESTANE BALI ÜRETİLİYOR İstanbul Bal Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Sezer, İstanbul’da kayıtlı 2 bin balcı olduğunu kaydetti. Sezer, “İstanbul’un meşhur balları var. Mesela Silivri ve Çatalca bölgesinde kanola balı, Şile’de kestane balı meşhur. Püren (funda çiçeği) balının yetiştiği sayılı illerden biri de İstanbul” bilgisini verdi. 1 GRAM ARI ZEHİRİ MÜCEVHER DEĞERİNDE Arı zehirinin gramı yüzlerce liraya satılıyor. ABD ve Rusya gibi ülkelerin üretimini yaptığı arı zehiri Türkiye’de de önemli bir ticari alan oluşturmaya başladı. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan arı zehiri de arıcılık fuarında müşterilerini bekliyor. BAL GİBİ BİLGİLER Orman gülü balı (deli bal) tansiyonu düşürür. Püren ve kestane balının antioksidan özelliği çok yüksek. Polen 20 amino asidin tümünü içeren tek besin maddesi. 1 gr polen 95 litre süttekine eşdeğer B vitamini içerir. Bal kovanları çok az bal mumu ile inşa edilir ve çok dayanıklıdır.

14 Aralık 2016 Çarşamba

Animasyonda başarılıyız ama izleyici bulamıyoruz

HABER: MÜGE BİBER Dünyanın en etkili kitle iletişim ve propaganda araçları arasında gösterilen animasyon, tanıtımın yanı sıra yüksek pazar hacmi nedeniyle ülke ekonomilerine de ciddi katkı sağlıyor. Küresel animasyon endüstrisi, 2010’da 122 milyar dolarlık bir pazar oluştururken, bu rakam 2013’te 150 milyar dolara ulaştı. Sektörün bu yılsonunda 242 milyar doları bulması bekleniyor. LİDER KANADA Animasyonda sanayileşen ülkeler arasında ABD ve Japonya dikkat çekiyor. En fazla animasyon üretimi gerçekleştiren ülkelerin başında ise Kanada geliyor. Fransa, 90 yıllık animasyon geçmişi ve geleneğine sahip ülke olarak, animasyon üretiminde Avrupa’nın lideri konumunda. Almanya, İspanya, İngiltere ve İtalya ise Avrupa’da öne çıkan diğer ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerin ortalama stüdyo sayısı 200, ortalama işgücü sayısı da 3 bin ile 5 bin arasında değişiyor. Söz konusu ülkelerin ortalama pazar hacmi ise 300 milyon Euro’yu buluyor. Doğu Asya ülkeleri de son yıllarda işbirliği anlaşmaları, fon ve teşvik mekanizmaları ile pazardan ciddi oranda pay almaya başladı. İHRACAT SIKINTISI Türkiye’de 2009 ve 2016 yılları arasında uzun metrajlı animasyon film üretiminde beş kat büyüme yakalansa da sektörün en fazla sıkıntı yaşadığı konu, ihracatta istenilen seviyeye gelinememesi. Zira birçok özel televizyon, çizgi dizileri ithal ediyor. Ekonomi Bakanlığı, animasyon sektörüne destek olan kurumların başında geliyor. Ancak desteğe rağmen firma temsilcilerinin en çok yakındıkları sorun, yaptıkları işleri küresel boyutta tanıtamamak. Öte yandan sektörde istihdam edilen kişi sayısı ise bin 500 civarında. Sektördeki stüdyoların öncelikli ihtiyacı nitelikli işgücü, maliyetlerin düşürülmesi, pazar analizi ve araştırması, tanıtım, pazarlama ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi. İTO’DAN DESTEK Türk animasyon sektörünün küresel boyutta geniş kitlelerce tanınması ve ihracat potansiyelinin artırılmasına yönelik İstanbul Ticaret Odası’nın da desteği sürüyor. Bu bağlamda, milli katılımını İTO’nun gerçekleştirdiği dünyanın en büyük televizyon ve dizi fuarı MIPCOM’da animasyon endüstrisini canlandırmak için çeşitli toplantılar düzenleniyor. YÜZDE 80’İ YERLİ TRT Çocuk ile dizi üretiminde ciddi artış görülen Türkiye’de yedisi yerli olmak üzere 18 çocuk kanalı bulunuyor. TRT Çocuk’un ürettiği yerli çizgi dizileri büyük beğeni görürken, burada yayınlanan programların yüzde 80’i yerli, kalanı ise yabancı yapımlardan oluşuyor. İSTENEN SEVİYEDE DEĞİLİZ Animasyon sektörünün durumu, İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu’nda düzenlenen bir toplantıda ele alındı. Toplantıya başkanlık eden İTO Bilgi, İletişim ve Medya Meslek Komitesi Meclis Üyesi İsrafil Kuralay, Türkiye’de TV dizileri, sinema ve reklam ile birlikte animasyon sektörünün de gelişmeye başladığını söyledi. Kuralay, TRT’nin bu konuda sektöre büyük katkısının olduğunu dile getirerek, “Ekonomi Bakanlığı ve son yıllarda kalkınma ajansları da sektöre destek vermeye başladı. Ancak bunlar yeterli değil. Sektörün istenen seviyeye ulaşabilmesi için diğer kurum ve kuruluşların da destek olması gerekiyor” dedi. BAKANLIKTAN ÇAĞRI Animasyonun pazarlamasına yönelik desteklerin bulunduğunu dile getiren Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurt Dışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Alev Aydın Aktaş, yapımcı firmaların yurt dışı fuarlarına ya da ticari heyetlerine katılım konusunda ısrarcı olmalarını istedi. Desteklerden yararlanabilmek için Türkiye’de yerleşik bir şirket, yapımcı ya da dağıtıcı olmanın yeterli olduğunu belirten Aktaş, “Ticaret heyetinin yüzde 70 stant kirası bizden. Aynı zamanda ulaşım ve konaklamayı karşılıyoruz. Yurt dışı tanıtım, reklam ve pazarlama faaliyetlerinde de maliyetin yüzde 60’ını biz ödüyoruz” dedi.

14 Aralık 2016 Çarşamba

Havalar soğudu spor salonları doldu

HABER: CEYHUN KUBURLU İstanbul başta olmak üzere birçok belediye parklara ve sahillere spor aletleri kurdu. Ancak havaların soğumasıyla spor severler ‘fitness center’lara yöneldi. Bugün Türkiye’de sayıları 2 bini bulan spor salonlarına son bir ayda rekor başvuru geldiğini anlatan yetkililer, “Mahalle aralarındaki küçük spor salonlarıyla birlikte üye sayısının 1 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Bunda soğuk havaların da etkisi oldu. Son dönemlerde spor salonlarında birçok markanın Türkiye’yi terk ettiği bilgileri paylaşılıyordu. Ancak kapananların yerine yenileri açılmaya devam ediyor. Türk insanı spor yapmayı sevdi” diye konuştu. 15 BİN TL’Yİ BULUYOR Spor salonlarının cirosunun 2 milyar liraya yaklaştığını dile getiren yetkililer şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu salonlar yabancı markaların Türkiye pazarına girmesiyle hızlı bir büyüme yakaladı. Yıllık üyeliklerin 1000 lira ile 15 bin lira arasında değiştiği spor salonları sunduğu hizmetle fark oluşturmaya çalışıyor. Salonlarda sauna, masaj, yüzme havuzu, tenis kortu ve basketbol sahalarıyla daha iyi hizmet vermeye çalışan şirketler öne çıkıyor. Ancak bunlar da yeterli değil. Salonların en önemli sorunu, aynı saat dilimlerinde dolması. Bu konuda salonlar kapasitelerinin üzerinde üye kabul etmemeli.” HEDEF PAZAR TÜRKİYE Spor salonlarının Türkiye’de yapılan yeni yatırımlarla büyüdüğünü dile getiren yetkililer şöyle konuştu: “Özellikle son 8 yılda Türkiye’de sayıları hızla artan spor salonları Türkiye’de dev bir sektör oluşturdu. Yeni açılan alışveriş merkezleri (AVM) ile yabancı markaların yatırımlarını artırdığı Türkiye adeta hedef pazar oldu. Bu alanda Türkiye’de 5-6 yabancı marka bulunuyor. Yerlilerin de güçlü olduğu pazarlar mevcut. Özellikle Anadolu illerinde birçok yerli zincir marka bulunuyor. Bu markalar da sektörün büyümesini tetikliyor. Spor salonları, lüks soyunma odaları ve VIP alanlarıyla fark oluşturmaya çalışıyor.” KISA SÜRELİ ÜYELİKLER TERCİH EDİLMELİ Tüketicilerin yıllık veya 6 aylık üyelikler yerine kısa dönemli üyelikler yapmaları gerektiğini belirten yetkililer, şunları anlattı: “Tüketiciler parasının cebinde kalmasını istiyorlarsa bu alandaki üyelikleri aylık bazda tercih etmeli. 12 ay gibi uzun süreli üyelikler fiyat avantajı sağlıyor olabilir. Ancak birçok tüketici bu salonları sonuna kadar kullanmıyor. Çabuk vazgeçiyorlar. Havalar ısınınca yine parklara ve sahillere yöneliyorlar. Özellikle yeni açılan spor kulüpleri müşteriler tarafından büyük ilgi görüyor. Tüketicilerin bu konuda da bilinçlenmesi gerekiyor.” HANGİ GÜNLER DOLUYOR? Cuma ve cumartesi geceleri spor salonlarının boş olduğunu anlatan yetkililer, “Tüketiciler maalesef hafta sonu yemeyi ve içmeyi seviyor. Bunun acısını da pazartesi günü spor salonlarında çıkarmaya çalışıyor. Spor salonlarını kullanan müşteriler günde ortalama 1.5 saatini burada geçiriyor. Eğer sauna ve masaj hizmetlerinden de yararlanmak istiyorlarsa bu 2 saati geçiyor. En çok pazartesi günü kullanılıyor. Cuma, cumartesi günleri yoğunluğun en az olduğu günler. Pazar ve çarşamba günleri de salonlar doluyor. Kullanan müşteri portföyüne bakıldığında ofislerde çalışanlar daha çok tercih ediyor” dedi.

14 Aralık 2016 Çarşamba