tatil-sepeti

HABER: MÜGE BİBER

Dünyanın en etkili kitle iletişim ve propaganda araçları arasında gösterilen animasyon, tanıtımın yanı sıra yüksek pazar hacmi nedeniyle ülke ekonomilerine de ciddi katkı sağlıyor. Küresel animasyon endüstrisi, 2010’da 122 milyar dolarlık bir pazar oluştururken, bu rakam 2013’te 150 milyar dolara ulaştı. Sektörün bu yılsonunda 242 milyar doları bulması bekleniyor.

LİDER KANADA

Animasyonda sanayileşen ülkeler arasında ABD ve Japonya dikkat çekiyor. En fazla animasyon üretimi gerçekleştiren ülkelerin başında ise Kanada geliyor. Fransa, 90 yıllık animasyon geçmişi ve geleneğine sahip ülke olarak, animasyon üretiminde Avrupa’nın lideri konumunda. Almanya, İspanya, İngiltere ve İtalya ise Avrupa’da öne çıkan diğer ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerin ortalama stüdyo sayısı 200, ortalama işgücü sayısı da 3 bin ile 5 bin arasında değişiyor. Söz konusu ülkelerin ortalama pazar hacmi ise 300 milyon Euro’yu buluyor. Doğu Asya ülkeleri de son yıllarda işbirliği anlaşmaları, fon ve teşvik mekanizmaları ile pazardan ciddi oranda pay almaya başladı.

İHRACAT SIKINTISI

Türkiye’de 2009 ve 2016 yılları arasında uzun metrajlı animasyon film üretiminde beş kat büyüme yakalansa da sektörün en fazla sıkıntı yaşadığı konu, ihracatta istenilen seviyeye gelinememesi.

Zira birçok özel televizyon, çizgi dizileri ithal ediyor. Ekonomi Bakanlığı, animasyon sektörüne destek olan kurumların başında geliyor. Ancak desteğe rağmen firma temsilcilerinin en çok yakındıkları sorun, yaptıkları işleri küresel boyutta tanıtamamak.

Öte yandan sektörde istihdam edilen kişi sayısı ise bin 500 civarında. Sektördeki stüdyoların öncelikli ihtiyacı nitelikli işgücü, maliyetlerin düşürülmesi, pazar analizi ve araştırması, tanıtım, pazarlama ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi.

İTO’DAN DESTEK

Türk animasyon sektörünün küresel boyutta geniş kitlelerce tanınması ve ihracat potansiyelinin artırılmasına yönelik İstanbul Ticaret Odası’nın da desteği sürüyor. Bu bağlamda, milli katılımını İTO’nun gerçekleştirdiği dünyanın en büyük televizyon ve dizi fuarı MIPCOM’da animasyon endüstrisini canlandırmak için çeşitli toplantılar düzenleniyor.

YÜZDE 80’İ YERLİ

TRT Çocuk ile dizi üretiminde ciddi artış görülen Türkiye’de yedisi yerli olmak üzere 18 çocuk kanalı bulunuyor. TRT Çocuk’un ürettiği yerli çizgi dizileri büyük beğeni görürken, burada yayınlanan programların yüzde 80’i yerli, kalanı ise yabancı yapımlardan oluşuyor.

İSTENEN SEVİYEDE DEĞİLİZ

Animasyon sektörünün durumu, İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu’nda düzenlenen bir toplantıda ele alındı. Toplantıya başkanlık eden İTO Bilgi, İletişim ve Medya Meslek Komitesi Meclis Üyesi İsrafil Kuralay, Türkiye’de TV dizileri, sinema ve reklam ile birlikte animasyon sektörünün de gelişmeye başladığını söyledi. Kuralay, TRT’nin bu konuda sektöre büyük katkısının olduğunu dile getirerek, “Ekonomi Bakanlığı ve son yıllarda kalkınma ajansları da sektöre destek vermeye başladı. Ancak bunlar yeterli değil. Sektörün istenen seviyeye ulaşabilmesi için diğer kurum ve kuruluşların da destek olması gerekiyor” dedi.

BAKANLIKTAN ÇAĞRI

Animasyonun pazarlamasına yönelik desteklerin bulunduğunu dile getiren Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurt Dışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzman Yardımcısı Alev Aydın Aktaş, yapımcı firmaların yurt dışı fuarlarına ya da ticari heyetlerine katılım konusunda ısrarcı olmalarını istedi. Desteklerden yararlanabilmek için Türkiye’de yerleşik bir şirket, yapımcı ya da dağıtıcı olmanın yeterli olduğunu belirten Aktaş, “Ticaret heyetinin yüzde 70 stant kirası bizden. Aynı zamanda ulaşım ve konaklamayı karşılıyoruz. Yurt dışı tanıtım, reklam ve pazarlama faaliyetlerinde de maliyetin yüzde 60’ını biz ödüyoruz” dedi.

14 Aralık 2016 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi