Yatırımcıya ‘havadan’ 2 milyon saat iş fırsatı

Havacılık ve uzay sanayisi sistemlerinin geliştirilmesinde Türkiye’nin teknoloji merkezi olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ/TAI), faaliyetlerini sürdürürken bu alandaki yan ve yardımcı sanayicilere önemli iş imkanları sunuyor. TUSAŞ, bu yıl havacılık ve uzay sanayisine yönelik üretim yapan yan ve yardımcı işletmelere 2 milyon saat iş verecek. BÜYÜK PROJELER TUSAŞ, birlikte çalıştığı Türk şirketlerinden aldığı güçle dünya standartlarında uçak parçalarını zamanında, kalitesinde, uluslararası sertifikasyona sahip olarak, rekabetçi fiyatla üretebilir ve yönetebilir düzeye ulaştı. Bu sayede havacılık sektöründe dünya devi olan şirketlerden büyük hacimli projeleri Türkiye’ye getirmeyi başardı. Şirketin bu başarısı, havacılık ve uzay sanayisine yönelik üretim yapan yan ve yardımcı işletmeleri de olumlu etkiledi. Öyle ki uzay ve havacılık alanlarında yerli sanayiyi desteklemek, yerli ve yabancı firmaları bir araya getirerek sinerji sağlamak, yüksek katma değerli ürünler üretip ihracatı artırmak için kurulacak Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için TUSAŞ’ın yanındaki 730 hektarlık alan seçildi. REKABET GÜCÜ TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, organize sanayi bölgesinde, TUSAŞ’ın ana yüklenici olarak hitap ettiği alt sistemciler ve yan sanayicilerin yer alacağını söyledi. TUSAŞ’taki her türlü iyi gelişmenin, büyümenin, iş artışının bu kapsamda faaliyet gösteren işletmelere de fayda sağlayacağına işaret eden Dörtkaşlı, şöyle konuştu: “Şirketimizin hemen yanında kurulacak olan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde sektörde faaliyet gösteren firmaların bir arada bulunmasının bir sinerji yaratacağına ve havacılık sektörünün rekabet gücünün artacağına yürekten inanıyorum. Organize sanayide yer alacak her firma ile TUSAŞ’ın ortak bir çalışma yürüteceği düşünülemez. Bununla birlikte organize sanayi bölgesinde bir mucize yaratabiliriz ve yurt dışına, büyük havacılık şirketlerine, Airbus’a, Boeing’e, oradan kendi projelerimize iş üretebiliriz. TUSAŞ olarak belirlediğimiz politika gereği bu konuda üstümüze düşeni yapıyor, yan sanayide yaptırabileceğimiz hiçbir şeyi içeride yapmıyoruz. 2016’ta 2 milyon saat işi dışarıya, yan ve yardımcı sanayiye vereceğiz.” İHRACATIN YÜZDE 40’INA İMZA ATTI Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla 1984’te kurulan TUSAŞ, zamanla havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin geliştirilmesi, modernizasyonu, üretimi, sistem entegrasyonu ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye’nin teknoloji merkezi konumuna geldi. Şirket, son iki yılı milyar doları aşan satış hacmi ile tamamlarken, sektör ihracatının yaklaşık yüzde 40’ına imza attı.

25 Ocak 2016 Pazartesi

Dünya milli gelirini artıracak

Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, bu yıl 186 ülkenin milli gelirleritoplamı 2.8 trilyon dolar artarak 75.7 trilyon dolara ulaşacak. Rakamlar, geçen bir yıllık sürede dünya ülkelerinde GSYH’nin2 trilyon 779.1 milyar dolar artacağınıortaya koyarken, buda yaklaşık yüzde 3.8’lik artışa denk geliyor. Bu dönemde en fazlamilli gelir artışının ise ekonomik büyümesine ilişkin endişelerin gündemin üst sıralarında yer aldığıÇin’de gerçekleşmesi bekleniyor. Çin’de milli gelirin bu yıl 2015’e kıyasla 869.2 milyar dolar artarak 12 trilyon 254 milyar dolara çıkacağı öngörülüyor. Bu yıl milli gelirini en fazla artırması beklenen ülkeler arasında729.7 milyar dolarlaABD ikinci,202.1 milyar dolarla daHindistan üçüncü sırada yer alıyor. İngiltere 189.9 milyar dolarlık, Almanya ise 101.5 milyar dolarlık GSYH artışıyla milli gelirini 100 milyar doların üzerinde artıran diğer ülkeler olarak sıralanıyor. 16 ÜLKEDE AZALACAK IMF tahminlerine göre, bu yıl Brezilya’nın milli geliri geçen yıla kıyasla 126.7 milyar dolar azalacak. Böylece Brezilya, bu yıl milli gelirinde en fazla düşüş yaşayan ülke olacak. Bu dönemde milli geliri en fazla azalması beklenen ülkeler arasında Rusya56.9 milyar dolarlık, Kazakistan 21.8 milyar dolarlık ve Kolombiya da 10.7 milyar dolarlık düşüşle listenin ilk sıralarında bulunuyor. Tahminler ayrıca bu yıl toplam 16 ülkede milli gelirin geçen yıla kıyasla azalacağını ortaya koyarken, bu ülkelerdeki toplam daralmanın 238.3 milyar doları bulması bekleniyor. DÜNYANIN YARISINA BEDEL IMF’nin 2016 GSYHtahminlerine göre, milli gelir açısından dünyanın en büyük ekonomilerinde listenin bu yıl da değişmediği görülüyor. ABD 18.7 trilyon dolarlık milli gelir büyüklüğüyle listenin başında yer alırken, Çin 12.3 trilyon dolarlaABD’nin en yakın takipçisi konumunda. Listenin üçüncü sırasında 4.2 trilyon dolarlık GSYH büyüklüğüyle Japonya gelirken, bu ülkeyi 3.5 trilyon dolarla Almanya ve 3.1 trilyon dolarla da İngiltere izliyor. Listenin ilk beşini oluşturan ABD, Çin, Japonya, Almanya ve İngiltere’de toplam milli gelirin 2016’da 41.7 trilyon dolara ulaşması beklenirken, bu da toplam dünya milli gelirinin yüzde 55’ine denk geliyor. Geçen yıl 34 milyon dolar olan milli gelirini bu yıl 35 milyon dolara çıkarması beklenen Tuvalu ise186 ülke Türkiye’de milli gelirin 2016’da 721.2 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Bu rakamla Türkiye, listenin 18. sırasında bulunuyor.

25 Ocak 2016 Pazartesi

Dünyanın en güzel garları

HABER: CANAN BİLGİN Mimari yapılarıyla zamana direnen çoğu asırlık tren istasyonları, dünyaca ünlü Amerikan dergisi Time’a konu oldu. Time, Avrupa ve Amerika’da 20. yüzyılın başlarında egemen olan Beaux-Arts mimarisinin görkemli istasyonlarından ultra modern başyapıtlara kadar dünyanın en güzel 17 tren istasyonunu mercek altına aldı. Haberde, Amerika’dan Japonya’ya, Rusya’dan Hindistan’a kadar farklı kıtalardaki istasyonların geçmişine ışık tutuldu. Türkiye’den de Sirkeci Garı ile Haydarpaşa Garı listeye girmeyi başardı. SİRKECİ GARI İstanbul’daki iki ana istasyondan biri olan Sirkeci Garı, dünyanın en güzel 17 tren istasyonu arasında yerini aldı. II. Abdülhamid devrinde Alman mimar August Jachmund tarafından planı çizilen gar binasının yapımında granit mermer ve Marsilya Aden’den getirilen taşlar kullanıldı. 1888’de temeli atılan gar, 1890’da tamamlandı. Haberde, Sirkeci Garı’na ilişkin şu bilgiler yer aldı: “13 bin metrekarelik istasyon, gazlı ısıtma ve aydınlatma gibi dönemin modern olanaklarıyla inşa edildi. Ziyaretçiler, taş ve tuğla cephedeki vitray pencelere hayran. Trenler istasyona, dünyanın en muhteşem saraylarından biri olan Topkapı Sarayı’nı geçerek geliyor. Eski girişi artık kullanılmamasına rağmen trenler hâlâ istasyondan geçiyor.” HAYDARPAŞA GARI Haydarpaşa Garı’nın yapımına II. Abdülhamid döneminde 1906’da başlandı. İnşaatı, Anadolu Bağdat adlı Alman şirketi tarafından üstlenildi. Haberde, Haydarpaşa Garı için, “Muhteşem, görkemli Haydarpaşa Terminali, Boğaz kıyısında Kadıköy bölgesine kuruldu. Bu mevki, 1904 yılında Bağdat ve Hicaz Demiryolu’nun başlangıç istasyonu olarak seçildi ve neo klasik bina 1909 yılında tamamlandı. İstasyon bir bakıma Avrupalı gibi görünür. Çünkü Anadolu demiryollarının getirdiği Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmut Conu, bu muazzam binanın inşaatında Alman ve İtalyan taşçılar çalıştırdı” bilgisine yer verildi. İŞTE DÜNYANIN EN GÜZEL 17 TREN İSTASYONUNDAN KESİTLER… Kanazawa Sta / Japonya Kanazawa İstasyonu’nun ultra modern girişi 2005 yılında açıldı ve o tarihten beri en beğenilen yer haline geldi. Kazansky Rail Terminal / Rusya Moskova’daki tüm tren ve metro istasyonları gibi Kazansky de oldukça gösterişli. İnşaatına 1913 yılında başlandı, 1940’ta tamamlandı. Estação da Luz (Edifício) / Brezilya Glasgow’da inşa edilen istasyonun montajı Sao Paulo’da yapıldı. O dönemde kahve demiryoluyla sevkedildiği için istasyon ticarette önemli bir rol oynuyordu. Dunedin Railway / Yeni Zelanda Görülmeye değer güzellikte olan Dunedin istasyonu, mimarı George Troup’a “Gingerbread George” (gösterişli George) lakabını ve şövalyelik ünvanını kazandırdı. İstasyon 1906’da inşa edildi. Centraal Station / Hollanda Amsterdam’ın muhteşem istasyon binası, 1889’da tamamlandı. Mühendisler 3 yapay ada oluşturarak temele 8 bin 600 ahşap kazık çaktı. Gare de Lyon / Fransa 1900 yılında açılan Dünya Sergisi için hizmete sunulan Gare de Lyon, döneminin eşsiz mimari örneklerinden biri. İstasyonun göz kamaştırıcı restoranı Le Train Bleu, 1901’den beri hizmet veriyor. Union Station / ABD Beaux-Arts mimarisinin şaheseri olan Union Station, Washington’daki Anayasa Mahkemesi Binası ve National Gallery of Art gibi anıtlara benzer şekilde hazırlandı. Mimar Daniel H. Burnham’ın tasarladığı istasyon 1907’de açıldı. Chhatrapati Shivaji Terminus / Hindistan Mumbai’deki istasyon, İngiliz mimar F. William Stevens tarafından Hindistan impara-toriçesi Kraliçe Victoria onuruna dizayn edildi. İnşaat 10 yıl sürdü ve 1888’de tamamlandı. Estación de Atocha / İspanya Madrid’in ilk ve en büyük tren istasyonu olan Estación de Atocha, 1851 yılında açıldı. İlk bina bir yangında tahrip olunca, yerine ferforje bir istasyon tasarlandı. 1992’de yanına transit merkezi olarak bir terminal daha inşa edildi. Keretapi Tanah Melayu / Malezya Kuala Lumpur’daki istasyon 1910 yılında tamamlandı. Başlangıçta, Bağımsız Malay Devletleri Demiryolları ve Malaya Demiryolu için kentin ana demiryolu merkezi oldu. Gare du Nord / Fransa Beaux-Arts tarzında inşa edilen Gare du Nord’un cephesindeki heykeller, Avrupa’nın büyük şehirlerini temsil ediyor. Gardan yılda 190 milyondan fazla kişi yolculuk yapıyor. Grand Central Terminal / ABD New York’taki istasyonun ihtişamlı altın avizeleri, elektriğin gücünü göz önüne seriyor. Stazione Centrale / İtalya İstasyon, 11 bin metreküplük mermeriyle övünüyor. Ülkenin dört bir tarafına yolcu taşıyan istasyondan günde yaklaşık 500 tren geçiyor. London St. Pancras / İngiltere İstasyonun inşaatı 20 yıl sürdü ve 1868’de tamamlanarak dünyada kapalı alana sahip en büyük istasyon oldu. Kırmızı tuğla gotik cephesiyle dikkat çekiyor. Station Antwerpen- Centraal / Belçika 1905 yılında tamamlanan gösterişli neo-barok tarzındaki istasyonda 20 çeşitten fazla mermer ve taş kullanıldı.

25 Ocak 2016 Pazartesi

Filenin sultanları dünyada ilk 10’da

HABER: CEYHUN KUBURLU Şirketler ve devlet desteği ile son yıllarda hızlı bir büyüme yakalayan Türk voleybolu, dünyada bu alandaki birçok ülkeyi de geride bıraktı. A Milli Bayan Voleybol Takımı dünya sıralamasında ilk 10’a yükseldi. Uzmanlar ise voleybolun geleceğinin çok daha parlak olduğunu belirterek, “Yeni nesil çok daha başarılı. Tesisleşme ve yatırımlar hızla artıyor. Tüm bunların etkisini bir kaç yıl sonra göreceğiz. Bugün liseler arası turnuvalar ve takımların altyapıları çok önemli oyunculara sahip. Bu oyuncuların büyümesi ve başarılı birer sporcu olması için tüm imkanlara sahibiz. Umarımız gelecekte çok daha başarılı kulüpler ve sporcular Türkiye’nin adını üst sıralara taşıyacak” açıklamasını yapıyor. TESİSLEŞME ÖNEMLİ Yeni tesislerle genç oyuncular yetiştirilmesine katkı sağlandığını anlatan yetkililer, şunları söyledi: “Şirketlerin voleybola ilgisi hızla artıyor. En önemli konu ise tesisleşme. Bugün birçok belediyenin yeni spor kompleksleri hazırlaması ve spor kulüplerinin de bu alanlara yatırım yapması tesis sayısını artırdı. Eskiden voleybol maçları için spor salonu bulmak neredeyse imkansızdı. Ancak bugün yapılan yatırımlarla bu sorunlar giderilmiş ve Türkiye’nin dört bir yanında voleybol oynanabilecek alanlar hazırlanmıştır.” YABANCI OYUNCU AZALDI Türk voleybolunun büyümesi bu liglerde mücadele eden yabancı oyuncu sayılarının da düşmesini sağlıyor. Bugün erkek ve bayan liglerinde mücadele eden oyuncuların sadece 4’te 1’i yabancı oyunculardan oluşuyor. Bugün Bayanlar 1. Ligi’nde mücadele eden kulüplerin 5’ini belediyeler oluştururken, 4 kulüp ise şirket ismi taşıyor. 3 spor kulübünün bulunduğu ligde yabancı oyuncu oranı sadece yüzde 24. Erkekler 1. Lig’de ise 6 yabancı antrenör istihdam edilirken, tüm oyuncular içerisinde yabancıların oranı ise yüzde 26’da kalıyor. BAYAN MİLLİ TAKIMLARI DÜZEYİNDE İLK 10 ÜLKE ABD Çin Brezilya Rusya Japonya Sırbistan Dominik İtalya G. Kore Türkiye TÜRK VOLEYBOLUNUN SON 5 YILDAKİ BAŞARILARI Bayanlar Türk takımları, bayanlar kategorisinde son 5 yılda CEV Şampiyonlar Ligi’ni 4 defa Türkiye’ye getirdi, bu başarılarını 3 kez FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası’nı kazanarak perçinledi. 2009-2010 FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası - Fenerbahçe 2010-2011 CEV Şampiyonlar Ligi – Vakıfbank 2011-2012 CEV Şampiyonlar Ligi – Fenerbahçe 2012-2013 CEV Şampiyonlar Ligi - Vakıfbank 2012-2013 FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası – Vakıfbank 2013-2014 CEV Şampiyonlar Ligi – 2. Vakıfbank, 3. Eczacıbaşı Vitra oldu. 2014-2015 CEV Şampiyonlar Ligi – Eczacıbaşı Vitra 2014-2015 FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası – Eczacıbaşı Vitra Erkekler düzeyinde ise Türk voleybolunun son 5 sezonda 2’ncilik ve 4’üncülük dereceleri mevcut. 2011-2012 CEV Şampiyonlar Ligi 4.’lüğü Arkas elde etti. 2013-2014 CEV Şampiyonlar Ligi 2.’liği Halkbank tarafından ülkemize getirildi. A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZIN BAŞARILARI: 2012 yılında Grand Prix 3.’lüğü Türk sporunda Olimpiyatlara katılma hakkı kazanan ilk takım (2012 Londra Olimpiyatları) 2013 yılında Akdeniz Oyunları 2.’liği 2014 yılında Avrupa Ligi şampiyonluğu 2014 yılında Grand Prix 4.’lüğü A ERKEK MİLLİ TAKIMIMIZIN BAŞARILARI: 2013 Avrupa Ligi 4.’lüğü 2013 Akdeniz Oyunları 4.’lüğü 2014 Dünya Ligi 2.’liği MARKA DEĞERİ DE ARTIYOR Yıl bazında Türkiye Voleybol Federasyonu 1. ligleriyle ilgili toplamda 250 saat, milli takımlarımızla ilgili de ortalama 50 saat canlı yayın yapıldı. Son yapılan araştırmalara göre bayan ve erkekler 1. liglerinin yazılı ve görsel basındaki reklam eşdeğerleri, toplamda 50 milyon doların üzerinde. Voleybol ligleri ve Milli Takımımızla ilgili canlı yayınların reklam eşdeğeri ise 25 milyon doları geçmiştir. Tüm bu gelişmeler voleybolun marka değerinin de hızla yükseldiğini göstermekte.

24 Ocak 2016 Pazar

Londra-Davos hattı

HABER: CÜNEYT BAŞARAN Küresel ekonominin 17. büyüğü olan Türk ekonomisinin 350 bin üyesiyle lokomotifi durumunda olan İstanbul Ticaret Odası’nın üyelerine bu köşeden ilk defa seslenebilecek olduğum için çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Dünya ve Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri, finans piyasalarında ortaya çıkan son fiyatlamaları her hafta sizinle burada paylaşıyor olacağım. Umarım paylaşımlarım sizin de ilginizi çeker. LONDRA’DAN HABERLER Bu yazıyı Davos’ta yapılan Dünya Ekonomi Forumu’na ( WEF) katılmak üzere ayrıldığım Londra uçağından yazıyorum. ‘Ne işin vardı Londra’da?’ diye sorarsanız, ‘Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in 200’den fazla yatırımcı ile buluştuğu Bloomberg International’ın ev sahipliğinde düzenlediği yatırımcı konferansı için bulunuyordum’ derim. Başbakan Davutoğlu, yatırımcılara yaptığı konuşmada ve sonraki soru cevap kısmında ısrarla aynı şeyin altını çizdi: “Önümüzdeki 4 yıl boyunca gündemimizin ilk sırasında hep reformlar olacak.” Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın ‘jeopolitik risk’ gerçeği ile yaşamak zorunluluğu getirdiğini söyleyen Başbakan, yatırımcıların Türkiye’nin dinamizmine ve hükümetin ekonomi odaklı reform politikalarına güvenmesini istedi. Başbakan dışında Londra’da yatırımcıların en çok terlettiği isim Başbakan Yardımcısı Şimşek oldu. Özellikle mali politikaları, enflasyonla mücadele ve merkez bankası bağımsızlığı Londra’daki yatırımcıların genel soru başlıklarını oluşturdu. Şimşek ise verdiği cevaplarda genel olarak merkez bankasının bağımsız bir kurum olduğu ve hükümetin de enflasyonla mücadeleye en az büyüme konusu kadar önem verdiği yönünde oldu. Yatırımcıların, Bloomberg binasında 2.5 saati bulan konferans sonrasında kafalarındaki bazı sorulara cevap bulduğunu düşünüyorum. Bu toplantıların sayısının artırılması ve vaatlerin gerçekleştiğinin görülmesi yatırımcılar üzerindeki güveni artırabilir. DAVOS GÜNDEMİ Başbakan Davutoğlu bu sene Türkiye’yi Davos’ta temsil etti. Dünyanın dört bir yanından 3 binin üzerinde katılımcının olduğu Davos Ekonomi Fuarı’nda bu sene ana başlık ‘4. Sanayi Devrimi.’ Bilindiği üzere 18. yüzyılda üretimde buhar gücünün kullanılması sanayide yaşanan ilk devrim olarak kabul ediliyor. Daha sonra 19. yüzyıl sonlarında elektrik buharın yerini alıyor ve üretimde verimlilik hızla artıyor. 1960-70’ler itibariyle üretim bantları, bilgisayar ve dijital üretim devreye giriyor. Verimliliğin bir kez daha hızla arttığı bir döneme de 3. Sanayi Devrimi deniyor. Şimdi de dünyada robotların devreye girdiği, üretim aşamasından pazarlamasına kadar insan eli değmeden (sadece kontrol ederek) teknoloji yoğun bir sanayi devrimi hedefleniyor. Hedef, verimlilik artışı. İşte 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan ve ‘game changer’ olacağı inanılan bu süreç Davos’ta enine boyuna tartışılıyor.Bir sonraki yazımda ben de size izlenimleri yazarım. BEN KİMİM? Okuyucularımız arasında tanıyanlar olacaktır. Ancak yeni tanışacaklarımız için kısa bir biyografi vermek isterim. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Lisans eğitiminin ardından, 13 yıllık İstanbul ve Londra’da Türk ve yabancı finans kurumlarında geçirdiğim yatırım bankacılığı tecrübesi başladı. 2010 yılında Türkiye’de yeni açılmakta olan BloombergHT televizyonuna Araştırma Müdürü olarak katıldım. 2013 yılında Genel Yayın Yönetmeni olarak atandım ve o tarihten bugüne hem BloombergHT televizyonunu hem de BloombergHT.com internet sitesini yönetiyorum.

24 Ocak 2016 Pazar